Çin'in uzay aracı kanıt buldu: Mars'a kar yağmış

Bulgular, ilk insanların Avrupa'da dolaşmaya başladığı sırada Mars'ta sıvı halde su olduğu anlamına geliyor

Zhurong, Temmuz 2021'de Kızıl Gezegen'i böyle görüntülemişti (Çin Ulusal Uzay İdaresi)
Zhurong, Temmuz 2021'de Kızıl Gezegen'i böyle görüntülemişti (Çin Ulusal Uzay İdaresi)
TT

Çin'in uzay aracı kanıt buldu: Mars'a kar yağmış

Zhurong, Temmuz 2021'de Kızıl Gezegen'i böyle görüntülemişti (Çin Ulusal Uzay İdaresi)
Zhurong, Temmuz 2021'de Kızıl Gezegen'i böyle görüntülemişti (Çin Ulusal Uzay İdaresi)

Çin'in Kızıl Gezegen'deki uzay aracı Zhurong'un verilerini inceleyen bilim insanları, Mars'ın düşük enlemlerinde yaşanabilir ortamlara işaret eden sıvı su kanıtları buldu.
Suyun Mars'ta yalnızca katı veya gaz halinde olabileceğine dair önceki düşüncelere meydan okuyan bu keşif, uzay aracının iniş alanındaki kumulların morfolojik özellikleri ve mineral bileşimleri analiz edilerek yapıldı.
Hakemli bilimsel dergi Science Advances'ta yayımlanan araştırma, yaklaşık 400 bin yıl öncesine kadar Mars'ta kar yağdığını veya don olduğunu ortaya koydu.
Bulgulara göre, 1,4 milyon ila 400 bin yıl önce kum tepelerindeki tuzlar, düşük sıcaklıklarda karın erimesine neden oldu. Bunun sonucunda da gezegen yüzeyinde tuzlu sıvı su ortaya çıktı.
Geçen yıl yine Zhurong'dan elde edilen bulgular, gezegende 700 milyon yıl kadar yakın bir tarihte sıvı suyun mevcut olabileceğine dair düşünceler doğurmuştu.
Yeni kanıtlar bu tarihi çok daha öne çekmiş oldu. Zira bulgular, ilk insanların Avrupa'da dolaşmaya başladığı sırada Mars'ta sıvı halde su olduğu anlamına geliyor.
Çin Bilimler Akademisi'nden Prof. Xiaoguang Qin ve meslektaşları, kumullardaki belirli mineral birikintilerini analiz etti. Çalışmada sülfatlar, silika, demir oksit ve klorürler gibi maddeler ortaya çıkarıldı.
Araştırma ekibi bu minerallerle kumullardaki çatlak ve kabukların oluşumu için en olası modelin kar erimesi olduğu sonucuna vardı.
Buna göre sıcaklıklar düştüğünde tuz, karın erimesini sağlıyordu. Ardından ortaya çıkan tuzlu su buharlaşıyor ve tuzlar çöküyordu.
Bu süreç, Zhurong'in örnek topladığı parçacıkların bir araya gelip bir kabuk oluşturmasını sağladı. Daha sonra, sürekli kuruma veya donma işlemi, kabuk içinde çatlaklar oluşturdu.
Adını Çin mitolojisindeki ateş ve savaş tanrısından alan Zhurong, 15 Mayıs 2021'de Mars'ın Utopia Planitia ovasına inmişti.
Üç aylık görev süresi biçilen uzay aracı, gezegenin yüzey toprağını ve atmosferini inceledi.
Son dönemde kış uykusuna yatan araç, Güneş panellerini kaplayan toz nedeniyle hareket edemez halde.
 
