ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Hala Gharit Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan ve tüm Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilere bağlıyız

Gharit, DEAŞ’ın ideolojisini yenmenin küresel bir sorun olduğunu vurguladı

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Hala Gharit Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan ve tüm Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilere bağlıyız
TT

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Hala Gharit Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan ve tüm Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilere bağlıyız

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Hala Gharit Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan ve tüm Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilere bağlıyız

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Hala Gharit, ABD’nin Suudi Arabistan ile ilişkilerini köklü ve derin ilişkiler olarak nitelendirirken, Suudi Arabistan'a Sudan gibi birçok dosyada üstlendiği rol ve DEAŞ’a karşı zafer kazanmak için Uluslararası Koalisyonda üstlendiği güçlü rol için teşekkür etti.

Gharit, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Suudi Arabistan’a resmi bir ziyarette bulunmasından bir gün sonra Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda, ABD'nin Ortadoğu’dan çekilmesi fikrinin yanlış olduğunu söyledi. Bakanlık Bölge Sözcüsü, ABD’nin Suudi Arabistan ve tüm Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilere bağlı olduğunun altını çizdi.

ABD’li yetkili, Bakan Blinken’ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşmesinin, Yemen’deki ve Sudan’daki krizler ve DEAŞ’ın yenilmesi gibi çeşitli dosyalarda iki ülke arasındaki ilişkiler, iş birliği ve koordinasyonun önemini gösterdiğini söyledi.

Yemen dosyasında Yemen-Yemen siyasi çözümünün sağlanmasının önemini vurgulayan Gharit, Husilerden ‘Yemen halkını düşünmelerini ve ülkede istikrarı sağlamak için şiddetten vazgeçmelerini’ istedi.

Sudan dosyasında Suudi Arabistan ile koordinasyonun büyük önem taşıdığına işaret eden Bakanlık Bölge Sözcüsü, ilgili tüm tarafların halen Cidde'de bulunduğunu ve müzakerelerin yeniden başlaması için umutların olduğunu kaydetti. Gharit, ABD'nin Suudi Arabistan ve diğer taraflarla koordineli olarak uyguladığı yaptırımların, ateşkese uymayan çatışan tarafları baskı altına almayı amaçladığını da sözlerine ekledi.

Hala Gharit, DEAŞ ile Mücadele Uluslararası Koalisyonunun (DMUK) perşembe günü Riyad'da 30'dan fazla bakan ve 80'den fazla temsilcinin katılımıyla gerçekleştirilecek toplantısında Suriye ve Irak dosyalarının başlıca gündem maddeleri olacaklarını ve orada terörle mücadele için kaynak yaratmaya, istikrarın yanı sıra Afrika ve Orta Asya'ya ve bu bölgelerde DEAŞ’ın nasıl püskürtüleceğine odaklanılacağını açıkladı.

ABD’nin Suriye ile normalleşmeye karşı tutumunu yineleyen Gharit, buna karşın ABD'nin bölgedeki ortaklarının Suriye rejimi ile doğrudan ilişkiler kurma niyetini anladığını, çünkü amacın kendi ifadesiyle ‘rejim üzerinde baskı kurmak olduğunu’ vurguladı.

ABD ve Suudi Arabistan arasındaki köklü ve derin ilişkiler

ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın Suudi Arabistan ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkilerin önemini yansıttığını belirten Gharit, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile dün yaptığı görüşmede ikili, bölgesel ve uluslararası birçok dosyaya değinildiğini belirtti.

Bakanlık Bölge Sözcüsü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Toplantı çok önemliydi. Bakan (Blinken), Riyad'da Suudi kadın öncülerle de görüşecek. DMUK ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) toplantılarına katılıyor. Bu yüzden ABD için oldukça önemli bir ziyaret olacak.”

ABD’nin Suudi Arabistan ile askeri ilişkilerini ‘çok güçlü’ olarak nitelendiren Gharit, Suudilerin istediği her konuda ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) çok güçlü ilişkilere sahip olduğuna, silahların yanı sıra teknolojik ve lojistik alanda fikir alışverişi yaptıklarına ve silahlar konusunda ABD için herhangi bir sorunun olmadığına dikkati çekti.

