Kuruluş öncesi ve sonrasında Kral Abdülaziz’in gıda güveliği konusundaki endişesi

Gelişmekte olan ülkedeki yerleşim ve tarım projeleri, Amerikalıları ve Fransızları heyecanlandırdı.

1950’de ürünlerini taşıyan Suudi çiftçiler. (George Washington Üniversitesi Kral Abdülaziz Araştırma ve Arşiv Vakfı)
1950’de ürünlerini taşıyan Suudi çiftçiler. (George Washington Üniversitesi Kral Abdülaziz Araştırma ve Arşiv Vakfı)
TT

Kuruluş öncesi ve sonrasında Kral Abdülaziz’in gıda güveliği konusundaki endişesi

1950’de ürünlerini taşıyan Suudi çiftçiler. (George Washington Üniversitesi Kral Abdülaziz Araştırma ve Arşiv Vakfı)
1950’de ürünlerini taşıyan Suudi çiftçiler. (George Washington Üniversitesi Kral Abdülaziz Araştırma ve Arşiv Vakfı)

Gıda güvenliğini sağlamak, babalarımızın ve dedelerimizin krallığını yeniden kurma yolculuğundan bu yana Kral Abdülaziz bin Abdurrahman’ın (Allah rahmet eylesin) başlıca endişelerindendi. Kurucu Kral, birleşip büyük varlığı (Suudi Arabistan Krallığı) kurduğunda, güvenliği yaymanın, yeni ortaya çıkan devlet için idari düzenlemeleri onaylamanın, eğitimi yaymanın, tedavi için acil bir sağlık sistemine kavuşmanın, ölümlere neden olan salgın ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmenin yanı sıra gıda güvenliğini de öncelikleri arasına koydu.

Araştırmacı, tarihçi ve Kral Abdülaziz’in tarihiyle ilgilenen Dalal bint Zayed Al Maadi, Şarku’l Avsat’a tarım alanının ötesine geçen, kalkınmaya, sosyal, politik, iç ve dış güvenlik hedeflerine yönelik dikkat çekici ve verimli projelerle Kral Abdülaziz’in halkın gıda güvenliğini sağlamak için gösterdiği çabaları belgeledi.

Çölde yerleşim, tarımsal örtülü bir sosyal reform olarak sayılıyor. Al Maadi, Kral Abdülaziz’in hayatının başlangıcında ve İkinci Suudi Devleti’nin sonunda, babasından, büyükanne ve büyükbabasından Birinci Suudi Devleti hakkında sosyal reformun önemini fark ettiğini belirtti. Aktardığına göre Kral Abdülaziz, bilgeliğine dayanarak, hayatları istikrarsızlıkla karakterize edilen ve koşulları ganimetlere bağlı olan göçebe kavimleri yerlerinde seyretti.

Bu bağlamda Kral Abdülaziz, kıl ve yün yerine ‘Hicr’ adı verilen, çamurdan yapılmış yerler oluşturarak çöle yerleşme kararı aldı. Kral Abdülaziz, tembelliğe yol açacak veya yeniden yerleşim projesinin kurulmasının işaretlerini istikrarsızlaştıracak her türlü adımla yüzleşmeye gayret etti. Okul kurma girişiminde bulunduğunda okullarda çok sayıda fakih görevlendirildi, onlara fon sağlandı, halka arpa ve buğday tohumları dağıtıldı.

Fransız yazar J. Benoist Mechin, bu konuya merakla yaklaşırken, “Ülkenin büyük bir kısmı çöl iken, bir ülkenin gücünün ve güvenliğinin tarıma dayanması garip değil mi? Onu sulayacak bir nehir yok ve yılda sadece yedi santimetre yağmur almıyor mu?” diye sormuştu.

Al Maadi şunları söyledi:

“Kral Abdülaziz’in çabaları Hicr’in kuruluşundan sonra da devam etti. Dikkatini çiftçilere hizmet etmeye ve onların koşullarını iyileştirmeye odakladı. 4/4/1347 H. (20/9/1928 M.) tarihinde çiftçilere referans olmak, onların ihtiyaçlarını karşılamak ve aralarında çıkabilecek anlaşmazlıkları çözmek amacıyla Medine’de bir ziraat dairesi kurulmasına dair kraliyet onayı çıkarıldı.”

