New York tarihi duruşmayı bekliyor: Bugün neler yaşanacak, Trump'ın tutuklanma ihtimali var mı?

Trump'a yönelik suçlamaların merkezinde eski porno yıldızı Stormy Daniels'a yapılan ödemeyle ilgili yasal kayıtların tahrif edildiği iddiası var

İki polis dün New York'ta Trump Tower yakınlarındaki bir yolu kapattı (AP)
İki polis dün New York'ta Trump Tower yakınlarındaki bir yolu kapattı (AP)
TT

New York tarihi duruşmayı bekliyor: Bugün neler yaşanacak, Trump'ın tutuklanma ihtimali var mı?

İki polis dün New York'ta Trump Tower yakınlarındaki bir yolu kapattı (AP)
İki polis dün New York'ta Trump Tower yakınlarındaki bir yolu kapattı (AP)

Hakkında ceza yargılaması başlatılmasına karar verilen eski ABD Başkanı Donald Trump'ın bugün Manhattan'daki mahkemeye teslim olması bekleniyor.
Amerikan tarihinde bir suç isnadıyla yargılanan ilk başkan olan Trump, dün Florida'daki konutundan New York'a gelerek buradaki Trump Tower'a yerleşmişti.
Trump Tower'a yaklaşık 5 kilometrede bulunan Manhattan Adliyesi'ne gidecek olan Trump'ın TSİ 21.00 civarında hakkındaki suçlamaları yüzüne okuyacak bir yargıçla görüşmesi bekleniyor. 
Bölge savcılığıyla Trump'ın avukatları arasında yapılan anlaşmaya göre, eski ABD lideri adliyeye giderken kelepçelenmeyecek ve polis merkezine uğramayacak. 
Doğrudan adliyeye girmesi beklenen Trump'ın kendi istemediği sürece mahkeme girişinde görüntülenmesi de beklenmiyor. 
Manhattan Adliyesi'nin yeraltından ve yan kapılardan birçok girişi olduğu biliniyor. 

Trump geçen Mart ayında Teksas'ta bir seçim mitinginde konuşuyor (Reuters)
Teslim olmasının ardından Trump adliyeye yetkililerine adını, yaşını, doğum tarihini, boyunu ve kilosunu söyleyerek kayıt yaptıracak. Daha sonra eski ABD liderinin parmak izi alınacak ve sabıka fotoğrafı çekilecek.
AP'nin aktardığına göre bu süreç New York'ta genelde 2 ile 4 saat arasında sürüyor. Fotoğraf çekiminin ardından sanık hakim karşısına çıkartılıyor.
Hakim karşısında Trump'a yönelik suçlamalar ilk kez sesli şekilde okunacak. Eski ABD Başkanı ise suçlamaları kabul edip etmediğine ilişkin beyanda bulunacak. Daha sonra Trump'ın avukatları ile yargıç, bir sonraki mahkemenin tarihini belirlemek üzere görüşecekler.
Dosyaya bakan yargıç, Trump'ın mahkeme huzurunda fotoğrafının çekilmesine izin verdi. Yani, gün içerisinde bu sürece dair fotoğraflar yayınlanacak. Ancak birçok yayın kuruluşunun duruşmayı canlı yayınlama talepleri mahkeme tarafından reddedildi.
Trump'ın mahkeme huzuruna çıktıktan sonra kefaletsiz şekilde serbest bırakılması bekleniyor. Zira eski ABD Başkanı'na yöneltilen suçlamalar kefaleti zorunlu kılmıyor. Yine de yargıç Juan Merchan, Trump'ın kaçma şüphesi olduğuna karar verirse, kefaletli veya kefaletsiz tutuklama kararı verebilir. Ancak Trump'ın avukatları, müvekkillerinin bir başkan adayı olduğunu belirterek, kaçmak için bir nedeni olmadığı savunması yapacak.

New York'ta geniş güvenlik önlemleri alındı
Trump'ın duruşması öncesinde New York'ta hem Trump'ı destekleyenlerin hem de Trump karşıtlarının sokağa çıkması bekleniyor.
New York Polis Departmanı (NYPD), Trump Tower'ın ve Manhattan Adliyesi'nin etrafını çelik bariyerlerle çevirdi.
Ayrıca kentteki tüm polis birimlerinin yüksek alarm durumuna geçirildiği belirtildi. NYPD'den yapılan açıklamada yargılama süreci ve olası protestolarla ilgili herhangi bir güvenlik tehdidi bulunmadığı bildirildi.
Açıklamada polisin, herkesin barışçıl şekilde haklarını kullanabilmesini temin edeceği ifade edildi.
Eski ABD lideri ayrıca, mahkemenin tamamlanmasının ardından Florida'ya gideceğini ve burada destekçilerine bir konuşma yapacağını açıklamıştı.

