AB ve ABD enerji piyasalarında istikrar sağlamaya çalışacak

Avrupa Birliği (AB) ve ABD, küresel enerji piyasalarında istikrarı sağlamayı ve iklim hedeflerini yakalamak için gereken dönüşümü desteklemeyi taahhüt etti.

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ve AB Dış Politika Sorumlusu Josep Borrell Brüksel'de (DPA)
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ve AB Dış Politika Sorumlusu Josep Borrell Brüksel'de (DPA)
TT

AB ve ABD enerji piyasalarında istikrar sağlamaya çalışacak

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ve AB Dış Politika Sorumlusu Josep Borrell Brüksel'de (DPA)
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ve AB Dış Politika Sorumlusu Josep Borrell Brüksel'de (DPA)

Brüksel'de düzenlenen AB-ABD Enerji Konseyi toplantısına, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB Komisyonu Enerjiden Sorumlu Üyesi Kadri Simson, ABD Enerji Bakan Yardımcısı Davis Turk ve AB Dönem Başkanı İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström katıldı.
Toplantı bitiminde yayımlanan ortak açıklamada, Atlantik ötesi enerji işbirliğinin küresel enerji piyasalarının istikrarına ve şeffaflığına katkıda bulunmaya devam ettiği kaydedildi.
Açıklamada, enerjiyi silah olarak kullanma girişimlerine karşı enerji dönüşümünü hızlandırma, fosil yakıtlara bağımlılığı azaltma, enerji tüketimini düşürme ve enerji güvenliğini güçlendirilmenin önemine işaret edildi.
AB ve ABD'nin 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma taahhüdünü sürdüren stratejik ortaklar olduğuna dikkat çekilen açıklamada, iklim dostu geçişin adil ve kapsayıcı bir enerji dönüşümüyle olacağı ifade edildi.
Açıklamada, savaşın hızlı fiyat artışları ve piyasalarda dalgalanmalara neden olan bir enerji güvenlik krizi ortaya koyduğu belirtilerek, Avrupa'nın iklim dostu dönüşümü için rekabetçi ve şeffaf küresel enerji piyasaları ile güvenilir, sürdürülebilir, uygun fiyatlı ve güvenli enerji arzına ihtiyaç duyduğu bildirildi.
AB ve ABD'nin küresel enerji piyasalarını istikrarlı tutmak ve Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için gereken enerji dönüşümünü desteklemek için birlikte çalışmayı sürdüreceği ve bu kapsamda gerekli önlemler alınacağı ifade edildi.
Açıklamada, AB ve ABD'nin nükleer ürünler ve yakıtlarda Rusya'ya bağımlılığı azaltmak için işbirliğini yoğunlaştırma niyetinde olduğu, bu durumdan etkilenen AB ülkelerine nükleer yakıt tedarikini uygun şekilde sağlamaya yönelik çabaların destekleneceği kaydedildi.
Enerji sistemlerinin karbondan arınmasında nükleer enerjinin rolünün önemine işaret edilen açıklamada, "AB ve ABD, bu yıl içinde bir üst düzey küçük modüler reaktörler (SMR) forumunu birlikte düzenlemeye karar verdi." ifadesi kullanıldı.
ABD, savaşın başlaması ve Rusya'dan Avrupa'ya doğal gaz sevkiyatının düşmesiyle geçen yıl AB'nin ana LNG tedarikçisi oldu.
2021'de 22 milyar metreküp olan ABD'nin AB'ye LNG ihracatı, 2022'de 56 milyar metreküpü buldu.
Ayrıca, Rusya'nın AB gaz ithalatındaki payı 2022 mart ayında yüzde 37 seviyesindeyken, bu oran yıl sonunda yüzde 16'ya geriledi.
Öte yandan, AB ülkeleri Rusya'dan doğal gaz ve nükleer yakıtlara bir yaptırım uygulamadı.
Rusya, AB ülkelerindeki nükleer santrallerinin ana yakıtı olan uranyumların önemli bir kısmını sağlıyor.



Elektriğin tamamını yenilenebilir enerjiden sağlayan ülke sayısı yediye ulaştı

Fotoğraf: (Unsplash)
Fotoğraf: (Unsplash)
TT

Elektriğin tamamını yenilenebilir enerjiden sağlayan ülke sayısı yediye ulaştı

Fotoğraf: (Unsplash)
Fotoğraf: (Unsplash)

Yeni derlenen rakamlara göre 7 ülke artık elektriğinin neredeyse tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından üretiyor.

