Moskova Pasifik Okyanusu'na nükleer denizaltıları konuşlandırırken Seul'ü Ukrayna'nın silahlandırılmasına karşı uyardı

Rusya ordusu, Bahmut’un yüzde 90'ını kontrolü altına aldığını duyurdu. Kiev, Berlin'den Patriot hava savunma sistemleri sağladı

Portatif hava savunma sistemi, dünyanın en gelişmiş karadan havaya sistemlerinden biridir ve uçak, balistik ve seyir füzelerine karşı kullanılabilir (AP)
Portatif hava savunma sistemi, dünyanın en gelişmiş karadan havaya sistemlerinden biridir ve uçak, balistik ve seyir füzelerine karşı kullanılabilir (AP)
TT

Moskova Pasifik Okyanusu'na nükleer denizaltıları konuşlandırırken Seul'ü Ukrayna'nın silahlandırılmasına karşı uyardı

Portatif hava savunma sistemi, dünyanın en gelişmiş karadan havaya sistemlerinden biridir ve uçak, balistik ve seyir füzelerine karşı kullanılabilir (AP)
Portatif hava savunma sistemi, dünyanın en gelişmiş karadan havaya sistemlerinden biridir ve uçak, balistik ve seyir füzelerine karşı kullanılabilir (AP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Rus donanmasına ait savaş gemilerinin hareket rotasını ‘her yöne’ şeklinde revize edilmesi kararının üzerinden iki gün geçtikten sonra Moskova, Rus donanmasının en büyük eğitim ve savaşa hazırlık tatbikatı çerçevesinde Pasifik Okyanusu’nda nükleer saldırı denizaltıları konuşlandırdığını duyurdu. Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Silahlı Kuvvetler Başkomutanının (Putin) kararına uygun olarak ‘donanma güçlerinin savaşa hazırlık durumunun test edilmesi’ kapsamında Pasifik Okyanusu'na çok amaçlı stratejik nükleer saldırı denizaltıları konuşlandırıldığı bildirildi.
Açıklamada, söz konusu mevkilerde nükleer saldırı denizaltıların konuşlandırılmasının yanı sıra Rusya'nın kuzeydoğusundaki askeri birliklerin denizleri koruyan filolar oluşturmak için nükleer denizaltıların Kamçatka Yarımadası’ndaki bir deniz üssünden deniz mayını tarama gemileri aracılığıyla çıkmasını sağlayacak mekanizmaların geliştirildiği belirtildi.
Rus donanması, savaş gemilerinin planlanan yerlerde engellenmeden konuşlanmaları için hareketlerini kamufle eden mekanizmalar kullandı. Açıklamada, nükleer saldırı denizaltılarının çekme kapağının sis perdeleriyle kamufle edildiği ve sabotaj saldırılarına karşıtı askeri personelin yüksek hızlı botlarla taşındığı kaydedildi. Putin, Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile yaptığı görüşmede Rus donanması konuşlandırmalarının güçlendirilmesi talimatı vermiş ve gemilerin ‘her yöne’ hareket etmeleri gerektiğini söylemişti.
Putin, bir konuşmasında, şu an Rusya Silahlı Kuvvetleri’nin başta Ukrayna olmak üzere önceliklerinin net olduğunu ve Pasifik Filosu da dahil olmak üzere donanmanın gelişiminin başlıca öncelik olmaya devam ettiğini vurguladı. Hazırlık seviyelerinin eğitimi ve denetimi için yeni tatbikatlara ihtiyaç olduğunu belirten Putin, donanmanın savaş kabiliyetlerini geliştirmenin önemine dikkati çekti. Putin, Savunma Bakanı’na hitaben, “Diğer her şeyle birlikte donanmanın güçleri her yöne kullanılabilir. Bunu aklınızda tutmanızı rica ediyorum” dedi.
Savunma Bakanı, birkaç gün önce, Pasifik Filosunda ani bir denetimin başladığını duyururken savaşa hazır olma durumu en üst seviyeye çıkarıldı. Bakan Şoygu’nun açıklamalarına göre devam eden tatbikatlara 25 binden fazla askeri personel, 167 gemi, 12 denizaltı ve 89 uçak ve helikopter katılırken elektronik fırlatma rampaları ile füze saldırılarının geliştirilmesi gibi eğitimlerin yer aldığı tatbikatın son aşaması başladı.
