Kuveytli parlamenterler Şarku'l Avsat'a konuştu: “Yeni meclis uyumlu olacak”

Usfur, “Hükümeti zorlu bir aşama bekliyor” derken, Vesmi ise ‘endişe duymadığını’ söyledi.

Kuveytliler, Ulusal Meclis’in belirlenmesi için oy kullandılar. (KUNA)
Kuveytliler, Ulusal Meclis’in belirlenmesi için oy kullandılar. (KUNA)
TT

Kuveytli parlamenterler Şarku'l Avsat'a konuştu: “Yeni meclis uyumlu olacak”

Kuveytliler, Ulusal Meclis’in belirlenmesi için oy kullandılar. (KUNA)
Kuveytliler, Ulusal Meclis’in belirlenmesi için oy kullandılar. (KUNA)

Kuveytliler dün, Ulusal Meclis (parlamento) üyelerini seçmek için oy kullandıkları uzun bir seçim gününü geride bıraktı. Kuveytlilerin siyasi istikrarın sağlanmasına ve reform projelerinin onaylanmasına yol açacak uyumlu bir meclis oluşturmak için güvendikleri seçimlere katılımda ise bir tutarsızlık gözlemlendi.

Bazı sandık merkezleri yoğun seçmen katılımına sahne oldu. Oy kullanma işleminin sona ermesine birkaç saat kala, havanın düzelmesinin ardından katılım arttı.

Seçim komitesi çalışanları, Şarku’l Avsat’a oy verme merkezlerindeki katılımın yüzde 60'a ulaştığını aktarırken bazı görevliler merkezlerin kapanmasına dakikalar kala düşük katılımdan şikâyet ettiler. Resmi kaynaklar tarafından henüz doğrulanmayan raporlar, katılımın yüzde 53'ü aştığını gösteriyor.

Seçim sandıklarının kapanmasının hemen ardından seçmen oylarının sayım süreci başladı. Yargı ve sivil toplum kuruluşlarının gözetiminde gerçekleşen seçimler, hükümetin seçmenlerin sandıklara erişimini kolaylaştırmak için tüm imkanlarını seferber etmesiyle sorunsuz bir şekilde tamamlandı.

Kuveyt Emiri ve Veliaht Prensi, 2023 Ulusal Meclis seçimlerini organize ettikleri için üst düzey yetkililere teşekkür ettiler. Vatandaşların anayasal haklarının kullanılmasına aktif katılımlarında somutlaşan vatanseverlik duygularına övgüde bulundular.

Emir ve Veliaht Prens, seçimlerin yürütülmesini denetleyen Yüksek Yargı Komitesi üyelerine de teşekkürlerini iletti.

Fotoğraf Altı: Kuveyt’te 21. Ulusal Meclis seçimleri için oy kullanıldı. (KUNA)
Kuveyt’te 21. Ulusal Meclis seçimleri için oy kullanıldı. (KUNA)

Ulusal Meclis'in 50 üyesini 207 erkek ve kadın arasından seçmek için tek oylu seçim sistemine göre beş seçim bölgesinde dün sabah saat sekizde başlayan oy verme işlemi12 saat devam etti.

Kuveyt, yasama ve yürütme makamları arasında, ekonomik reform yasalarının çıkarılmasının aksamasına yol açan ve siyasi hayatın çıkmaza girmesine sebebiyet veren keskin çatışmalara tanık oldu. Bu krizin ışığında ülke son dört yılda üç yasama konseyine tanık oldu.

Seçimler, Anayasa Mahkemesi'nin anayasal çözüm kararıyla restore edilen 2020 Ulusal Meclisi'nin feshedilmesinin ardından geldi. 19 Mart'ta Anayasa Mahkemesi, 2022 Kuveyt Ulusal Meclisi seçimlerini ve daha önce 2 Ağustos 2022'de feshedilen eski Ulusal Meclis'in (2020 Meclisi) başkanı ve tüm üyelerinin geri dönüşünü iptal eden bir karar yayınladı.

Ulusal Meclis seçimlerine katılan güçler, istenen değişikliği yapmak adına halkı seçimlere katılmaya teşvik etmek için tüm imkanlarını kullandı. Oy kullanma hakkı bulunan 793 bin 646 seçmen, tek oylu seçim sistemine göre yürütülen seçim sürecinde 15'i kadın olmak üzere 207 aday arasından 50 milletvekili için sandık başına gitti.

Fotoğraf Altı: Kuveytliler, Ulusal Meclis’in oluşması için oy verdi. (KUNA)
Kuveytliler, Ulusal Meclis’in oluşması için oy verdi. (KUNA)

Usfur: Zor bir aşama

Oy verme merkezlerinin kapanmasıyla birlikte Şarku'l Avsat'ın görüştüğü önde gelen siyasetçi ve analistlerin seçimler hakkındaki görüşlerinin farklılaştığı gözlemlendi. Önde gelen Kuveytli bir siyasetçi, yeni parlamentonun 2022 yılında feshedilen parlamentoya kıyasla Başbakan için daha zor olacağı görüşünü dile getirdi.

