BAE'de yapılan bir ankete göre, Arap gençler Türkiye ve Çin'i güçlü bir müttefik olarak görüyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

BAE'de yapılan bir ankete göre, Arap gençler Türkiye ve Çin'i güçlü bir müttefik olarak görüyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli bir ajansın hazırladığı anket, Orta Doğu'daki gençlerin üçte ikisinden fazlasının, Türkiye ve Çin'i bölge için "güçlü veya bir dereceye kadar güçlü bir müttefik" olarak gördüğünü ortaya koydu.

BAE'de bulunan küresel iletişim ajansı Asda'a Bcw'nin, Arap ülkelerindeki 53 şehirde 3 bin 600 gençle yüz yüze görüşerek hazırladığı Arap Gençliği anketi, hızlı bir şekilde şekillenen çok kutuplu bir dünyada, bölgede yeni müttefiklerin oluştuğunu gösterdi.

Ankete göre, 18-24 yaşlarındaki Arap gençlerin yüzde 82'si Türkiye'yi "güçlü veya bir dereceye kadar güçlü bir müttefik" olarak görürken onu yüzde 80 ile Çin izledi.

ABD ise bu kategoride yüzde 72 ile 7'nci sıraya yerleşti ve Almanya (yüzde 78), Fransa (yüzde 74) ve Hindistan'ın (yüzde 73) gerisinde kaldı.

Arap dünyası içinde en güven verici müttefik kategorisinde ise Katar yüzde 90 ile ilk sıraya yerleşti. Onu yüzde 89 ile Mısır, yüzde 88 ile BAE, yüzde 86 ile Suudi Arabistan izledi.

- ABD hala bölgedeki en büyük güç

Anket ayrıca, bölgesel paydaşlar ortaya çıkmasına rağmen Arap gençliğinin hala ABD'yi bölgede en fazla güce sahip ülke olarak gördüğünü gösterdi. Ankete katılanların üçte biri, ABD'yi bölgede en büyük nüfuza sahip ülke olarak görürken onu yüzde 11 ile BAE, yüzde 10 ile Suudi Arabistan ve İsrail izledi.

Ayrıca ankete katılan Arap gençlerin yüzde 87'si, 2020'de Abraham Anlaşmaları'yla BAE, Bahreyn, Fas ve Sudan ile İsrail arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasını sağlayan ABD'yi "güçlü bir hasım veya bir dereceye kadar düşman" olarak niteledi.

- Arap gençler, ülkelerini terk ediyor

Göç konusunun da ele alındığı anketten çıkan sonuçlar Arap gençlerinin gittikçe artan bir şekilde kendilerini hükümetlerinden ve karar alma süreçlerinden yabancılaşmış hissettiklerini ve eğitim, istihdam ve enflasyon konusunda artan bir hayal kırıklığı yaşadıklarını ortaya koydu.

Anket, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki Arap gençlerinin yarısından fazlasının daha iyi bir yaşam için ülkelerini terk ettiğini, zengin Körfez ülkelerinde bile gençlerin üçte birinin yurtdışına çıkmayı düşündüğünü gösterdi.

Körfez'in nispeten daha yüksek ekonomik dinamizmine rağmen iş arayanların öncelikle Kanada, ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa'yı tercih ettiği kaydedildi.



Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

TT

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Katar'ın el-Udeyd Hava Üssü’ne yönelik füze saldırılarına rağmen Katar'ın İran ve İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varılması için yoğun çaba sarf ettiğini açıkladı.

Doha'yı ziyaret etmekte olan Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Al Sani şu ifadeleri kullandı: “Ateşkes konusuyla ilgili olarak Katar devleti, ateşkesin istikrarını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için Katar Emiri Şeyh Temim'in hem ABD tarafı hem de İran Cumhurbaşkanı ile gerçekleştirdiği temaslar aracılığıyla büyük çaba sarf etti… Bu sürecin başarısı nihayetinde ilgili tarafların iradesine ve kararlılığına bağlıdır.”