Başkan olarak Şeyh Abbas Kamkamci, üye olarak Şeyh Salih Şaklabha ve diğerlerinden oluşuyordu. H. 1350/ M. 1931 yılında yeniden teşkilatlandırılarak ve üye sayısı artırılarak daire, Ziraat Müdürü denilen bir başkan ve dönemin Medine Prensi Muhammed bin Abdulaziz Al Suud’a bağlı kıdemli çiftçilerden oluşan dört fahri üye içeriyordu.

Tarım işlerinde erken bakım

Araştırmacı sözlerine şöyle devam etti:

“Daha sonra H. 1351/ M. 1932 yılında Abdullah Süleyman başkanlığındaki Maliye Bakanlığı, tarım makine ve ekipmanlarının ithalatının ve ilerleyen yıllarda bunları taksitle çiftçilere satmanın yanı sıra, örnek çiftliklerin kurulmasıyla ilgili görevleri denetleyerek tarımsal işlerle ilgilendi. Bu adım, ülkedeki tarım hareketini teşvik etmek açısından olumlu bir ivmeydi.”

H. 1358/ M. 1939 yılında Temsilciler Meclisi’nde, çiftçilerin borçlarının ödenmesi ve koşullarının iyileştirilmesi için çalışacak, Maliye Bakanlığı çatısı altında bir tarım idaresi kurulmasının gerekliliği görüşüldü. Ancak teklif, mevcut zamanın böyle bir projenin uygulanmasına elverişli olmaması nedeniyle birkaç görüşmeden sonra reddedildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Kraliyet çabalarına uygun olarak hükümet, Maliye Bakanlığı’nın her kabilenin tarımsal mülklerini tescil ettirme talebini onayladı ve her bölgede çiftliklerin yönetimiyle görevlendirilen bir organ görevlendirildi. Bu organ, emirlikten bir üye, belediye veya belediye meclisinden bir üye ya da belediyesi olmayan bölgelerde idari konseyden bir üye, maliyeden bir üye, emniyetten bir üye ve mahkemeden bir üyeden oluşuyordu. Böylece her heyet çalışmasını bitirdiğinde bile, varsa arazinin adı, sınırları, yeri, sahibinin adı, varsa mülkün kontrolünü ele geçirmek için yapılan iddianın tarihi hakkında kapsamlı bilgi veriyordu.

Çiftçilere hizmet veren tarım organları kurulmaya devam etti. H. 1361/ M. 1942 yılında kralın çuval buğdayla temsil edilen yardımını bölüşmek üzere bir komite oluşturuldu ve toplam mali miktar, her çuval buğday için 30 riyal oldu.

H. 1367/ M. 1948 yılında Kral Abdülaziz, tarımın gelişimini denetleyecek ilk organ olarak Tarım Müdürlüğü’nün kurulması emrini verdi. Bunu yöneten ilk kişi, Maliye Bakanı Abdullah Süleyman’ın gözetiminde Muhammed Salih Kazaz oldu.

Devlet destekli özel tarım şirketleri

Al Maadi konuya dair şunları söyledi:

“Suudi halkı da başta H. 1348/ M. 1929’da Taif şehrinde kurulan Hayırsever Tarım Şirketi olmak üzere Suudi hükümetinden büyük destek alan tarım şirketlerinin oluşumuna aktif olarak katkıda bulundu. Taif’teki çiftçileri teşvik etmek için Taif Valisi Prens Faysal, su kaldırma makineleri getirip Şubra kuyusuna yerleştirme girişiminde bulundu.”

Prens Faysal, bu çalışmayla halkın bu durumu iyi izleyip, onları cesaretlendirmeye çalıştı ve böylece halkın o işi taklit etme isteği oluştu. Bu tarım makineleri, Vadi Fatıma çiftçilerinin birçok tarım makinesi getiren bir tarım şirketi kurmasına kadar, halk arasında tarımın canlanmasına katkıda bulundu.

Fotoğraf Altı: Taif’teki tarım hayır kurumu, Hicaz ve Necid Krallığı döneminde tarım şirketlerinin kurulmasına yönelik bir modeldi.
Taif’teki tarım hayır kurumu, Hicaz ve Necid Krallığı döneminde tarım şirketlerinin kurulmasına yönelik bir modeldi.

Tarım şirketlerinin kurulması ve devlet desteğinin devamında, tarım arazilerini canlandırmak ve buralarda kuyu açmak amacıyla bir tarım anonim şirketi olan Al-Wajh Şirketi kuruldu. Şirket, Vecih halkının isteği üzerine Şura Konseyi’nin 8/5/1350 H./ 16/12/1931 M. tarihli ve 510 sayılı kararı ile oluşturuldu.

