Sosyal sorumluluk çalışmalarının öncüsü Suud el-Subeyiy, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Vizyon 2030, sosyal sorumluluk çalışmalarının yerel olarak başlatılmasını hızlandıracak’

Sosyal sorumluluk alanındaki tecrübesini FC Internazionale Milano’ya aktarıyor

Suud el-Subeyiy, Sosyal Sorumluluk Departmanı’nı beş yıllık bir süre için devralmak üzere İtalyan kulüp FC Internazionale Milano ile sözleşme imzaladı. (Şarku’l Avsat)
Suud el-Subeyiy, Sosyal Sorumluluk Departmanı’nı beş yıllık bir süre için devralmak üzere İtalyan kulüp FC Internazionale Milano ile sözleşme imzaladı. (Şarku’l Avsat)
TT

Sosyal sorumluluk çalışmalarının öncüsü Suud el-Subeyiy, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Vizyon 2030, sosyal sorumluluk çalışmalarının yerel olarak başlatılmasını hızlandıracak’

Suud el-Subeyiy, Sosyal Sorumluluk Departmanı’nı beş yıllık bir süre için devralmak üzere İtalyan kulüp FC Internazionale Milano ile sözleşme imzaladı. (Şarku’l Avsat)
Suud el-Subeyiy, Sosyal Sorumluluk Departmanı’nı beş yıllık bir süre için devralmak üzere İtalyan kulüp FC Internazionale Milano ile sözleşme imzaladı. (Şarku’l Avsat)

Sosyal sorumluluk programları, spor kulüpleri ve onlara bağlı kuruluşları üzerindeki olumlu etkisinin yanı sıra spor kulüplerinin takipçilerine verdiği mesajların önemli bir ayağını oluşturuyor.
Futbol kulübünün şampiyonlardan biri olup olmadığına ya da zengin bir geçmişe sahip olup olmadığına bakılmaksızın, sosyal sorumluluk çalışmalarına dayalı olan stratejiler, paydaşlarla doğrudan ilişkilerini koruyabilecek ve onları etkileyecektir. Bu bağlamda en önemli paydaşlardan biri tüketicilerdir ve spor sektöründe tüketiciyi seyirciler temsil eder. Bir spor kulübünün sosyal sorumluluk faaliyetlerini taraftarları ile birlikte gerçekleştirmesi, kulüp ile seyirci arasındaki bağı güçlendirir ve maçlara giden, kulübün ürünlerini satın alan ve kulübün televizyon yayınlarından elde ettiği geliri artıran sadık seyirci kitlesi oluşturur. Böylece kulübün uzun vadede yatırım getirisini artırır. Tüm bunlar sonucunda gerek eğitim, sağlık ve sosyal gelişim alanında gerekse de çevre alanında, tüm paydaşlarda bu programların önemi ortaya çıkar.
Sosyal Sorumluluk Uzmanları Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Suud el-Subeyiy de hem Suudi Arabistan’da hem de dünya çapında bu konuda en önemli isimlerden biri olarak öne çıkarıyor. Subeyiy 2012’den itibaren el-Hilal Kulübü aracılığıyla spor alanında sosyal hizmetin öncüsü oldu. Sonrasında 2020 yılında el-Asımi Kulübündeki (The Capital Club) görevinden ayrılıp sahibi olduğu Sosyal Sorumluluk Uzmanları Şirketi’nde tam zamanlı çalışmaya başladı. Yaklaşık bir buçuk yıl önce, İspanyol Real Madrid ve İngiliz Manchester United kulüpleri aracılığıyla uluslararası ve Avrupa arenalarında çalışmaya başladı. Söz konusu iki kulüp, el-Hilal’de görev yaptığı süre boyunca gerçekleştirdiği seçkin çalışmalardan dolayı Subeyiy’nin bu alanda kendileri için çalışmasını istedi.
Subeyiy’in çalıştığı dönemde el-Hilal, dünyadaki sekiz sosyal sorumluluk forumunda, alanındaki tüm uluslararası rakiplerinin önünde birinci sırada yer aldı.