Mahkeme sürecinin başlamasıyla Trump'a destek arttı
Ceza yargısı sürecinin başlaması, 2024 Başkanlık Seçimleri öncesinde Donald Trump'a yaramış gibi görünüyor.
Reuters/Ipsos anketine göre Trump, yargılama süreciyle birlikte Cumhuriyetçiler içindeki desteğini artırdı ve en yakın rakibi Florida Valisi Ron DeSantis ile arasındaki farkı biraz daha açtı.
Son ankete göre Cumhuriyetçiler arasında, Trump'ın partilerinin başkan adayı olmasını isteyen kişilerin oranı yüzde 44'ten yüzde 48'e yükseldi. 
Geçen ay parti seçmeninin yüzde 30'unun desteğini alan DeSantis'e destek ise yüzde 19'a kadar düştü. Diğer muhtemel adayların tamamın tek haneli rakamlarda kaldı.
Reuters/Ipsos anketine göre Amerikalıların yüzde 71'i Trump'ın 2016 seçimleri öncesinde Stormy Daniels'a ödeme yaptığına inanıyor. Bu oran Cumhuriyetçiler içinde ise yüzde 58.
Aynı zamanda Amerikan halkının yüzde 51'i, Cumhuriyetçilerin ise yüzde 80'i mahkeme sürecinin siyasi amaçlı olduğunu düşünüyor. 

Trump neyle suçlanıyor?
Kesin suçlamalar henüz resmen açıklanmasa da Trump'ın ceza yargılamasının merkezinde 2016'da eski porno yıldızı Stormy Daniels'e yapılan 130 bin dolarlık sus payı ödemesi olacak.
İddiaya göre yapılan 130 bin dolarlık ödeme, Daniels'ın Trump'la olan ilişkisi hakkında sessizliğini korumasını sağlamak amacıyla yapıldı.
Trump'ın eski avukatı Michael Cohen, 2016'da Daniels'a Trump adına ödeme yaptığını kabul etmişti. Trump'ın Cohen'e gönderdiği para ise kayda yasal ücret olarak geçirilmişti. 
Trump, Nisan 2018'de ödemeden haberi olmadığını söylese de Cohen, ABD Kongresi'ne altında Trump'ın imzasının olduğu çeklerin fotoğraflarını gösterdi.
New York yasalarına göre yapılan ödemeleri kurumsal kayıtlara farklı bir şekilde geçirmek kabahat sınıfına da giren basit bir suç olarak değerlendiriliyor. Ancak bu suç, ikinci bir suçun yolunu açmak amacıyla işlendiyse bu kez ağır suç kapsamına alınıyor.
Trump'ın dosyasında ise bu ikinci suç, seçim kampanyası yasalarının çiğnenmesi olduğu ifade ediliyor. Zira, iddialara göre Trump, seçmenlerin Daniels'la olan ilişkisini öğrenmemesi için bu ödemeleri yaptı. Bu konudaki en büyük kanıt ise Daniels'a yapılan ödemenin 2016 seçimlerinden sadece birkaç gün önce yapılması.



Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia
TT

Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia

James Jeffrey

ABD Başkanı Joe Biden'ın 31 Mayıs'ta İsrail'in yeni ateşkes planını onaylaması, Gazze'deki savaşın tüm dinamiğini değiştirdi. O tarihten bu yana yapılan yorumların çoğu, İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik stratejisinde algılanan değişimden ziyade Hamas Hareketi’nin kısa süre önce açıkladığı yanıta ve önerinin ayrıntılarına yönelikti. Biden tarafından açıklanan ve İsrail'in Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini ve kalıcı ateşkes yapılmasını öngören teklif, 'ertesi gün' için kapsamlı bir planlama yapılması ihtiyacını daha da belirgin hale getirdi. Ancak ertesi gün ile ilgili ne İsrail'de ne de Washington'da henüz detaylı bir planlama yapılmış değil.

Birkaç aydır, düşünce kuruluşları ve medyadan meslektaşlarla birlikte Gazze'de savaş sonrası uluslararası bir yapının oluşturulmasına ilişkin bir plan üzerinde çalışıyorum. Bu plan, yerel yetkililer belirli düzenlemeler altında yeni bir hükümet ve hem Gazzelilere hem de İsraillilere barış getirecek umut verici bir güvenlik yapısı kurmadan önce, Gazze'nin yeniden ayağa kalkmasına yardımcı olunması gerektiğine dikkati çekmeyi amaçlıyor. Geçtiğimiz mayıs ayında Wilson Centre Forumu'nda tartışılan ve resmi internet sitesinde yer alan plan, İsrailli ve Amerikalı hükümet yetkilileri ve çeşitli Arap taraflarla görüşülerek hazırlandı. Planın göze çarpan unsurlarına geçmeden önce İsrail'in ateşkes önerisinde nelerin yeni olduğuna ve bu planın buna nasıl uyduğuna bir göz atalım.

