Şimdiye kadarki en parlak gama ışını patlaması tespit edildi

Gama ışını patlaması, Hubble Uzay Teleskobu'nun Geniş Alan Kamerası 3'le görüntülenmişti. İşlenmiş görüntüde patlamanın kaynağı ve ardıl ışıması daire içine alındı (NASA)
Gama ışını patlaması, Hubble Uzay Teleskobu'nun Geniş Alan Kamerası 3'le görüntülenmişti. İşlenmiş görüntüde patlamanın kaynağı ve ardıl ışıması daire içine alındı (NASA)
TT

Şimdiye kadarki en parlak gama ışını patlaması tespit edildi

Gama ışını patlaması, Hubble Uzay Teleskobu'nun Geniş Alan Kamerası 3'le görüntülenmişti. İşlenmiş görüntüde patlamanın kaynağı ve ardıl ışıması daire içine alındı (NASA)
Gama ışını patlaması, Hubble Uzay Teleskobu'nun Geniş Alan Kamerası 3'le görüntülenmişti. İşlenmiş görüntüde patlamanın kaynağı ve ardıl ışıması daire içine alındı (NASA)

Uluslararası bir araştırma ekibi, şimdiye kadar gözlemlenmiş en parlak gama ışını patlamasını tespit etti.
Aralarında ABD'li ve Hollandalı bilim insanlarının yer aldığı ekip, teleskoplara yakalanan ışının şimdiye dek görülenlerden 70 kat daha parlak olduğunu belirledi.
Gama ışını patlamaları, önceden öngörülemeyen zamanlarda ve konumlarda meydana gelen, çoğunlukla yüksek enerjili fotonların fırlatılmasıyla oluşan patlama olayları.
Bu ışınlar genellikle yıldız patlamaları (süpernova) sırasında, ölmekte olan bir yıldızın yakıtı bittiğinde ve bir nötron yıldızına veya hatta bir kara deliğe dönüştüğünde salınıyor.
GRB 221009A adı verilen sıradışı örnek, ilk olarak 9 Ekim 2022'de gama ışını ve X ışını teleskopları tarafından tespit edilmişti.
Patlamaya neden olan olası süpernova, Dünya'dan yaklaşık 2 milyar ışık yılı uzaktaydı.
The Astrophysical Journal Letters ve Nature adlı hakemli bilimsel dergilerde yayımlanan iki yeni araştırmada bu gama ışını patlamasının parlaklığı ölçüldü.
Analizlere göre, GRB 221009A'nın bugüne kadar kataloglanan 12 bin gama ışını patlamasından en parlak olanı.
Louisiana Eyalet Üniversitesi'nden fizik ve astronomi yardımcı doçenti Eric Burns, "Bu ancak 10 bin yılda bir görülebilecek bir olay" ifadelerini kullandı:
"Yani, bunun insan uygarlığının başlangıcından bu yana Dünya'yı vuran en parlak gama ışını patlaması olması makul bir ihtimal."
Burns, "Bu kesinlikle canavarca bir patlama. Son derece olağanüstü; ona uzaktan yakından benzeyen hiçbir şey görmedik" diye de ekledi.
Gökbilimciler gama ışını patlamalarını ikiye ayırıyor: Kısa ve uzun sürenler. İlk gruptaki patlamalar yaklaşık iki saniye veya daha kısa sürüyor. İkinci gruptakilerse birkaç dakika devam edebiliyor.
Araştırmacılar, GRB 221009A'yı uzun süren patlamalar grubuna aldı.
Astronomlar patlamanın geldiği noktada bir süpernovanın ortaya çıkmasını bekliyor. Ancak bölgeyi NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu ve Hubble Uzay Teleskobu ve diğer araçlarla aramalarına rağmen henüz bir süpernovaya rastlanamadı.
Hollanda'daki Radboud Üniversitesi'nden astrofizik profesörü Andrew Levan, "Oradaysa, çok sönüktür" diye konuştu:
"Araştırmaya devam etmeyi planlıyoruz. Ancak yıldızın tamamı patlamamış, doğrudan kara deliği ortaya çıkarmış olabilir."
Independent Türkçe, Livescience, Space



"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
TT

"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)

Son derece nadir rastlanan "Asya tek boynuzlu atı" saolanın ilk defa genom haritası çıkarıldı. Yeni çalışma nesli kritik tehlike altındaki türün yaşamasını sağlayabilir. 