Zorluklar ve fırsatlar

Gharit, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkileri güçlendirme fırsatlarıyla ilgili olarak ise şunları söyledi:

“Bu fırsatlar sadece güvenlik, askeri ilişkiler ve terörle mücadeleyi değil, ekonomi, ticaret, kültür ve eğitimi alanlarını da kapsıyor. Şu an ABD’de 20 binden fazla Suudi öğrenci bulunuyor. Bu, ABD’nin ve Suudi Arabistan’ın geleceği için büyük önem arz ediyor. Halkların birbiriyle etkileşimi çok önemli. Aralarındaki ilişkinin ne kadar köklü ve derin olduğunu da gösteriyor. Bu ilişki, 80 yılı aşkın bir süredir devam ediyor ve bunu daha da güçlendireceğiz.”

Öte yandan zorluklardan birinin, Bakan Blinken'ın diğer dosyaların yanı sıra Suudi ortaklarla tartıştığı insan hakları dosyası olduğuna işaret eden Hala Gharit, “Ama aynı zamanda Sudan gibi birçok dosyada Suudi Arabistan’a teşekkür ediyoruz. Suudi Arabistan heyetiyle Cidde'de çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Yemen krizine siyasi çözüm

ABD'nin Yemen krizinde kendi ifadesiyle ‘Yemen halkının maruz kaldığı şiddetten uzakta’ Yemen-Yemen siyasi çözümünü destekleyen bir tutuma sahip olduğunu ifade eden Hala Gharit, ABD’nin Yemen Özel Tamsilcisi Tim Lenderking’in bölgede Suudi Arabistan, Umman ve birçok komşu ülke ile el ele çalıştığını belirtti.

ABD’li yetkili, sözlerine şöyle devam etti: “En nihayetinde bu krize Yemenliler tarafından bir çözüm bulunmalı. Siyasi ve diplomatik bir çözümü destekliyoruz. Şiddet çözüm olmadığı için Yemen halkının uzun süredir yaşadığı şiddet ve çatışma yeter. Tüm tarafları müzakere masasına dönmeye ve bu krize siyasi çözüm bulmaya çağırıyoruz.”

Bakanlık Bölge Sözcüsü, Husileri ‘Yemen halkını düşünmeye ve ülkede istikrarı sağlamak için şiddetten vazgeçmeye’ çağırdı.

Sudan’daki krizin çözünü için müzakerelerin yeniden başlaması umutları

Sudan dosyasında Suudi Arabistan ile koordinasyonun çok önemli olduğunu teyit eden Gharit, ilgili tüm tarafların halen Cidde'de olduğunu belirterek, “Müzakerelerin yeniden başlamasına dair umutlarımız var. ABD, Suudi Arabistan ve diğer taraflarla koordinasyon içinde her iki tarafa da yaptırım uygulama kararı aldı. Çünkü ne yazık ki ateşkese uymadılar ve baskı altına alınmaları gerekiyor. ABD için en önemli şey ateşkes. Sudanlı yetkililerle bu hedefe ulaşmak için Suudi Arabistan’la güçlü bir koordinasyon içinde çalışmaya devam ediyoruz” açıklamasında bulundu.

Ortadoğu’da ABD’nin kalıcı bir varlığı

ABD’nin Çin'in rolünün daha fazla artması pahasına bölgeden çekilmesi hakkında konuşmayı önemsiz bulan Gharit, ABD’nin bu konuda herhangi bir endişesinin bulunmadığını belirterek, “Bu konuda hiçbir korkumuz yok. Çin ile güçlü ilişkilerimiz var ve bazen rekabet oluyor. Tüm ülkelerin egemenliğine saygı duyuyoruz. Suudi Arabistan ile aramızdaki ilişkilere güveniyoruz” şeklinde konuştu.

ABD’li yetkili, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu noktada çok net olayım, ABD'nin bölgeden çekilmesi söz konusu değil, aksine ABD'nin Suudi Arabistan dahil bölgedeki tüm ülkelerle çok güçlü ilişkilere sahip. Bakan Blinken'in ziyareti bunu gösteriyor. ABD'nin bölgeden çekileceği düşüncesi doğru değil. Suudi Arabistan ve tüm Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilere bağlıyız.”

