OpenAI CEO'su Sam Altman, Elon Musk'a "pislik" dedi

İddiaya göre OpenAI, GPT-5'in insan seviyesine ulaşmasını bekliyor

Elon Musk, ChatGPT sistemini uzun süredir eleştiriyor (AFP)
Elon Musk, ChatGPT sistemini uzun süredir eleştiriyor (AFP)
TT

OpenAI CEO'su Sam Altman, Elon Musk'a "pislik" dedi

Elon Musk, ChatGPT sistemini uzun süredir eleştiriyor (AFP)
Elon Musk, ChatGPT sistemini uzun süredir eleştiriyor (AFP)

GPT-5'e dair beklentiler giderek yükselirken, dil modelini geliştiren OpenAI'ın CEO'su Sam Altman da endişelerini daha yüksek sesle dile getirmeye başladı.
Altman, kendi şirketinin hazırladığı teknolojiden endişe duyduğunu daha önce de defalarca dile getirmişti.
Son açıklamasında da endişeleri ciddiye almayanları eleştirdi.
Geçen hafta sonu yayımlanan bir bölümde podcast sunucusu Lex Fridman'a konuşan Altman, "Bence yapay zekadan korkmamak çılgınlık olur ve çok korkan insanları da anlayabiliyorum" dedi.
CEO'ya göre insanlar, yapay zeka geliştiricilerinin endişelenmesinden mutlu olmalı.

"Elon Musk bir pislik"
Diğer yandan, Altman'ın eleştirdiği tek şey bu değildi. Kısa süre önce yine bir podcast'e konuk olan Altman, Elon Musk'ın şirkete yönelik tutumuna da sert çıktı.
Gazeteci Kara Swisher'ın podcast'ine konuşan Altman, Musk'ın çok sert eleştirilerde bulunduğunu söyledi ve şirketini savundu:
"Ne isterseniz deyin, o bir pislik. Kendim için istemeyeceğim bir tarza sahip."
San Francisco merkezli OpenAI'ın kurucuları arasında Musk da yer alıyor. Ancak Musk, kuruluştan kısa süre sonra şirketten ayrılmıştı.
Haber sitesi Semafor'un konuştuğu kaynaklar, Musk'ın şirketin başına geçmek için Altman'a 2018'de teklif götürdüğünü öne sürmüştü. Altman'ın teklifi kabul etmemesi üzerine Musk'ın şirketten ayrıldığı iddia edilmişti.
Musk ise OpenAI'ın kar amacı gütmeme amacından saptığını savunuyor. Milyarder, şirketin ürettiği GPT dil modeli serisinin risklerinin de yeterince değerlendirilmediği görüşünde.
Altman da Musk'ın insanlığın geleceğini gerçekten düşündüğü görüşünde:
"Bence gerçekten umursuyor ve geleceğin insanlık için nasıl görüneceğine dair çok stresli."

Musk, "Yapay zeka durdurulsun" çağrısına imza attı
Son olarak teknoloji sektörünün önde gelen 1100 ismi, açık bir mektup yayınlayarak bütün yapay zeka laboratuvarlarının ChatGPT'den daha güçlü bir sistem üzerinde yürüttükleri çalışmaların 6 ay süreyle durdurulması çağrısında bulundu.
İmzacılar arasında Musk'la birlikte ve Apple'ın kurucularından Steve Wosniak'ın da yer alması dikkatleri çekti.
Mektupta, bu üretken araçların yarattığı risklerin daha iyi değerlendirilmesi gerektiği söyleniyor. Çalışmaların, risklerin yönetilebilir olduğu garanti edilene dek durdurulması talep ediliyor.

"GPT-5 insandan ayırt edilemez hale gelebilir"
Öte yandan OpenAI, sohbet botu ChatGPT'yle birlikte herkesin kullanımına açtığı dil modellerini geliştirmeye süratle devam ediyor.
ChatGPT ilk kez 2022'de tanıtıldığında arkasında GPT-3,5 adlı model vardı. Ancak kısa süre önce GPT-4'ün piyasaya çıkmasıyla ChatGPT de yeni sürümüne kavuştu.
Firma halihazırda bir ileri model olan GPT-5 üzerinde çalışıyor. Yeni sürüme yönelik beklentilerse her geçen gün artıyor.
ABD'li yapay zeka geliştiricisi Siqi Chen, GPT-5'in eğitiminin aralık ayında tamamlanacağını öne sürdü.
Sanal gerçeklik donanımları geliştiren The Sandbox VR firmasının da yöneticisi olan Chen, aldığı son duyumları Twitter hesabından paylaştı:
"OpenAI, yeni modelin yapay genel zeka seviyesine ulaşmasını bekliyor."
Bir makinenin insanların yerine getirebileceği herhangi bir zihinsel görevi başarıyla gerçekleştirdiği varsayımsal duruma yapay genel zeka adı veriliyor.
 