Tatbikata katılan güçlerin, savaşa tam olarak hazır olduklarını gösterdiklerini ve savaş eğitimi görevlerini yerine getirmeye başladıklarını söyleyen Şoygu, aynı zamanda gözlemsel ve taktik tatbikatlar yapıldığını ve farklı silahlar arasındaki etkileşim sorunları üzerinde çalışıldığını da sözlerine ekledi. Rus bakan, stratejik füze gemilerinin, hayali bir düşmanı temsil eden gemilere karşı saldırılarını gerçekleştirmek için Pasifik Okyanusu'nun orta kesimlerine doğru ilerlediğine işaret etti.
Şoygu, Pasifik Filosunun başlattığı bu ani tatbikatın, Ohotsk Denizi’nin güney kısmına ulaşılmasının ve denizaltıların savaşta dengeyi sağlama çalışmalarının simüle edildiği ikinci aşaması çerçevesinde stratejik saldırı denizaltılarından fırlatılan füzelerin tamamen kullanıma hazır olduğunu açıkladı.
Öte yandan Kremlin, dün, Güney Kore'nin Kiev'in Rusya tarafından şiddetli bir saldırıya uğraması durumunda Ukrayna'ya silah sağlamaya hazır olduğunu açıklamasının ardından, Seul’ü sert bir dille uyardı. Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov, düzenlediği basın toplantısında, “Yaptırımlarla bağlantılı olarak yeni bir şey yok. Güney Kore bu konuda düşmanca bir tavır aldı. Maalesef Seul tüm bu süreçte düşmanca tutum sergiledi. (Güney Kore) giderek daha fazla ülke bu çatışmanın içine çekiliyor” ifadelerini kullandı. Peskov, Ukrayna’ya silah sevkiyatının çatışmaya müdahil olmanın önemli bir aşamasını teşkil edeceğinin altını çizdi.
Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol, Ukraynalı sivillere yönelik büyük çaplı bir saldırı olması yahut savaş yasalarının açık bir şekilde ihlal edilmesi durumunda Ukrayna’ya desteği insani ve ekonomik yardımın ötesine taşıyabileceklerini söylemişti. Cumhurbaşkanı Yoon, iki ülke ittifakının 70’inci yıldönümünde ABD Başkanı Joe Biden ile bir zirve yapmak üzere önümüzdeki hafta ABD’ye yapacağı ziyaret öncesi Reuters'a verdiği demeçte, Güney Kore hükümetinin tıpkı Güney Kore'nin 1950'den 1953'e kadar Kore Savaşı sırasında uluslararası destek alması gibi Ukrayna'nın savunmasına ve yeniden inşasına nasıl yardım edebileceğinin yollarını aramaya devam ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Yoon’un açıklamaları, Seul’ün Ukrayna’ya ölümcül silah yardımında bulunmayacağını açıklamasının üzerinden geçen bir yılı aşkın bir sürenin ardından Ukrayna'ya silah yardımında bulunabileceğine ilişkin verdiği ilk sinyal oldu. ABD'nin en büyük müttefiklerinden ve topçu mühimmatı üreticilerinin önde gelenlerinden biri olan Güney Kore, Batılı ülkelerin artan baskısına rağmen, Rusya’da faaliyet gösteren şirketleri olması ve Moskova'nın Kuzey Kore üzerindeki etkisi nedeniyle şimdiye kadar Rusya'ya karşı düşmanca bir tutum sergilemekten kaçınmaya çalışmıştı.
Diğer taraftan Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, Güney Kore’den Ukrayna'ya silah yardımı yapılması halinde bunun Moskova'ya karşı bir hamle olacağını ima etmesi dikkati çekti. Medvedev Telegram hesabından yaptığı açıklamada, “Düşmanlarımıza yardım etmeye istekli yeni insanlar olsa da Güney Koreliler, kısa bir süre öncesine kadar Kiev'e ölümcül silahlar sağlamayacaklarını vurguluyorlardı. Güney Kore halkı en yakın komşusunun (Kuzey Kore) elinde son model Rus silahlarını görünce ne diyecek merak ediyorum” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Ukrayna Savunma Bakanı Oleksii Reznikov, dün yaptığı açıklamada, Kiev’in, Patriot hava savunma sistemlerini teslim aldığını ve bu silahların Ukrayna’nın hava sahasını daha güvenli hale getireceğini söyledi. Reznikov, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Hava Savunma Kuvvetlerimiz, sistemlere olabildiğince çabuk hakim oluyorlar. Ortaklarımız sözlerini tuttu” yazdı.