Terörizm ve radikalizm ile mücadele

Gharit, DEAŞ ile mücadelede Suudi Arabistan’ın rolüyle ilgili olarak ise şunlar söyledi:

“DEAŞ’ı yenilgiye uğratan bir koalisyonun parçası olduğu için Suudi Arabistan'a teşekkür ediyoruz. Bakan (Blinken) Suudi Arabistan’ı ziyaret ediyor. Bu koalisyon, sadece ABD ile Suudi Arabistan arasındaki çok önemli bir koordinasyon olmakla kalmıyor, bu koalisyonda 80'den fazla ülke yer alıyor. 30'dan fazla ülkein bakanlarının da katılacağı toplantıda terörle mücadele ve DEAŞ’ın geri dönüşü olmaksızın yenilgisi için en önemli şey koordinasyondur. Bu yüzden ABD Dışişleri Bakanı, Hazine Bakanı ve diğer bakanların yer aldığı büyük bir heyet oluşturuldu. Çünkü bu bizim için çok önemli ve bu alanda bizimle koordinasyon içinde olduğu için Suudi Arabistan'a teşekkür ediyoruz.”

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Gharit, Riyad'da yapılacak DMUK toplantısında Suriye ve Irak dosyalarının yanı sıra bu iki ülkede terörle mücadele için para toplanması, kurtarılan bölgelerde istikrarın sağlanması ve örgüt üyelerinin ve ailelerinin ülkelerine dönüşü konularının ele alınacağını söyledi.

Toplantıda ayrıca Afrika’ya ve Orta Asya'ya da odaklanılacağını aktaran Gharit, “DEAŞ’ı savaş sahasında yendiğimizi biliyoruz, ama ne yazık ki DEAŞ’ın ideolojisi sadece bölgede değil, tüm dünyada halen büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Afrika odaklı bir çalışma grubu var ve toplantıda Orta Asya'ya da odaklanılacağını biliyoruz” dedi.

Suriye ile normalleşme ve ortaklık ilişkileri

ABD'nin ‘kendi halkına karşı kimyasal silah kullanan’ Suriye rejimiyle her türlü normalleşmeye karşı olduğunu teyit eden Gharit, “Ancak bölgedeki ortaklarımızın bu rejimle doğrudan ilişki kurma niyetini de anlıyoruz. Çünkü sonuçta hedefimiz aynı; rejime baskı yapmak. Fakat bizim (Beşşar) Esed rejimine güvenimiz yok. Normalleşmenin çözüm olmadığını biliyoruz, aynı zamanda Suriye ile ilişkilerin yeniden tesis edilmesi konusunda müttefiklerimizle koordinasyon içinde çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Son olarak Lübnan'da cumhurbaşkanlığı makamının halen boş kalmasına değinen Gharit, ABD'nin Lübnan halkının yanında olduğunu ve onların geleceğine kendilerinin karar vereceğini belirterek, “ABD için Lübnan halkının yeni bir cumhurbaşkanı seçme şansına sahip olmasını istiyoruz” diye konuştu.



İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak Konferansı ılımlılığı teşvik ediyor ve mezhepçilik söylemini reddediyor

 İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak Konferansı’nın ikincisi, diyalogların tekrarını aşan bir etkinliğe doğru İslami yakınlığın boyutlarını güçlendirdi. (Rabıta)
İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak Konferansı’nın ikincisi, diyalogların tekrarını aşan bir etkinliğe doğru İslami yakınlığın boyutlarını güçlendirdi. (Rabıta)
TT

İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak Konferansı ılımlılığı teşvik ediyor ve mezhepçilik söylemini reddediyor

 İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak Konferansı’nın ikincisi, diyalogların tekrarını aşan bir etkinliğe doğru İslami yakınlığın boyutlarını güçlendirdi. (Rabıta)
İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak Konferansı’nın ikincisi, diyalogların tekrarını aşan bir etkinliğe doğru İslami yakınlığın boyutlarını güçlendirdi. (Rabıta)

İbrahim  el-Kureyşi

Suudi Arabistan'ın batısında yer alan Mekke'de, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in himayesinde ikincisi düzenlenen İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak Konferansı, ılımlılık yaklaşımını teşvik eden ve mezhepçilik söylemi ile uygulamalarını reddeden girişim ve projelerde kristalize olan sistematik bir çalışma tesis ederek, pratik programlar geliştirmek ve ortak zorluk ve tehlikeler karşısında pozisyonları birleştirmek için diyalogların tekrarlanmasının ötesine geçen bir etkinliğe doğru İslami yakınlığın boyutlarını güçlendirdi.