Independent Türkçe, IFL Science, Sci Tech Daily



Büyük Okyanus'un altında "kayıp dünyalar" keşfedildi

Araştırmacılar, mantoda bu tür bölgelerin sanılandan daha yaygın olduğunu düşünüyor (ETH Zürih)
Araştırmacılar, mantoda bu tür bölgelerin sanılandan daha yaygın olduğunu düşünüyor (ETH Zürih)
TT

Büyük Okyanus'un altında "kayıp dünyalar" keşfedildi

Araştırmacılar, mantoda bu tür bölgelerin sanılandan daha yaygın olduğunu düşünüyor (ETH Zürih)
Araştırmacılar, mantoda bu tür bölgelerin sanılandan daha yaygın olduğunu düşünüyor (ETH Zürih)

Bilim insanları Büyük Okyanus'un altında ve kıtaların içinde açıklayamadıkları yapılar tespit etti.

Tektonik levhalar çarpıştığı zaman biri, diğerinin altına girerek Dünya'nın mantosuna dalıyor. Mantodaki bu yapılar, yitim veya dalma-batma zonu diye adlandırılıyor.

Bilim insanları mantoyu açıp bakmak mümkün olmadığından, bu yapıların yerini ve bileşenlerini saptamak için sismik dalgaların hızından yararlanıyor. 

Genellikle sadece bir tür deprem dalgası incelenirken, ETH Zürih ve Caltech'ten araştırmacılar, yeni çalışmada bütün sarsıntı dalgalarını analiz etti. 

Bulguları hakemli dergi Scientific Reports'ta yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, "kayıp dünyalar" dedikleri gizemli yapılarla karşılaştı. Tektonik levha hareketlerinin olmadığı yerlerde yitim zonları saptandı.

Ekibin modeline göre, okyanus tabanlarının altında ve kıtaların içinde yitim zonları var. 

ETH'den Andreas Fichtner, ortak yazarı olduğu çalışma hakkında 7 Ocak'ta yaptığı açıklamada "Bu, bir doktorun onlarca yıl ultrasonla kan dolaşımını inceleyip atardamarı tam olarak beklediği yerde bulmasına benziyor" diyerek ekliyor: 

Daha sonra yeni ve daha iyi bir muayene aracı kullanan doktor, aniden kalçada aslında oraya ait olmayan bir atardamar görüyor. Biz de yeni bulgular karşısında tam olarak böyle hissediyoruz.

Araştırmacılar özellikle Büyük Okyanus'un altındaki bir yitim zonunu ilginç buluyor. Jeolojik açıdan yakın bir dönemde bu bölgede yitim zonları oluşmasının imkansız olduğunu düşünüyorlar.

Makalenin başyazarı Thomas Schouten, "Yaşadığımız ikilem de bu" diyor: 

Yüksek çözünürlüklü yeni modelle, mantonun her yerinde bu tür anomalileri görebiliyoruz. Ancak bunların tam olarak ne olduğunu ya da ortaya çıkardığımız desenleri hangi maddelerin yarattığını bilmiyoruz.

Bu bölgelerde sismik dalgaların farklı şekillerde hareket etmesi, çevredeki kayalardan daha soğuk ve farklı bir bileşime sahip olduklarına işaret ediyor. Araştırmacılar bu gizemli yapıların içeriğini de henüz bilmiyor.

Diğer yandan farklı zamanlarda, farklı süreçler sonucu ortaya çıkmış olmaları muhtemel.

Schouten, "Alt mantodaki anomalilerin çeşitli kökenleri olduğunu düşünüyoruz" diye açıklıyor: 

Yaklaşık 4 milyar yıl önce mantonun oluşumundan beri orada bulunan ve mantodaki konvektif hareketlere rağmen hayatta kalan eski, silika bakımından zengin maddeler veya milyarlarca yıl boyunca manto hareketleri sonucu demir bakımından zengin kayaların biriktiği bölgeler olabilirler.

Araştırmacılar bundan sonraki çalışmalarda sismik dalgaları daha detaylı incelemeyi umuyor. Schouten ayrıca mevcut veriler sadece dalga hızına odaklandığı için gelecekteki çalışmaların kıymetli veriler sunmasını umuyor:

Farklı dalga türlerinde gözlemlenen hızı üretebilecek farklı malzeme parametrelerini hesaplamamız gerekiyor. Esasen, dalga hızının arkasındaki malzeme özelliklerine daha derinlemesine dalmak zorundayız.

Independent Türkçe, IFLScience, Debrief, Scientific Reports, ETH Zürih