Neden ABD zenginleşirken Birleşik Krallık daha da fakirleşiyor?

Brexit, fiyatlar, üretkenlik ve vergiler ABD ve Birleşik Krallık arasındaki yaşam koşulları uçurumunu genişletti

Britanyalılar, kendilerine benzer ülkelere kıyasla yüksek fiyatlardan, düşük ücretlerden ve yaşam standartlarındaki düşüşten mustarip / Fotoğraf: AFP
Britanyalılar, kendilerine benzer ülkelere kıyasla yüksek fiyatlardan, düşük ücretlerden ve yaşam standartlarındaki düşüşten mustarip / Fotoğraf: AFP
TT

Neden ABD zenginleşirken Birleşik Krallık daha da fakirleşiyor?

Britanyalılar, kendilerine benzer ülkelere kıyasla yüksek fiyatlardan, düşük ücretlerden ve yaşam standartlarındaki düşüşten mustarip / Fotoğraf: AFP
Britanyalılar, kendilerine benzer ülkelere kıyasla yüksek fiyatlardan, düşük ücretlerden ve yaşam standartlarındaki düşüşten mustarip / Fotoğraf: AFP

Ahmed Mustafa 
İngiliz The Telegraph gazetesi için özel olarak yürütülen bir YouGov anketi, Amerikalıların ekonomik durumları konusunda Britanyalılardan daha iyimser olduğunu gösterdi.
Ankete göre her 10 Amerikalıdan neredeyse üçü bir yıl içinde daha iyi durumda olmayı bekliyor. Bu oran Britanyalılar arasındaki oranın iki katına tekabül ediyor.
Bundan beş yıl sonra, beş Amerikalıdan ikisi ile karşılaştırıldığında, Britanyalıların yalnızca dörtte biri ekonomik durumlarının iyileşmesini bekliyor.
Anket iki ülkede kişi başına düşen gelire odaklandı. Anket sonuçları, geçen yıl Birleşik Krallık ekonomisinin en kötü performansını gösterdiğine dair tekrarlanan tahminlerin ardından açıklandı.
Sonuçlar, benzer ülkelere kıyasla Birleşik Krallık'taki yüksek fiyat ve düşük ücretten mustarip vatandaşların kötüleşen hayat standartlarını yansıttı.
The Sunday Telegraph gazetesi, anketin sonuçlarına dayanarak, özellikle 2008'deki küresel mali krizden bu yana ABD ile Birleşik Krallık arasında derinleşen ekonomik uçurumun arkasındaki nedenlere ilişkin kapsamlı bir araştırma yayımladı.
2008 yılının başında, yani kriz patlak vermeden önce, Oxford Economics'ten bir ekonomist "Britanyalıların Amerikalılardan daha zengin olacağı" sonucuna varmıştı ve dönemin İngiliz medyası, araştırmanın sonuçlarını aynı başlıkla yayımlamıştı.
15 yıl önceki iyimserlik haklıydı. O zamanki OECD verilerine göre, Birleşik Krallık'taki reel ücret değeri 1990'lardan bu yana yüzde 43 artmıştı. Bu da maaşların 15.000 dolar arttığı anlamına geliyordu.
O dönemde ABD'de reel ücretlerdeki artış yüzde 28 olurken, yıllık ortalama maaş artışı 13,5 bin doların altında kalmıştı.

Büyüme ve üretkenlik
Ancak küresel mali krizden bu yana yaşananlar beklentilerin tam tersini gösterdi.
Britanyalılar Amerikalılardan daha zengin olmadı. Aksine hem ücretler hem yaşam standardı hem de genel olarak ekonominin durumu açısından Britanyalılar daha kötü bir konuma geldi.
2021'de ABD'de kişi başına düşen GSYİH yüzde 15 artarken, Birleşik Krallık'ta yüzde üçten fazla artmadı.
Elbette korona salgını ve ardından Ukrayna'daki savaş dünyanın çoğu ekonomisini olumsuz etkiledi.
Ancak bu krizlere Birleşik Krallık'ta AB'den çıkış krizi (Brexit) eklendi ve 2022 yılının son çeyreğinde, ABD ekonomisi yüzde 5 büyürken, Birleşik Krallık ekonomisi yüzde -0,6 küçüldü.
Bazı şirketlerin Brexit'ten sonra Birleşik Krallık'ı terk etmesi, ABD'nin baştan çıkarmaları, özellikle Başkan Joe Biden yönetiminin ortaya koyduğu enflasyonu yaklaşık 369 milyar dolar düşürme yasası, tüm Avrupa'dan ve Birleşik Krallık'tan daha fazla şirket ve işletmeyi ABD'ye çekti.
Bu nedenle şirketler Londra Menkul Kıymetler Borsası'na kote olmaktan kaçındı ve New York'taki Wall Street borsalarını tercih etti.
İki ekonomi arasındaki uçurumun genişlemesini artıran şey, Birleşik Krallık'taki ekonominin katılığına karşılık ABD ekonomisinin aşırı dayanıklılığı ve esnekliğiydi.
Bu da ABD'deki iyi üretkenlik oranları ile Britanya'daki ekonomik kötüleşme oranları arasındaki büyük farkı açıklıyor.
Britanya ekonomisi, ABD, Fransa veya Kanada ekonomisinden daha az çalışma saatine sahip.
Birleşik Krallık Ulusal İstatistik Ofisi'nin rakamlarına göre, Birleşik Krallık'daki üretkenlik, 2021 yılı için G7 ülkelerinin ekonomilerindeki ortalama verimlilikten yüzde 10 daha düşük.