Independent Türkçe, Futurism, Gizmodo, Fortune



Gazze'deki kadın gazetecilerin hikayeleri

Gazze’de 21 kadın gazeteci İsrail’in yürüttüğü savaş sırasında öldürüldü (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze’de 21 kadın gazeteci İsrail’in yürüttüğü savaş sırasında öldürüldü (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Gazze'deki kadın gazetecilerin hikayeleri

Gazze’de 21 kadın gazeteci İsrail’in yürüttüğü savaş sırasında öldürüldü (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze’de 21 kadın gazeteci İsrail’in yürüttüğü savaş sırasında öldürüldü (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzettin Ebu Ayşe

Gazeteci Velaa Cenine elindeki sebzeleri pişirmek için odunları tutuşturup bir ateş yaktı. Gazze'de çalıştığı televizyon kanalında canlı yayına çıkmak için acele eden kameramanının seslenmesi üzerine hızla kıyafetlerinin üstündeki tozu silkeledi, gazeteciliği gereği son dakika haberlerini okudu.

Hastaneden çalışıyor

Gazzeli kadın gazetecilerden Velaa, kameranın önünde durmuş, bir yandan aklı ailesiyle meşgul olurken bir gözüyle ateşin üzerinde tenceredeki yemeği izliyor, diğer gözüyle de son haberleri okuyordu. Savaşın başlamasının ardından 10 aydır gazeteci olarak çalıştığını söyleyen Velaa, “Savaşın ilk gününden beri ailemi ziyaret etmedim, yüzlerini tamamen unuttum” dedi.

Geceleri kadın gazetecilere ayrılmış bir çadırda uyuyan Velaa, gündüzleri gününü çalışmalarını takip edebilmeleri için ayrılan başka bir çadırda geçiriyor.

dcefvr
İsrail ordusu Filistinli gazetecileri hedef aldığına ilişkin kendisine yöneltilen suçlamaları reddediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Savaşın en zor kısmının yerinden edilmek olduğunu söyleyen Velaa, “Evimi terk ettim, mahallemden çıkarıldım ve iş yerimden ayrıldım. Yerinden edilmek daha önce hiç yaşamadığım bir deneyimdi. Şimdi bir gün yeniden istikrarlı bir hayatın hayalini kuruyorum. Odamda uyumayı ve sessizliği özledim” ifadelerini kullandı.

Gazetecilik işinin çok stresli olduğunu belirten Velaa, bir yandan profesyonel işlerini sürdürürken diğer yandan kişisel işlerini yürütmek, yemek pişirmek ve su bulmak zorunda olduğunu ifade ederken özellikle regl döneminde mahremiyete ihtiyaç duyduğunu vurguladı.

dfvbr
Gazze'deki kadın gazetecilerin kalpleri meslek hayatları ile aileleri arasında kalmış durumda (Independent Arabia- Meryem Ebu Dakka)

Gazze'deki tüm kadın gazeteciler, savaşta zor koşullarla karşı karşıyalar. Gazetecileri Koruma Komitesi'ne (CPJ) göre Gazze'deki savaş gazeteciler için ‘şimdiye kadarki en ölümcül’ savaş oldu. Gazze'deki savaş, 21’i kadın 171 gazetecinin kısa bir süre içinde öldürülmesi nedeniyle gazeteciler için ‘en ölümcül’ kayıtlara geçti.

Gazeteci Feryal Abdu, uzun bir su kuyruğunda beklerken zamanını haberleri okuyarak ve hikayesini yazmaya hazırlanarak geçirdi. İnsan hikayelerini aktarmaya çalışan Feryal, ancak gürültü yüzünden işine konsantre olmakta zorlandı.

Su kuyruğunda hikaye oluşturma

Feryal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yemin ederim buna katlanması çok zor. 10 saattir sadece bir şişe su almak için bu kuyrukta bekliyorum. Beklerken hikayelerimi yazmak zorundayım. Gürültü işime odaklanmamı engelliyor. Bu çok stresli ve bana acı veriyor.”

Cep telefonundan hikayesini yazan Feryal, bize gazeteci olarak sahada çalışmakla ihtiyaçlarını karşılamak için kuyrukta beklemek arasında bir çatışma girdabında yaşadığını anlattı. Bu işlerle ilgilenecek bir geçim kaynağının olmaması, Feryal’in omzundaki yükleri daha da ağırlaştırıyor.

xscdvfb
Gazze'deki kadın gazeteciler kötü sağlık ve yaşam koşullarından şikayetçi (Independent Arabia- Meryem Ebu Dakka)

Derin bir iç çekerek tüm kadın gazetecilerin çektiği sıkıntıları özetleyen Feryal, “Düzgün bir yemek yiyebilmenin, mahremiyeti olmayan bir kuyrukta beklemek zorunda kalmadan tuvalete gidebilmenin ve almak için mücadele etmek zorunda kalmadan temiz su içebilmenin hayalini kuruyorum” şeklinde konuştu.

