Hesap paylaşımına Netflix'ten büyük kısıtlama geliyor

Şirket, ödünç şifre kullananları kendi şifrelerini almaya zorlamaya yönelik denemelerin başarıya ulaştığını belirtiyor

AFP
AFP
TT

Hesap paylaşımına Netflix'ten büyük kısıtlama geliyor

AFP
AFP

Netflix, hesap ve şifre paylaşımına getireceği geniş çaplı kısıtlamasını uygulamaya koymaya hazırlanıyor.
Şirket uzun zamandır, kullanıcılar hesaplarını tek bir hanenin dışındakilerle paylaştığında bunu tespit edip onları kendi hesaplarının parasını ödemeye zorlamayı amaçlayan yeni özellikler kullanmakla tehdit ediyor ve bu özellikleri test ediyor.
Dijital yayın platfromu başlangıçta, ilk denemenin bulgularının yerleşmesi için daha fazla zaman tanıma amacıyla yeni özelliği kapsamlı bir şekilde uygulamaya koymayı ertelemişti. Fakat şirket bu özelliğin artık hazır olduğunu ve gelecek aylarda daha "geniş çapta" yürürlüğe konacağını belirtti.
En son düzenlediği dönem sonu toplantısında bu duyuruyu yapan şirket, Netflix'in temelini atan DVD dağıtma işini de sonlandıracağını açıkladı.
The İndependent'ın haberine göre Bu toplantıda konuşan Netflix'in eş CEO'su Greg Peters, sistemin bir dizi ülkede çoktan kullanılmaya başlandığını ve "iyi gittiğini" belirtti.
Peters, müşterilerin başlangıçta bu habere tepki olarak hesaplarını kapattığını ancak daha sonra kullanıcılar kendi hesaplarının parasını ödedikçe üye sayısının ve gelirin arttığını söyledi. Peters bunun fiyat artışlarından sonraki davranışa benzediğini ifade etti.
Netflix'in eş CEO'su, yeni sistem çok farklı özelliklere sahip yerlerde uygulamaya konmuş olsa da bu davranışın birbirinden farklı birçok ülkede gerçekleştiğini söyledi. Kısıtlama ilk başta belirli Latin Amerika ülkelerinde başlatıldı ama o zamandan bu yana daha geniş bir alana yayıldı.
Öte yandan aynı denemede, bazı kullanıcıların denemenin belirli bölümleriyle ilgili hayal kırıklığına uğradığı görüldü. Peters, "kullanıcıların her zaman hareket halindeyken veya seyahat ederken kullandığı Netflix'e kesintisiz erişimin yanı sıra şirketin kullanıcıların hesaplarına ve cihazlarına erişimi yönetmeleri için iyi araçlara sahip olduğundan emin olmak gibi konularda" Netflix'in geri bildirim aldığını söyledi.
Peters, yeni versiyonun bu değişiklikleri içerdiğini ve bu nedenle şirketin artık bunu başka yerlerde de yürürlüğe koymaya başlayacağını ifade etti. Bunun "çok geniş çaplı bir uygulama olduğunu ve Birleşik Devletleri ve başka birçok ülkeyi de kapsadığını" belirtti.
Bu özellik, kullanıcıların hesaplarını ne zaman paylaştığını tespit etmek için coğrafi konum belirleme gibi teknolojiler kullanıyor. Uygulama, hesabın paylaşıldığı düşünülürse, ya tamamen yeni bir oturum açarak ya da kullanıcıların mevcut bir hesaba başkalarını eklemesine izin veren diğer seçeneklerden yararlanarak kişileri kendi hesabını satın almak durumunda bırakacak.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research