Suudi Arabistan’da gözler Gazze konulu ortak Arap-İslam zirvesinde

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah Riyad’daki zirve hazırlık toplantısına başkanlık etti ( SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah Riyad’daki zirve hazırlık toplantısına başkanlık etti ( SPA)
TT

Suudi Arabistan’da gözler Gazze konulu ortak Arap-İslam zirvesinde

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah Riyad’daki zirve hazırlık toplantısına başkanlık etti ( SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah Riyad’daki zirve hazırlık toplantısına başkanlık etti ( SPA)

Suudi Arabistan, Gazze'de savaş devam ederken bugün Riyad'da ‘olağanüstü bir ortak Arap-İslam zirvesine’ ev sahipliği yapacak.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, bugün yapılması planlanan Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvelerinin olağanüstü Arap-İslam zirvesi olarak düzenlenmesine karar verildiğini ve bu  kararın, Gazze ve Filistin topraklarının tanık olduğu benzeri görülmemiş gelişmelere karşı ortak bir tutum sergilemenin ve Arap ve İslam ülkelerinin iradesini ortaya koymanın gerekliliğine binaen gerçekleşeceği aktarıldı.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının tartışılacağı olağanüstü zirvede, uluslararası norm ve yasalara ve ortak insani ilkelere uygun olarak askeri operasyonların derhal durdurulması, sivillerin korunması, rehinelerin ve mahkumların serbest bırakılması, Filistin halkının zorla yerinden edilmesini durdurmayı amaçlayan bir karar çıkması bekleniyor.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi'nin zirveye hazırlık toplantısına başkanlık ederken, toplantıda gündem ve nihai taslak tartışıldı.



Suudi Arabistan’dan Netanyahu'nun Filistinlilerin yerlerinden edilmesine ilişkin açıklamalarına ret

Savaş sırasında güneye göç etmek zorunda kalan ve Gazze'nin kuzeyindeki evlerine doğru dönüşe geçen Filistinliler (Reuters)
Savaş sırasında güneye göç etmek zorunda kalan ve Gazze'nin kuzeyindeki evlerine doğru dönüşe geçen Filistinliler (Reuters)
TT

Suudi Arabistan’dan Netanyahu'nun Filistinlilerin yerlerinden edilmesine ilişkin açıklamalarına ret

Savaş sırasında güneye göç etmek zorunda kalan ve Gazze'nin kuzeyindeki evlerine doğru dönüşe geçen Filistinliler (Reuters)
Savaş sırasında güneye göç etmek zorunda kalan ve Gazze'nin kuzeyindeki evlerine doğru dönüşe geçen Filistinliler (Reuters)

Suudi Arabistan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Filistinlilerin topraklarından sürülmesine ilişkin açıklamalarını ‘kategorik olarak reddettiğini’ vurguladı. Netanyahu'nun Filistin halkının topraklarından sürülmesine ilişkin açıklamalarını kınayan Suudi Arabistan, bu açıklamaların ihbar edilmesini ve tamamen reddedilmesini takdirle karşıladı. Suudi Arabistan ayrıca bu aşırılık yanlısı işgalci zihniyetin, Filistin topraklarının kardeş Filistin halkı için ne anlama geldiğini ve bu topraklarla olan duygusal, tarihi ve hukuki bağlarını anlamadığının altını çizdi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Netanyahu'nun Filistin halkının topraklarından sürülmesine ilişkin açıklamalarının kınanması, ihbar edilmesi ve tamamen reddedilmesinin takdirle karşılandığını ifade edildi. Suudi Arabistan ayrıca Filistin davasının Arap ve İslam ülkeleri için merkezi önemini vurgulayan bu tutumlara takdirlerini ifade etti.

Bakanlığın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Suudi Arabistan, işgalci İsrail’in Gazze'deki Filistinli kardeşlerimize karşı işlediği, etnik temizlik de dahil olmak üzere, art arda işlenen suçlardan dikkatleri başka yöne çekmeyi amaçlayan bu tür açıklamaları kategorik olarak reddettiğini vurgulamıştı.”

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, ‘bu aşırılık yanlısı ve işgalci zihniyetin, Filistin topraklarının kardeş Filistin halkı için ne anlama geldiğini ve bu topraklarla olan duygusal, tarihi ve hukuki bağlarını anlamadığını, Filistin halkının yaşamayı hak ettiğini düşünmediğini, Gazze Şeridi'ni tamamen yok ettiğini, en ufak bir insanlık ve ahlaki sorumluluk duygusu taşımadan çoğu çocuk ve kadın 160 binden fazla insanı öldürdüğünü ve yaraladığını’ belirtti.

Kardeş Filistin halkının kendi toprakları üzerinde hak sahibi olduğunu ve acımasız işgalci İsrail tarafından istenildiği zaman kovulabilecek yabancılar ya da mülteciler olmadığını vurgulayan açıklamada, “Barış içinde bir arada yaşamayı ve Arap ülkelerinin kabul ettiği barış girişimlerini reddederek, 75 yılı aşkın bir süredir Filistin halkına karşı hak, adalet, hukuk ve kendi topraklarında onurlu bir şekilde yaşama hakkı da dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler (BM) Şartında yer alan değerleri gözetmeksizin sistematik olarak adaletsizlik uygulayarak İsrail'in barışı kabul etmesini engelleyenler bu aşırılık yanlısı fikirlerin sahipleridir” denildi.

Açıklamada ayrıca, kardeş Filistin halkının haklarının sağlam bir şekilde tesis edilmeye devam edeceği ve ne kadar uzun sürerse sürsün kimsenin bu hakları ellerinden alamayacağı, kalıcı barışın ancak akl-ı selim bir tutum ile ve iki devletli çözüm yoluyla barış içinde bir arada yaşama ilkesini kabul ederek sağlanabileceği vurgulandı.

Öte yandan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun açıklamalarını en sert ifadelerle kınadı. Budeyvi, ‘tehlikeli ve sorumsuzca’ dediği açıklamaların, işgalci İsrail güçlerinin uluslararası hukuka, BM ilkelerine, anlaşmalarına ve devletlerin egemenliğine yönelik saygısız yaklaşımının bir göstergesi olduğunu söyledi.

Suudi Arabistan ve KİK üyesi ülkelerin Filistin halkının meşru haklarını geri kazanmasını destekleyen kararlı ve tutarlı tutumunun altını çizen KİK Genel Sekreteri Budeyvi, söz konusu ülkelerin bölgesel ve uluslararası forumlarda Filistin davasını, yani iki devletli çözümün gerekliliğini, Haziran 1967'den bu yana işgal altındaki tüm Filistin toprakları üzerinde Filistin halkının egemenliğinin desteklenmesini, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını ve Arap Barış Girişimi ve uluslararası meşru kararlar uyarınca mültecilerin geri dönüşünün sağlanmasını desteklemek için gösterdikleri büyük ve değerli çabalara dikkati çekti.

Budeyvi, uluslararası topluma, bölgenin ve tüm dünyanın güvenliğine ve istikrarına yönelik tehdit ve tehlike oluşturan İsrail'in bu saldırgan açıklamalarına karşı ciddi ve kararlı bir duruş sergileme çağrısını bir kez daha yineledi.