Ukraynalı bakan, her ne kadar bu ortakların kimler olduğunu belirtmese de tweetinde Alman Savunma Bakanı'na teşekkür etti. Alman hükümetinin Berlin'den Ukrayna'ya yapılan silah sevkiyatlarının içeriğine dair liste, salı günü hükümetin resmi sitesi üzerinden paylaşıldı. Portatif hava savunma sistemi, dünyanın en gelişmiş karadan havaya sistemlerinden biridir ve uçak, balistik ve seyir füzelerine karşı kullanılabilir. Almanya ve ABD, Ukrayna'ya Rusya'nın sivil altyapıya yönelik saldırılarını engellemenin anahtarı olan sistemlerden birini sağlama konusunda anlaştılar.
Alman ordusuna yakın kaynakların Alman Haber Ajansı’na (DPA) verdikleri bilgiye göre Ukrayna askerleri, Almanya ve ABD'den NATO üyesi bir ülkede sahada eğitimi aldılar ve ortak tatbikatların yapıldı.
Sahadaki gelişmelere gelince Moskova, salı günü stratejik önem sahip bir şehir olan Bahmut’ta aylarca süren şiddetli çatışmalardan sonra güçlerinin sona yaklaştığını açıkladı. Rusya'nın Donetsk'e atadığı yönetici Denis Puşilin’in danışmanı Yan Gagin, “Rus birlikleri şu anda Bahmut bölgesinin Artyomovsk şehrinin yaklaşık yüzde 90'ını kontrol ediyor” açıklamasında bulundu. Gagin, resmi haber ajansına verdiği röportajda “Artyomovsk her halükarda alınacak. Bu an meselesi. Şu an şehir topraklarının yaklaşık yüzde 90'ını kontrol altına almaya yaklaştık. Tüm yollar artık topçu ateşimizin kontrolü altında” şeklinde konuştu.
Rus devlete ait haber ajansı RIA Novosti'nin askeri bir kaynaktan aktardığına göre Wagner Grubu unsurları, şehrin batısındaki Artyomovsk'taki ana demiryolu kavşağını kontrolü altına almak için savaştı ve şiddetli çatışmalar yaşandı. Kaynak, Rus ordusunun artık Artyomovsk'un merkezini tamamen kontrol ettiğini, Wagner’in unsurlarının Ukrayna askerlerini şehrin batı kısmına doğru geri çekilmeye ittiğini ve Wagner güçlerinin başka yönlere doğru yöneldiğini söyledi. Bahmut’un kontrolü, Rus ordusunun Donetsk bölgesindeki başlıca hedeflerinden biri. 
Askeri uzmanlar, güçlü tahkimatlarıyla Rus ordusunun ilerleyişini aylarca yavaşlatmaya yardımcı olduğu şehri ele geçirmenin mümkün olduğunu ve Moskova'nın Donetsk bölge topraklarının büyük bölümü üzerindeki kontrolünü sıkılaştırmasının önünü açacağını değerlendirdiler. Uzmanlara göre bu, Rusya'nın Ukrayna'daki özel askeri operasyonunun öncelikli hedefleri arasında yer alıyor.
Odessa Askeri Yönetimi tarafından dün yapılan açıklamada, Rusya güçlerinin kullandığı İran yapımı Şahit-136 kamikaze silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) salı gecesi bölgeye hava saldırısı düzenlediği, ancak saldırının herhangi bir can kaybına yol açmadığı belirtildi. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Hava Kuvvetleri Komutanı Mykola Oleschuk, Odessa Uçaksavar Füze Tugayı güçlerinin, Şahid-131 ve Şahid 136 tipi 12 SİHA’nun 10’unu imha ettiğini bildirdi. Şahid-136, İran’da üretiliyor ve ağırlığı 35 ile 50 kilogram arasında değişen bir patlayıcıyı taşıyabiliyor. Rus kuvvetleri söz konusu SİHA’ları sürekli olarak Ukrayna’ya karşı kullanıyor.
Diğer yandan Rusya Federal Güvenlik Servisi, dün, Kırım'daki bir enerji tesisine ‘sabotaj saldırısı düzenlemeyi planlayan’ Rusya asıllı bir Ukrayna vatandaşının gözaltına alındığını duyurdu. Güvenlik Servisi, Rusya'nın 2014 yılında ilhak ettiği Kırım’daki bir enerji tesisine sabotaj saldırısı düzenlemesinin engellediği vurgulanan açıklamada, ‘sabotaj saldırısı planı yapan 1971 doğumlu Rus asıllı bir Ukrayna vatandaşının gözaltına alındı’ kaydedildi. Şüphelinin, sabotaj saldırısı yapmayı planladığı için gözaltına alındığı belirtilen açıklamada, şüpheliyle birlikte patlayıcıların ele geçirildiği aktarıldı. Güvenlik Servisi, şüpheli hakkındaki suçlamaların cezasının 20 yıldan ömür boyu hapis cezası arasında değiştiğini vurguladı.  Güvenlik Servisi, suç faaliyetlerini organize etmekle suçlanan şüphelinin, Ukrayna güvenlik servislerinin bir üyesi ile temasa geçtiğini de açıklamasına ekledi.



Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
TT

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

İsrail ve Hamas arasında iki yıldan uzun süredir devam eden kanlı savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere destek olmak için dün Paris'te binlerce kişi gösteri düzenledi.

Organizatörlerin yaklaşık 50 bin, Paris polisinin ise yaklaşık 8 bin 400 kişi olduğunu tahmin ettiği kalabalık, "Gazze, Gazze, Paris seninle" ve "Paris'ten Gazze'ye direniş!" gibi sloganlar atarak yürüdü. Filistin bayrakları ve "Filistin, sessiz kalmayacağız" ve "Soykırımı durdurun" yazılı pankartlar taşıdılar.

Yürüyüşe, başta Boyun Eğmeyen Fransa Partisi lideri Jean-Luc Mélenchon olmak üzere birçok sol görüşlü siyasi isim katıldı.

Fransa-Filistin Dayanışma Derneği Başkanı Anne Tuyon, ateşkesin 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden yedi hafta sonra AFP'ye yaptığı açıklamada, "Henüz hiçbir şeyin yolunda olmadığını unutmamalıyız" dedi. Dernek, gösteriye çağrıda bulunan 80 STK, siyasi parti ve sendikadan biri.

frgt
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

"Ateşkes sadece bir sis perdesi... İsrail bunu her gün ihlal ediyor, Gazze'ye insani yardımların girmesini engellemeye devam ediyor ve Gazze'deki altyapıyı ve evleri yıkmaya devam ediyor. Kalıcı bir ateşkes ve soykırımın sona ermesini talep ediyoruz."

ABD'nin arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasının şartları uyarınca, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nden "sarı hat"ın gerisine çekildi ve bu hat, İsrail'e bölgenin yüzde 50'sinden fazlasının kontrolünü hâlâ sağlıyor.

Ancak, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasının ardından patlak veren savaşta ateşkes son derece kırılgan olmaya devam ediyor.

Anne Tuyon, "İsrail'in uluslararası hukuka uymasını sağlamanın tek yolu yaptırımlar uygulanmasıdır" diyerek, işgal altındaki Batı Şeria'da yerleşimci şiddetinin "eşi benzeri görülmemiş boyutlara" ulaştığı "yerleşim faaliyetlerindeki şaşırtıcı hızlanma"yı kınadı.

Tam adını vermek istemeyen 72 yaşındaki Saliha, Gazze'deki "soykırıma" karşı düzenlenen bir yürüyüşe katılmak için geldiğini söyledi.

"Tüm insanlık çaresizce izliyor. Bu tam bir dokunulmazlık," diyerek, "İnsanların bunu görüp de hiçbir şey yapamaması son derece şok edici. Yapabileceğimiz tek şey seferber olmak" ifadelerini kullandı.

