Meta'ya bir darbe daha: Gençlerin yalnızca yüzde 1'i VR'ı düzenli kullanıyor

Mark Zuckerberg, sanal gerçekliğin bir sonraki büyük gelişme olmasına milyarlarca dolar yatırdı

Meta
Meta
TT

Meta'ya bir darbe daha: Gençlerin yalnızca yüzde 1'i VR'ı düzenli kullanıyor

Meta
Meta

Yeni bir ankete göre, ABD'li gençlerin yüzde 1'inden azı düzenli olarak sanal gerçeklik (VR) başlıkları kullanıyor.
Bu teknolojiye olan ilgisizlik, VR'la erişilen metaverse aracılığıyla dünyayı birbirine bağlamak uğruna milyarlarca dolar harcayan Meta patronu Mark Zuckerberg için en son aksaklık.
Piper Sandler tarafından bu hafta yayımlanan ankete katılan gençlerin üçte birinden daha azının bir VR cihazına sahip olduğu, bunların sadece yüzde 4'ünün bu cihazları her gün kullandığı ortaya çıktı.
Piper Sandler analistleri, "Kullanımdaki bu isteksizlik, bizim için VR'ın hâlâ 'ilk günlerini' yaşadığını ve bu cihazların akıllı telefonlardan daha az önemli olduğunu gösteriyor" diye yazdı.
ABD'deki 5 bin 690 gencin katıldığı ankette, katılımcıların yalnızca yüzde 7'sinin VR başlık satın almayı planladığı, yarısından fazlasınınsa bundan emin olmadığı veya bu cihazlara ilgi duymadığı ortaya çıktı.
Meta'nın bu yılın ilerleyen dönemlerinde Quest 3 adlı yeni bir VR başlığını piyasaya sürmesi, fiyatınınsa 500 dolar civarında olması bekleniyor.
Şirketin değeri, kısmen Zuckerberg'in yeni yeni oluşan metaverse endüstrisine yönelme planının sonucunda, 2022'de yüzde 60'tan fazla çakılmıştı.
Geçen haziranda verdiği bir röportajda teknoloji şirketinin patronu, VR teknolojisinin Facebook, Instagram ve WhatsApp dahil diğer işletmelerinden daha büyük olacağını iddia etmişti.
Zuckerberg, "Temelde metaverse'te yüzlerce dolarlık alışveriş yapan, her biri dijital ürünler, dijital içerikler, kendilerini ifade etmek için farklı şeyler satın alan yaklaşık 1 milyar insana erişmeyi umuyoruz" demişti.
"Yani bu avatarları için kıyafetler, sanal evleri için farklı dijital ürünler, sanal konferans odalarını dekore etmek için eşyalar, sanal ve artırılmış gerçeklikte ve genel olarak metaverse genelinde daha üretken olmak için yardımcı programlar da olabilir."
Meta'nın Reality Labs birimi geçen yıl 13,72 milyar dolar zarar etmiş ve şirket, "2023'teki faaliyet kayıplarının yıldan yıla önemli ölçüde artacağı" uyarını yapmıştı.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research