AB Sudan’daki çatışmanın derinleşmesini engellemeye çalışıyor

Şarku'l Avsat'a konuşan Avrupalı yetkili: Sudan'daki durumun daha kötüye gitmesini önlemeye çalışıyoruz

AB Sudan’daki çatışmanın derinleşmesini engellemeye çalışıyor
TT

AB Sudan’daki çatışmanın derinleşmesini engellemeye çalışıyor

AB Sudan’daki çatışmanın derinleşmesini engellemeye çalışıyor

Avrupa Birliği’nin Sudan Elçisi Aidan O'Hara, Avrupa Komisyonu'nun Sudan'daki durumun daha da kötüye gitmesini önlemek için elinden geleni yaptığını bildirdi. Şarku'l Avsat'a konuşan Elçi, “Sahel'de ve Kızıldeniz'de stratejik önem arz eden, Afrika'nın üçüncü büyük ülkesi Sudan’daki durumun daha kötüye gitmesinin getireceği zorlukların çözümü daha da zor olacak” vurgusunda bulundu.
Sudan'daki iç çatışmanın bölgesel bir çatışmaya dönüşme riskinin çok yüksek olduğunu belirten sözcü, AB’nin uluslararası toplum ile ortak çabaları koordine ederek siyasi bir çözüm yönünde baskı yapmaya devam edeceğini bildirdi.
Avrupa ülkeleri, vatandaşlarını geçtiğimiz günlerde Sudan'dan tahliye etmeye başlamıştı. Avrupalı ​​yetkililer, kalıcı bir ateşkese ulaşmak için çatışan taraflar arasındaki arabuluculuk çabalarını iki katına çıkarıyor. AB Büyükelçisi ‘son derece değişken durumun artık güvenliğini sürdürmeye imkan vermemesi dolayısıyla’ diğer personel ile birlikte Cibuti'ye nakledilmesinin bu arabuluculuk çabalarını etkilemediğini söyledi. Aidan O'Hara, durum imkan sağladığı taktirde Sudan'daki Avrupa varlığına geri dönüleceğini bildirdi.
AB'nin Hartum'daki İrlandalı Büyükelçisi Aidan O'Hara, Cibuti'ye nakledilme kararından bir gün önce kendi evinde saldırıya uğramıştı. Bunun üzerine AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise herhangi bir taraftan bahsetmeden söz konusu saldırıyı kınamıştı. Twitter hesabından açıklamada bulunan Borrell, “Diplomatik tesislerin ve personelin güvenliği, uluslararası hukuk mucibince Sudanlı makamların sorumluluğu ve yükümlülüğündedir” vurgusunda bulunmuştu.
O'Hara, Avrupalı ​​yetkililerin üzerinde çalıştıkları kısa vadeli hedefin Sudan'da kalıcı ateşkese ulaşılmasına ve insani yardım koridorlarının açılmasına katkıda bulunmak olduğunu bildirdi. Avrupalıların bu konuda kapsamlı bir koalisyona ulaşmak için ortaklarıyla birlikte çalıştığını söyleyen sözcü, Sudan’da çatışma başladığından bu yana çok sayıda yetkiliyle iletişim kuran Borrell’in Kenya Cumhurbaşkanı’nın yanı sıra Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) ve Abdulfettah el-Burhan ile, aynı zamanda Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır ve İngiltere dışişleri bakanları, ABD, Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği (AfB) ve Hükümetler arası Kalkınma Otoritesi (IGAD) ile temaslarda bulunduğunu aktardı.
Kalıcı bir ateşkese varma çabaları sürdüğü sırada çatışmanın her iki tarafını da sivilleri korunmaya çağıran AB sözcüsü, son olayların demokratik bir sivil hükümete geçiş yönündeki kazanımları tehdit ettiğine dikkat çekti.
Avrupa ülkeleri, Sudan'da arabuluculuk yapmak için AB ile birlikte ek çabalar sarf ediyor. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Sudan'daki krizi görüşmek üzere önümüzdeki hafta Etiyopya ve Kenya ziyaretinde bulunacak. Afrika ziyaretine önümüzdeki Perşembe günü başlayacak olan Scholz, AfB Başkanı Musa Faki Muhammed, Etiyopya Devlet Başkanı Sahle-Work Zewde ve Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ile görüşecek. Scholz’un ofisi tarafından yapılan açıklamada, görüşmelerde Etiyopya'daki barış sürecinin tamamlanmasının yanı sıra başta Sudan olmak üzere bölgesel ve uluslararası düzeydeki güvenlik durumunun ele alınacağına dikkat çekildi.
Scholz’un partisinin Doğu Afrika meselelerinde uzman üyesi Jurgen Kosi, daha fazla silahın Sudan'a ulaşmasını önleme olasılığının ele alınacak en önemli noktalardan olması gerektiğini söyledi. Çatışmanın her iki tarafıyla da temasta bulunmanın, sivil topluma destek sağlamanın gerekli olduğunu da ekledi.
Avrupa ülkeleri, Rusya'nın Sudan'daki etkisinin artacağından, çatışmanın körükleneceğinden endişeleniyor. Avrupalı ​​yetkililer bu son günlerde bu yöndeki endişelerini dile getiriyor. Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, hafta sonu Lüksemburg'da düzenlenen bir Avrupa toplantısında yaptığı açıklamada, Rusya’ya bağlı Wagner grubunun Sudan'daki çatışmayı körükleyebileceğine dikkat çekti. Avrupalı vatandaşların ve diplomatların Sudan'dan ayrılması dolayısıyla sahnenin Rusya ve Wagner grubuna kalacağı yönündeki endişesini dile getiren Haavisto, “Bu durumda tüm yabancıların Sudan'ı terk etmesi doğru değil, ayrılırsak Wagner grubuna ve Rusya'ya oynaması için bir boş alan bırakmış oluruz” vurgusunda bulundu.



Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
TT

Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)

Galler İşçi Partisi Lideri Vaughan Gething, Galler Bölgesel Başbakanı olarak seçilmesinin ardından dört kurucu ülkeden (İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda) oluşan Birleşik Krallık'ın (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığ) üç ülkesi göçmen kökenli isimler tarafından yönetilmeye başlandı. Gething, Galler'in başkenti Cardiff’te hükümetin dümenine geçerken, Rishi Sunak İngiltere Başbakanı olarak Londra'da, Hamza Yusuf ise İskoçya Başbakanı olarak Edinburgh'da iktidarı ellerinde bulunduruyor.

Babası Güney Galler'den bir veteriner olan 52 yaşındaki Vaughan Gething’in annesi ise Zambiya'da bir kümes hayvanı çiftliğinde çalışıyordu. Eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela'nın hikayesi, Gething’i henüz 17 yaşındayken İşçi Partisi'ne katılmasında etkili oldu. Gething, 2011 yılında Cardiff'te meclis üyesi seçilerek siyasi kariyerine başladı.

Cardiff hükümetinde 2013 yılından bu yana çeşitli görevler üstlenen Gething, 2014 yılında Kalkınma Bakan Yardımcılığı, ardından Sağlık Bakan Yardımcılığı, ardından 2016-2021 yılları arasında Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. Birkaç gün önce rakibi Jeremy Miles'ı kıl payı mağlup ederek Galler İşçi Partisi'nin lideri olan Gething, 2021 mayısında Mark Drakeford hükümetinin ekonomi bakanlığı görevini üstlenmişti.

Gething, özelde Galler’in genelde ise Avrupa’nın ilk siyahi lideri oldu. Birleşik Krallık tarihindeki bu yeni durum, ‘artık göçmenlerin çocukları ve torunları sahada ve yerel meclislerden hükümete kadar çeşitli siyasi makamlar için ülkenin yerli halkıyla rekabet ediyor’ yorumlarına neden oldu.

Galler’de bir göçmenin başbakan olarak seçilmesinden önce Hint asıllı Budist Rishi Sunak, 2022 yılında İngiltere’nin başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Pakistan asıllı bir Müslüman olan Hamza Yusuf ise 2023 yılında İskoçya hükümetinin başına geçti. Böylece Birleşik Krallık'ı oluşturan ülkelerden üçü artık her zaman beyazların seçildiği makamlara partileri tarafından seçilen göçmenlerin getirildiğine tanık oldu.

Birleşik Krallık'ta farklı milletlerden üç ismin iktidara gelmesinin ve göçmenlerin çocuklarının ve torunlarının siyasetin tüm kademelerinde yer almasının yolu açıldı. Yerel halkla belediye ve meclis sandalyeleri için yarışan göçmenlerin çocukları ve torunları, hükümetlerde çeşitli görevler alırken bakanlık görevlerinde bulundular ve iç siyasi sahnede etkili oldular.

Birleşik Krallık'taki dördüncü ülke olan Kuzey İrlanda da liderlik konusunda bir istisnaya tanık oluyor. Kuzey İrlanda tarihinde ilk kez ‘Birleşik İrlanda’ fikrini destekleyen Katolik bir kadın siyasetçi olan Sinn Fein, 2023 yılında Belfast parlamento seçimlerinde rakibi Demokratik Birlik Partisi'nin (DUP) 1998 yılında imzalanan barış anlaşmasının temelini oluşturan güç paylaşımı hükümetine yönelik boykotunu sona erdirmeyi başararak iktidara geldi.