İsrail, ateşkesle ilgili düşüncesinin detaylarını şimdiye kadar kamuoyuna açıklamadı. Bu yüzden (dört buçuk sayfa olduğu söylenen) teklifin yapısal çerçevesini anlamamız için Başkan Biden'ın açıklamalarını ve İsrail'in farklı ve bazen de çelişkili tepkilerini masaya yatırmalıyız. İsrail'in öncelikle, müzakerelerin başarılı olması halinde, teklifin ikinci aşamasının sonunda İsrail Savunma Kuvvetlerinin Gazze'den tamamen çekilmesini kabul ettiği açıkça görülüyor.

Plan, ilk etapta Gazze'yi yönetecek çok uluslu bir idarenin kurulmasını ve bu idarenin Uluslararası Temas Grubu’na rapor vermesine odaklanıyor.

İkinci olarak, İsrail, Gazze Şeridi için daha sonra gelecek üçüncü aşamada kapsamlı bir yeniden inşa planını kabul etmeye hazır görünüyor. Bu önemli bir gelişme, zira Başkan Biden'ın da kabul ettiği üzere İsrail'de bazıları halen Gazze Şeridi'nin İsrail’in yarı kalıcı işgali altında olmasını bekliyor. Üstelik, herhangi bir büyük yeniden inşa planı, güvenlik kaygıları, birçok kilit öneme sahip sınır kapısını kontrol etmesi ve su, elektrik, iletişim gibi temel hizmetleri sağlaması göz önünde bulundurulduğunda İsrail'in desteğinin alınması gerekiyor. Senatör Lindsey Graham da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinin hemen ardından 9 Haziran'da Face the Nation adlı televizyon programında, İsrail'in ateşkes önerisi doğrultusunda Gazze'nin yeniden inşasına ve yönetimine ilişkin bir planı olduğunu ifade etmişti. Bu, edindiğim başka bilgilerle de tutarlı.

Geliştirdiğimiz plan, 11 Haziran'da ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından açıklanan ve Arap devletlerinin ‘Gazze'nin istikrara kavuşturulması ve yeniden inşasında rol oynayacağı geçici bir güvenlik oluşumu ile idari yapı oluşturmasını’ öneren ABD yönetiminin görüşüyle de oldukça uyumlu.

Çok uluslu bir idari yapı

Planımız ilk etapta Gazze'yi yönetecek ve belirli bir ülke veya bölgedeki barış ve güvenlik krizini yönetmek amacıyla uluslararası aktörlerin çabalarını koordine etmek için özel amaçlarla kurulmuş gayri resmi ve daimî olmayan uluslararası bir organ olan Uluslararası Temas Grubu'na (ICG) rapor verecek, çok uluslu bir idari yapı kurulmasını öngörüyor. Bu iki oluşum ABD, İsrail, Mısır, önde gelen diğer Arap ülkeleri ve G7 üyesi ülkeler tarafından ortaklaşa hazırlanan uluslararası bir tüzük çerçevesinde kurulacaktır. Filistin Yönetimi ile istişare için bir mekanizmaya sahip olacak ve mümkünse, 10 Mayıs’taki ateşkes kararını takiben BMGK’da alınacak bir kararla desteklenecektir. İsrail'in önerisinin ikinci aşaması için ateşkes müzakerelerinde başka hukuki temeller de atılabilir.

Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Çok uluslu yönetim, üst düzey bir temsilci tarafından yönetilecek ve ICG’ye katılan ülkelerin yanı sıra, diğer ülkelerden gelen bağışlarla finanse edilecek. Finans, güvenlik, ulaşım, bakanlıklarla koordinasyon, kamuoyu yoklaması ve halkla ilişkiler için özel ekipleri olacak ve İsrail, Mısır ve diğer ülkelerden lojistik destek alacak. Kapsamlı yönetim ve güvenlik gözetiminden başlayarak işleyişinde merkezi yetkilere sahip olacak.

ABD ve ICG üyesi ülkeler, Hamas sonrası güvenlikle ilgili sorumlulukları üstlenecek sivil polis ve jandarma güçleri (sivil halk arasında konuşlu hafif silah kolluk kuvveti) eğitilene kadar güvenlik devriyeleri gerçekleştirmek için çok uluslu yönetime bağlı çok uluslu bir polis gücü oluşturacaklar. Aralarında az sayıda da olsa ABD'li sivil ve askeri yetkili de yer alacak. Ateşkesin ikinci aşaması için yapılacak müzakerelerde, özel güvenlik düzenlemeleri üzerinde yeniden çalışılması gerekiyor.