Gelir ve işletme vergileri
ABD ve Birleşik Krallık ekonomileri arasındaki uçurumu artıran bir diğer faktör vergiler.
Birleşik Krallık'ta vergi yükü şu anda ekonominin büyüklüğüne göre yüzde 37,7'yi oluşturuyor.
Birleşik Krallık Maliye Bakanı, kurumlar ve işletme vergilerini yüzde 19'dan yüzde 25'e çıkarırken ABD, kurumlar ve işletme vergisi oranını yüzde 21'de sabitledi.
Analistler, ABD'deki her eyaletin kendi vergi sistemine sahip olması nedeniyle Birleşik Krallık ile ABD arasındaki vergi durumunun karşılaştırılmasının karmaşık bir konu olmasına rağmen, Birleşik Krallık'taki vergi oranlarının ABD ile olan uçurumu daha da açacağı sonucuna varıyor.
Ancak Sunday Telegraph'ın araştırması, Amerikalıların genellikle Britanyalılardan daha az vergi ödediğini ortaya koydu.
Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü'nün 2021 yılı rakamlarına göre ABD'de bir işçi yıllık ortalama yüzde 22,6 vergi öderken, Birleşik Krallık'ta ortalama yüzde 23,7 vergi ödüyor.
Örneğin, Birleşik Krallık'taki en yüksek vergi dilimi, yıllık geliri 155 bin 611 doları geçenler için yüzde 45 iken, ABD'de bu geliri elde edenler yüzde 24'ün üzerindeki vergi dilimini (alt vergi dilimi) ödemiyor.
Veraset vergisi konusunda da iki ülke arasında çok büyük fark var. ABD'de mirasçılar, vefat eden kişinin serveti 12,9 milyon doları geçmedikçe veraset vergisi ödemezler.
Birleşik Krallık'ta devlet, vefat edenin 404 bin doları aşan serveti üzerinden veraset vergisi alır.
Birleşik Krallık'ın sadece ABD ile değil, Avrupa ülkeleriyle de karşılaştırıldığında en kötü enflasyon oranlarıyla mücadele sorunu da var.
Bu nedenle, ABD'deki enflasyon oranlarının geçen haziran ayında yüzde 9,1 ile en yüksek oranlarına ulaştığını ve mart ayında yüzde 5'e düştüğünü görüyoruz.
Ancak Birleşik Krallık'ta geçen ağustos ayında enflasyon oranları yüzde 11,4'e ulaştı ve son aylarda kaydedilen rakamlar enflasyonun yüzde 9,5'e düştüğünü gösteriyor.

Independent Arabia



Frontex Finlandiya-Rusya sınırına birlik konuşlandırıyor

Finlandiya’nın Rusya sınırını denetlemek için yaklaşık 50 personel görevlendirildi (AFP)
Finlandiya’nın Rusya sınırını denetlemek için yaklaşık 50 personel görevlendirildi (AFP)
TT

Frontex Finlandiya-Rusya sınırına birlik konuşlandırıyor

Finlandiya’nın Rusya sınırını denetlemek için yaklaşık 50 personel görevlendirildi (AFP)
Finlandiya’nın Rusya sınırını denetlemek için yaklaşık 50 personel görevlendirildi (AFP)

Avrupa Birliği (AB) Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı Frontex, Helsinki yönetiminin Moskova’yı düzensiz göçmenleri kasıtlı olarak sınırlarına göndermekle suçladığı bir zamanda, Finlandiya’nın Rusya ile olan sınırlarını denetlemek üzere yaklaşık 50 kişilik birlik konuşlandırdı.

Frontex Sözcüsü Piotr Świtalski Fransız haber ajansı AFP’ye “Şu anda Finlandiya’da 55 personel görevlendiriyoruz ve bunların çoğunluğu gözetimden sorumlu sınır personelleri” açıklamasında bulundu.

Kasım ayı sonlarında açıklanan desteğin şubat ayı sonuna kadar devam etmesi planlanıyor.

Świtalski, “Elbette, durum değiştikçe uygulamalarımızı değiştirmeye hazırız. Gerekirse daha uzun veya daha kısa bir süre burada olabiliriz” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Göç baskısının Kremlin’in kullandığı araçlardan biri olduğunu biliyoruz, dolayısıyla bunun devam edeceğini öngörebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

Finlandiyalı yetkililere göre çoğu Somali, Irak ve Yemen’den olmak üzere yaklaşık bin sığınmacı, ağustos ayının başından bu yana iki ülkeyi ayıran bin 340 kilometre uzunluğundaki sınırdan geçti.

Helsinki, Moskova’yı bu göçmenleri kasıtlı olarak Finlandiya’ya göndermekle suçluyor ve bunu ‘hibrit bir operasyon’ olarak tanımlıyor.

Fin sınır muhafızı Ville Joskitt “Sınıra yakın bölgede hâlâ üçüncü ülkelerden gelen büyük göçmen grupları var. Ancak durumu iki hafta öncesiyle karşılaştırırsak, bir kısmı kendi başlarına veya yetkililer aracılığıyla Rusya’nın diğer bölgelerine taşındı” dedi.

Joskitt, AFP’ye sınırdaki durumun ‘uzun süre’ devam etmesinin beklendiğini söyledi.

Finlandiya, kasım ayı ortasında Rusya ile olan 8 sınır kapısından 4’ünü kapattı ve en son da geçişleri ülkenin en kuzeyindeki tek bir geçişle sınırlandırdı. Bu son sınır kapısı da kasım ayının sonunda kapatıldı.

Finlandiya’nın doğu komşusu ile ilişkileri, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal girişimini başlatmasının ardından gerginleşti. Bu durum, Finlandiya’yı nisan ayında ABD liderliğindeki Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı’na (NATO) katılmaya yönlendirdi.