Doğu Avrupa ülkelerinin Kiev’e ‘koşulsuz’ desteği alarm veriyor

Varşova, Ukrayna tahılının kendi topraklarına gümrük vergilerine tabi olmadan girmesini engellemek için kampanya yürütüyor.

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki. (AP)
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki. (AP)
TT

Doğu Avrupa ülkelerinin Kiev’e ‘koşulsuz’ desteği alarm veriyor

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki. (AP)
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki. (AP)

Ukrayna'da savaşın başlamasından bu yana Avrupa Birliği'nin (AB) Polonya liderliğindeki Doğu Avrupa üye devletlerinin tutumu, Ukrayna'ya koşulsuz askeri, ekonomik ve insani bir destek ve diğer üye devletlere Rus işgali karşısında Kiev'e yardımlarını artırmaları için tekrarlanan çağrılarla öne çıktı. Ancak birkaç gün önce, Polonya hükümetinin ekonomik alanda bu desteğin kesileceğine dair net çizgiler çizen bir pozisyon almasıyla bu desteğin ilk kırılma işaretleri görülmeye başlandı. Ekonominin, Moskova karşısında ortak Avrupa pozisyonunun hassas noktası olduğu her geçen gün biraz daha anlaşılıyor.
Varşova, Ukrayna tahılının kendi topraklarına gümrük vergilerinden muaf tutularak girmesine izin vermeyi reddettiğini duyurdu. Bu adımı ile Polonya, Kiev'in ürünlerini ihraç etmesine ve AB pazarlarına gelecek sezon için ihtiyaç duyulan tahıl ve gübreleri ulaştırmasına yardımcı olmak için Avrupa Komisyonu tarafından oluşturulan taslağın önüne geçmiş oldu. Bu tutum, önümüzdeki sonbaharın başlarında Polonya'da yapılması planlanan genel seçimlere birkaç ay kala görüldü. Muhafazakar Hukuk ve Adalet Partisi, kendisine karşı ortak bir cephe oluşturmaya giden muhalefetin karşısında zorlu bir sınav veriyor. Diğer yandan Macaristan ve Slovakya gibi diğer ülkeler de Polonya’nın tutumundan yana oldu. Romanya ve Bulgaristan da benzer bir pozisyon almaya hazırlanıyor. Bu da Ukrayna'ya desteğin, bu ülkelerin ekonomik çıkarlarının başladığı yerde bittiğini gözler önüne seriyor.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Polonya'nın Ukrayna'dan tahıl ve diğer tarım ürünlerinin topraklarına girmesini veya topraklarından gümrük vergilerine tabi tutulmadan geçirilmesini reddeden bu ani ve radikal tutumu, seçim kampanyası ile ilgili atmosferden kaynaklanıyor. Zira bazı anketler, muhalif kanadın ortak bir cephe ile seçim savaşına girmesi durumunda, iktidar partisinin parlamentodaki çoğunluğu kaybedebileceğini gösteriyor. Ukrayna ile ilgili bu duyuru, hükümette herhangi bir pozisyonu olmayan Hukuk ve Adalet Partisi lideri Jaroslaw Kaczynski tarafından, partinin ana kalesi sayılan kırsal kesimin çoğunluğu oluşturduğu bir kitle önünde yapılan ilk seçim mitinginde geldi. Ülkede son zamanlarda, Avrupa'nın Ukrayna tahılının Polonya'ya gümrük vergilerinden muaf tutularak girmesi yönündeki tasarısını kınayan gösteriler düzenlendi. Diğer yandan yapılan başka anketler, Hukuk ve Adalet Partisi’nin seçimleri kazansa bile iktidarda kalabilmesi için diğer partilerin desteğine ihtiyacı olacağını gösteriyor.