Suud el-Subeyiy, Avrupa Futbol Federasyonu ile sözleşme imzaladı. (Şarku’l Avsat)
Sosyal Sorumluluk Uzmanları Şirketi’nin en yeni spor anlaşmaları, Subeyiy’nin birkaç gün önce Avrupa Futbol Federasyonu ile bir sözleşme imzalamasıyla gerçekleşti. Şirket bu anlaşmayla, dünya genelinde en ön önemli futbol müsabakaları olan UEFA Şampiyonlar Ligi, UEFA Avrupa Ligi ve UEFA Avrupa Konferans Ligi’nin bir sonraki müsabakalarından başlayarak üç yıl boyunca sosyal sorumluluk projelerinin yönetimini üstlendi. Ayrıca İtalyan kulübü FC Internazionale Milano ile önümüzdeki beş yıl boyunca kulübün sosyal sorumluluk yönetimini devralmak için bir sözleşme imzaladı.
Subeyiy Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda konuya ilişkin şunları söyledi:
“2020 yılında el-Hilal Kulübü’ndeki görevimden ayrıldığımdan beri, çeşitli kurum ve kuruluşlarla çalışabilmek için sosyal sorumluluk uzmanlarından oluşan bir şirket kurmaya çalıştım. Başlangıçta, İspanyol kulübü Real Madrid, bir buçuk yıl önce ise İngiliz Manchester United ile çalıştım. İspanyol kulübü ile yapılan çalışma, sosyal çalışma ile ilgili ayrı programlar oluşturmaya dayanıyordu. İngiliz kulübüyle olan çalışma ise sosyal sorumlulukla ilgili tüm çalışmaların yönetimini üstlenme temasına dayanıyordu. Bu çalışmalar bizi, Katar’da düzenlenen son 2022 Dünya Kupası’ndaki sosyal sorumluluk çalışmalarının yönetimi üstlenmek üzere Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) ile iş birliği yapmaya sevk etti. Burada, sosyal sorumlulukla ilgili bir dizi program ve etkinlik sunduk. Programlarımızın büyük başarısı Avrupa Futbol Federasyonu yetkililerinin yanı sıra FC Internazionale Milano Başkan Yardımcısı Javier Zanetti’nin de ilgisini çekti ve izlediğimiz stratejiyi Avrupa müsabakalarına ve İtalyan kulübüne aktarmak için bizimle iletişime geçmeye sevk etti. Gönüllülük ve çevre koruma alanlarında bir dizi program geliştirmeyi amaçlayan sözleşme süresince stratejik bir eylem planı uygulamak için onlarla sözleşme imzaladık. Bu bağlamda ayrıca Avrupa müsabakalarında son sıralarda yer alan bazı ülkeler başta olmak üzere taraftarın futbola olan bağlılığını arttırmanın yanı sıra okullarda çocuklara yönelik eğitim faaliyetlerinin artırılması ve seçkin ve çeşitli toplum yelpazeleriyle etkileşim halinde olan net bir topluluk kimliği oluşturmak için çalışmak amaçlandı.”
Subeyiy açıklamalarının devamında sürecin kolay olmayacağını vurguladı:
“UEFA ile zorlu bir görev bizi bekliyor. Zira yaptığımız anlaşma, birçok Avrupa ülkesinin çatısı altında düzenlenen çeşitli maçlarda yer almamızı, müsabakalarda sosyal sorumlulukla ilgili faaliyetler yürütmemizi gerektiriyor. Stratejimiz, her müsabaka ile ayrı ayrı bağlantılı olan birkaç seviyeyi içeriyor. Örneğin UEFA Şampiyonlar Ligi müsabakasında sunacağımız çalışma, ülkelerin ve kulüplerin tarih ve başarı sıralamasının farklılığı nedeniyle, UEFA Avrupa Konferans Ligi müsabakasındaki çalışmalardan farklı olacak. Bununla birlikte programlar, toplumun, çevrenin ve yönetimin etkinliğini ölçme endeksinin ana temelleri kapsıyor. Önceki Dünya Kupası’nda zamansızlıktan dolayı zorlu bir tecrübe yaşadıktan sonra, UEFA ve bazı Avrupa kulüpleri ile önümüzdeki zorlu göreve hazırız. Bu kurumlarla düzenlenen programlar daha uzun bir döneme yayılıyor. Dolayısıyla Dünya Kupası’nda elde ettiğimiz başarı bizim için bu çalışmaları kolaylaştıracak.”
Çalışmalarının Avrupa Kıtası’na yönelmesi ve son zamanlarda Suudi spor camiasında görev almaması hakkında da açıklamalarda bulunan Subeyiy sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:
“Şimdiye kadar yerel spor ortamı, sosyal sorumluluk çalışmalarını gerektiği gibi geliştirmek için gerekli aşamaya ulaşamadı ve çevre henüz verimli bir durumda değil ancak bunun uzun sürmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü topluluk çalışmalarının bazı yönleri Suudi Arabistan içindeki birçok bölgede yayılmaya başladı. Bu nedenle, Krallık’ın 2030 Vizyonu doğrultusunda, her yılın 23 Mart’ı sosyal sorumluluk için özel bir gün olarak belirlemesi ile uyumlu olarak, spor kulüplerinin bu konuda etkili planlar ve stratejiler geliştirmesi gerekir. Vizyon 2030, sosyal sorumluluk çalışmalarının yerel olarak başlatılmasını hızlandıracak. Bu bağlamda, sosyal sorumluluk programlarının uzun vadede bu hedeflere ulaşması için spor kulübü yetkililerini maddi, manevi ve toplumsal birçok kazanım elde etmek üzere sosyal sorumluluklarını harekete geçirmeye ve uzun vadeli olarak çalışmaya davet ediyorum.”