İsminin açıklanmasını istemeyen 42 yaşındaki Bertrand ise perşembe günü işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin'de İsrail polisi ve ordusunun ortak operasyonunda öldürülen iki adamın videolarının da kanıtladığı gibi, "katliam ve soykırımın devam ettiğini" söyledi. Birleşmiş Milletler, "bir başka yargısız infaz gibi görünen" olayın soruşturulması çağrısında bulundu.

Protestocular, ekonomik ve mali yaptırımların olmaması nedeniyle, "Sokaklarda ve seçilmiş yetkililer aracılığıyla baskı yapmaya devam etmeliyiz" diye düşünüyor.


İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
TT

İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalya'nın Riyad Büyükelçisi Carlo Baldocci, ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini derinleştirmeye hazır olduğunu ve bu hayati alanda yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedefleriyle tam uyum içinde olduğunu söyledi.

Büyükelçi Baldocci, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, şu an çeşitli İtalyan şirketlerin Suudi ortaklarıyla deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve gelişmiş gözetleme teknolojileri dahil olmak üzere çok çeşitli sistemler üzerinde iş birliği yaptığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin geçtiğimiz yıl el-Ula'da gerçekleştirdiği görüşme ve stratejik ortaklık anlaşmasının imzalanmasının enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma sektörlerinde iş birliğinin hızla genişlemesine yol açtığını açıkça ifade etti.

Büyükelçinin açıklamaları, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun salı günü başkent Riyad'da 500'den fazla İtalyan şirketin katılımıyla iki ülke arasında sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklar kurmak amacıyla başlamasına eşlik etti.

El-Ula toplantısının meyveleri

İtalya’nın Riyad Büyükelçisi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin katılımıyla el-Ula'da imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasının rekor sürede somut ilerlemeler sağladığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma alanlarında iş birliğinin hızla genişlediğini gördük. 10 milyar avronun üzerinde değere sahip anlaşmaların imzalanması, bu yeni aşamanın derinliğini ve ciddiyetini yansıtıyor. Daha da önemlisi, kurumlarımız arasındaki diyalog daha düzenli, yapılandırılmış ve ileriye dönük hale gelerek, uzun vadeli planlamaya imkan veren bir güven ortamı yarattı.”

cvf
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, İtalya Başbakanı'nı geçtiğimiz yıl el-Ula'da ağırladı (SPA)

Savunma iş birliğinin derinleştirilmesi

Ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini, yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedeflerine tam olarak uygun şekilde artırmaya hazır olduğunu vurgulayan İtalya Büyükelçisi Baldocci, İtalyan şirketlerinin, İtalya'nın uluslararası alanda tanınan uzmanlığa sahip olduğu çok çeşitli sistemlerde Suudi Arabistan’dan muadilleriyle ortaklık kurduğunu belirtti. Söz konusu sistemler arasında deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve ileri gözetleme teknolojileri yer alıyor.

Bu bağlamda, iki ülkenin savunma bakanlıklarının iş birliğiyle Riyad'da düzenlenen İtalyan Sanayi Günleri, İtalyan yeteneklerini sergilemek ve pratik iş birliği biçimlerini tartışmak için önemli bir platform sağlayan Büyükelçi Baldocci, “Bu etkinlik, İtalyan şirketlerinin Krallık'taki kurumlar ve endüstri ile doğrudan iletişim kurmasına ve yerelleştirme, ortak eğitim ve endüstriyel gelişme gibi alanlarda fırsatları keşfetmesine olanak tanıdı. Temeller sağlam ve her iki taraf da bu iş birliğini zaman içinde güçlendirmeye kararlı” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu

İki ülke arasındaki ortaklığın güçlendirilmesinde bir sonraki adımın bu iş birliğinin sürekliliğini sağlamak olduğunu vurgulayan Büyükelçi Baldocci, her iki tarafın da şu anda bakanlıklar, kurumlar ve özel sektör arasındaki koordinasyonu güçlendirmek için çalıştığını ve böylece büyük projelerin net yol haritaları ve ortak öncelikler doğrultusunda ilerlemesini sağlamak için çaba gösterdiğini belirtti.

sdfgt
Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu, İtalya’dan 500'den fazla şirketin katılımıyla önümüzdeki salı günü başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalyan Büyükelçiye göre, Riyad'da 25 ve 26 Kasım tarihlerinde 500'den fazla İtalyan şirketini bir araya getirecek olan Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu, stratejik ortaklık hedefini sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklara, ortak yatırımlara ve daha derin kurumsal diyaloga dönüştürmeye yardımcı olacak önemli bir dönüm noktası olacak. Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun özel oturumlar ve doğrudan iş toplantıları aracılığıyla bu sektörlerin çoğuna odaklanarak somut ortaklıkları keşfetmek için benzeri görülmemiş bir platform sağlayacağını belirtti.