H. 1352/ M. 1933 yılında Suudi hükümeti, Şeyh Muhammed Surur es-Sabban’ın Hicaz’ın ihracatını birleştirmeyi ve bunların yönetimi ve yeniden canlandırılması üzerinde çalışmayı amaçlayan bir tarım şirketi kurma talebini kabul etti. Hisse sayısı başlangıçta bin adetti ve her birinin fiyatı 5 riyaldi. H. 1355/ M. 1936 yıllında Medine’de artezyen kuyularının kazılmasına başlanması ve yavaş yavaş modern makine ve aletlerin sağlanması amacıyla özel bir şirket kuruldu. Bu şirket, hükümet tarafından onaylanmış, 26 maddeden oluşan özel bir sistem geliştirmiştir. Şirketin toplam hisse sayısı bin 500 olup, her hissenin değeri peşin ödenmiş 2 riyaldi.

Tarım şirketlerinin başarısı sonucunda Krallık’ta, H. 1368/ M. 1948 yılında Abdullah bin Muhammed bin Suveylem’in başkanlığını yaptığı ve geniş tarım arazilerinin yatırımı için çalışan Al-Bukayriyah Şirketi gibi bir başka şirket daha kuruldu. Bu şirket, Maliye Bakanı Abdullah Süleyman’ın övgüsünü kazanınca refah yolundaki adımlarını hızlandırdı. En önemli başarılarından biri de kuyulardan su çekmek için 30’dan fazla makine ithal etmesi ve bunların el-Badai ve el-Bukayriyah kuyularına kurulmasıydı.

Uluslararası El-Harc Tarım Projesi

El-Harc Tarım Projesi, tarım ürünlerini güvence altına almak ve gelişmekte olan ülkelerdeki kalkınma projelerine kapı açmak amacıyla Suudi Arabistan’da düzenlenen önemli bir faaliyet sayılıyor. Bununla ilgili olarak araştırmacı Al Maadi, Kral Abdülaziz’in ürünlerine güvenmek ve yurt dışından ithalatı azaltmak için el-Harc’da tarım projesi kurma fikrini idari adımlarla başlattığına dikkat çekti.

Konuyla ilgili olarak Ahmed Abdul Gafur Attar şu açıklamada bulundu:

 “El-Harc, Kral Abdülaziz’in İbn Süleyman’a sunduğu bir fikirdi ve onu bunu uygulamakla görevlendirdi. İbn Süleyman, onu kralın mührüyle mühürledi, açtı, fikri iyice inceledi. Daha sonra yerleşik öğretilerin rehberliğinde onu hayata geçirmek için çalıştı. Kral, İbn Süleyman’a olan güveninden dolayı onu, H. 1354/ M. 1936 yılında el-Harc’ı geliştirme fikrini hayata geçirmekle sorumlu tuttu. Tarımla ilgili ilk denemeler H. 1358/ M. 1939 yılında başladı. Toplam 30 beygir gücündeki ilk iki küçük pompa, kaburga gözüne yerleştirildi.”

Fotoğraf Altı: M. 1950 yılında Suudi uzman ve tercüman Abdurrahman bin Kasım’ın yetkinliğinde, el-Harc’daki Hafş Dagra çiftliğinin denetçisi sertifikası verildi.
MS. 1950 yılında Suudi uzman ve tercüman Abdurrahman bin Kasım’ın yetkinliğinde, el-Harc’daki Hafş Dagra çiftliğinin denetçisi sertifikası verildi.

Araştırmacı Al Maadi, el-Harc tarım projesinin genel olarak Suudi Arabistan Krallığı’ndaki etkisi hakkında bunun, Krallık’taki kalkınma projelerine kapı açıcı olduğunu belirtti. Bu aynı zamanda Tarım Bakanı ve Tarımsal Proje Direktörü Kenneth Edwards’ın Washington’da projede elde edilen başarılar hakkında yaptığı konuşmadaki sözleriyle de ortaya koyuldu.

El-Harc Tarım Projesi ayrıca, yönetim ve tarımı birleştiren yetkinliklerin yaratılmasına da katkıda bulundu. Proje aynı zamanda, ithal edilenin iki katı tarımsal üretim elde edilmesini sağladı. Bu durum, büyük taşıma araçlarıyla çevredeki bölgelere tedarikte en büyük etkiye sahip olan tarımsal ürünlerin yetiştirilmesinin genişlemesine katkıda bulundu.

