Suudi Arabistan: Uluslararası toplum Gazze'de derhal ateşkes sağlanmasının sorumluluğunu üstlenmeli

Arap-İslam Bakanlar Komitesi Çin Dışişleri Bakanı ile görüşmesi sırasında ( SPA)
Arap-İslam Bakanlar Komitesi Çin Dışişleri Bakanı ile görüşmesi sırasında ( SPA)
TT

Suudi Arabistan: Uluslararası toplum Gazze'de derhal ateşkes sağlanmasının sorumluluğunu üstlenmeli

Arap-İslam Bakanlar Komitesi Çin Dışişleri Bakanı ile görüşmesi sırasında ( SPA)
Arap-İslam Bakanlar Komitesi Çin Dışişleri Bakanı ile görüşmesi sırasında ( SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Gazze Şeridi'nde derhal ateşkes sağlanmasının gerekliliğini vurgulayarak, 7 Ekim'den bu yana İsrail kuşatmasına maruz kalan yoğun nüfuslu Filistin kıyı bölgesine yardım girişinin artırılması gerektiğini de vurguladı.

Prens Faysal başkanlığındaki olağanüstü ortak Arap-İslam zirvesinden sorumlu bakanlar komitesinin bugün Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile başkentteki Konuk Sarayı'ndaki toplantı yaptığı açıklamada, Gazze'nin boğucu bir insani felaketle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıda bulunarak, uluslararası topluma İsrail'in saldırılarını durdurma sorumluluğunu üstlenmesi çağrısında bulundu.

Toplantıya Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es Safadi, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, Filistin Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Riyad el Maliki, Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi ve İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT) Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha katıldı.

Toplantının başında Çin Dışişleri Bakanı, Arap-İslam Bakanlar Komitesini memnuniyetle karşıladığı bir konuşma yaparak, Pekin'in Riyad Zirvesi'nde yapılan iki devletli çözüm çağrısına verdiği desteği vurgulayarak, ilgili uluslararası kararlara uygun olarak uluslararası topluma Gazze Şeridi'ndeki insani felaketin sona erdirilmesi için harekete geçme çağrısında bulundu.

Pekin'deki açılış konuşmasında Wang Yi, “Gazze'deki durumu hızla sakinleştirmek ve Ortadoğu'da barışı mümkün olan en kısa sürede yeniden tesis etmek için birlikte çalışalım” dedi.

Gazze’de insani felaket yaşadığına değinen Wang Yi, Gazze'deki durumun dünyadaki tüm ülkeleri etkilediğini, iyilik ve kötülük ilkesinin insanlığın temel ilkelerini yeniden gözden geçirdiğini vurguladı. Çinli bakan, uluslararası toplumun acilen harekete geçmesi ve bu trajedinin yayılmasını önlemek için etkili önlemler alması gerektiğine değinerek, Çin, Arap ve İslam ülkelerinin dostu ve kardeşi olduğunu söyledi.

Wang Yi, “Arap ve İslam ülkelerinin meşru hak ve çıkarlarını her zaman kararlılıkla savunduk. Filistin halkının meşru ulusal hak ve çıkarlarını yeniden tesis etme çabalarını her zaman güçlü bir şekilde destekledik” dedi.

Pekin'de Çin Dışişleri Bakanı ile Dışişleri Bakanları yan görüşmesi ( SPA)
Pekin'de Çin Dışişleri Bakanı ile Dışişleri Bakanları yan görüşmesi ( SPA)

Bakanlar Komitesi üyeleri ise Gazze Şeridi'ndeki insani felaketin yayılmasını önlemek için askeri gerilimin ve Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden zorla yerinden edilmesinin derhal durdurulmasının ve gerekli insani yardımın hızla başlatılmasının önemini vurguladı.

Ayrıca sivillerin daha fazla öldürülmesini önlemenin önemine dikkat çekerek, uluslararası topluma krizle başa çıkmak ve İsrail işgal güçlerinin devam eden tüm ihlallerine ve tekrarlanan uluslararası hukuk ihlallerine çözüm bulmak için etkili adımlar atması çağrısında bulunuldu.

Bakanlar, İsrail işgal yetkililerinin iki devletli çözüm kavramına, kendi kaderini tayin hakkına, özgürlük ve bağımsızlığa ve Filistin Devleti topraklarındaki Filistin varlığına karşı yürüttüğü savaşı tamamen reddettiklerini ifade ederek, İsrail işgalinin Filistin halkına karşı her türlü suçu işlediğini, bunların en sonuncusunun su ve elektriğin kesilmesi, hareket özgürlüğünün ve insana yakışır yaşamın engellenmesi olduğu aktarıldı.

Bakanlar Komitesi üyeleri, uluslararası toplumun, özellikle de Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin, İsrail işgal yetkilileri tarafından işlenen bariz ihlallerin durdurulması yönündeki sorumluluğunu yerine getirmesinin önemine vurgu yaptı. Ayrıca, uluslararası yasa ve normların ve uluslararası insancıl hukuk ihlal edilmesinin barışın yolunu tıkayacağına işaret edilerek,  uluslararası barış ve güvenliği tehdit edecek provokatif uygulamalara son verilmesi çağrısında bulundu.