Arnavutluk, Bhutan, Nepal, Paraguay, İzlanda, Etiyopya ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti tükettikleri elektriğin yüzde 99,7'sinden fazlasını jeotermal, hidroelektrik, Güneş veya rüzgar enerjisi kullanarak üretti.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı'nın (IRENA) verileri, 2021 ve 2022'de 11 Avrupa ülkesi de dahil 40 ülkenin daha tükettikleri elektriğin en az yüzde 50'sini yenilenebilir enerji teknolojilerinden ürettiğini ortaya koydu.

djku78k

Verileri yayımlayan Stanford Üniversitesi Profesörü Mark Jacobson, "Mucize teknolojilere ihtiyacımız yok" dedi.

Her şeyi elektrikle çalışır hale getirip elektriği kara rüzgarı, Güneş fotovoltaikleri, konsantre Güneş enerjisi, jeotermal elektrik, küçük hidroelektrik ve büyük hidroelektrik içeren Rüzgar, Su ve Güneş'le (Wind, Water, Solar/WWS) sağlayarak emisyonları durdurmamız gerekiyor.

derfgth

Profesör Jacobson ayrıca Almanya gibi diğer ülkelerin de kısa süreler için yüzde 100 yenilenebilir kaynaklı elektrikle ihtiyacını karşılayabildiğini belirtti.

6muk7
Artık yaklaşık 50 ülke elektriğinin yüzde 50'sinden fazlasını yenilenebilir enerji kaynaklarından üretiyor (The Independent)

IEA'nın ocakta açıkladığı rakamlar, Birleşik Krallık'ın 2022'de elektriğinin yüzde 41,5'ini yenilenebilir kaynaklardan ürettiğini gösteriyor. Bu rakam önceki yıla göre yüzde 10,5 daha yüksek.swqefrg45

İskoçya'da yenilenebilir enerji teknolojileri 2022'de ülkenin toplam elektrik tüketiminin yüzde 113'üne eşdeğer üretim gerçekleştirmişti.

Scottish Renewables CEO'su Claire Mack o yıl, "Bu rekor kıran rakamlar, İskoçya'nın net sıfıra giden yolculuğunda önemli bir kilometre taşı ve dünya standartlarındaki yenilenebilir enerji kaynaklarımızın muazzam potansiyelini açıkça gösteriyor" demişti.

İskoçya'nın elektrik üretimine rüzgar enerjisi hakim olsa da araştırmacılar gelecek on yıllarda Güneş enerjisinin küresel elektrik arzına hakim olacağını tahmin ediyor.

Son yıllarda Güneş pillerinin verimlilik oranlarının iyileştirilmesinde önemli ilerlemeler kaydediliyor ve bu ilerlemelerde "mucize malzeme" denen perovskit büyük rol oynuyor.

Ticari maliyetlerin de düşmesi, Exeter Üniversitesi ve University College London'daki bilim insanlarının geçen yıl Güneş enerjisinin 2050'ye kadar dünyanın ana enerji kaynağı haline gelmesini sağlayacak "geri döndürülemez bir kritik eşiğe" ulaştığını iddia etmelerine yol açmıştı.

2023'te Nature Communications akademik dergisinde yayımlanan makaleleri, teknolojik ve ekonomik ilerlemelerin temiz enerjiye geçişin sadece ulaşılabilir değil, aynı zamanda kaçınılmaz olduğu anlamına geldiğini ortaya koymuştu.

Araştırmacılar çalışmada, "Geçmiş politikalar tarafından harekete geçirilen teknolojik gidişat nedeniyle, Güneş enerjisinde geri dönülemez kritik eşik geçilmiş olabilir. Bu da başka iklim politikaları olmaksızın Güneş enerjisinin kademeli şekilde küresel elektrik piyasalarına hakim olacağı anlamına geliyor" diye yazmıştı.

Güneş enerjisi dünya üzerindeki en yaygın enerji kaynağı ve ekonomik cazibesi, yatırımların çoğaldığı bir döngüde hızla artıyor.

Independent Türkçe