İlk kez 1992'de tanımlanan saola (Pseudoryx nghetinhensis), en yakın zamanda keşfedilen büyük memeli türü. Vietnam ve Laos'un dağlık ormanlarında yaşayan bu sığır türü, boynuzlarının yanı sıra çok nadir görülmesi nedeniyle "Asya tek boynuzlu atı" diye biliniyor.

Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'ne (IUCN) göre nesli kritik tehlike altındaki bu türün 100'den daha az üyesi kaldığı tahmin ediliyor. Üstelik en son 2013'te görülmesi, soyunun çoktan tükenmiş olabileceği ihtimalini de gündeme getiriyor. 

Uluslararası bir araştırma ekibi, avcıların evlerinden toplanan saola kalıntılarından alınan parçaları analiz ederek 26 saolanın tam genomunu çıkardı. Türünün ilk örneği olan bu çalışma, saolanın geçmişini anlama ve geleceğini güvence altına alma yolunda kritik bilgiler sundu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de 5 Mayıs Pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre saolalar 5 bin ila 20 bin yıl önce iki ayrı popülasyona ayrılmış. 

Makalenin başyazarı Genís Garcia Erill "Saolanın önemli genetik farklılıklara sahip iki popülasyona ayrıldığını görmek bizi epey şaşırttı" diyerek ekliyor: 

Bu daha önce hiç bilinmiyordu ve genetik veriler olmadan bilmemizin yolu yoktu. Bu önemli bir sonuç çünkü türün genetik varyasyonunun nasıl dağıldığını etkiliyor.

Bilim insanları ayrıca iki popülasyonun da Son Buzul Çağı'ndan itibaren azaldığını saptadı. Ekip, toplam saola nüfusunun 10 bin yıldır hiçbir zaman 5 binin üstüne çıkmadığını tahmin ediyor.

Bu durum, iki grubun da genetik çeşitliliğini kaybettiği anlamına geliyor. Ancak her biri genetik kodlarının farklı kısımlarını kaybetmiş. Araştırmacılara göre bu, nesillerinin tükenmesini önlemede kritik bir rol oynayabilir. 

Garcia Erill "Bir popülasyonda kaybolan genetik varyasyon diğerini tamamlıyor. Yani eğer bunları karıştırırsak, diğerindeki eksiklik giderilebilir" diye açıklıyor.

Bilim insanları saolaların hayatta kalması için esaret altında çiftleşmelerini sağlayacak bir program geliştirmeye çalışıyor. Yeni çalışmayı yürüten ekibin hesaplamalarına göre böyle bir program, tükenme riski karşısında en etkili çözümü sunuyor. 

Çalışmanın bir diğer yazarı Rasmus Heller şöyle diyor:

Gelecekteki bir popülasyonun temelini oluşturmak için en az bir düzine saolayı (ideal olarak her iki popülasyonun karışımı) bir araya getirebilirsek, modellerimiz türlerin uzun vadede hayatta kalma şansının yüksek olacağını gösteriyor.

En son 2013'te görülen bir türün 12 üyesini bulmak zorlu bir iş. Ancak araştırmacılar, yeni çalışmanın bu sorunu çözebileceğine inanıyor. Saolanın genetik haritasının çıkarılması, daha kapsamlı arama çalışmalarının önünü açabilir. 

Makalenin yazarlarından Minh Duc Le, "Birçok araştırmacı, suda ve hatta aynı habitatta yaşayan kan emiciler olan sülüklerde, saola DNA'sının izlerini bulmayı deneyip başaramadı" diyerek ekliyor:

Bu tekniklerin hepsi küçük DNA parçalarını tespit etmeye dayanıyor ama artık saola genomunun tamamını bildiğimize göre, bu parçaları bulmak için çok daha geniş bir el kitabımız var.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, Cell