Irak, Sadr’ın seçim yasası değişikliğinin ardından atacağı adımlara odaklandı

Sadr, olayları uzaktan tetikleme stratejisine geri dönebilir

Mukteda es-Sadr (AFP)
Mukteda es-Sadr (AFP)
TT

Irak, Sadr’ın seçim yasası değişikliğinin ardından atacağı adımlara odaklandı

Mukteda es-Sadr (AFP)
Mukteda es-Sadr (AFP)

Irak seçim yasasında, çoklu seçim bölgesi sisteminden ‘St. Lego’ adıyla bilinen kapalı liste ve tek seçim bölgesi sistemine geçişle yapılan değişikliklerin onaylanmasının ardından şimdi ne olacağı merak ediliyor. Bağdat'taki bazı çevreler, Sadr Hareketi’nin, küçük ve gelişmekte olan güçleri ve sokak hareketlerini gözlemleyerek bu değişikliğe yanıt verebileceğini düşünüyor.
Geleneksel Şii güçlerin teorik olarak 2018 yılına kadar üstün oldukları seçim sistemini geri getirerek büyük bir zafer elde ettikleri söylenebilir. Meclis tarafından pazartesi günü sabaha karşı yasalaştırılan değişiklik, Sadr'ın denklemde olmayışıyla ilgili ilk ve en büyük soru işaretini ortaya çıkardı. Şarku'l Avsat'a konuşan Şii Koordinasyon Çerçevesi güçlerinden üç isim, partilerinin, Sadr Hareketi lideri Sadr’a yasa değişikliği konusunda yeterli güvenceleri sağladığını vurgulasalar da mevcut anlayış atmosferi, Sadr’ın bir sonraki olası adımının ipuçlarını veriyordu.
Sadr Hareketi’nin önde gelen aktivistleri tarafından yayınlanan en belirgin ipuçları, Sadr Hareketi destekçilerinin başlıca müttefiki olan Tişrin Hareketi'ne işaret ederken gözlemcilere göre sokağın nabzı yoklanıyor. Geçtiğimiz yıl Yeşil Bölge’de yaşanan olaylardan ve Muhammed Şiya es-Sudani hükümetinin kurulmasından bu yana Sadr'ın sokak seçeneği tamamen hesapların dışında gibi görünüyordu.
Ancak bugünlerde seçim yasasını değiştirmesiyle birlikte başka bir teori daha ortaya atıldı. ‘Düşman kardeşler’ Sadr Hareketi ve Şii Koordinasyon Çerçevesi güçleri, siyasi bir anlaşmaya gidecek yol ve toplumun geniş bir kesiminin ve küçük siyasi güçlerin karşı çıktığı yeni yasa çerçevesinde seçimlere katılımla ilgili görüşlerin farklı iletişim kanalları aracılığıyla birbirlerine ilettikleri öne sürüldü.
Öte yandan Necefli kaynaklar, Sadr'ın Necef’teki seçimleri boykot etmeyi planlamadığını, Sadr Hareketi’nin seçimlere katılmasının da gerekli olmadığını teyit ettiler. Seçimlere katılıp katılmama konusunun el-Hanana’da halen tartışıldığını belirten kaynaklar, Sadr'ın kendi seçtiği şekilde dönüşünün, büyük ölçüde Koordinasyon Çerçevesiyle varılan ‘mutabakatların’ bir yansıması olduğunun altını çizdiler.
Bağımsız milletvekilleri, Meclis’in seçim yasası değişikliğini onaylamasının ardından sert eleştirilere maruz kalırken Meclis'ten çekilmeleri çağrısı yapıldı. Ancak Koordinasyon Çerçevesinin sahneye koyduğu senaryo, küçük partilerin oturumda oyları bozabilecek karşıt bir lobi oluşturmasına izin vermediğinden oldukça gerçekçiydi.
Bağımsızlara ve küçük partiler, kendilerine yönelik öfke dalgası sona erdiğinde, kendilerini bir sonraki seçimlerde milletvekili olma, hatta yerel meclislere bağımsız adaylar çıkarma şanslarının etrafını saran bir seçim denklemiyle karşı karşıya bulacaklar. Çünkü seçim yasası artık büyük blokların oylarını toplayan geniş bir seçim bölgesindeki oyları saymak için matematiksel bir formül içeriyor.
Bağımsız milletvekilleri için seçenekler, baskı ve etki için yeterli araçlara sahip olmadıklarından sınırlı olacak. Buna karşın Koordinasyon Çerçevesi, diğer Şii güçlerin Sadr Hareketi ve Koordinasyon Çerçevesi arasındaki çekişmeyi kırarak üçüncü bir ittifak kurmaya çalıştıkları iddiaları doğru olmadığı sürece siyasi eylem kurallarını kendi lehine belirleyebilecek.
Her ne kadar çeşitli kaynaklar, üçüncü bir Şii ittifakının kurulmasına yönelik tartışmaların başladığını teyit etse de ne Sadr Hareketi ne de Koordinasyon Çerçevesi böyle bir şeyin olmasına ve bir rakiplerinin doğmasına izin verecektir. Koordinasyon Çerçevesi güçlerinden ve Sadr Hareketi’nden isimler, siyasi hayatın ‘durgun suları hareket ettirmek için yeni ittifaklara ihtiyacı olduğunu’ söyleseler de bu anlayışlı tutum, yarışmaya katılacak bir yarışmacıyı engelleme niyetinin üstünü örtemez.