Salih Yoluç ve Ayhancan Güven'in yarışacağı WEC nedir?

Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)
Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)
TT

Salih Yoluç ve Ayhancan Güven'in yarışacağı WEC nedir?

Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)
Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)

Adrenalin'den herkese merhaba. Bu hafta Racing Team Turkey'nin Asian Le Mans Series'te yarışacağını açıklaması, motor sporları hayranlarının gözünü Dünya Dayanıklılık Şampiyonası'na (WEC) çevirdi. Biz de bu hafta WEC'i inceleyeceğiz.

FIA WEC, 2012'de FIA (Uluslararası Otomobil Federasyonu) ve Automobile Club de l'Ouest (ACO) tarafından kuruldu. Şampiyona, 6 saatten 24 saate kadar sürebilen uzun mesafeli yarışları içeriyor. Serinin temel özelliği, aracın performansıyla birlikte dayanıklılığı, yakıt stratejisini, lastik yönetimini ve pilot değişim temposunu aynı anda test eden bir format sunması.

WEC, yıllar içinde üretici katılımı açısından da motor sporlarının en yoğun rekabetçi alanlarından biri haline geldi. 2026 sezonunda 14 üretici mücadele edecek:
Alpine, Aston Martin, BMW, Cadillac, Corvette, Ferrari, Ford, Genesis (yeni katılım), Lexus, McLaren, Mercedes-AMG, Peugeot, Porsche ve Toyota.

Bu geniş üretici listesi, serinin teknoloji geliştirme açısından önemini de yansıtıyor. Yarışlarda kullanılan aerodinamik paketler, hibrit sistemler, dayanıklılık parçaları ve güvenlik çözümleri daha sonra üreticilerin yol araçlarına adapte ediliyor. Bu nedenle WEC, hem pist hem de ticari otomotiv sektörü için bir inovasyon laboratuvarı niteliğinde.

WEC'te yarışan arabalar temelde iki sınıfa ayrılıyor: Hypercar ve LMGT3. Bu ayrım ilk bakışta karmaşık görünebilir ama aslında basit bir mantığa dayanıyor. Hypercar sınıfı, şampiyonanın zirvesi kabul ediliyor.

Bu sınıftaki araçlar tamamen yarış için tasarlanmış, ileri mühendislik ürünleri. Onları yollarda görebileceğimiz bir otomobille karşılaştırmak mümkün değil. Üreticiler, Ferrari'den Porsche'ye, Toyota'dan Peugeot'ya kadar, kendi özel tasarımlarını geliştirip dayanıklılık yarışlarının sınırlarını zorlayan araçlar ortaya koyuyor.

