WHO Sudan’daki çalışanlarını tahliye etmeye hazırlanıyor

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari (Şarku’l Avsat)
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari (Şarku’l Avsat)
TT

WHO Sudan’daki çalışanlarını tahliye etmeye hazırlanıyor

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari (Şarku’l Avsat)
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari (Şarku’l Avsat)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), kritik rol oynamayan personelini aileleriyle birlikte Sudan’dan tahliye etmenin yolları üzerinde çalıştığını açıkladı. Bu sırada ülkede bazı su istasyonlarının hizmetlerinin durması nedeniyle kolera salgını beklenirken, önümüzdeki haftalarda 24 bin kadının doğum yapacağı ifade edildi. Ayrıca yetersiz beslenmeden mustarip olan 50 binden fazla çocuğun, savaşın artan bir hızla devam etmesi nedeniyle sürekli bakımdan mahrum kalacağı öngörülüyor.
WHO Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte Sudan’daki sağlık ve insani durumun daha da ciddileştiğini söyledi. Ülkenin Sağlık Bakanlığına göre, çatışmalarda şimdiye kadar ülkedeki sağlık hizmetleri ve insani yardım topluluğundan 18’den fazla çalışanın hayatını kaybettiğini ve tehlikenin WHO personeli dahil herkese yönelik olduğunu belirtti. Mandhari Şarku’l Avsat’a su kesintileri, elektrik kesintileri ve hareket kısıtlamalarının yanı sıra özellikle WHO personeli için temel malzemelerin tükenmesi gölgesinde gösterilen çabaların, aileleri ile kritik roller oynamayan WHO personelinin tahliyesi için yapılan hazırlıkları incelemeye odaklandığını vurguladı.
Doğu Akdeniz Bölge Direktörü “Temel kadromuz ülkede kalmaya devam edecek.  Hayat kurtarmak için her türlü desteği vermeye ve muhtemelen buzdağının sadece görünen kısmı olan can kayıpları ve şiddetli travmadan kaynaklanan ölüm ve yaralanmaların yanı sıra yaşanan krizin insan sağlığı üzerindeki etkilerini azaltmaya devam edeceğiz” dedi. Mandhari’ye göre, sağlık kurumlarına yönelik saldırıların artmasıyla birlikte kapatılan 12 tesisin yanı sıra 13’ü Hartum’da olmak üzere 20 sağlık tesisin çalışmamasıyla durum daha da kötüye gidiyor. Yetkili bulaşıcı hastalıklar, anne ve yenidoğan hastalıkları ve beslenme hastalıkları nedeniyle tüm popülasyonda ölüm oranının artacağını öngörüyor.
Bölge Direktörü Şarku’l Avsat’a “Kolera salgının yaşanacağına yönelik korkuya yol açan bir faktör olarak bazı su istasyonlarının hizmetlerinin uğraması nedeniyle, Hartum şehrinde içme suyu kaynaklarının eksikliği sonucunda artan ihtiyaçlardan endişe duyuyoruz” dedi. Mandhari, yerel pazara ulaşılamaması gölgesinde sağlık ihtiyaçlarını daha da etkileyecek olan Dünya Gıda Programı çalışmalarının askıya alınmasıyla yetersiz beslenme riskinin ortaya çıktığına dikkati çekti. Mandhari “Nüfusun neredeyse üçte biri çatışmadan önce halihazırda açlıkla karşı karşıyaydı. Ciddi şekilde yetersiz beslenen tahminen 50 bin çocuk bulunuyor ve durumları 24 saat bakım gerektiriyor. Diğer yandan, önümüzdeki haftalarda 24 bin hamile kadın doğum yapacak ancak sağlık kuruluşlarında veya hastanelerde ihtiyaç duydukları bakımı alamayacaklar” ifadelerini kullandı.



Filistin'den İsrail'in Mescid-i Aksa'yı havaya uçurma planları konusunda uyarı

Mescid-i Aksa (Reuters)
Mescid-i Aksa (Reuters)
TT

Filistin'den İsrail'in Mescid-i Aksa'yı havaya uçurma planları konusunda uyarı

Mescid-i Aksa (Reuters)
Mescid-i Aksa (Reuters)

Filistin Dışişleri Bakanlığı bugün, ‘Mescid-i Aksa'nın havaya uçurulması ve yerine tapınak (Süleyman Mabedi) inşa edilmesine ilişkin olarak Yahudi örgütlere ait platformlarda dolaşıma sokulan haberlerin tehlikesi’ konusunda uyarıda bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre Dışişleri Bakanlığı, söz konusu planı, ‘işgal altındaki Kudüs'te bulunan kutsal mekanların hedef alınmasına yönelik sistematik bir kışkırtma’ olarak değerlendirdi. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “İsrail'in iktidardaki sağ kanadı, özellikle Gazze Şeridi'nde işlediği soykırım suçlarına ve tezahürlerine yönelik cılız uluslararası tepkiler ışığında yayılmacı ve ırkçı Yahudileştirme planlarını uygulayabileceğini düşünüyor” denildi.

Bakanlık, uluslararası toplumu ve yetkili Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarını ‘bu kışkırtmayla ciddi bir şekilde ilgilenmeye, İsrail hükümetinin Filistin halkı üzerindeki tekeline son vermek için uluslararası hukukun dayattığı önlemleri almaya, İsrail’i uluslararası meşruiyet kararlarına ve soykırımı durdurmaya yönelik uluslararası mutabakata uymaya ve halkımızı koruyacak mekanizmaları sağlamaya zorlamaya’ çağırdı.

Diğer yandan İsrail makamları, Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'nın Ramallah ve Nablus vilayetlerindeki bazı kasaba ve köyleri ziyaret etmesini engelledi.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.

Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.