Gözlemciler, Polonya hükümetinin kararının tamamen seçimle ilgili olduğu konusunda hemfikir. Zira çiftçiler, iktidar partisinin ana destek bloğunu oluşturuyor ve bu blok son zamanlarda, Avrupa Komisyonu’nun tasarısına şiddetle karşı olduklarını açıkça belirterek tasarının uygulanmasını engellemek için gösterilere ve grevlere başvurma tehdidinde bulunuyor. Bu gelişme, Ukrayna ve mevcut hükümetin bu ülkeye verdiği destek karşıtı sloganlar atan aşırı sağcı Konfederasyon Partisi liderliğindeki yeni bir siyasi akımın Polonya siyasi sahnesinde ortaya çıkışıyla aynı zamana denk geliyor. Anketler bu partinin yaklaşan seçimlerde oyların yüzde 10'undan fazlasını kazanacağını gösteriyor. Bu, kendisine yeni Polonya hükümetini kurmanın anahtarını verebilir.
Bağımsız Polonya medya kuruluşları, iktidar partisinin tarım bölgelerindeki destekçilerini elinde tutabilmek için Ukrayna'yı feda etmeye karar verdiğini ve bu tavrın AB ile karşı karşıya gelme noktasında yeni bir cephe açılmasına ve Polonya'nın savaşın başından beri komşusu Ukrayna'ya destek vererek kazandığı manevi kredinin boşa gitmesine yol açacağını savunuyorlar. Avrupa Komisyonu’ndaki kaynaklar, Doğu Bloku ülkelerinin tasarıyı veto etme ısrarının, Avrupa'nın Moskova'ya karşı daha hassas diğer cephelerdeki ortak tutumunda bir çatlağa yol açacağı konusunda uyarıda bulunuyorlar.
Polonya hükümetinin Ukrayna'ya destek veren tutumundaki değişikliğin ilk sinyalleri birkaç hafta önce gelmişti. Polonya hükümeti, devlet tarafından sağlanan konutlarda dört aydan fazla kalan Ukraynalı mültecilerden kiraların bir kısmını tahsil edeceğini duyurmuştu. Halihazırda Polonya'da 1,3 milyon Ukraynalı mülteci bulunuyor ve bunların çoğu başkent Varşova'da ve büyük şehirlerde yaşıyor. Son zamanlarda, Ukraynalı mültecilere kendilerinden daha iyi davranıldığından şikayet eden Polonya vatandaşlarının sayısının gittikçe arttığı görülüyor. Enflasyon oranının yüzde 16'yı aşmasının ardından yükselen kiralar nedeniyle konut sorununun yerel halk ve mülteciler arasında bir gerilim kaynağı olması muhtemel.
Avrupa Komisyonu yetkilileri, Polonya'nın Ukrayna tahılının gümrük vergilerinden muaf tutularak topraklarına girmesini engelleme kararının, konuyu Polonya hükümetiyle görüşen Kiev de dahil olmak üzere herkesi şaşırttığını ifade ediyorlar. Romanya, Slovakya, Macaristan, Bulgaristan ve Polonya hükümetleri bu ayın başlarında Avrupa Komisyonu’na bir mektup göndererek, Ukrayna'nın kendi pazarlarına yaptığı tarımsal ihracatın artmasından kaynaklanabilecek olumsuz etkilerden kaçınmak için hızlı önlemler alınması veya bu ürünlere gümrük vergileri getirilmesi çağrısında bulunmuşlardı.
Polonya'nın kararından saatler sonra Macaristan'ın da önümüzdeki günlerde benzer bir karar almayı planladığını açıklaması, iki ülkenin savaşa ilişkin tutumlarındaki ilk örtüşme olması açısından önem taşıyor. Diğer yandan Slovakya da yasaklı tarım ilaçları kullanıldığı gerekçesiyle Ukrayna’dan gelen tarım ürünlerinin ülkeye girişini yasakladı. Ancak diğer ülkelere geçirilmesine izin vereceğini belirtti. Bu sırada Romanya ve Bulgaristan, Polonya’nın kararına benzer bir karar almayı düşündüklerini açıkladılar.
Avrupa Komisyonu salı günü bu gelişmelerle ilgili yaptığı ilk yorumda, ticaretin AB’nin münhasır yetkisinde olduğunu ve üye devletlerin bu konuda tek taraflı kararlar alma yetkilerinin bulunmadığını bildirdi. Buna hızla yanıt veren Polonya hükümeti, Ukrayna'da kullanılan zararlı ilaçlardan etkilenebilecek halk sağlığını korumak için gerekli önlemleri alma hakkına sahip olduğunu iletti. Avrupa Komisyonu daha önce Ukrayna tahıl ithalatından kaynaklanan kayıpları telafi etmek için Polonya, Romanya ve Bulgaristan'a 56 milyon euro tutarında mali destek sağlamıştı. Ancak bu ülkeler bu yardımı yeterli bulmadılar.



Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
TT

Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)

Galler İşçi Partisi Lideri Vaughan Gething, Galler Bölgesel Başbakanı olarak seçilmesinin ardından dört kurucu ülkeden (İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda) oluşan Birleşik Krallık'ın (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığ) üç ülkesi göçmen kökenli isimler tarafından yönetilmeye başlandı. Gething, Galler'in başkenti Cardiff’te hükümetin dümenine geçerken, Rishi Sunak İngiltere Başbakanı olarak Londra'da, Hamza Yusuf ise İskoçya Başbakanı olarak Edinburgh'da iktidarı ellerinde bulunduruyor.

Babası Güney Galler'den bir veteriner olan 52 yaşındaki Vaughan Gething’in annesi ise Zambiya'da bir kümes hayvanı çiftliğinde çalışıyordu. Eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela'nın hikayesi, Gething’i henüz 17 yaşındayken İşçi Partisi'ne katılmasında etkili oldu. Gething, 2011 yılında Cardiff'te meclis üyesi seçilerek siyasi kariyerine başladı.

Cardiff hükümetinde 2013 yılından bu yana çeşitli görevler üstlenen Gething, 2014 yılında Kalkınma Bakan Yardımcılığı, ardından Sağlık Bakan Yardımcılığı, ardından 2016-2021 yılları arasında Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. Birkaç gün önce rakibi Jeremy Miles'ı kıl payı mağlup ederek Galler İşçi Partisi'nin lideri olan Gething, 2021 mayısında Mark Drakeford hükümetinin ekonomi bakanlığı görevini üstlenmişti.

Gething, özelde Galler’in genelde ise Avrupa’nın ilk siyahi lideri oldu. Birleşik Krallık tarihindeki bu yeni durum, ‘artık göçmenlerin çocukları ve torunları sahada ve yerel meclislerden hükümete kadar çeşitli siyasi makamlar için ülkenin yerli halkıyla rekabet ediyor’ yorumlarına neden oldu.

Galler’de bir göçmenin başbakan olarak seçilmesinden önce Hint asıllı Budist Rishi Sunak, 2022 yılında İngiltere’nin başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Pakistan asıllı bir Müslüman olan Hamza Yusuf ise 2023 yılında İskoçya hükümetinin başına geçti. Böylece Birleşik Krallık'ı oluşturan ülkelerden üçü artık her zaman beyazların seçildiği makamlara partileri tarafından seçilen göçmenlerin getirildiğine tanık oldu.

Birleşik Krallık'ta farklı milletlerden üç ismin iktidara gelmesinin ve göçmenlerin çocuklarının ve torunlarının siyasetin tüm kademelerinde yer almasının yolu açıldı. Yerel halkla belediye ve meclis sandalyeleri için yarışan göçmenlerin çocukları ve torunları, hükümetlerde çeşitli görevler alırken bakanlık görevlerinde bulundular ve iç siyasi sahnede etkili oldular.

Birleşik Krallık'taki dördüncü ülke olan Kuzey İrlanda da liderlik konusunda bir istisnaya tanık oluyor. Kuzey İrlanda tarihinde ilk kez ‘Birleşik İrlanda’ fikrini destekleyen Katolik bir kadın siyasetçi olan Sinn Fein, 2023 yılında Belfast parlamento seçimlerinde rakibi Demokratik Birlik Partisi'nin (DUP) 1998 yılında imzalanan barış anlaşmasının temelini oluşturan güç paylaşımı hükümetine yönelik boykotunu sona erdirmeyi başararak iktidara geldi.