Ayrıca proje, el-Harc’ın güneybatısında yer alan ve 700 hektarı aşmayan bir alana sahip olan Kafs Dagra projesi ve ayrıca H. 1369/ M. 1949’da ortaya koyulan el-Hofuf tarım projesi gibi proje fikrinin takip edilmesi açısından da ilgi uyandırdı. Ticari gübre kullanmak için bol hurma mahsulü elde etmek, eski ve modern yerel çiftçilerin topraklarını sürmek için sabanlarla deneyler yapmak ve Hofuf’ta bir tarım enstitüsü kurmak için çalışmak gibi çeşitli denemeler başarılı oldu.

Araştırmacı, projenin Suudi ve ABD hükümetleri arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde önemli bir rol oynadığına dikkat çekti. Öyle ki tarımsal proje, projenin siyasi öneme sahip olması nedeniyle iki ülke arasındaki işbirliğinin bir örneği haline geldi. Aynı zamanda güvenlik ve refahın tesisine de katkıda bulundu. Krallık halkına yiyecek sağladı. Ayrıca Krallık’ta modern bir kalkınma başlangıcı için çeşitli işçilerin eğitilmesine de katkıda bulundu. H. 1370/ M. 1950’de tarım ve hayvancılık üretimi, değerinin işçilik maliyetlerini aştığı noktaya ulaştı. Kenneth Edwards’ın da belirttiği gibi el-Harc çalışanları, dış yardımdan zamanında vazgeçmeye hazırlık amacıyla Suudileri yeni makineleri kullanma konusunda eğitmeye başladı.

El-Harc Tarım Projesi, artan talebin bir sonucu olarak kurulan Barnes Manufacturing’e bağlı bir acente kurarak, pompa ve motorlarının onarımı konusunda eğitim alıp iş fırsatları da elde etti. 65 adet pompa kurulumu yaparak ve kullanıcılarına rehberlik ederek katkı sağladı. Kalitesiyle Suudi hükümetinin memnuniyetini kazandı. Bu da Suudi Arabistan’ın 750 pompa daha sipariş etmesine vesile oldu.

Araştırmacı, el-Harc tarım projesinin H. 19/1/1372’de Riyad’da demiryolunun açılmasına katkıda bulunduğunu vurguladı. Araştırmacıya göre bu durum, daha sonra çöl yollarını canlandırması ve çevre köylerde modern bir tarım kalkınması oluşturması ümidiyle Kral Suud’u Riya, Dammam, Medine, Cidde ve Mekke’yi birbirine bağlayan demiryolu projesinin tamamlanmasının hızlandırılmasının gerekliliği konusunda emirler vermeye teşvik etti.

Ürünleri için örnek çiftlikler ve fabrikalar

Al Maadi, tarım projesinin Maliye Bakanı’nın Mekke ve Cidde arasındaki Hada’da bulunan çiftlik gibi çeşitli sebzelerin üretimiyle öne çıkan çiftlikler kurmaya çalıştığını belirtti. Söz konusu çiftlikte, Al-Shara’i’deki domates suyu fabrikasına sevk edilen domateslerin bir kısmı Mekke ve Cidde’deki pazara, bir kısmı da Cidde’deki yabancı topluluğa dağıtılıyordu. Aynı şekilde bamya, karnabahar ve patlıcan da buradan alınıp pazarda satılıyordu. Çiftlik aynı zamanda, hayvanlara yem olarak kullanılan bol miktarda yonca üretimiyle de öne çıktı. Bu nedenle çiftlikteki keçi sayısı arttı. Bu da bir kısmının satılmak üzere Mekke’ye gönderilmesini sağladı.

Süt inekleri ve yeni doğmuş buzağılara gelince bunlar, her biri 5 galon kapasiteli 4 bin 803 teneke kaplarla Mekke’ye nakledilenler gibi, et ve peynir üretimi için kullanılıyordu. Çiftlikteki işçi sayısı 75 kişiye ulaşırken müdürlük, birçok tarım işinde kullanılmak üzere tüm aksesuarlarıyla birlikte traktör bile ithal etti. Maliye Bakanı ise bunu çiftliğinde kullanmakta hızlı davrandı.

