Japonya'nın uzay aracı Ay yörüngesinde çarpıcı bir manzara yakaladı

Uzay aracının yakın zamanda Ay yüzeyine iniş yapması bekleniyor (ispace)
Uzay aracının yakın zamanda Ay yüzeyine iniş yapması bekleniyor (ispace)
TT

Japonya'nın uzay aracı Ay yörüngesinde çarpıcı bir manzara yakaladı

Uzay aracının yakın zamanda Ay yüzeyine iniş yapması bekleniyor (ispace)
Uzay aracının yakın zamanda Ay yüzeyine iniş yapması bekleniyor (ispace)

Japonya'nın Ay'a giden uzay aracı Hakuto-R, gök cisminin tozlu yüzeyinin görüntüsünü kaydetti.
Birkaç gün önce Ay yörüngesine başarıyla giren Hakuto-R, Tokyo merkezli özel uzay şirketi "ispace" tarafından tasarlandı.
Firma, Ay yüzeyine başarılı bir şekilde iniş yapan ilk özel girişim olmayı hedefliyor.
Şirketin resmi Twiter hesabından paylaştığı gönderide, Ay'ın uzayın derinliklerinde parıldayan kraterli yüzeyinin yakın plan fotoğrafı yer aldı.
Gönderide ayrıca, "Ay yörüngesinden merhaba! Geçen haftaki başarılı Ay yörüngesine giriş manevrasından sonra Hakuto-R, ana gövdeye monte edilmiş kamerayla Ay'ın bu görüntüsünü yakaladı" ifadelerine yer verildi:
"Daha çarpıcı manzaralar gelecek!"
Uzay aracı, 11 Aralık'ta SpaceX'in Ay'a kargo taşıyan Falcon 9 roketiyle fırlatılmıştı.
Üç ay süren uza seyahatinin ardından Hakuto-R, 21 Mart'ta manevra yaptı ve Ay yörüngesine girdi. Uzay aracı şu anda Ay'ın etrafında sabit bir yörüngede.
ispace yetkilileri, Hakuto-R'nin nisan sonlarında Ay'a iniş girişiminde bulunacağını bildirdi.
Ancak kesin iniş tarihinin henüz belirlenmediği aktarıldı.
Hakuto-R, Ay'ın yüzeyine inmeyi başarırsa bunu başaran ilk ticari araç olacak.
2019'da İsrail'in özel şirket ürünü aracı Beresheet de Ay'a inmeye çalışmış ama başarılı olamayarak yüzeye çarpmıştı.

Independent Türkçe, Gizmodo, Space



Muzun nesli tükenmesin diye uğraşan bilim insanlarından müjde

Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
TT

Muzun nesli tükenmesin diye uğraşan bilim insanlarından müjde

Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)

Dünya genelindeki muzlar halihazırda iki hastalıktan dolayı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. 

Fakat sevilen meyvenin soyunun tükenmesini önlemeye çalışan bilim insanları son dönemde önemli adımlar atıyor. Uzmanlar başarıya ulaşmaları halinde halkın hiçbir şeyi fark etmeyeceğini söylüyor. 

1950'lerde üretilen Gros Michels muzları, bir mantar türünün yol açtığı Panama hastalığı yüzünden yok olmuştu.

Bu yüzden şirketler, hastalığa dirençli Cavendish muzlarını yetiştirmeye başlamış ve krizin üstesinden gelinmişti. Bu muz çeşidi halihazırda küresel muz ihracat pazarının yüzde 99'unu oluşturuyor.

Ancak aynı hastalığın farklı bir versiyonu 1990'lardan beri Cavendish cinsini de tehdit ediyor. Marketlerde satılan muzlar birbirinin kopyası olduğu için bir bitkinin hastalığa yakalanması diğerlerini de tehlikeye atıyor. 

Başka bir mantar türünün yol açtığı siyah sigatoka hastalığı da muzları tükenme riskiyle karşı karşıya bırakıyor. 

Bu hastalık halihazırda fungisitler sayesinde tedavi edilse de bazı bölgelerdeki mantarlar kimyasallara direnç göstermeye başladı. 

Bilim dünyası bir yandan hastalıkların çözümünü ararken diğer yandan da yeni muz türleri yetiştirmeye çalışıyor. 

Ağustosta yapılan bir çalışmada bugünkü Panama hastalığına yol açan varyantın, 20. yüzyıldakinden evrimleşmediği bulunmuştu. 

Bilim insanları, hastalığın arkasındaki mekanizmayı artık daha iyi anladıkları için tedavi umudu doğduğunu düşünüyor.

ABD merkezli muz üreticisi Chiquita Brands International ise araştırma şirketi KeyGene, Musaradix adlı girişim ve Hollanda'daki Wageningen Üniversitesi'yle işbirliği içinde yürütülen projede, Yelloway 1 adlı yeni bir muz türü geliştirdiğini geçen ay duyurmuştu. 

İki hastalığa da dirençli bu bitkinin serada yetiştirildiği ancak henüz mevye vermediği aktarılmıştı. 

Bu yılın sonunda Filipinler'e ekilmesi planlanan Yelloway 1 bitkileri, daha sonra Cavendish muzlarıyla çiftleştirilecek. Bu sayede hem tadı ve görüntüsü halihazırda satılan muzlara benzeyen hem de hastalığa dirençli meyveler üretilmesi amaçlanıyor. 

Chiquita Sürdürülebilirlik Direktörü Peter Stedman şöye diyor:

Birkaç yıl içinde muzunuzda herhangi bir değişiklik görmezseniz, harika bir iş çıkardık demektir. 

Avustralya'daki Queensland Üniversitesi'nden araştırmacılar ise yabani bir muz bitkisinden bir geni Cavendish'e yerleştirerek Panama hastalığına dirençli, genetiği değiştirilmiş bir muz geliştirdi.

Meyvenin tadı ve görüntüsünün aynı kalması beklense de genetiğinin değiştirilmiş olması endişe yaratıyor. 

Halk, genetiği değiştirilmiş gıdalara karşı temkinli davranırken, Avrupa gibi bölgelerde bu ürünlerle ilgili katı düzenlemeler olması engel teşkil ediyor.

Queensland Üniversitesi'nden Andre Drenth "Orada öylece duruyor. Belki yurtdışından birileri almak isteyebilir" diyerek ekliyor:

Bir pazarlama sorunu var, yasal bir sorun var ama teknik bir sorun yok.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Popular Science, Nature Microbiology