Mısır’da Ramazan ayında düzenlenen talk şovlar tartışmalara yol açtı

Muhamed Lutfi’nin ‘Habr Sırri’ programından bir görüntüsü (Facebook)
Muhamed Lutfi’nin ‘Habr Sırri’ programından bir görüntüsü (Facebook)
TT

Mısır’da Ramazan ayında düzenlenen talk şovlar tartışmalara yol açtı

Muhamed Lutfi’nin ‘Habr Sırri’ programından bir görüntüsü (Facebook)
Muhamed Lutfi’nin ‘Habr Sırri’ programından bir görüntüsü (Facebook)

Sanat, spor, medya ve siyasetin ünlülerine ev sahipliği yapmayı amaçlayan Ramazan talk şov, Mısır’da tartışmalara yol açtı. Tartışmalara yol açan programlar arasında en-Nehar kanalında yayınlanan ‘el-Arafe’, Kahire ven-Nas kanalında yayınlanan ‘Habr Sırri’, eş-Şems kanalında Nur Isamuddin tarafından sunulan ‘İsticvab’ ve Hey kanalında Emira Bedr’in sunduğu ‘VIP’ programları yer alıyor.

Said es-Sağir ‘el-Arafe’ stüdyosundan ayrılırken (Facebook)
Ramazan’ın ilk gününden bu yana, bu programlara Nelly Kerim, Mai Ömer, Muhammed Receb, Raniya Yusuf, Muhammed Lutfi, Fethi Abdulvevvab, Mine Fedali, Nahid es-Sibai, yazar Muhammed el-Gayti, Milletveki Feride eş-Şevbaşi ve gazeteci Tamir Emin gibi isimler katıldı. Sanatçı Hasan Şakuş karısının huzurunda kendisiyle ilgili bazı kişisel meselelerin duyurulmasının ardından ‘el-Arafe’ programının bir bölümünden çekilmekle tehdit etti.  Daha sonra Şakuş’un bu yaklaşımı büyük tartışmalara neden oldu. Aynı program, Şakuş’un konuşmanın yayınlamamasını talep etmesi üzerine, popüler şarkıcı Said es-Sağir’in programdan ayrılmasına tanık oldu.
Talk şovlar genellikle önceki ifadeleri ve özürleri içeren birkaç konuşmaya dayanır. Konuğun kişisel yaşamını, meslektaşları, ailesi ve etrafındakilerle olan anlaşmazlıklarını inceler.
Sanat eleştirmeni Muhammed Abdulhalık’a göre talk şov olgusu 1990’lı yıllarda yoğun bir şekilde başladı. Özellikle Ramazan ayında medya tarafından sunulan program (açık diyalog) da dahil olmak üzere büyük başarılar elde etti. Mufid Fevzi’ye kadar bu programlarda cesur sorular olmasına rağmen, sınırlar aşılmamıştı. Şarku’l Avsat’a konuşan Abdulhalık şunları söyledi:
 “Bu programlar farklı isimler ve formatlarla sunuluyor. Her yıl izleyiciyi ilgilendirmeyen ve konuğun sanat yaşamında fark yaratmayan ayrıntıları ortaya çıkaran özel sorular dozu artıyor. Bu programlar sosyal medyanın yayılmasıyla birlikte sansasyonel materyallerin en çok aranan konulardan biri haline geldi.  Ne zaman bölüm sorunlarla doluysa trendin zirvesine çıkıyor. Ne yazık ki sanatçılar, yapımcılar ve reklam verenler onu aramak için yarışıyor”

Esma İbrahim ‘Habr Sırri’ programında (Facebook)
Maddi ödülün konukları kişisel yaşamları hakkında konuşmaya kabul etmede önemli bir faktör olup olmadığı hakkında konuşan Abdulhalık şunları söyledi:
“Kazanç iki yönlüdür. Sanatçı can sıkıcı soru ve durumlara maruz kalmasının karşılığında büyük maddi kazanç elde edebiliyor. İkinci kazanç ise manevidir. Sanatçının trend üzerindeki görünümü ne yazık ki olumsuz da olsa şöhretinin nedenlerinden biri haline geldi”