Uluslararası Ceza Mahkemesi: Savaş suçlarından şüphelenilen Libyalı, Almanya'dan Lahey'e transfer edildi

Uluslararası Ceza Mahkemesi Genel Merkezi, (AFP)
Uluslararası Ceza Mahkemesi Genel Merkezi, (AFP)
TT

Uluslararası Ceza Mahkemesi: Savaş suçlarından şüphelenilen Libyalı, Almanya'dan Lahey'e transfer edildi

Uluslararası Ceza Mahkemesi Genel Merkezi, (AFP)
Uluslararası Ceza Mahkemesi Genel Merkezi, (AFP)

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), dün yaptığı açıklamada, Libya'da savaş suçlusu olduğundan şüphelenilen bir kişinin Almanya'dan Lahey'e nakledildiğini ve mahkemenin gözetimine alındığını bildirdi.

Halid Muhammed Ali el-Hicri'nin, Libya iç savaşı sırasında Özel Caydırıcılık Gücü üyesi olduğundan şüpheleniliyor ve mahkumların rutin olarak işkence gördüğü, bazen cinsel saldırıya uğradığı kötü şöhretli bir hapishanede üst düzey yetkili olmakla suçlanıyor.

UCM, temmuz ayında Almanya'da tutuklanan Halid Muhammed Ali Hicri'nin, daha sonraki bir tarihte hakim karşısına çıkmasını beklemek üzere Lahey'deki UCM gözaltında tutulduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Alman dergisi Der Spiegel’den aktardığına göre, Hicri temmuz ayında Tunus'a seyahat etmeye çalışırken Berlin Havalimanı'nda yakalandı ve yasal işlem tamamlanana kadar gözaltında tutuldu.

Libya, Muammer Kaddafi rejimini deviren 2011 NATO destekli ayaklanmanın ardından yaşanan silahlı çatışma ve siyasi kaosun sonuçlarını yaşamaya devam ediyor.

Duruşmanın 2026 sonlarından önce başlaması beklenmiyor.


Papa, Lübnan ziyaretini liman patlamasının yaşandığı yerde sessiz bir dua ile sonlandırıyor

Papa 14. Leo, Deyr es-Salib Hastanesi'nde sağlık personeli ve hastalarla bir araya geldi. (AFP)
Papa 14. Leo, Deyr es-Salib Hastanesi'nde sağlık personeli ve hastalarla bir araya geldi. (AFP)
TT

Papa, Lübnan ziyaretini liman patlamasının yaşandığı yerde sessiz bir dua ile sonlandırıyor

Papa 14. Leo, Deyr es-Salib Hastanesi'nde sağlık personeli ve hastalarla bir araya geldi. (AFP)
Papa 14. Leo, Deyr es-Salib Hastanesi'nde sağlık personeli ve hastalarla bir araya geldi. (AFP)

Papa 14. Leo, Lübnan ziyaretinin son gününde, vatandaşların yoğun ilgisi arasında Deyr es-Salib Hastanesi’ni ziyaret etti. Ziyaretin ardından Beyrut Limanı patlamasının yaşandığı yerde sessiz bir dua gerçekleştirecek.

Papa yaptığı konuşmada, “Deyr es-Salib’de tanık olduklarımız herkes için bir ders niteliğinde. Zayıfları unutmamız mümkün değil; toplum refahın peşinde koşarken yoksulları ve kırılganları görmezden gelemez” ifadelerini kullandı.

fgbhy
Papa 14. Leo, Deyr es-Salib Hastanesi'nde (AFP)

Papa daha sonra Deyr es-Salib Hastanesi'nden ayrıldı ve kamuoyunun gözünden uzak bir şekilde, Aziz Dominik binasında çocuklarla bir araya geldi.

fgt
Papa 14. Leo'nun resmine bakan bir rahibe (Reuters)

Beyrut Limanı

Daha sonra Papa Leo, 2020 yılında meydana gelen ölümcül Beyrut liman patlamasının olduğu yere giderek sessiz bir dua edecek.

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, kurbanların aileleri ve Papa ile birlikte sessiz duaya katılmak için limana geldi.