Anne Gazze Şeridi’nin güneyinde çocuğu ise kuzeyinde

Gazeteci Emira el-Guseyin son 10 aydır diğer gazeteci meslektaşlarıyla birlikte yerinden edilmiş durumda. Güvenliğin olmamasının kendilerini çok zorladığını söyleyen Emira, kaçamayan ve kuzeyde kalan ailesi için endişelendiğini söyledi.

Foto muhabiri olarak çalışan Emira, savaştan görüntüler yakalamak için hayatını riske atıyor. Beş kez ölümden dönen Emira, “İnsan hikayelerinin aktarıldığı bir haber için röportaj yaparken yakınlarımda İsrail tarafından bir bombardıman düzenlendi. Şarapnel parçaları bana doğru uçtu. İkinci kez İsrail ordusu beni aradı ve haber yaptığım yeri terk etmemi istedi, ancak reddettim, bu yüzden bulunduğum yeri bastılar. Ölümden kurtuldum, ama ölüm tehlikesi peşimi bırakmadı” diye anlattı.

Emira, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kadın gazeteciler için savaş deneyimi, bir yerden diğerine yer değiştirmenin yanı sıra mahremiyetin olmaması ve su, yiyecek ve hatta gazetecilik ekipmanı gibi tüm yaşam gereksinimlerinin eksikliği açısından en zoru. Sivillerin savaşın dehşetini yaşamasından daha sert bir deneyim yok, hele ki bu savaş, gücü elinde bulunduran ve silahlanma yeteneğine sahip olanlar tarafından yürütülen bir imha savaşıysa… Her gün acı çekiyorum. Ben bir insanım ve fotoğrafladığım hikayelere karşı hissettiğim duygular var. Gazeteciliğin yanı sıra bir anne, eş ve kız kardeş olarak yerinden edilme yolculuğum ve gazeteciliğe devam etme kararım sırasında pek çok zorlukla karşılaştım. İsrail ordusunun operasyonlarının kendilerine dayattığı engellere rağmen sahada hayatta kalan çok sayıda kadın gazeteci var.”

Oğlu da bir savaş kurbanı

Şarku’l Avsat’ın Indepent Arabia’dan aktardığı habere göre Şuruk Esed, meslektaşlarıyla birlikte hastanenin acil servisinden haberleri takip ederken oğlunun cenazesiyle karşılaştı. O anları anlatan Şuruk, “Şok geçirdim, ama sadece birkaç günlüğüne çalışmayı bıraktım” dedi.

xcsvfbrg
Kask, yelek ve kamera artık medya çalışanlarını hedef alınmaktan korumuyor (Independent Arabia- Meryem Ebu Dakka)

Şuruk, şöyle devam etti:

“Kadın gazeteciler kötü sağlık ve hayat şartlarından şikayetçiler ve bu durum hiçbir şekilde mahremiyetlerinin olmamasıyla birlikte daha da kötüleşiyor. Sahada çalışan pek çok kadın gazeteci, kaos ve panik ortamında, herhangi bir koruma ya da kişisel hijyen olmaksızın kaldırımlardaki açık çadırlarda uyumak zorunda kalıyor.”

“Kadın gazeteciler aynı zamanda birer aktivisttir”

Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkan Yardımcısı Tahsin el-Astal, çok sayıda kadının gazetecilik mesleğini seçtiklerini ve savaşın tehlikelerine rağmen bu mesleği icra etmekte ısrar ettiklerini söyledi.

Bunun Filistinli kadınların mücadelesinin ve medya sahnesinde en büyük etkiye sahip olan muazzam rollerinin önemli bir kanıtı olduğunun altının çizen Astal, “Gazetecilik İsrail'de bir suç haline geldi. Gazeteci Selma Kaddumi’nin, üzerinde gazeteci yeleğiyle tankların fotoğrafını çekmeye çalışırken İsrail ordusu tarafından vurulması olayında olduğu gibi kask, yelek ve kamera gibi kişinin gazeteci olduğunu gösteren araçlar artık gazetecileri hedef alınmaktan korunmuyor” ifadelerini kullandı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichai Adrai, İsrail ordusunun gazetecileri hedef aldığı yönündeki suçlamaları reddederek, ‘hava saldırıları ya da askeri hedeflere yönelik operasyonlar sırasında yaralanabilecek ya da ölebilecek olan gazetecilere kasıtlı olarak zarar verilmediğini’ söyledi.