Bu sınıfın amacı hız, teknoloji ve mühendislik üstünlüğü. Le Mans 24 Saat gibi dev bir yarışı genel klasmanda kazanan ekip de her zaman Hypercar kategorisinden çıkıyor. Yani bu sınıf, hem marka prestiji hem de teknik rekabet açısından şampiyonanın kalbi.

LMGT3 ise çok daha tanıdık bir görüntü sunuyor. Bu araçlar, herkesin günlük hayatta gördüğü veya bildiği spor otomobillerin yarışa uyarlanmış versiyonları.

Porsche 911, Ferrari 296, BMW M4 veya Aston Martin Vantage gibi modeller, LMGT3 sınıfında ciddi bir dönüşüm geçirmiş halleriyle piste çıkıyor. Bu dönüşüm; daha hafif gövde, artırılmış aerodinamik parçalar, yarış frenleri ve güvenlik ekipmanları gibi birçok değişikliği içeriyor.

Ancak araçların temel silueti ve karakteri hâlâ yol versiyonunu hatırlatıyor. Bu nedenle LMGT3 yarışları genellikle çok yakın mücadelelere sahne oluyor çünkü araçların performansları birbirine epey yakın.

Bu iki sınıfın en ilginç yanıysa aynı anda, aynı pistte yarışmaları. Hypercar'lar daha hızlı olduğundan yarış boyunca LMGT3 araçlarına tur bindiriyorlar.

Bu durum, izleyenler için sürekli hareket, trafik yönetimi ve strateji gerektiren çok katmanlı bir yarış deneyimi oluşturuyor. Sürücüler sadece kendi içinde rekabet etmiyor, aynı zamanda farklı sınıflardan gelen tempolara uyum sağlamak zorunda kalıyor. İşte dayanıklılık yarışlarının hem karmaşık hem de büyüleyici olmasının nedeni bu.

WEC'teki sınıf ayrımı aslında şampiyonanın ruhunu oluşturan çeşitliliğin ta kendisi. Hypercar sınıfı üreticilerin teknoloji gösterisi, LMGT3 ise tanıdık spor otomobillerin yarış ruhunu temsil ediyor. Bu iki dünyanın tek bir yarışta buluşması, WEC'i diğer tüm motor sporlarından farklı ve benzersiz kılıyor.

WEC’de her yarış hafta sonu, belirli bir akışa sahip programla ilerliyor. Hafta sonu antrenman seanslarıyla başlıyor. Bu seanslarda takımlar araç ayarlarını denerken, yakıt tüketimini, lastik davranışlarını ve pist koşullarını analiz ediyor.

Ardından sıralama turları başlıyor. 2025’te yenilenen ve 2026’da da devam edecek bu formatta, her sınıf için önce 12 dakikalık bir sıralama bölümü yapılıyor. Bu bölümde en hızlı turları atan ilk 10 araç, Hyperpole adı verilen final seansına kalıyor. Hyperpole kısa, stresli ve tamamen hız odaklı bir mücadele; burada atılan en hızlı tur, yarışa kimin pole pozisyonundan başlayacağını belirliyor.

Tüm bu yapı hem rekabeti sıkı tutmak hem de seyirciye heyecan dolu bir hafta sonu sunmak için tasarlanmış durumda.

csdfgth
Takvim, WEC'in küresel görünürlüğünü artırmak amacıyla farklı pazarlara hitap edecek şekilde planlanmış durumda (WEC)

Türk motor sporları tarihinde uluslararası başarılarıyla bilinen Salih Yoluç, 2026'da WEC'e resmi dönüş yapacağını açıkladı. Daha önce Le Mans dahil birçok dayanıklılık yarışında zafer kazandı ve GT kategorilerinde önemli dereceler elde etti. 2026 sezonu için hedefi, LMGT3 sınıfında istikrarlı bir performans ortaya koymak.