Vizyon 2030 fırsatları

Suudi Arabistan Vizyon 2030 projesinin İtalya’nın endüstriyel güçleriyle son derece uyumlu bir yatırım ortamı yarattığını belirten Büyükelçi Baldocci, altyapı ve mobilitenin en cazip sektörler arasında yer almaya devam ettiğini, İtalyan şirketlerinin şu anda büyük ölçekli kentsel gelişim projelerine, sürdürülebilir ulaşım çözümlerine ve inşaat işlerine katkıda bulunduğunu ve Vizyon ile bağlantılı stratejik projelerde ek fırsatların ortaya çıkacağını ifade etti.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji sektöründe, İtalyan grupların yenilenebilir enerji, hidrojen, şebeke modernizasyonu ve enerji verimliliği teknolojileri alanlarında faaliyet göstermesi ile iş birliği hızla genişliyor. Bu alanlar, Suudi Arabistan’ın temiz enerji gündemini hızlandırması açısından öncelikli. Suudi Arabistan’ın yeşil hidrojen konusunda küresel bir merkez olma hedefi, özellikle Avrupa pazarlarına tedarik sağlamak açısından ortak yatırımlar için en umut verici alanlardan birini oluşturuyor.”

xscdfrg
Suudi Arabistan ve İtalya hükümetleri arasında Stratejik Ortaklık Konseyi'nin kurulmasına ilişkin imza töreninden bir kare (SPA)

Suudi Arabistan’ın yapay zeka, siber güvenlik, yarı iletkenler, veri merkezleri ve akıllı şehir uygulamalarına yoğun yatırım yaptığı ileri teknolojilerden de bahseden İtalyan Büyükelçi, ülkesinin endüstriyel otomasyon, özel yazılım, ileri üretim ve dijital çözümler alanlarında bu öncelikleri tamamlayan rekabetçi yeteneklere sahip olduğunu belirtti.

İki ülke arasındaki ticaret hacminin büyümesi

İki ülke arasındaki ticarette görülen güçlü artışın, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı kapsamında geçirdiği dönüşüm ile İtalya’nın sanayisinin kapasiteleri arasındaki yapısal uyumu yansıttığını ifade eden Büyükelçi Baldocci, “İtalya'nın ihracatı, altyapı, enerji dönüşümü ve ileri teknolojiler alanındaki büyük yatırım döngüsünün etkisiyle, makine, ilaç, elektrikli ekipman ve özel endüstriyel bileşenler gibi neredeyse tüm başlıca kalemlerde büyüme kaydetti” dedi.

İtalyan Büyükelçi, ikinci faktörün İtalya'nın Ulusal İhracat Planı’nda Suudi Arabistan’ın öncelikli ülkeler arasında yer alması ve bu sayede İtalyan şirketlerinin Suudi pazarına daha verimli bir şekilde girmesine yardımcı olan tanıtım programları, kurumsal destek araçları ve ticari düzenlemeler başlatması olduğunu söyledi. Büyükelçi Baldocci, İtalyan ihracatının yüzde 28 gibi dikkat çekici bir artışla 6,2 milyar euroya ulaştığını hatırlattı.

Üçüncü faktörün ise iki ülke arasındaki iş ortamının iyileşmesi olduğunu ifade eden Büyükelçi Baldocci, “Kurumsal misyonların yoğunluğu, yatırımı kolaylaştırmak için yeni kanalların etkinleştirilmesi ve ekonomik kurumlar arasındaki yakın diyalog, engellerin azaltılmasına ve ticaret alışverişinin hızlanmasına katkıda bulundu” diye ekledi.


Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.