Ukrayna Savunma Bakanı: NATO’nun fiilen bir üyesiyiz ve eninde sonunda yasal bir üye olacağımızdan hiç şüphem yok

Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov (Reuters)
Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov (Reuters)
TT

Ukrayna Savunma Bakanı: NATO’nun fiilen bir üyesiyiz ve eninde sonunda yasal bir üye olacağımızdan hiç şüphem yok

Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov (Reuters)
Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov (Reuters)

Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov, ülkesinin NATO’nun fiili üyesi olduğunu söyleyerek, sonunda ittifakın yasal bir üyesi olacağından şüphesi olmadığını belirtti.
Reznikov Yahoo News’e verdiği röportajda, Ukrayna’nın işgalin başlangıcından bu yana Rus saldırılarını savuşturma yeteneği konusunda birçok Batılı ülkenin beklentilerine meydan okuduğunu söyledi
Şarku’l Avsat’ın Yahoo News’ten aktardığı habere göre, ABD İstihbarat Topluluğu, Ukrayna’ya ilk Rus füzelerinin inişinden sonraki 72 saat içinde Kiev’in düşeceğini tahmin ediyordu. Rusya ve bazı Batılı ülkeler de öyle.
Reznikov röportajda konuya değinerek şunları söyledi;
“Bu, Ukrayna’yı hafife almak mıydı, yoksa Rusya’yı abartmak mıydı? Bence her ikisi de. Rusları, özellikle de savaşma yöntemlerini ortaklarımızdan daha iyi anlıyoruz. Birincisi, 2014’ten beri onlarla savaşıyoruz. İkincisi, aynı akademilerde okuyan, aynı askeri eğitimi alan birçok generalimiz var.”
Bir yıl önce, dünyanın savaş yorgunluğu yaşayacağına dair bir endişesi olduğunu dile getiren Reznikov, “Ancak bugün rahatlıkla söyleyebilirim ki Batı’da yorgunluk yok. Ortaklarımız, oybirliğiyle Ukrayna’nın tam zaferine kadar bizimle kalacaklarını iddia ediyorlar” dedi.
Reznikov ayrıca söz konusu zaferi, ‘Kırım da dahil olmak üzere uluslararası alanda tanınan 1991 sınırlarının öngördüğü şekilde Ukrayna’nın egemen topraklarının tamamen geri alınması’ olarak tanımladı.
ABD Başkanı Joe Biden, ABD’nin Ukrayna’yı ‘ne kadar sürerse sürsün’ destekleyeceğini vurgularken, üst düzey dış politika yetkilileri, Kiev’i savaşı daha hızlı bitirmek için bazı bölgelerden vazgeçmeye çağırmaya başladı.
Reznikov bu konuda, “Rusların işgal ettiği topraklarda neler yaptığını, barbarlığı gördünüz. Topraklarımızdan herhangi birini işgal etmelerine neden izin verelim ki? Bu bize nasıl bir barış getirebilir?” diye konuştu.
Savaştan önce, Ukrayna’nın NATO’ya katılma olasılığı, Batı’daki pek çok kişi tarafından, savaşı başlatma motivasyonlarından biri olmasa da, Putin için fazla kışkırtıcı olarak görülüyordu.
Reznikov, son zamanlarda yaptığı diğer röportajlarda ifade ettiği gibi, “Biz zaten NATO’nun fiilen bir üyesiyiz ve eninde sonunda yasal bir üye olacağımızdan hiç şüphem yok.  Ordumuz ve NATO sistemlerimiz arasında halihazırda yüksek derecede birlikte çalışabilirlik var” dedi.
Ukrayna Savunma Bakanı, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in 20 Nisan’da savaştan sonra Kiev’e yaptığı ilk ziyarette “Ukrayna için doğru yer NATO’dur” şeklindeki açıklamasına atıfta bulunarak, tüm müttefiklerin Ukrayna’nın üyeliğinin an meselesi olduğu konusunda hemfikir olduğunu vurguladı.
Reznikov, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşla ilgili bilgilerin yanı sıra diğer hassas bilgilerin de yer aldığı sızan Pentagon belgelerine de değindi ve Ukrayna ile ilgili bu belgelerde yer alan bilgilerin çoğunun yanlış, güncelliğini yitirmiş veya belki de manipüle edilmiş olduğunu söyledi.



Trump ve Putin'in Ukrayna konulu görüşmelerinde ele alınanlar

Trump, savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmanın ‘gerçekten Başkan Zelenskiy'nin elinde’ olduğunu vurguladı (Reuters)
Trump, savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmanın ‘gerçekten Başkan Zelenskiy'nin elinde’ olduğunu vurguladı (Reuters)
TT

Trump ve Putin'in Ukrayna konulu görüşmelerinde ele alınanlar

Trump, savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmanın ‘gerçekten Başkan Zelenskiy'nin elinde’ olduğunu vurguladı (Reuters)
Trump, savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmanın ‘gerçekten Başkan Zelenskiy'nin elinde’ olduğunu vurguladı (Reuters)

AFP

Ukrayna'da olası bir barış anlaşmasının ana gündem maddeleri arasında toprak tavizleri ve Kiev'e güvenlik garantileri alıyor, ancak şu aşamada ateşkes veya Moskova'ya yaptırım uygulanması söz konusu değil.

