Nadir görülen dev ağızlı köpekbalığı ilk kez çift olarak görüntülendi

Daha önce bu türden iki köpekbalığının birlikte yüzdüğü hiç görülmemişti

Nadir görülen dev ağızlı köpekbalığı ilk kez çift olarak görüntülendi
TT

Nadir görülen dev ağızlı köpekbalığı ilk kez çift olarak görüntülendi

Nadir görülen dev ağızlı köpekbalığı ilk kez çift olarak görüntülendi

ABD'nin Kaliforniya eyaletindeki San Diego kıyılarında gözlemlenmesi son derece zor olan dev ağızlı iki köpekbalığı kayda alındı.
Latince adı Megachasma pelagios olan dev ağızlı köpekbalıkları, sadece planktonla beslendiği bilinen üç köpekbalığı türünden biri. Ancak çok nadiren görülebiliyor.
Türün keşfedilmesinden bu yana geçen 50 yıl içinde sadece 273 gözlem yapılabildi. 
Eylül 2022'de balıkçılar tarafından kameraya alınan dev ağızlı köpekbalıklarının birlikte görülmesi, bu yüzden bilim insanlarına eşsiz bir fırsat sağladı.
Daha önce bu türden iki köpekbalığının birlikte yüzdüğü hiç görülmemişti.
Kaliforniya Üniversitesi'nden bilim insanları yeni bir çalışmada bu görüntüleri analiz etti ve iki köpekbalığının kur yapma veya çiftleşme davranışları sergilediği sonucuna vardı.
Environmental Biology of Fishes adlı bilimsel dergide yayımlanan çalışmanın başyazarı Zachary Skelton, "Bu balıkçıların merakı bir bütün olarak bilimsel alana fayda sağladı" dedi.
Livescience'a konuşan Skelton, gözlemin önemini şöyle açıkladı:
"Balıkçıların köpekbalıklarıyla geçirdiği 10 dakika, dev ağızlı köpekbalığının sosyal yaşamına dair sahip olduğumuz tek bilgiyi içeriyor."

Uzunluğu 5,5 metre, ağırlığı ise 1215 kilograma çıkabilen bu köpekbalıkları, muazzam büyüklükteki ağızlarına büyük miktarda su alıyor. Ağızlarında bu su filtreleniyor ve planktonlar ayrıştırılarak besin sağlanıyor.
Araştırma ekibi iki hayvanın görüntülerini benzer türlerin davranışlarıyla karşılaştırdı.
Skelton, "Görüntü çok kısa olduğu için, köpekbalıklarının neden yüzeyde ve neden birlikte olduğunu anlamak için diğer çalışmalara ve türlere sırtımızı yaslamak zorunda kaldık" ifadelerini kullandı.
Hayvanlardan daha ufak olanının erkek cinsiyet organı belirlenebildi. Diğerinin dişi olduğu ise sırtındaki çiftleşme yaralarından anlaşıldı.
Hawaii Deniz Biyolojisi Enstitüsü'ndeki Köpekbalığı Araştırma Laboratuvarı'ndan araştırmacı Carl Meyer, "Bu anekdot niteliğindeki gözlem, çiftleşme öncesi davranışların tüm ayırt edici özelliklerini taşıyor" diye konuştu.
Araştırma ekibinde yer almayan ve çalışmayı yorumlayan Meyer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Megamouth köpekbalıklarının biyolojisi ve ekolojisine dair nispeten az şey biliyoruz. Bu nedenle bu gözlem, bu türle ilgili bilgi dağarcığımıza ilginç bir katkı."
 
Independent Türkçe, Livescience, Environmental Biology of Fishes



Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
TT

Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

İspanya'da Bakır Çağı'na ait bir "mega köy"de ortaya çıkarılan nadir bir balina dişi, 4 bin yıl önce Akdeniz bölgesinde yaşayan İber halkının sanatsal yeteneklerine ışık tuttu.

2018'de İspanya'nın güneybatısındaki Valencina arkeolojik kazı alanında bulunan diş, kendi türü içinde geçmişi o döneme dayanıp İberya'da rastlanan ilk fosil oldu.

PLOS One'da yayımlanan araştırmaya göre diş muhtemelen antik bir kıyı şeridinden toplanarak Bakır Çağı zanaatkarları tarafından özenle işlendi.

4 bin 150 ila 5 bin 300 yıl önce bir sahil köyünde yaşayan zanaatkarlar, dişi muhtemelen kişisel süs eşyaları veya sembolik anlam taşıyan eserler yaparken kullanmıştı.

Çalışmanın belirttiğine göre fosil işlendikten sonra, üzerindeki aşınma ve yıpranma izleri ve yüzeyini kaplayan sert kabuktan anlaşıldığı üzere kasten gömüldü.

Bulgular, yaklaşık 40 bin yıl önce başlayan Eski Taş Çağı'ndan beri fildişinin süs eşyaları, müzik aletleri ve heykellerin yapımında kullanımı hakkındaki anlayışımızı derinleştiriyor.

Fildişi çarpıcı görünümü, dayanıklılığı ve sağlamlığıyla antik toplumların ticaret ve sosyokültürel faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.

Ancak tarih öncesi çağlarda fildişinin kullanımı hakkında bildiklerimizin çoğu, fil, suaygırı, geyik ve ayılar gibi kara hayvanlarından elde edilen fildişinin incelenmesiyle elde edildi.

Daha önceki araştırmalar, İspanya'nın güneyindeki Eski Taş Çağı ve Bakır Çağı toplumlarında fillerden gelen fildişinin kullanıldığını vurgulasa da deniz memelilerinden elde edilen bu malzemenin önemi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Valencina'da bulunan 17 santimetre uzunluğuna, 7 santimetre genişliğine ve 0,5 kilogram ağırlığa sahip balina dişi, geçmişe eşsiz bir bakış sunuyor.

Fosilin analizi, yetişkin bir ispermeçet balinasından geldiğini ortaya çıkarırken, solucanlar ve sülükayaklılardan kaynaklanan aşınma belirtilerinin yanı sıra köpekbalığı ısırığı şüphesi doğuran izler bulundu. Bu izler, fosilin deniz tabanında bir süre kaldığını gösteriyor.

Araştırmacılar ayrıca dişte doğal yollarla oluşamayacak delikler ve belirgin kesik izleri gibi insan faaliyetine dair belirtiler tespit etti.

Araştırmacılar bu gözlemlere dayanarak balinanın muhtemelen doğal nedenlerle öldüğü, ardından cesedinin deniz tabanına battığı ve dişlerinden birinin kıyıya vurmasıyla antik İberler tarafından bulunup kullanıldığı sonucuna vardı.

Makalede şu ifadelere yer veriliyor:

Henüz bir ispermeçet balinası dişinden geldiği tespit edilen fildişi eser bulunmamasına rağmen son zamanlarda Avrupa'daki arkeolojik bağlamlarda deniz kaynaklı fildişi bulgularının ortaya çıkması, tarih öncesi toplumların deniz kaynaklarını kullanımına yönelik araştırmalara yeni bir odak noktası kazandırıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/news