Dünya İslam Birliği (Rabıta) tarafından ‘Etkili Bir İslami Uyuma Doğru’ başlığı altında düzenlenen konferans, 90'dan fazla ülkeden tüm mezhep ve düşünce okullarından ümmetin kıdemli müftüleri ve alimlerinin katılımıyla dün üst üste ikinci gün devam etti. Konferans, İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak Belgesi’nin stratejik ve icra planının lansmanına, İslami Entelektüel Uzlaşma Ansiklopedisi'nin lansmanına ve İslam Fıkıh Akademisi'nin İslami Entelektüel Uzlaşma Ansiklopedisi için verdiği ödülün teslimine tanıklık etti.

Konferanstaki İslami çalışmalar, İslam ümmetinin kıdemli müftüleri ve alimlerinin katılımıyla dün üst üste ikinci gün devam etti. (Rabıta)Konferanstaki İslami çalışmalar, İslam ümmetinin kıdemli müftüleri ve alimlerinin katılımıyla dün üst üste ikinci gün devam etti. (Rabıta)

Konferansın ikinci gününde ‘İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak Belgesi’ne Göre İslam Mezhepleri Arasındaki Ortak Çalışma Alanları’ başlıklı üçüncü oturum, Kahire Üniversitesi eski rektörü Dr. Muhammed el-Haşt'ın moderatörlüğünde, İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak Belgesi’nin ümmetin çıkarlarını gerçekleştirmek için geliştirildiği eylem alanları, yardım çalışmaları, bilimsel iş birliği, eğitim, medya ve sosyal koordinasyon alanlarına, özellikle de ümmetin birliğini hedef alan ortak zorluklara ve tehlikelere karşı odaklanan oturumda konuşan çok sayıda şeyh ve entelektüelin katılımıyla gerçekleştirildi.

Doha Uluslararası Dinlerarası Diyalog Merkezi Başkanı Dr. İbrahim en-Nuaymi'nin moderatörlüğünde ve çok sayıda şeyh, düşünür ve entelektüelin katılımıyla gerçekleştirilen ‘Ümmetin Meseleleri ve Tutumların Koordinasyonu’ başlıklı dördüncü oturum, başta Filistin meselesi, Suriye'deki olumlu değişim, Sudan'daki durum ve Müslüman azınlıklar gerçeği olmak üzere bugün İslam ümmetinin karşı karşıya olduğu en önemli meselelere ve zorluklara ışık tuttu. Ümmetin alimleri ve liderleri arasında bu zorluklarla uyum ve iş birliği ruhu içinde yüzleşmek, mezhepsel çekişmelere karşı koymak, önemli konularda tek bir İslami sesi teşvik etmek ve sabiteleri, hakları ve kutsalları savunmak için çabaları koordine edecek etkili mekanizmalar oluşturmak üzerinde duruldu.

Konferans tüm mezhepler arasında İslami kardeşliği ve dayanışmayı teşvik etti. (Rabıta)Konferans tüm mezhepler arasında İslami kardeşliği ve dayanışmayı teşvik etti. (Rabıta)

‘İslam-İslam Diyaloğunun Yürüyüşü’ başlıklı beşinci oturumda, Irak eski Kültür Bakanı Dr. Hasan Nazım'ın moderatörlüğünde ve çok sayıda şeyhin katılımıyla, İslam-İslam diyaloğunun yürüyüşü ve İslam kardeşliği ve karşılıklı saygı ile çevrili şeffaflık garantileri yoluyla teşvik edilmesinin önemi gözden geçirildi.

Kapanış oturumunda Kraliyet Sarayı Danışmanı, Mescid-i Haram İmamı ve Vaizi Şeyh Dr. Salih bin Humeyd, el-Harameyn (Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi) İşleri Başkanı, Mescid-i Haram İmamı ve Vaizi Şeyh Dr. Abdurrahman Sudeys, Cidde Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi Genel Sekreteri Dr. Kutub Mustafa Sano ve İran Uzmanlar Meclisi Üyesi Ayetullah Şeyh Ahmed Meblaği sonuç bildirgesi okunmadan önce birer konuşma yaptılar.

