Mısır ve Sudan’dan derbi maçında sağduyu çağrısı

Mısırlı ve Sudanlı entelektüeller ve aktivistler spor karşılaşması öncesi "sakinlik" çağrısında bulundu

Omdurman'da oynanan el-Ahli ve el-Hilal maçı, iki taraf arasında gergin bir atmosfere ve çatışmaya sahne oldu (Fotoğraf: Facebook’daki el Ahli sayfası)
Omdurman'da oynanan el-Ahli ve el-Hilal maçı, iki taraf arasında gergin bir atmosfere ve çatışmaya sahne oldu (Fotoğraf: Facebook’daki el Ahli sayfası)
TT

Mısır ve Sudan’dan derbi maçında sağduyu çağrısı

Omdurman'da oynanan el-Ahli ve el-Hilal maçı, iki taraf arasında gergin bir atmosfere ve çatışmaya sahne oldu (Fotoğraf: Facebook’daki el Ahli sayfası)
Omdurman'da oynanan el-Ahli ve el-Hilal maçı, iki taraf arasında gergin bir atmosfere ve çatışmaya sahne oldu (Fotoğraf: Facebook’daki el Ahli sayfası)

Mısırlı ve Sudanlı entelektüeller ve aktivistler, Mısırlı el-Ahli ile Sudanlı el-Hilal takımları arasındaki futbol maçı arifesinde, son zamanlarda iki takım taraftarları arasında artan “çekişme ve sözlü alışverişi durdurarak” sakinlik çağrısında bulundu.
Mısırlı ve Sudanlı aydınlar onlarca kişinin imzasını taşıyan bildiride, "bu bir savaş değil, futbol maçı" vurgusu yapılarak, fitne ve karşılıklı çıkar tuzağına düşme olarak tanımladıkları şey reddedildi.
Afrika Şampiyonlar Ligi (CAF) grup aşamasının son turunda Ahli ve Hilal takımları yarın Kahire Uluslararası Stadyumu'nda karşı karşıya gelecek.
Geçtiğimiz ay  Omdurman’da oynanan el Hilal ve el Ahli maçı Afrika Şampiyonlar Ligi mücadelesi ve karşılaşması iki taraf arasında gergin bir atmosfere ve tartışmaya sahne oldu.
Maçta yaşanan olayların ardından el Ahli kulübü,  Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri’ye maç öncesinde, sırasında ve sonrasında oyunculara ve teknik personele yönelik taciz ve saldırılardan şikayetçi bir muhtıra sundu. El Ahli ayrıca CAF Federasyonu’na el Hilal hakkında resmi bir şikayette bulundu. El Hilal’de gergin atmosfer nedeniyle maçın seyircisiz oynanmasını talep ederek Afrika Futbol Federasyonu'na da şikayette bulundu.
Mısır-Sudan bildirisine imza atanlar, iki Nil vadisi kardeş ülke haklarının karşılıklı atışma ve sözlü münakaşalardan üzüntü duyduklarını bildirdi.
Açıklamada, Mısır ile Sudan arasında kökleri ortak bir tarihe dayanan coğrafyanın yanı sıra hükümetleri ve siyasi sistemleri aşan ortak çıkarlarla pekiştirilen ilişkilerin olduğu belirtilerek, iki ülke halkının ayrımdan çok birleştiren bir güce sahip olduğu vurgulandı. El Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi danışmanı, Afrika meseleleri uzmanı ve Mısır-Sudan bildirisinin imzacılarından biri olan Dr. Emani et Tevail Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, bildirinin her iki takımın taraftarları arasında yaşana sözlü kriz sonrası ortaya çıktığını söyledi.



Netanyahu'ya yakın bir milletvekili, güvenlik liderlerinin 7 Ekim'de "infaz edilmesi" çağrısında bulundu

Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)
Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)
TT

Netanyahu'ya yakın bir milletvekili, güvenlik liderlerinin 7 Ekim'de "infaz edilmesi" çağrısında bulundu

Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)
Geçtiğimiz ekim ayında “El-Aksa Tufanı” operasyonu kapsamında ele geçirilen İsrail askeri aracının üzerinde bulunan Han Yunus'taki Filistinliler (DPA)

İsrail'de 7 Ekim 2023'te Hamas'ın düzenlediği saldırıya ilişkin komplo teorileri tehlikeli bir boyuta ulaştı. İktidardaki Likud partisinden Knesset üyesi Tali Gottlieb, saldırı sırasında güvenlik güçlerinin (ordu, istihbarat ve polis) başındaki kişileri, Başbakan Binyamin Netanyahu'yu devirmek için komplo kurmakla suçladı ve tutuklanıp idam edilmelerini istedi.

Netanyahu'nun yakın çevresinden biri olarak bilinen Gottlieb, güvenlik teşkilatlarının başkanlarının Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırı planından haberdar olduğunu ve bu saldırıyı önleyebilecekleri halde önlemediklerini belirtti.

Güvenlik şeflerinin bunu "ülkeyi Netanyahu'ya karşı öfkeyle doldurmak ve bunun sonucunda halkın sokaklara çıkıp onu devirene kadar yürümesini sağlamak" için yaptıkları suçlamasını sürdürdü. Bu nedenle, "vatana ihanet" suçlamasıyla tutuklanmalarını ve idam edilmelerini talep etti.

Şarku’l Avsat’ın Maariv gazetesinden aktardığına göre Gottlieb, Genel İstihbarat Servisi (Şin Bet) başkanı Ronen Bar'ın "kronik ve son derece tehlikeli bir komplocu" ve "Korkutucu yalanlar yaymada usta" olduğunu söyledi.

Savaşın ikinci günü, yukarıda bahsi geçen 8 Ekim'de Netanyahu'ya "bu kurumların tüm liderlerini görevden alması gerektiğini" söylediğini açıkladı; "Herhangi bir başkan: Genelkurmay, Mossad, Şin Bet ve Ulusal Güvenlik. İhanet ettiler” ifadelerini kullandı.

Gazetecinin “Sence hainlerin cezası nedir?” sorusuna, “ölüm cezası” diye cevap verdi.

Milletvekili, suçlamalarıyla ilgili bir soruşturma komisyonu kurulmasını reddetti, çünkü “bu askeri liderler yargıçlar üzerinde çok büyük bir nüfuza sahip ve kimse onlara suçlama yöneltmeye cesaret edemez” iddiasında bulundu.

Ona göre “tek çözüm”, “hükümet kararıyla onları görevlerinden uzaklaştırmak. Hükümet herkesten üstündür.”

Komplo teorileri İsrail'de, özellikle de iktidardaki sağ kesim arasında yaygın.

Bazı sağcı destekçiler, “İsrail istihbarat ve ordu mensupları Gazze'de karıncaların bile hareketini biliyorlar, (Hamas'ın) neredeyse alenen planladığı saldırıdan haberi olmamaları mantıklı değil” diyorlar.

Bu kişiler, “gözetleme görevlileri uyarıda bulunmuş ve tatbikatlarla ilgili fotoğraf ve bilgiler sunmuş” olduğunu iddia ediyorlar. Bu nedenle, “7 Ekim'deki saldırıya şaşırmış olmaları mantıklı değil. Ancak haberleri gizlediler ve (Hamas'ı) serbest bıraktılar” iddiasını dile getiriyorlar.

Bu teoriyi savunanlar arasında Netanyahu'nun en büyük oğlu Yair ve Netanyahu'nun hizmetinde çalışan internet ordusu da bulunuyor.