İki önde gelen analist ise iki otorite arasında bir sonraki aşamayı karakterize edecek bir uzlaşma beklediklerini söylediler. Yıllarca derinleşen siyasi krizlerin ardından, ülkenin içinde bulunduğu siyasi çıkmazdan kurtulmak için son dört yılda üç yasama meclisi kuruldu.

Ülkenin önde gelen milletvekillerinden Suud el-Usfur'un görüşüne göre bir sonraki meclis, Başbakan Şeyh Ahmed Nevaf için ‘seçilmiş milletvekillerinin farklı doğası nedeniyle’ 2022 yılında iptal edilen bir önceki parlamentoya göre daha zor olacak.

Usfur, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Önceki meclis, Şeyh Ahmed Nevaf ile tamamen çelişmiyordu. Ancak bir sonraki meclis, onunla çeliştiğine inanılan bazı unsurları içerecek” dedi.

Başbakanın büyük bir sorumluluğu olduğunu düşünen Usfur, bu sorumluluğun ‘Meclis ile başa çıkabilecek güçlü bir hükümet oluşturmak, böylece net bir plan ve vizyona sahip ve insanların hissettiği bazı popüler başarılar elde etme yeteneğine gücü yeten bir çalışma ekibi oluşturmak’ olduğunu vurguladı.

Fotoğraf Altı: Kuveytli milletvekili Suud el-Usfur.
Kuveytli milletvekili Suud el-Usfur.

Usfur’un görüşüne göre önceki deneyimden farklı olarak 2022 Meclisi, Emirlik Kararnamesi’nin çizdiği bir iyimserlik halinin ortasında gelirken bir sonraki meclis, siyasi sürecin seçilmiş meclisin iptali ve tasfiyesi vakalarıyla sonuçlanmasının ardından bir beklenti ve endişe halinin ortasında oluşuyor.

Usfur, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamasını şöyle sürdürdü:

“2023 Meclisi temsilcilerinin, 2022 Meclisi'nde yasama makamı tarafından yapılan önceki hatalardan kaçınma konusunda büyük sorumluluğu var. Bunların en önemlisi, önceliklerin yokluğu ve üyeler arasındaki koordinasyon eksikliğidir. Reformcu milletvekillerinin öncelikli gördükleri yasaların belirlenmesi için yemin töreninden önce koordinasyon sağlanmalı. İptallerin bir daha tekrarlanmaması için başta Anayasa Mahkemesi Kanunu ve değişiklikleri olmak üzere erken onaylanması gerekiyor.”

Usfur, bir sonraki hükümeti, hükümet tarafından sunulan eylem planına dayalı olarak daha fazla iş birliğini garanti edecek şekilde, gündeme getirilen konuların önceliği hakkında Ulusal Meclis ile anlaşmanın gerekliliğiyle tek bir ekip olarak çalışabilecek sağlam bir yapı oluşturmaya çağırdı.

Ubeyd el-Vesmi: Endişeye gerek yok

Eski milletvekillerinde olan ve şu an da parlamentoda yer almak için adaylar arasında bulunan Ubeyd el-Vesmi, Şarku’l Avsat'a  “Anayasaya bağlı kalındığı sürece yasama ve yürütme makamları arasındaki ilişkinin keskin bir çekime tanık olmasını beklemediğini” söyledi. El-Vesmi, sandıklar kapanmadan önce Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Hükümet net bir eylem programı sunarak oluşturulan anayasal standartlara bağlı kaldığı sürece herhangi bir endişe duyulacak gibi görünmüyor” dedi.

Seçilmesi halinde yasama dönemini hükümetle gerilim olmadan geçirme sözü vermediğini ifade eden el-Vesmi açıklamasının “Ben söz vermiyorum, çünkü her şey yürütmenin elinde. Yürütme, vatandaşın kabul edeceği bir proje ortaya koyarsa milletvekillerinin işi bu programın takibini yapmaktır” ifadesini kullandı.

El-Vesmi, bir sonraki aşamanın öncelikleriyle ilgili olarak ise şunları söyledi:

“Bu öncelikler, ülkenin Emirine sunulan Kuveyt Belgesi'nin kabul edilmesinden öncekilerden farklı olmayacak. Siyasi sürece tarafların kabulünü mümkün olduğunca sağlamaya çalıştık ve önümüzdeki dönemde Kuveyt'in farklı bir projeye ihtiyacı var.”

Muna: Yeni bir fırsat

Kuveytli akademisyen ve siyasi analist Dr. Ayed el-Muna, Şarku’l Avsat'a şu açıklamalarda bulundu:

“Meclisin feshi ve tasfiyesi gibi meydana gelen şokların ışığında, seçimlerin sonucu, yürütme erki ile olan ilişkilerde eskisinden daha az gergin görünüyor. Hükümet kurulduktan sonra iki hafta içinde Meclis'e sunulacak programda sakinleşme ve çalışma arzusu var. Bu program ışığında, yasama otoritesinin, gözetim çalışmaları ve yasal mevzuat yoluyla sürekli takip ile hükümete programını uygulama fırsatı vermesi bekleniyor.”