Ayrıca Hamad Süleyman’ın suyun araziye uygun bir şekilde dağıtılacağı, arazinin içine sıkışan çakıl, taş ve kemiklerin temizleneceği, tarım yöntemlerine aşina çiftçilerin ve gurbetçilerin getirileceği, tohum, fide, çelik, pulluk ve su vinci gibi modern tarım makinelerinin sağlanacağı bir teknik planlayarak buranın örnek bir çiftlik haline getirilmesine katkıda bulunduğu Mekke-i Mükerreme’deki Al-Shara'i çiftliği de yıllar içerisinde örnek bir çiftlik haline geldi. Ülkeye hurma, buğday, sebze ve meyve sağladı. Bu çiftlikteki çalışmalar, Süleyman kontrolünde yürütüldü.



Hac ve Umre deneyimini geliştirmeye yönelik uzun vadeli strateji ve yenilikçi teknik hizmetler

Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Hac ve Umre Konferansı'nın açılış oturumundan (Hac ve Umre Konferansı Medya Merkezi)
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Hac ve Umre Konferansı'nın açılış oturumundan (Hac ve Umre Konferansı Medya Merkezi)
TT

Hac ve Umre deneyimini geliştirmeye yönelik uzun vadeli strateji ve yenilikçi teknik hizmetler

Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Hac ve Umre Konferansı'nın açılış oturumundan (Hac ve Umre Konferansı Medya Merkezi)
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Hac ve Umre Konferansı'nın açılış oturumundan (Hac ve Umre Konferansı Medya Merkezi)

Cidde'de dördüncüsü düzenlenen Hac ve Umre Konferansı’nın açılış oturumunda Suudi Arabistan'ın hacılara, umrecilere ve ziyaretçilere sunulan hizmetleri geliştirme ve iyileştirme çabaları gözden geçirildi.

Oturuma Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Dr. Tevfik er-Rabia, Ulaştırma ve Lojistik Bakanı Mühendis Salih el-Casir, Medine Belediye Başkanı Mühendis Fahd el-Buleheyşi ve Mekke ve Kutsal Mekanlar Kraliyet Komisyonu CEO'su Mühendis Salih er-Reşid katıldı.

Hizmetler ve yenilikler

Dr. Tevfik er-Rabia, Suudi Arabistan'ın Hac ve Umre hizmetlerini geliştirmek için 2040 yılına kadar uzanan uzun vadeli bir stratejiye olan bağlılığını vurguladı. Bir sonraki sezon için hazırlıkların, Yüksek Hac Komitesi'nin gözetimi altında Hac Projeleri Departmanı aracılığıyla 50 devlet kurumuyla iş birliği içinde performansın değerlendirilmesi ve iyileştirme fırsatlarının belirlenmesi yoluyla mevcut sezonun bitiminden hemen sonra başladığını açıkladı.

Hacıların deneyimlerini iyileştirmek için güvenlik ve konfor sağlayan teknik uygulamalar ve gelişmiş lojistik tesisler de dahil olmak üzere yeni hizmetlerin ve yeniliklerin başlatıldığına işaret eden er-Rabia, ziyaretçilerin memnuniyetlerinin her yıl artacağına dair iyimserliğini dile getirdi. Er-Rabia, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030'a ulaşma ve önde gelen bir İslami destinasyon olarak konumunu geliştirme konusundaki kararlılığını vurguladı.

Er-Rabia, hac sezonu boyunca hacılara hizmet sunulmasını kolaylaştıran, kişisel ve sağlık verileri ile ikamet ettiği yer de dahil olmak üzere hacı hakkında kapsamlı bilgiler içeren Nusuk elektronik kartının piyasaya sürüldüğünü duyurdu. Kartın, hacıların yerlerini kolaylıkla tespit edebilmeleri sayesinde hacılar arasındaki kayıp vakalarının azalmasına yardımcı olduğunu, ayrıca hacılara sağlık ve güvenlik hizmetleri sağladığını ve kutsal mekanlara girişlerin organize edilmesine yardımcı olarak ihlallerin azaltılmasına katkıda bulunduğunu belirtti.

Er-Rabia, Nusuk uygulamasının sadece Hac ve Umre sezonlarında kullanılan bir uygulama değil, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar için kapsamlı bir araç olmayı hedeflediğini ve birçok hizmet sunduğunu açıkladı.

Entegre format

Mühendis Salih el-Casir, Suudi Arabistan'daki taşımacılık ve lojistik sisteminin kara, demiryolu, deniz, hava, lojistik ve posta taşımacılığı da dahil olmak üzere bileşenleri arasında entegre bir formatla çalıştığını vurguladı. El-Casir, Suudi Arabistan liderliğinin direktifleri doğrultusunda, taşımacılık ve lojistik sisteminin, hacıların ve umrecilerin yolculuklarını kolaylaştırmaya katkıda bulunan kapsamlı ve seçkin hizmetler sağlamak için kullanıldığını ifade etti.

