AB: Hamas artık Gazze’nin kontrolünü elinde tutamaz…

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Manama Diyalog Zirvesi oturum aralarında Josep Borrell ile görüşme yaparken ( Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Manama Diyalog Zirvesi oturum aralarında Josep Borrell ile görüşme yaparken ( Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)
TT

AB: Hamas artık Gazze’nin kontrolünü elinde tutamaz…

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Manama Diyalog Zirvesi oturum aralarında Josep Borrell ile görüşme yaparken ( Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Manama Diyalog Zirvesi oturum aralarında Josep Borrell ile görüşme yaparken ( Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Hamas’ın Gazze Şeridi’ni yeniden yönetemeyeceğini, savaş bittikten sonra Gazze'yi yönetebilecek tek kurumun Filistin Yönetimi olduğunu söyledi.

Bahreyn'de düzenlenen dış ve güvenlik politikası konulu yıllık konferans olan Manama Diyalog Zirvesi'nde konuşan Borrell,  “Hamas artık Gazze’nin kontrolünü elinde tutamaz, peki Gazze’yi kim yönetecek? Bunu yalnızca Filistin Yönetimi'nin yapabileceğine düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Manama Diyalog zirvesinin oturum aralarında Josep Borrell ile bir araya geldi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, görüşme sırasında tarafların Gazze Şeridi ve çevresindeki durumdaki gelişmeleri ele aldığını, Prens Faysal’ın Krallığın devam eden askeri gerilimi ve İsrail işgal güçlerinin sivillere karşı işlediği ihlalleri reddettiğini yinelediğini bildirerek, Filistinlilerin Gazze Şeridi'ndeki gerilimini ve zorla yerlerinden edilmelerini durdurmanın önemini vurguladığını aktardı.

Bakanlık X platformundan yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı’nın toplantı sırasında Gazze'deki çocuklara, kadınlara ve sivillere yardım sağlamak için acil insani koridorların sağlanmasının önemini vurguladığını, uluslararası topluma, İsrail işgal güçlerinin Gazze'deki sivillere karşı işlediği tüm uluslararası insancıl hukuk ihlallerine karşı durma çağrısında bulunduğunu kaydetti.

Suudi bakan Manama’dan önce  Ramallah'ta Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldi. Abbas, AB’ye  "Filistin halkına karşı devam eden saldırganlığını durdurmaları ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini hızlandırmaları için İsrail işgal yetkililerine baskı uygulamaya" çağrıda bulundu.

Borrell ayrıca İsrail'e Gazze savaşında "öfkeyle yönetilmeme" çağrısında bulundu.

 Gazze Şeridi için herhangi bir güvenlik veya askeri çözüm olmadığını vurgulayan Abbas, Gazze’nin Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğuna dikkati çekerek, işgalci yetkililerin Gazze'yi ayırma planlarını kabul etmek veya ele almak mümkün olmadığını aktardı.

AB yetkilisi X hesabından, “Avrupa Birliği Filistin halkının dostu” diyerek, insani ateşkes ve Gazze'deki sivillere yardım için daha fazla fırsat sağlanması çağrısını yineledi.

Safadi: Yer değiştirmeye izin vermeyeceğiz

Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Eymen es Safadi Cumartesi günü yaptığı açıklamada, "İsrail'in Gazze'deki savaşı meşru müdafaa değil, bu açıkça bir saldırganlıktır” dedi.

Safadi, Bahreyn'deki Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü tarafından düzenlenen Manama Diyalog Güvenlik Zirvesi'nde, Gazze Şeridi'ndeki saldırıların hiçbir gerekçesinin olamayacağını, bununla İsrail'in güvenliğini sağlayamayacağını ifade etti.

Ürdünlü bakan, “İsrail, Hamas'ı ortadan kaldırmak istediğini söylüyor. Burada o kadar çok asker var ki, bu hedefe nasıl ulaşılabileceğini anlamıyorum” dedi.

Safadi, Ürdün'ün Filistinlilerin yerinden edilmesine asla izin vermeyeceğini ve bunu önlemek için gereken her şeyi yapacağını vurguladı.

Ayrıca, “Bunun olmasına asla izin vermeyeceğiz. Savaş suçu olmasının yanı sıra ulusal güvenliğimize doğrudan tehdit oluşturacaktır. Bunu durdurmak için ne gerekiyorsa yapacağız” dedi.

Budeyvi: Güvenlik ve barışın pekiştirilmesi

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Casim el-Budeyvi, Manama Diyalog Konferansı’nın bölgesel güvenlik zirvesi olduğunu, Bahreyn'in en önemli siyasi ve savunma konularını ve gelişmelerini tartışma ve analiz etmedeki önemli rolünü vurgu yaptı. Budeyvi, konferansın aynı zamanda Ortadoğu bölgesinde ve tüm dünyada güvenlik, üst düzey uluslararası yetkililerin ve uzmanların katılımıyla, ortak zorluklarla ilgili vizyon ve teorilerin paylaşılması ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyecek şekilde güvenliği, barışı ve refahı pekiştiren fikirler ortaya koymayı amaçladığını aktardı.

Bahreyn'de Dışişleri Bakanlığı tarafından Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) işbirliğiyle Dışişleri, Savunma ve Ulusal Güvenlik Bakanları, güvenlik hizmetleri başkanlarının katılımıyla düzenlenen Manama Diyaloğu'na katılımıyla açıklamalar yapan Budeyvi, Manama Diyaloğunun organizasyonu, zorluklarla yüzleşmede işbirliğini güçlendirmeye ve bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarı korumak için ortak bir anlayış oluşturmaya odaklanmaya başladığını aktardı. Özellikle dünyanın her alanda tanık olduğu gelişmelerle İsrail işgal güçlerinin Gazze Şeridi'nde maruz kaldığı ciddi ihlallere atıfta bulundu.

Bölgesel Güvenlik Zirvesi

19. Manama Diyalogu, Bölgesel Güvenlik Zirvesi’nin etkinlikleri 40’dan fazla ülkeden 450 askeri, güvenlik ve akademik ismin katılımıyla Cuma akşamı başladı.

 



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.