Besma Vehbe ‘el-Arafe’ programında (Facebook)
Mısırlı eleştirmen Feyza Hindavi ise,  Ramazan talk şovlarının doksanlı yıllardaki üst düzey medya profesyonellerinin programlarına kıyasla açığı ifşa etmeye bağımlı hale geldiğini doğruladı. Şarku’l Avsat’a konuşan Hindavi ise şunları söyledi:
“Örneğin Tarık Habib, Feryal Salih ve Selma eş-Şema tarafından sunulan programlar, sanatçının oyunculuk sahnelerinden, sunduğu kişilikleri nasıl somutlaştırdığından ve izleyicinin ondan keyif alması için neler yaptıklarından bahsediyordu. Ama şimdi sanat camiasında evlilik, boşanma ve anlaşmazlıkları hakkındaki konuşmaları görüyoruz”



George Clooney'nin eşi, ilişkilerini anlattı

(AP)
(AP)
TT

George Clooney'nin eşi, ilişkilerini anlattı

(AP)
(AP)

Shahana Yasmin 

Amal Clooney, hayatını eşi George Clooney'yle paylaştığı için nasıl da "son derece şanslı" hissettiğini anlattı.

İnsan hakları avukatı yeni bir röportajda, Ocean's Eleven'ın yıldızıyla birlikte mesleki sorumlulukları ve ebeveynlik arasında kurdukları dengeden bahsetti.

Glamour için Charlotte Tilbury'ye konuşan Amal, "Yaptığım işi çok destekleyen bir hayat arkadaşım var. Bu yüzden özür dilemem ya da kendimi dizginlemem gerekiyormuş gibi hissetmiyorum" dedi.

Anne olduğumda, ki bu tabii ki yeni bir aşamaydı, bana 'Güvenlik Konseyi'nde konuşman olduğunu biliyorum. Senin gitmen lazım, çocuklarla ben ilgilenirim, endişelenme' diyen ilk kişinin o olduğunu hatırlıyorum. Her günümü onunla paylaştığım için kendimi son derece şanslı hissediyorum. Ve şimdi 4 kişiyiz. Ve bunların hiçbirini cepte görmüyorum. Sadece onlarla birlikte olmanın getirdiği kahkaha ve neşenin kıymetini biliyorum.

Eylül 2014'te evlenen çiftin 2017'de Alexander ve Ella adındaki ikizleri dünyaya geldi.

Amal, çocuklarını spot ışıklarından uzak tutmak için evde telefon kullanmama politikası izlediğinden de söz etti. 

Avukat, "Özel anlar ve alanlar yaratmak giderek zorlaşıyor. Ama aynı zamanda bu yüzden evde çok eğleniyoruz. Artık herkesin telefonunu almak için kullandığım bir telefon sepetim var! İnsanların aile ve arkadaşlarıyla baş başa kaldığı, güvenli ve samimi bir iletişim kurabileceğini hissettiği o dengeyi kurmak önemli" dedi. 

Ve ebeveyn olmanın, bazı müdahalelerden daha fazla rahatsızlık duymak anlamına geldiğini söyleyebilirim. Bu yüzden çocuklarımızın bu durumdan olumsuz etkilenmemesi için elimizden geleni yapıyoruz. Çocuklarımızı herkesin gözü önüne koymuyoruz, hiçbir zaman fotoğraflarını falan paylaşmıyoruz.

George da daha önce çocuklarını medya manşetlerinden uzak tutmanın kendisi için ne kadar önemli olduğunu söylemişti.

Aktör geçen yıl GQ'ya verdiği bir röportajda şöyle demişti:

Amacım onları korumak, çocuklarımın fotoğraflarının çekilmesini istemiyorum. Çok ciddi konularla, cidden kötü adamlarla uğraşıyoruz ve çocuklarımızın fotoğraflarının ortalıkta dolaşmasını istemiyoruz. Bu yüzden özel hayatımızı korumak için çok çaba sarf etmemiz gerekiyor ve tahmin edebileceğiniz gibi bu zorlu bir iş.

Amal ayrıca The King's Trust için Buckingham Sarayı'yla yaptığı hayırseverlik çalışmaları ve Amal Clooney Kadınların Güçlendirilmesi Ödülü'nün başlatılması hakkında da uzun uzun konuştu.

Amal "Kenya, Hindistan ve Pakistan gibi yerlerin en ücra köşelerinde, beceri kazandırma ve eğitim yoluyla kadınları güçlendirmeye çalışan bu kuruluşun faaliyetlerinin bir örneğine ışık tutma fırsatı bulduğumuz için gerçekten çok duygulandım ve onur duydum" dedi.

Independent Türkçe, independent.co.uk/life-style