Lübnan’da telekomünikasyon şirketi Ogero çalışanlarının grevi ülkeyi dünyadan izole etme tehdidi oluşturuyor

Beyrut’ta emeklilerin liranın değer kaybını protesto ettiği sırada durumdan etkilenmiş görünen bir kadın (AFP)
Beyrut’ta emeklilerin liranın değer kaybını protesto ettiği sırada durumdan etkilenmiş görünen bir kadın (AFP)
TT

Lübnan’da telekomünikasyon şirketi Ogero çalışanlarının grevi ülkeyi dünyadan izole etme tehdidi oluşturuyor

Beyrut’ta emeklilerin liranın değer kaybını protesto ettiği sırada durumdan etkilenmiş görünen bir kadın (AFP)
Beyrut’ta emeklilerin liranın değer kaybını protesto ettiği sırada durumdan etkilenmiş görünen bir kadın (AFP)

Lübnan merkezli telekomünikasyon şirketi Ogero çalışanlarının devam eden grevi, mazot sıkıntısı çeken ayrıca bakım parçalarını ve diğer hizmetleri güvence altına alma imkanını giderek kaybeden bu sektörde üst üste gelen krizlerin ardından Lübnan’ın dünyadan izole olabileceğine yönelik uyarıların yapılmasına yol açtı.
Lübnan’da karasal iletişim ve internet sağlayan telekomünikasyon şirketinin çalışanları, Ağustos ayında yaptıkları ve çalışanlara taleplerinin bir kısmını veren bir anlaşmayla sona eren benzer bir grevin ardından ikinci grevine girdi. Bakanlık ile çalışanlar arasında uzlaşma sağlamak için başlatılan arabuluculuğa rağmen, yaklaşık bir haftadır sürerken grevlerinde, internet hizmeti bulunmuyor ve bazı çalışanlar ana santrallere elektrik üretmek için mazot sağlamıyor. Diğer yandan Ogero’daki çalışanlar gerilimi artıran adımlar atıyor. Sendikaları geçen hafta, çalışmayı durduran 7 santralde meydana gelen arızaların giderilmesi için müdahalede bulunmayacağını açıkladı. Bu açıklama, Bakanlık ve çalışanlar arasındaki müzakerelerin ardından İletişim Bakanı Johnny el-Karm’ın hoşnutsuzluğunu dile getirmesine yol açtı.
Karm, dün, olumlu ya da olumsuz, onların çıkarına olsun ya da olmasın, çalışan işleriyle ilgili herhangi bir kararın ya da ödeme ve tutuklamaya ilişkin herhangi bir mali kararın bir bakan olarak kendisinin yetkisinde olmadığını, bunun Bakanlar Kurulu’na yetkisindeki konular olduğunu söyledi. Ayrıca, Ogero çalışanlarının endişelerini anladığını ve taleplerinin uygunluğunun farkında olduğunu yineledi. Bakan ayrıca kendisinin ‘Sendika ile karar vermeye yetkili merciler arasında arabuluculuk görevini üstlendiğini, çalışanların istek ve kaygılarını, kanunların izin verdiği ve elindeki her imkan dahilinde karar merciine iletmeye çalıştığını’ belirtti. Bakan ayrıca Bakanlar Kurulu’na, gündeminde Ogero çalışanlarını grevi olan bir acil toplantıya çağırdı.
Karm, diyalogun ‘çözüm yolunu tutmanın en iyi yolu’ olduğunu vurguladı ve Ogero çalışanları sendikasını grevi sona erdirmeye ve telekomünikasyon sektörü ve tüm sektörlere hizmet ederek diyalog diline dönmeye çağırdı. İletişim Bakanlığı, başta kamu sektörü olmak üzere Lübnan’ın yaşamakta olduğu ekonomik, yaşamsal ve finansal kriz nedeniyle bir çalışanın veya vatandaşın mağdur olması sebebiyle, çalışanların taleplerinin haklı olduğunu kabul etti.
Diğer yandan bakan ile çalışanlar arasındaki görüşmeler çıkmaza girmiş gibi görünüyor. Bakan dün bir radyoda yaptığı açıklamada “Bu sabah Başbakan Necib Mikati ile görüştüm. Benden ordunun müdahale etmesini ve tüm Ogero’yu teslim almazı istedi” dedi.
Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı’ndan (NNA) aktardığı habere göre, İletişim Bakanı’nın Ogero işçilerinin grevini kırmak için ordunun müdahalesine ilişkin yaptığı açıklamanın ardından, Ogero kullanıcıları ve çalışanları bunu kızgınlık ve onaylamama ile karşıladı. Bu konunun ‘Bakanın sorumluluklarını reddettiğini bir kez daha doğruladığını’ öne sürdüler. Ayrıca bu bağlamda ‘asker veya sivil olması fark etmeksizin, yalnızca haklardan yana olan ordu liderliğinin bilgeliğine güvenlerinin tam olduğunu’ belirttiler.
Ogero Sendikası Yürütme Konseyi yaptığı açıklamada, “Vatanın sarsılmaz ve zapt edilemez kalenin koruyucusu Lübnan Ordusu’na selamlarımızı iletiyoruz. Ana merkezden ülkedeki son merkeze kadar tüm merkezler ve ofisler emrinizdedir” ifadelerini kullandı. Sendika açık greve devam etme ve sakinlik sağlandıktan sonra müzakerelere devam etmeye hazırlanmanın gerektiğini belirtti.
Çalışan grevi krizi ile eş zamanlı olarak, mazotun tükenmesi nedeniyle internet kesintisi krizi bölgelere yayılıyor. Ogero heyeti Genel Müdürü İmad Karidiyye, daha önce yaptığı açıklamada devletin 2019’dan bu yana Ogero’nun gerekli bakımları yapmasını engellediğini ve bunun da bu aşamaya gelmesine neden olduğunu söylemişti. Genel Müdür ayrıca mazot alamamaktan ve ekipman bakımını yapamamaktan bahsetmişti.



Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
TT

Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)

Hamas bugün yaptığı açıklamada ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in askeri baskısının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan temasların bir ‘meyvesi’ olduğunu bildirdi.

Hamas'tan yapılan açıklamada, “Edan Alexander'ın geri dönüşü, Siyonist saldırganlığın ya da askeri baskı yanılsamasının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan ciddi temasların ve arabulucuların çabalarının bir meyvesidir” denildi.

Hamas dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Körfez turu öncesinde Gazze Şeridi'nde tutulan Edan Alexander'ı serbest bıraktı. 21 yaşındaki Alexander, 19 aydan uzun bir süredir Gazze Şeridi'nde tutuluyordu ve ABD vatandaşlığına sahip yaşayan son esirdi.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail Başbakanı’nın söylediğinin aksine İsrail'in askeri baskısının değil, Washington'la yapılan ‘ciddi temasların’ bir sonucu olduğu belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Alexander'ın dönüşünü ‘sıcak’ bir şekilde karşıladı ve ‘İsrail hükümetinin yaşayan ya da ölü tüm esirleri ve kayıp kişileri geri getirmeye kararlı olduğunu’ vurguladı. Netanyahu, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail devletinin askeri baskısı ve Trump'ın ‘siyasi baskısı’ sonucunda gerçekleştiği değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ordusu, 7 Ekim saldırısı sırasında kaçırılan 251 esirden 57'sinin halen Gazze Şeridi'nde tutulduğunu, bunlardan 34'ünün öldüğünü açıkladı. Ayrıca Hamas, 2014 yılından bu yana bir İsrail askerinin cesedini elinde tutuyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde çoğu sivil olmak üzere en az 52 bin 862 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların 2 bin 749'u yaklaşık iki ay süren kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail'in 18 Mart'ta saldırılarına yeniden başlamasından sonra yaşamını yitirdi.