Geçen yılın DTM şampiyonu Ayhancan Güven ise 2026'da Manthey Racing'le WEC'te yarışacak. Porsche destekli kariyerinin ardından dayanıklılık arenalarına geçişi, onun için yeni bir profesyonel sayfa anlamına geliyor. Sprint yarışlarındaki agresif ve kontrollü sürüş stilini uzun mesafe formatına nasıl adapte edeceği merakla bekleniyor.

Her iki pilotun da aynı sezon WEC'te yer alması, Türk motor sporları camiası adına tarihi bir gelişme. 

Racing Team Turkey'nin mücadele edeceği Asian Le Mans Series (ALMS), dayanıklılık yarışlarının Asya ayağını temsil eden FIA onaylı bir şampiyona.

Genellikle 4 saatlik yarışlardan oluşan bu seri LMP2, LMP3 ve GT sınıflarını içeriyor.

Takımların WEC öncesi araçlarını test etmeleri için önemli bir hazırlık kategorisi Asian Le Mans Series'te gösterilen başarılar, ekiplerin Le Mans 24 Saat için davet alma şansını doğrudan etkiliyor. Racing Team Turkey'nin katılımı, hem sportif hem de uluslararası görünürlük açısından ciddi önem taşıyor.

WEC, modern motor sporlarının en teknik, en stratejik ve en çok dayanıklılık gerektiren platformlarından biri. 2026 sezonuna girerken hem üretici sayısının artması hem de sınıflardaki rekabet dengesi, şampiyonayı daha çekişmeli bir hale getiriyor. Yoluç ve Güven'in aynı sezonda yer alması ve Racing Team Turkey'nin ALMS programı ise Türkiye adına tarihi bir dönem başlatıyor.

2026 sezonu, Türk motor sporları tutkunları için kaçırılmaması gereken bir dönem olacak.

Kaynaklar: WEC, ALMS


Mike Tyson, Floyd Mayweather maçının yer ve zamanını açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Mike Tyson, Floyd Mayweather maçının yer ve zamanını açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Mike Tyson, Floyd Mayweather'la planladığı gösteri maçının martta Afrika'da gerçekleşeceğini öne sürdü.

Tyson ve Mayweather'ın 2026 baharında dövüşeceği eylülde duyurulmuş ancak herhangi bir yer veya tarih açıklanmamıştı.

Bu detaylar henüz resmi olmasa da Tyson, geçen hafta "Mike Tyson'la Bir Deneyim" adlı etkinlikte konuşurken konuya değindi.

59 yaşındaki eski dünya ağırsıklet şampiyonu, "Floyd Mayweather, buna inanabiliyor musun?" dedi.

Martta Afrika'da olacak. İnanılmaz olacak, tüm rekorları kıracak. Sporun gelmiş geçmiş en büyük etkinliklerinden biri olacak.

Tyson en son Kasım 2024'te, 8 rauntluk profesyonel bir maçta eski YouTuber Jake Paul'la karşılaşmış ve puanla kaybetmişti. Bu, Tyson'ın 2020'de kendisi gibi boks ikonu Roy Jones Jr.'a karşı çıktığı gösteri maçından bu yana ilk karşılaşması ve 2005'ten beri ilk profesyonel müsabakasıydı.

Öte yandan Mayweather, eski UFC şampiyonu Conor McGregor'ı boks kariyerindeki ilk maçında nakavt ettikten sonra 2017'de 50-0'lık mükemmel bir karneyle emekliye ayrılmıştı. Ancak 48 yaşındaki sporcu daha sonra çok sayıda gösteri maçında mücadele etti.

Mayweather-Tyson karşılaşması gösteri maçı olarak duyurulsa da tarih, yer veya kurallar açıklanmadı ve hatta Mayweather'la Manny Pacquiao arasında bir rövanş karşılaşmasının, iki Amerikalının dövüşeceği bu müsabakayı engelleyebileceği bile düşünülüyordu.

Pacquiao ekimde, Mayweather'la rövanş maçından bahsederken "Şu anda görüşmeler sürüyor" demişti. 2015'te Mayweather, tarihin en yüksek hasılatlı boks maçında Filipinli boksörü puanla yenmişti.