Konferans tüm mezhepler arasında İslami kardeşlik ve dayanışmayı güçlendirdi. Konferans, geçen yıl Mekke'de düzenlenen ilk konferansta yayınlanan İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak başlıklı belgenin, çoklu programlara göre stratejik iş birliğinin daha geniş ufuklarını güçlendirmeye yönelik kazanımlarını yineledi. İslami çalışmalar ortak bir noktaya vardıktan sonra bu gelişme yaşandı. İslami çalışmalar, dayanışma ve iş birliklerine doğru daha geniş ufuklara doğru yürüyor. Kardeşlik arenasına ve yüksek İslam adabına yönelik geçmişteki endişeler aşıldı.

Konferansta farklılıkların üstesinden gelmenin ve daha geniş iş birliği ve dayanışma ufuklarına doğru ilerlemenin önemi vurgulandı. (Rabıta)Konferansta farklılıkların üstesinden gelmenin ve daha geniş iş birliği ve dayanışma ufuklarına doğru ilerlemenin önemi vurgulandı. (Rabıta)

İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak Konferansı’nın ilki ve kapsamlı belgesi İslam'ın bilgeliğini ve genişliğini somutlaştırdı. Bu belge, İslam ümmetinin iyiliği için farklı mezhep ve tarikatlara göre İslami ılımlılık yanlıları arasında eylem alanındaki tutum ve çabaların koordine edilmesi ve gerçek dinimizin imajına zarar veren aşırılık ve radikalizm yanlılarıyla mücadele edilmesinin temellerini attı.

Konferansın ilkinde 28 maddeden oluşan ve tüm mezhepler arasında hoşgörü ve birliğe odaklanan bir belge ortaya çıkmıştı. Katılımcılar, bu belgenin içeriğini yerine getirme ve yerleşik düzenlemeleri ve uluslararası yasaları ihlal etmeyecek şekilde bilimsel konseylerinde ve ulusal topluluklarında pekiştirmek için çalışma sözü vererek, tüm bilimsel organları, toplum figürlerini, ulusal kurumları bu belgeyi desteklemeye ve onaylamaya çağırdı.

Konferansta, geçen yılki ilk konferansta yayınlanan ‘İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak’ başlıklı belgenin kazanımları vurgulandı. (Rabıta)Konferansta, geçen yılki ilk konferansta yayınlanan ‘İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak’ başlıklı belgenin kazanımları vurgulandı. (Rabıta)

Suudi Arabistan'ın uluslararası konferansa ev sahipliği yapması, ümmeti kasıp kavuran mezhep ve tarikat komplekslerini fiilen aşmış eşsiz İslami liderliğinin bir göstergesidir. Suudi Arabistan'ın bu liderliği, sloganların, ihalelerin ve ticaretin ötesine geçerek, dürüst çalışma ve samimi bağışlarla dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların gerçekliği üzerinde somut bir etki yaratmaktadır. Suudi Arabistan, sahada Müslümanlar için en iyi sonuçları ve kazanımları elde etmede örnek olarak gösterilen küresel model haline gelmiş bir bilgeliğe sahiptir.

Suudi Arabistan, ümmetin İslami dayanışmasını güçlendirme, özellikle de mezhepsel çeşitlilikle ilgili dar kavramları aşma ve böylece ortak kıblenin ruhunda bir araya gelebilme yönündeki büyük arzusunu temsil eden İslami bir eyleme öncülük etmektedir. Konferansın ikincisinin başlatılması, ümmetin İslami dayanışmasını güçlendirme, özellikle de mezhepsel çeşitliliğe ilişkin dar kavramları aşma yönündeki büyük arzusunu temsil eden İslami bir eylemdir.

İslam Mezhepleri Arasında Köprüler Kurmak Konferansı’nın ikincisinin başlatılması, konferanstan sorumlu olanların, hedeflerine ulaşmak ve çıktılarının sahada uygulanmasını sağlamak amacıyla çalışmayı sürdürme konusundaki istekliliğinin açık bir göstergesidir.