Al Sani, Katar Emiri'nin İran Cumhurbaşkanı ile yaptığı bir telefon görüşmesini de açıklayarak şunları söyledi: “Sayın Emir, İran Cumhurbaşkanı ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve bu görüşmede Katar'ın komşu bir ülke olarak her zaman bölgenin güvenlik ve istikrarını korumaya çalıştığını vurguladı.”

sdfrgt
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani (DPA)

Al Sani, “Durumu alevlendirmeyi amaçlayan tüm girişimlere rağmen Katar olayları akıllıca ele almaya devam edecektir” dedi.

Bununla birlikte, İran'ın Katar'a yönelik füze saldırısının ülkenin egemenliğinin ihlali olduğunu vurguladı. Al Sani, “Yaşananlar Katar devletinin egemenliğinin ihlalidir ve bu kabul edilemez; ülkenin güvenliğini ve egemenlik haklarını korumak için uluslararası hukuk ve kabul edilen sözleşmeler uyarınca gerekli hukuki ve siyasi tedbirler alınacaktır” şeklinde konuştu.

Al Sani, İran ile İsrail arasındaki ateşkesin önemini vurgulayarak, ABD ve İran'ı müzakere masasına geri dönmeye çağırdı. Al Sani, “Ateşkesin kararlaştırıldığı şekilde devam edeceğini umuyor ve Katar devletinin her zaman istediği kapsamlı bir diplomatik çözüme ulaşmak için ABD ve İran taraflarını müzakere masasına dönmeye çağırıyoruz” ifadesini kullandı.

Al Sani sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm tarafların çıkarlarını garanti altına alan adil bir anlaşma çerçevesinde, nükleer silahlardan arındırılmış, güvenli ve istikrarlı bir bölge için çalışmanın önemine inanıyoruz. İran'ın da komşu bir ülke olarak anlayış ve yapıcı bölgesel iş birliği çerçevesinde güvenlik, istikrar ve büyüme arzusunda olduğunu yineliyoruz.”

Al Sani, “Bölgedeki olayları her zaman sorumluluk ruhu ve bilgelik gözüyle ele almalıyız. İsrail'in bölgeye ve İran'a yönelik tekrarlanan saldırganlığı gerilimin daha da artmasına yol açmakta ve bölgedeki istikrarsızlık durumunu daha da kötüleştirmektedir. Bu düşmanca yaklaşımın devam etmesi bölgeyi daha karmaşık ve tehlikeli yollara sürüklemekte ve bölgesel barış ve güvenliği önemli ölçüde tehdit etmektedir” ifadelerini kullandı.

Katar'ın hava savunma sistemlerinin İran füzelerine karşı gösterdiği başarı konusunda ise Al Sani şunları söyledi: “Katar'ın bugün açıkça teyit ettiği mesaj, güvenliğini korumak, topraklarını ve halkını savunmak için tam kapasiteye sahip olduğudur. Katar Silahlı Kuvvetleri etkinliğini ve yüksek hazırlık düzeyini kanıtlamış ve herkese Katar devletinin kendisini, vatandaşlarını ve topraklarında yaşayanları tam güç ve yeterlilikle savunabileceği yönünde güçlü bir mesaj göndermiştir.”

Katar Silahlı Kuvvetleri’nin ‘söz konusu saldırıya karşı koymada kahramanca bir hareket’ sergilediğini ve düşman füzelerinin biri hariç hepsini durdurup düşürdüğünü belirten Al Sani, “Bu performans silahlı kuvvetlerimizin sahip olduğu yüksek hazırlık ve profesyonellik düzeyini yansıtmakta ve anavatanın güvenlik ve egemenliğini yetkinlikle koruma kabiliyetlerini teyit etmektedir” dedi.

Al Sani ayrıca, İsrail'in Lübnan topraklarına yönelik saldırılarını da kınayarak şunları söyledi: “İsrail'in ateşkesi sürekli ihlal etmesini ve Lübnan'ın egemenliğine yönelik saldırılarını açık ve kesin bir dille kınıyoruz… Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ni sorumluluklarını yerine getirmeye ve İsrail'in bölgenin istikrarını tehdit eden bu sorumsuz hareketlerini durdurmaya çağırıyoruz.”