Organizatörlere göre, 120 binden fazla kişi Beyrut sahilinde düzenlenen ayine katılmak için kayıt yaptırdı ve bu kişiler Lübnan'ın farklı bölgelerinden özel otobüslerle buraya getirildi.

dfrtghy
Papa 14. Leo'nun deniz kıyısında yapılacak ayini yöneteceği alan (Reuters)

Ayrıca Papa Leo’nun, 218 kişinin hayatını kaybetmesine, Beyrut’un harabeye dönmesine ve milyarlarca dolarlık hasara yol açan patlamada yakınlarını yitiren bazı ailelerle de bir araya gelmesi bekleniyor. Patlama, bir depoda tutulan yüzlerce ton amonyum nitratın infilak etmesiyle meydana gelmişti.

scdfv
Kurbanların yakınları, Papa 14. Leo'nun liman patlamasının yaşandığı yerde yapılacak ayini yöneteceği alanda onun gelmesini bekliyor. (Reuters)

Patlamanın üzerinden beş yıl geçmesine rağmen, hayatını kaybedenlerin aileleri hâlâ adalet talep ediyor. Yargı sürecinin defalarca engellenmesi ve hiçbir yetkilinin mahkûm edilmemiş olması, patlamayı onlarca yıllık yolsuzluk ve mali suçların ardından yeni bir kriz olarak gören Lübnanlıların tepkisini artırdı.

Yetkililer, patlamayı limanda büyük miktarlarda amonyum nitratın herhangi bir güvenlik önlemi olmaksızın depolanmasına ve çıkış nedeni bilinmeyen bir yangının ardından infilaka yol açmasına bağladı. Daha sonra farklı kademelerdeki çok sayıda yetkilinin tehlikenin farkında olduğu ancak harekete geçmediği ortaya çıktı.

Soruşturma, 2023’ten bu yana siyasi çekişmeler arasında sıkışıp kaldı. O dönemde Hizbullah’ın, soruşturmadan el çektirilmesini talep ettiği adli müfettiş Tarık el-Bitar, çok sayıda dava ile karşı karşıya bırakılarak çalışamaz hale getirildi. Ancak ülke içindeki güç dengelerinin değişmesiyle birlikte yargıç, bu yılın başından itibaren görevine yeniden başladı.

Papa 14. Leo, pazar günü Lübnan’a varışında, ülkenin siyasi liderlerine ‘barış ve uzlaşmaya giden yolun gerçeği aramaktan geçtiğini’ hatırlattı.

Lübnan, Papa Leo’nun ilk yurt dışı turundaki ikinci durağı. Papa, turunun ilk aşaması olan Türkiye ziyaretinde Hristiyanlar arasındaki diyalog ve birlik mesajını vurgulamıştı.

Papa 14. Leo, Lübnan’da olağanüstü bir ilgiyle karşılandı. Pazar günü ülkeye varışının hemen ardından geniş siyasi katılımla resmi karşılama töreni düzenlendi. Ziyaretinin ikinci gününde ise binlerce kişi, Papa’nın geçtiği güzergâhlarda toplanarak kendisini selamladı.

Bugün sona erecek Lübnan ziyareti, Hizbullah ile İsrail arasında yaşanan kanlı çatışmaların ardından yeniden şiddet ihtimaliyle yaşayan ülke için bir umut ışığı olarak değerlendirildi.

Yetkililer, dün akşam saatlerinden itibaren sıkı güvenlik tedbirleri uyguladı ve Papa’nın ayini yöneteceği Beyrut şehir merkezine girişleri yasakladı.


Mısır İçişleri Bakanlığı: Suç mahallerine düzenlenen baskınlarda aranan bir suçlu çıkan çatışmada öldürüldü

Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)
Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)
TT

Mısır İçişleri Bakanlığı: Suç mahallerine düzenlenen baskınlarda aranan bir suçlu çıkan çatışmada öldürüldü

Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)
Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)

Mısır İçişleri Bakanlığı, suç odaklarına yönelik düzenlenen baskınlarda “çok tehlikeli” bir suçlunun etkisiz hâle getirildiğini açıkladı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, gerekli hukuki işlemlerin tamamlanmasının ardından Merkez Güvenlik Güçleri’nin de katılımıyla operasyon düzenlendiği belirtilerek, “Sohac vilayetinde gerçekleştirilen operasyonda, daha önce uyuşturucu, cinayet, silahlı gasp ve ruhsatsız silah bulundurma gibi suçlardan müebbet hapis cezasına çarptırılan çok tehlikeli bir suçlu, güvenlik güçleriyle yaşanan çatışmada öldürüldü” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada ayrıca, söz konusu bölgelerdeki diğer şüphelilerin de yakalandığı, onların yanında 651 kilogramdan fazla çeşitli uyuşturucu madde ile 41 adet silahın ele geçirildiği aktarıldı.

İçişleri Bakanlığı, ele geçirilen uyuşturucu maddelerin toplam değerinin 77 milyon Mısır lirası olarak tahmin edildiğini bildirdi.