Bu yapı aynı zamanda Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması, istikrarın sağlanması, kalkınma, yeniden inşa ve diğer her türlü yardımın erişiminde yer alan uluslararası, hükümet ve hükümet dışı kurum ve kuruluşların faaliyetlerini harekete geçirme, koordine etme ve birleştirme yeteneğine de sahip olacak.

Merkezi kontrol

Güvenlik, yeniden yapılanma ve diğer uluslararası destek türlerinin ateşkese uyulmasıyla bağlantılı olmasını sağlamak için merkezi kontrol gerekiyor. Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının, halk ya da yerel yetkililer güvenliği engellerse yahut radikalleşmenin önlenmesi ve uzun vadeli istikrar için gerekenlerin yapılmasına engel olursa diye, yeniden yapılanma ve diğer hizmetlerin sağlanması için (Dayton Anlaşmalarında öngörüldüğü üzere) resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Hiçbir uluslararası polis teşkilatı ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Son olarak plan, bunların her biri ve yukarıda belirtilen diğer çeşitli gündemler için ayrıntılı eylemler içeriyor. Bunlar modüler bir temelde düzenlenmiştir ve Gazze için planlamaya dahil olan hükümetler unsurları seçmekte özgürdür.

Bu planla (ya da Gazze'ye yönelik neredeyse tüm diğer planlarla) ilgili akla birtakım sorunlar gelebilir. Bunların başında, Biden yönetiminin ‘sahada Amerikan askeri bulunmayacağı’ açıklaması açısından başta askeri personel olmak üzere ABD’li personelin Gazze’deki varlığı yer alıyor. Ancak bazen Başkan tarafından yapılan açıklamaların yerine getirilmesi gerekir. ABD'nin halihazırda Gazze kıyısında inşa ettiği yüzer iskelede konuşlanmış askerleri var. Washington'ın yaklaşık 25 ülkede konuşlandırılmış askeri birlikleri bulunuyor. Bu birliklerden bazıları son zamanlarda sahillerde ya da suda saldırıya uğradı. Hiçbir uluslararası polis teşkilatı, ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Yönetim ve Hamas

İkinci konu ise Filistin Yönetimi'nin rolü. Plan, yukarıda belirtilen ICG ve Filistin Yönetimi arasındaki koordinasyonun ötesinde, maaşların ödenmesi, yerel hizmetlerin finanse edilmesi ve seyahat belgelerinin verilmesi de dahil olmak üzere Filistin Yönetimi'nin dahil olacağı alanları ortaya koyuyor. Özellikle çok uluslu yönetimin çekilmesinin ardından Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi’nin yönetimindeki rolüyle ilgili olarak tüm taraflar arasında daha fazla müzakere yapılması gerekecektir.

Siyasi bir çözüm, Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir.

Üçüncü konu, Hamas'ın geleceğidir. Planın kendisi Gazze'de kalan Hamas üyelerinin rolünü tartışmıyor. Ancak ne bu planın ne de Gazze'de yönetim, güvenlik ve yeniden yapılanmaya yönelik başka herhangi bir planın, İsrail karşıtı gündemiyle Hamas'ın etkin bir şekilde kontrolü elinde tutması halinde başarılı olamayacağını söyleyebiliriz. İsrail Başbakanı Netanyahu, Başkan Biden’ın İsrail'in önerisini tartışmasına cevaben, bu öneri altında bile Hamas'ın yenilgiye uğratılması gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde Başkan Biden da ‘Gazze'nin Hamas'ın iktidarda olmadığı daha güzel günler göreceğinin’ altını çizdi. Siyasi bir çözüm,- Başkan Biden'ın atıfta bulunduğu ateşkes çerçevesinde - Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir. Tüm bunlar İsrail'in teklifinin ikinci aşamasının müzakerelerinde ele alınacaktır.

Bu aşamada yukarıda belirtilen hususlar, Gazze Şeridi’nde savaşın ertesi günü için geçici çözüm kapsamında en ciddi olan konulardır. Gazze’deki savaşın, bölgenin güvenliğine yönelik oluşturduğu olağanüstü tehdit, sadece Gazze ve İsrail vatandaşları için değil tüm bölge halkları için daha iyi bir gelecek arayışındaki tüm tarafların olağanüstü çaba sarf etmesini ve büyük riskler almasını gerektiriyor.

*Bu yazı Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.