Fotoğraf Altı: Dr. Ayed el-Muna.
Dr. Ayed el-Muna.

Muna sözleirni şöyle sürdürdü:

“Özellikle Veliaht Prens Şeyh Mişal el-Ahmed es-Sabah'ın 22 Haziran 2022'de yaptığı Emirlik konuşmasını hatırladığımız için, önümüzdeki dönemin bir öncekinden daha az gergin olacağını düşünüyorum. Zira o konuşmada, siyasi durumun reform için zorlaşması durumunda daha etkili tedbirlere başvurmanın mümkün olduğuna ve bunun milletvekilleri tarafından kabul edilmeyen ve demokratik yola hizmet etmeyen seçeneklere yol açabileceğine işaret edilmişti.”

Bu seçenekler arasında ‘anayasanın bazı maddelerini askıya almak ve parlamento hayatını bir süreliğine de olsa kesintiye uğratmak’ yer aldığını belirten Muna, “Bu nedenle, seçim sonuçlarının açıklanmasından sonraki süreçte iki otorite arasında bir iş birliği aşamasına ihtiyaç duyulmaktadır” dedi.

Deşti: Temkinli iyimserlik

Üçüncü seçim bölgesinden aday olan siyasi analist Dr. İbrahim Deşti, Şarku'l Avsat'a “Yeni meclisin hükümetle anlaşma içinde olacağını, ancak başbakanın halkın isteklerine uygun bir program teklifi sunacağını umduğunu” söyledi.

“Bu seçimlerin sonuçları arasında yeni kabine oluşumunun değişime yol açacak net bir stratejiyle gelmesini umuyoruz. Kuveyt sokağı hüsrana uğradı ve sonuçları felaket olduğu için bu hüsranı sürdürmek veya artırmak için zamanımız yok” diyen Deşti, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mevcut seçim sisteminde, parlamento değişiklik yapabilir. Ancak bunun sınırları var. Çünkü demokrasimiz görecelidir ve mükemmel değildir. Anayasa, Kuveytli milletvekillerine yasama ve denetim için bir alan veriyor ve biz bu alanın reformlar yaratmak için kullanılmasını istiyoruz.”

Fotoğraf Altı: Dr. İbrahim Deşti.
Dr. İbrahim Deşti.

Sorumluluğu kim alıyor?

Suud el-Usfur, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda, feshedilen meclisin parlamento deneyiminin ‘olgunlaşmamış ve eksik bir deneyim olduğu için değerlendirilemeyeceğine’ inandığını ifade etti. El-Usfur sözleirni şöyle sürdürdü:

“2022 Meclisi Kuveyt halkı için altın bir fırsatı temsil ediyordu ancak bu fırsat kaçırıldı. Zira meclis içinde, üyeler ve başkanlık arasında ve meclis ile hükümet arasında büyük bir anlaşma vardı. Zemin, ülkede somut bir değişiklik getirebilecek yasal kazanımları ilerletmek için uygundu. Ancak fırsat değerlendirilemedi. Bu nedenle meclis ilk aydan itibaren tatil edildi. Ardından hükümet, Anayasa Mahkemesi kararıyla meclis iptal edilinceye kadar oturumlardan çekildi.”

El-Usfur'a göre 2022 Meclisi’nin başarısız olmasının sorumluları yürütme ve yasama organları:

“Yürütmenin sorumluluğu var ama az da olsa meclisin de sorumluluğu bulunuyor. Yasama organı, 2022 Meclisi'ne eşlik eden memnuniyet durumu ve en fazla sayıda reform odaklı milletvekilinin gelişi, üyeler arasında daha fazla koordinasyon oluşturma arzusunun eksikliğine yol açtı. Öncelikler için bir yarış vardı ve onlar hakkında bir anlaşma yoktu ve bu anlaşma geç saatlere kadar gelmedi. En büyük sorumluluk, hükümet üyeleri arasında büyük bir görüş ayrılığıyla, kararı açıklanmayan yürütmeye aittir.”

El-Usfur, sorgulamaların iki makam arasındaki ilişkilerin gerginleşmesine katkıda bulunduğu yönündeki açıklamaya yanıt olarak “Sorgulamalar, hükümetten tekrar tekrar geri çekilmelerin ardından bir tepki olarak geldi. Bir sebep değil sonuçtu” dedi.

Üyelerin bir halk yardım paketini onaylama istekleriyle ilgili olarak da şunları söyledi:

“Üyelerin istediklerini ortaya koyma hakları var ve hükümetin bunu iade edecek anayasal araçları mevcut. Ulusal Meclis Başkanlığı neredeyse Ahmed es-Sadun'un lehine kararlaştırıldı.



Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.