Aşağıda, ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Alaska'da gerçekleştirdiği zirve sırasında yapılan görüşmelerde ele alınanlara dair edindiğimiz bilgiler yer alıyor.

Görüşmelerin ardından Trump, kendi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda, “Herkes, Rusya ile Ukrayna arasındaki korkunç savaşı sona erdirmenin en iyi yolunun, çoğu zaman geçerliliğini yitiren sıradan bir ateşkes anlaşması değil, savaşı sona erdirecek bir barış anlaşması imzalamak olduğu kararlaştırıldı” ifadelerini kullandı. Ancak Trump’ın bu tutumu, Ukrayna ve müttefiklerinin talepleriyle çelişiyor.

Bu tutum aynı zamanda Ukrayna’nın doğusunda ilerlemeye devam eden Rusya’nın zaferi olarak değerlendiriliyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin başından beri, savaşın ‘temel nedenlerini’ özellikle de Moskova'nın karşı çıktığı Ukrayna'nın NATO'ya katılma isteğini ele alan daha kapsamlı bir ‘barış anlaşmasına varılmasını’ talep ediyor. Zira Moskova, Ukrayna’nın NATO’ya üye olmasını bekasına yönelik bir tehdit ve ulusal güvenliği için bir tehlike olarak görüyor.

Ukrayna'nın endişeleri

Ukrayna, Trump ve Putin arasında Anchorage şehrinde imzalanacak olası bir anlaşmanın, kendi topraklarından bir kısmını terk etmesine neden olacağından korkuyor.

Rusya ordusu şu an Ukrayna topraklarının yaklaşık yüzde 20'sini, yani ülkenin güneyindeki ve doğusundaki Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerini kontrol ediyor. Rusya 2014 yılında da Kırım Yarımadası’nı ilhak etmişti.

Putin ve Trump, basın toplantısında bu acil konuyu doğrudan ele almamış olsalar da zirvenin ardından ABD Başkanı ile Avrupalı liderler arasında yapılan telefon görüşmelerinde konuşulanlardan haberdar olan bir kaynak, Trump'ın Rusya'nın Donetsk ve Lugansk bölgelerini tamamen kontrol altına alması ve cephe hattındaki çatışmaların dondurulmasını öngören bir öneriyi desteklediğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Rusya, Ukrayna'ya ilk saldırısından aylar sonra, 2022 eylülünde dört bölgeyi ilhak ettiğini duyurdu, ancak ordusu bu bölgelerin hiçbirini tam olarak kontrol altında tutmuyordu.

Rusya ordusu şu anda iki bölgenin başkentleri de dahil olmak üzere Lugansk bölgesinin neredeyse tamamını ve Donetsk'in büyük bir kısmını kontrol ediyor. Ancak Zaporijya ve Herson'da durum farklı, buradaki başlıca şehirler hala Ukrayna'nın kontrolünde.

Bu toprakların Ukrayna ve uluslararası toplum açısından ne olacağı henüz bilinmiyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, söz konusu topraklardan vazgeçmeyi reddediyor ve bunun ülkesinin anayasasına aykırı olduğunu vurguluyor.

Güvenlik garantileri

Ukrayna, Avrupalıların desteğiyle, düşmanlıkların durdurulması halinde Rusya'nın yeniden saldırmasını önlemek için bu garantileri talep ediyor.

Zelenskiy ve Avrupalı liderlerle yaptığı görüşmede Trump, NATO anlaşmasından esinlenerek Ukrayna'ya güvenlik garantisi vermeyi teklif etti. Ancak iki kaynak, bunun NATO'ya üyelik olmadan gerçekleşeceğini belirtti.

Öte yandan İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, bunun için ‘Ukrayna'nın tüm ortaklarının, ABD dahil, desteğini almasını ve tekrar saldırıya uğradığı takdirde harekete geçmeye hazır olmasını sağlayan kolektif bir güvenlik maddesi’ belirlenmesi gerektiğini belirtti.

Fransa ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkeleri, Ukrayna'da konuşlandırılacak, ancak cephe hatlarında görev almayacak bir ‘görev gücüne’ katkıda bulunmaya hazır olduklarını açıkladılar.

Trump, Zelenskiy'yi pazartesi günü Beyaz Saray'da kabul edeceğini ve görüşmeye Avrupa’dan bazı liderin de katılacağını açıkladı.

Trump’ın verdiği süre

Trump, “Her şey yolunda giderse, Başkan Putin ile (üçlü) bir toplantı tarihi belirleyeceğiz” diyerek, savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmanın Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'nin ‘elinde’ olduğunu vurguladı.

Trump'ın geçtiğimiz cuma günü Rusya'ya Ukrayna'daki savaşı sona erdirmesi için verdiği süre teorik olarak sona erdi. Trump, aksi durumda Rusya'dan başta petrol ve silah olmak üzere ürün ithal eden ülkelere yönelik ‘ikincil’ yaptırımlar uygulanacağını açıklamıştı.

Ancak Trump, Putin ile görüşmesinin ardından Fox News kanalına verdiği demeçte, “Bugünkü gidişata bakılırsa, şu an bunu düşünmeyeceğim” dedi.

Buna karşın Avrupalı liderler, ‘adil ve kalıcı bir barış sağlanana kadar, Rusya'nın savaş ekonomisine baskı uygulamak için belirli ekonomik yaptırımları ve önlemleri sıkılaştırmaya devam edeceklerini’ vurguladılar.