Şarku’l Avsat’a konuşan Uluslararası Türk-Arap Diyaloğu Birliği Genel Sekreteri: Erdoğan’ın Körfez gezisi ciddi diyaloğu derinleştirmede yeni bir aşama oluşturacak

Kral Selman bin Abdulaziz ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir görüşmelerinde (Şarku’l Avsat)
Kral Selman bin Abdulaziz ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir görüşmelerinde (Şarku’l Avsat)
TT

Şarku’l Avsat’a konuşan Uluslararası Türk-Arap Diyaloğu Birliği Genel Sekreteri: Erdoğan’ın Körfez gezisi ciddi diyaloğu derinleştirmede yeni bir aşama oluşturacak

Kral Selman bin Abdulaziz ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir görüşmelerinde (Şarku’l Avsat)
Kral Selman bin Abdulaziz ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir görüşmelerinde (Şarku’l Avsat)

Uluslararası Türk-Arap Diyaloğu Birliği Genel Sekreteri Erşat Hürmüzlü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Körfez turunun, genel olarak Türk ve Arap halkları, özel olarak da Türkiye ve kardeş Arap Körfez ülkelerine hizmet etmeyi amaçlayan ciddi diyaloğu derinleştirmede yeni bir aşama oluşturacağını vurguladı.

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ortadoğu Başdanışmanı olan Hürmüzlü, “Körfez ülkeleri de dahil olmak üzere Arap bölgesi, Türkiye’nin tarihi, siyasi, sosyal ve kültürel derinliğidir. Dolayısıyla Türkiye ile bu ülkeler arasındaki iyi ilişkiler bölgenin ve aslında tüm insanlığın yararına olacaktır” dedi.

Hürmüzlü, Erdoğan’ın dün Suudi Arabistan’dan başlayan ve Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) de kapsayan Körfez turuna ilişkin Şarku’l Avsat’a özel açıklamalarda bulundu.

Bahsettiği ciddi diyalogun, ülkeler arasındaki sorun veya ihtilafları çözmenin en iyi yolu olduğuna vurgu yapan Hürmüzlü, “10 yıl önce iki taraf arasındaki diyaloğu derinleştirmek amacıyla kurulan ve çoğu Arap ülkesi ve Türkiye’den üyelerin yer aldığı Uluslararası Türk-Arap Diyaloğu Birliği’nde, kardeş halklar ile bölge ülkeleri arasında diyaloğun gerekliliğini her zaman vurguladık ve vurgulamaya devam edeceğiz” dedi.

grt
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bir önceki görüşmelerinde (Şarku’l Avsat)

Hürmüzlü bu bağlamda, öncelikle herhangi bir ülkenin iç işlerine karışmama ilkesine bağlı kalmanın, ayrıca Türk ve Arap halkları arasında, siyasi düzeyde olmasa da medya, parlamentolar, üniversiteler ve bölge halklarının çıkarları ile diyalog ve işbirliğine dayalı iyi ilişkilerin varlığıyla ilgilenen sivil kuruluşlar düzeyinde sürekli ve sürdürülebilir bir diyalog olmasının önemine dikkat çekti.

Türkiye’nin bölge ülkeleriyle ilişkileri geliştirmeye yönelik yeni hamlesinde motivasyonun, küresel değişimlerin yarattığı zorluklardan kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkin Hürmüzlü şunları söyledi;

“Türkiye ile Arap ülkelerini birbirine bağlayan diyalog, kardeşlik, tarih, din ve ortak kültürde her zaman var olan olumlu yönlerden daha küçük az olan zorlukların olduğunu her zaman söylerim. Bu ülkelerin her zaman bir arada, yan yana olması kaçınılmazdır ve biz de hep olacağız. Türkiye ile bölge ülkeleri arasında diyaloğu güçlendirmenin ve ilişkileri derinleştirmenin önemi konusunda ortak bir anlayış mevcuttur.”

Hürmüzlü, tüm taraflar arasında önce diyaloğu derinleştirmek ve bu ilişkinin içeriğini etkileyen olumsuzluklardan nesnel ve siyasi açıdan tamamen uzaklaşmak konusunda ciddi bir irade varsa, herhangi bir zorluğun ‘yaz bulutları’ gibi dağılabileceğini söyleyerek, “Erdoğan’ın Körfez ülkelerine yaptığı bu önemli gezinin sonuçlarını sabırsızlıkla bekliyoruz” diye ekledi.

sc
Uluslararası Türk-Arap Diyaloğu Birliği Genel Sekreteri Erşat Hürmüzlü

Hürmüzlü, bölge ve dünyada yaşanan gelişmelerin, Türkiye’yi son dönemde dış politikasını gözden geçirmeye sevk edip etmediği ve Körfez ülkeleri, Mısır ve Suriye ile de ilişkilerini normalleştirme eğilimine sokup sokmadığına ilişkin bir soruyu da yanıtladı.