El-Casir, bu hizmetlerin entegrasyonunun sadece ulaşım araçlarıyla sınırlı olmadığını, Hac, İçişleri, Sağlık Bakanlıkları ve diğer ilgili taraflarla koordinasyonu da içerdiğini belirtti. Bu çabaların bir parçası olarak, hacıların ve umrecilerin her yıl genel deneyimlerinin iyileştirilmesine katkıda bulunan gelişmiş ve tutarlı hizmetlerin sunulmasını sağlamak için kaynakların yoğunlaştırıldığını ve sürekli olarak kullanıldığını ifade etti.

Kentsel gelişim

Mühendis Fahd el-Buleheyşi ise Hac ile bağlantılı tarihi ve manevi mirasıyla Medine’nin, hac ve umre ziyaretçilerine yönelik hizmetler sisteminin önemli bir parçası olduğunu söyledi. Son 10 yılda yüzde 140'lık bir artışla 2024 yılında ziyaretçi sayısında 18 milyonun üzerinde kayda değer bir artışa tanık olunduğunu ve 2019'da iki gün olan kalış süresinin 2023'te 10 günün üzerine çıktığını, bunun da şehrin gelişimini ve hizmetlerinin iyileştirilmesini yansıttığını vurguladı.

Kentte ulusal mirasın bir parçası olarak tescil edilmiş 2 binden fazla tarihi alan bulunduğunu belirten el-Buleheyşi, bunlardan ilk 100'ünün geliştirilmesi için çalışmaların sürdüğünü ve 45 alanın halihazırda aktif hale getirildiğini söyledi. El-Buleheyşi, aktivasyon sürecinin, alanların tamamen restore edilmesini, ziyarete hazırlanmasını ve önemleri konusunda farkındalık yaratılmasını içerdiğini, bunun da şehrin hacılar ve umreciler için önemli bir yer olarak değerini artırdığını kaydetti.

Kayda değer ilerleme

Mühendis Salih er-Reşid ise büyük bir kutsallığa sahip olan Mekke'nin geliştirilmesi sürecinde karşılaşılan zorluklardan bahsetti. Buna rağmen Suudi Arabistan'ın Mekke'deki altyapı ve kamu tesislerinin geliştirilmesinde kayda değer bir ilerleme kaydetmeyi başardığını ve Mekke'de çeşitli projeler geliştirmenin yanı sıra, kutsal mekânlardaki ulaşım hareketini iyileştirmek ve düzenlemek için çalıştığını belirtti.

Akıllı hareketlilik

Suudi Arabistan'ın Mekke’de gelişmiş ve farklı bir ulaşım sağlama çabalarının parçası olarak, ziyaretçiler için ulaşım deneyimini iyileştirmeyi amaçlayan, gelişmiş taksiler ve elektrikli mobilite teknolojilerinin kullanımı gibi akıllı ulaşım hizmetleri de dahil olmak üzere, sıkışıklığın azaltılmasına ve daha konforlu ve sorunsuz ulaşım araçları sağlanmasına katkıda bulunan, artan sayıda hacı ve umrecinin ihtiyaçlarını karşılayan güvenli ve etkili bir deneyim sağlayan yeni girişimler duyuruldu.

Oturumun sonunda katılımcılar, Mekke ve Medine'nin geliştirilmesine yönelik tüm çabaların, hacılara sunulan hizmetlerin kalitesini artırmayı, Hac ve Umre deneyimini daha konforlu ve güvenli hale getirmeyi amaçlayan ve ülkenin hacılara hizmet etme taahhüdünü yansıtan 2030 Vizyonu çerçevesinde gerçekleştiğini vurguladılar.

Hac ve Umre Bakanlığı, 2030 Vizyonu programlarından biri olan ‘Rahman’ın Misafirlerine Hizmet’ programıyla ortaklaşa olarak 13-16 Ocak tarihleri arasında Cidde Superdome'da ‘Hac Yolculuğu’ temalı bir konferans düzenliyor.

Konferans, hizmetlerde yenilik ve sürekli gelişim sağlayarak ülkenin hacılara hizmet veren küresel bir destinasyon olarak konumunu güçlendirmeyi amaçlıyor ve Suudi Arabistan’ın İslam'a ve Müslümanlara hizmette öncü rolünü sürdürme kararlılığını yineliyor.