46 yaşındaki Pacquiao, "Birbirimizi anlayıp anlayamayacağımıza bağlı" diye devam etmişti.

Ekiplerimiz doğrudan koordinasyon içinde. Rövanş yakında gerçekleşirse boks dünyasının heyecanlanacağından eminim. Kendi kararı, bu yüzden Mike Tyson'la dövüşmesini engelleyemem. [Birbirimizle] neredeyse aynı fikirdeyiz ancak hâlâ müzakere ettiğimiz birkaç detay var. Muhtemelen Las Vegas'ta gerçekleşecek. [Eski dünya şampiyonu Vasyl] Lomachenko'yla bir gösteri maçı için de bir görüşmemiz var. Ancak şu anda müzakere ettiğimiz Mayweather maçı gerçek bir dövüş.

Bu yaz profesyonel boksa geri dönen Pacquiao, WBC yarı ortasıklet kemeri için Mario Barrios'a meydan okumuştu. Pacquiao, 30 yaşındaki boksörle berabere kalmıştı.

Independent Türkçe


Tyson Fury, 2026'da dönüyor mu?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Tyson Fury, 2026'da dönüyor mu?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

2026'da emeklilikten döneceği iddia edilen Tyson Fury, Anthony Joshua'yla uzun zamandır beklenen "Britanya Savaşı"nı düzenlemek yerine dünya şampiyonluklarını geri kazanmayı hedeflemiş gibi görünüyor.

Fury, birleşik ağırsıklet dünya şampiyonu Usyk'e üst üste ikinci yenilgisini aldığı geçen aralık ayında boksu bırakmıştı.

Ancak iki kez şampiyon olan Fury, 2022'de yaptığı gibi 6 ay sonra ringe dönüşünü neredeyse kesinleştirdi. Fury bu yıl Instagram'da 18 Nisan 2026'da Usyk'le üçüncü kez dövüşeceğini duyurdu.

Eldivenlerini asmadan önce Anthony Joshua'yla bir Britanya süper maçına çıkacağı uzun süredir konuşuluyordu ancak Ukraynalı'yla bir üçleme, önceliği olmaya devam ediyor gibi görünüyor.

Fury, "Kral, tahtına dönmeli" diye yazdı.

Bu uzun ve yalnız yolda sadece ben yürüyebilirim ancak uzun ve zorlu mücadelelerin ardında ölümsüzlük var! Tanrılar tek kişilik orduyla savaşıyor, bu savaş 2000 yıldan fazla süre önce Yesuar adıyla bilinen bir adam tarafından kazanıldı. Onun kutsal adıyla ilerliyorum, 2026.

34-2-1'lik karnesiyle Fury, Usyk'e üst üste yenilmeden önce Francis Ngannou'ya karşı zorlanmıştı.

Bu son gönderi geri dönüşün hâlâ mümkün olduğunu ima etse de Fury, son zamanlarda emeklilik kararında tutumunu değiştiriyor. Ekimde ringe geri dönmek için "hiçbir nedeni" olmadığını söylemişti.

FurociTV'ye verdiği röportajda Fury, şöyle konuşmuştu:

Boks ringine geri dönmem için gerçek bir neden yok. 37 yaşındayım, son 25 yıldır yumruk yiyorum, neden boksa geri dönmek isteyeyim? Eskiden para ve unvanlar içindi ama artık harcayabileceğimden fazla param var, sınırsız sayıda kemerim ve unvanım var. Peki bu beni daha mutlu ediyor mu? Hayır. Kovalamak, zaferden daha mı iyiydi? Evet. Dürüst olmak gerekirse, tırmanış dağın zirvesinden daha iyiydi. Her zaman böyledir. İstediğim zaman boksa geri dönebilirim ama istemiyorum. O gürültüye, ilgi odağı olmaya veya tekrar yumruklanmaya hiç ilgim yok, ilgilenmiyorum, bana hiçbir faydası yok. Bugün bana 1 milyar sterlin teklif etseniz bile bu hiçbir şeyi değiştirmez çünkü artık başkalarının ne düşündüğünü umursamayacak noktayı geçtim.

Independent Türkçe