Hürmüzlü, uluslararası siyaset ve dış ilişkilerdeki bu revizyonun, diyaloğun mantık olmasını ve tüm sorunların tartışılması ve çözülmesi için masaya getirilmesini dikte eden ilke ve değerlerin yanı sıra koşulların dayattığı ‘kaçınılmaz bir mesele’ olduğunu dile getirdi.

Mısır, Suriye ve bölgedeki çeşitli ülkelerin Türkiye’nin tarihi, kültürel, dini ve sosyal derinliğini oluşturduğunu, halkları arasındaki seçkin ilişkilerin her zaman var olması gerektiğini söyleyen Hürmüzlü, “Ülkeler arasında ihtilaflar varsa, politikacıların görevi bunları müzakere masasına getirerek bu ülkeler ve halklarının yararına en iyi şekilde çözmektir” dedi.

Hürmüzlü, Türk ve Arap halklarının dayanışma içinde olduğunu ve zaman zaman ortaya çıkan zorlukların ülkeleri arasındaki ilişkilere asla engel olamayacağından her zaman emin olduklarını da sözlerine ekledi.



Suudi Arabistan'dan Filistin'e 30 milyon dolarlık yardım

Filistin Maliye Bakanı Ömer el-Bitar dün Amman'da Muhammed Munes'le bir araya geldi. (Ürdün'deki Suudi Arabistan Büyükelçiliği)
Filistin Maliye Bakanı Ömer el-Bitar dün Amman'da Muhammed Munes'le bir araya geldi. (Ürdün'deki Suudi Arabistan Büyükelçiliği)
TT

Suudi Arabistan'dan Filistin'e 30 milyon dolarlık yardım

Filistin Maliye Bakanı Ömer el-Bitar dün Amman'da Muhammed Munes'le bir araya geldi. (Ürdün'deki Suudi Arabistan Büyükelçiliği)
Filistin Maliye Bakanı Ömer el-Bitar dün Amman'da Muhammed Munes'le bir araya geldi. (Ürdün'deki Suudi Arabistan Büyükelçiliği)

Filistin Maliye Bakanı Ömer el-Bitar dün Suudi Arabistan'dan, 2025 yılı için Filistin devletine devam eden desteğinin bir parçası olarak 30 milyon dolarlık bir mali ödeme aldı.

Ödeme, Ürdün'ün başkenti Amman'daki Suudi Arabistan Büyükelçiliği'nde Bakan el-Bitar ve Büyükelçilik Maslahatgüzarı Muhammed Munes arasında yapılan bir toplantı sırasında teslim edildi.

Filistin Maliye Bakanı, Suudi Arabistan'ın devam eden mali ve siyasi desteğinden övgüyle söz ederek, İsrail'in son politikaları ışığında Filistin devletinin içinde bulunduğu mali krizin hafifletilmesinde bu katkının önemini vurguladı.

tyuı8o9
Filistin Maliye Bakanı Ömer el-Bitar dün Amman'da Muhammed Munes'le bir araya geldi. (Ürdün'deki Suudi Arabistan Büyükelçiliği)

El-Bitar, Suudi Arabistan'ın Filistin'e ve halkına yönelik kararlı tutumunu ve Filistin'in meşru haklarına ve bağımsız devletinin kurulmasına verdiği desteği takdirle karşıladığını ifade etti. El-Bitar, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ile Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Selman'a Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Başbakan Muhammed Mustafa'nın selamlarını iletti.

Munes ise söz konusu ödemenin Suudi Arabistan'ın Filistin hükümetini destekleme ve mali yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlama arzusunun bir parçası olduğunu belirterek, bu yardımın Filistin halkının kararlılığını güçlendirmek ve ekonomik ve insani zorluklar karşısında çektiği acıları hafifletmek açısından önemine işaret etti.

Maslahatgüzar, Suudi Arabistan'ın Filistin devletine verdiği desteğin bir parçası olarak geçtiğimiz yıllarda insani yardım ve kalkınma yardımları da dahil olmak üzere yaklaşık 5,3 milyar dolar sağladığına dikkat çekerek, Filistin halkının haklarını destekleme konusundaki sarsılmaz kararlılığını vurguladı.