Suudi Arabistan, Ürdün ve Çin dışişleri bakanı sohbet ederken ( SPA)
Suudi Arabistan, Ürdün ve Çin dışişleri bakanı sohbet ederken ( SPA)

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, Filistinlileri Gazze'den çıkarmaya yönelik ilan edilmiş bir politika olduğunu ancak Mısır ve Arapların yerinden edilmeyi reddeden güçlü tutumunun kırmızı çizgi olduğuna değinerek, Filistinlilerin yerinden edilmesinin bölgede ve dünyada barışı, güvenliği ve istikrarı tehdit edeceğini aktardı.

İsrail'in Gazze'ye yardım girişini engelleme politikasının sistematik olduğunu ve Filistinlileri bombalama ve kuşatma altında Şeridi terk etmeye zorlamayı amaçladığına değinen Şükri, Güvenlik Konseyi'nin uluslararası meşruiyeti koruma sorumluluğu olduğunu bildirdi. Ayrıca, Filistinlilere yönelik saldırıların durdurulması için Çin gibi büyük güçlerden daha güçlü bir rol beklediklerini vurguladı.

İsrail'in işlediği ağır İsrail ihlallerinin ve savaş suçlarının bazıları tarafından gerçek isimleriyle anılmadığına dikkat çeken Şükri, “İsrail'in güncel saldırılarını örtbas eden büyük ülkeler var” dedi.

Diğer yandan Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki ise, “İsraillilerin Filistin halkına karşı işlediği vahşi suçları tartışmak için Pekin'e geldik” diyerek, İsrail’in iki devletli çözümü ihlal eden Filistinlilerin tasfiyesi ve haklarından mahrum bırakılması çağrısında bulunduğunu hatırlattı.

Bakanlar komitesi, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını durdurmaya yönelik uluslararası eylemi formüle etmek üzere bugün erken saatlerde Pekin'e geldi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'nın bildirdiğine göre, komitenin gezisi aynı zamanda "sömürgeci işgalci yetkililerin suçlarını durdurmak için caydırıcı önlemler almayı ve onları Gazze, Kudüs ve Batı Şeria'da işledikleri suçlardan sorumlu tutmayı" amaçlıyor.

Komite ayrıca acil yardım koridorlarının güvenliğini sağlamak, ciddi bir siyasi süreç başlatmak ve Gazze'de acil ateşkes için baskı yapmak için çalışmayı amaçlıyor.



2030'da Expo'nun ev sahipliğini Suudi Arabistan kazandı

Suudi Arabistan'ın Riyad'ı Expo 2030 dünya fuarına ev sahipliği yapacak. (Riyad Şehri Kraliyet Komisyonu)
Suudi Arabistan'ın Riyad'ı Expo 2030 dünya fuarına ev sahipliği yapacak. (Riyad Şehri Kraliyet Komisyonu)
TT

2030'da Expo'nun ev sahipliğini Suudi Arabistan kazandı

Suudi Arabistan'ın Riyad'ı Expo 2030 dünya fuarına ev sahipliği yapacak. (Riyad Şehri Kraliyet Komisyonu)
Suudi Arabistan'ın Riyad'ı Expo 2030 dünya fuarına ev sahipliği yapacak. (Riyad Şehri Kraliyet Komisyonu)

Fransa'nın başkenti Paris'in batısındaki Issy-les-Moulineaux’de bugün Uluslararası Sergiler Bürosu’nun (The Bureau International des Expositions/BIE) 173’üncü Genel Kurul toplantısında Expo 2030'a hangi ülkenin ev sahipliği yapacağına karar verildi. Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad, Expo 2030’a ev sahipliği yapmaya hak kazandı.

Seçimin yapıldığı bugün Suudi, İtalyan ve Güney Kore delegasyonları Genel Kurul önünde ülkelerinin Expo 2030’a ev sahipliği için taslak sundu. Suudi Arabistan 180 üye devletin elektronik oylamasıyla ev sahibi olma hakkını elde eden ülke oldu.

Oy verme işlemi öncesinde yapılacak konuşmalar halka açık olarak yapıldı ve ofisin sosyal medya hesabından canlı olarak yayınlandı. 

Suudi Arabistan, Expo 2030’a ev sahipliği yaparak, dünyayı daha iyi bir geleceğe doğru götürme çalışmalarını geliştirmek istediğini teyit etti.

Öte yandan; İsrail'in Exqpo 2030 için İtalya'yı desteklediği öğrenildi.


Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu ırkçılıkla mücadele yollarını tartışıyor

BDİHK’nin 22. olağan oturumunun açılışı sırasında Büyükelçi Yusuf  ed-Dubaey (İİT)
BDİHK’nin 22. olağan oturumunun açılışı sırasında Büyükelçi Yusuf  ed-Dubaey (İİT)
TT

Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu ırkçılıkla mücadele yollarını tartışıyor

BDİHK’nin 22. olağan oturumunun açılışı sırasında Büyükelçi Yusuf  ed-Dubaey (İİT)
BDİHK’nin 22. olağan oturumunun açılışı sırasında Büyükelçi Yusuf  ed-Dubaey (İİT)

Merkezi Cidde’de (Suudi Arabistan’ın batısında kalıyor) bulunan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu (BDİHK), her türlü ayrımcılıkla mücadele etmeye yönelik aktif çabaların bir parçası olarak, ırk ayrımcılığı ve günümüzdeki farklı tezahürleri de dahil olmak üzere, artan ayrımcılık sorununu engellemek için gerekli yolları ve araçları araştırarak bu sorunları kapsamlı bir şekilde çözecek tavsiyeler ortaya koymayı amaçlıyor.

Cidde’de beş günlük çalışmalarına başlayan BDİHK’nin 22. olağan oturum toplantılarının önümüzdeki perşembe günü oturum sonunda nihai bir bildirge sunması planlanıyor. Söz konusu bildirgede, her türlü ırk ayrımcılığını ortadan kaldırmak için normatif boşlukları doldurmaya ve uluslararası insan hakları belgeleriyle uyumu sağlamaya yönelik birçok tavsiyenin yer alması bekleniyor.

Dört kıtaya yayılmış 57 ülkeyi kapsayan İİT, olağan oturumunun açılışında ırk ayrımcılığının tehlikeleri konusunda uyarıda bulunarak, bunun ortadan kaldırılmasının ortak bir sorumluluk olduğunu vurguladı. İlk günkü oturumlarda “Irk ayrımcılığının ortadan kaldırılması: İslami perspektif ve insan hakları perspektifi” başlıklı bir tartışma yapıldı.

Olağan oturum çalışmalarını İİT Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha adına İİT Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Yusuf ed-Dubaey açtı. Oturuma ilgili uluslararası kuruluşlardan uzmanlar, üye devletlerin ve İİT’de gözlemci statüsünde olan devletlerin temsilcileri ve ulusal kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Taha, Suudi Arabistan’ın İİT’ye verdiği cömert desteği, tüm faaliyetlerine gösterdiği özel ilgiyi ve BDİHK’nin genel merkezine Cidde’de ev sahipliği yapılmasını takdir etti. BDİHK’nin gösterdiği somut çabalara dikkat çeken Taha, BDİHK’nin evrensel insan hakları ve temel özgürlüklerin İslami değerlerle uyumlu olmasını sağlama amacı kapsamında çeşitli konularda üye devletlere tutarlı tavsiyeler sunmak üzere önemli çalışmalar üstlendiğine işaret etti.

Genel Sekreter’in açıklaması Büyükelçi Dubaey tarafından okundu. Genel Sekreter açıklamasında, ırk ayrımcılığının bundan zarar gören bireyler ve topluluklar üzerindeki korkunç sonuçlarına dikkat çekti. İİT’nin ve üye devletlerin ırkçılıkla mücadelenin öncüleri olduğunu ve ırk ayrımcılığını ortadan kaldırmanın bireyleri, toplumları ve hükümetleri kapsayan ortak bir sorumluluk olduğunu vurguladı.

cs
BDİHK Sekreteryası İcra Direktörü Dr. Nura er-Raşud (Şarku’l Avsat)

BDİHK Sekreteryası İcra Direktörü Dr. Nura er-Raşud, oturumun çalışmaları sırasında, BDİHK’nin olağanüstü ortak Arap-İslam Zirvesi’nin nihai bildirgesini desteklediğini belirtti.

Raşud konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

Uluslararası insan hakları topluluğu, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 75. yıldönümünü kutlarken, tüm dünya, İsrail işgal güçlerinin Gazze’deki masum Filistinlilere karşı işlediği apaçık insan hakları ihlalleri karşısında dehşete kapılmış durumda. 11 Kasım 2023’te Riyad’da olağanüstü ortak Arap-İslam Zirvesi’ne ev sahipliği yapma yönündeki iyi zamanlanmış girişim, övgüye değer bir girişimden başka bir şey değildir. Bu zirvenin sonuçlarının Gazze’deki insani krize derhal son verilmesi konusunda teşvik edici olması ümit ediliyor.

Raşud, Suudi Arabistan hükümetinin BDİHK’nin genel merkezine ev sahipliği yapma ve etkili ve bağımsız çalışma için manevi ve lojistik destek sağlama konusunda sağladığı büyük hizmetlerden dolayı içten teşekkürlerini dile getirdi. Aynı zamanda BDİHK’ye verdikleri sürekli destek için İİT Genel Sekreteri’ne, tüm üye devletlere, gözlemci devletlere ve bu ülkelerin ulusal insan hakları kuruluşlarına teşekkür etmeyi de ihmal etmedi.

Raşud, açılış töreninin ve kapsamlı tartışmanın Suudi Arabistan ve BDİHK ile iş birliği içinde gerçekleştiğini ve bu adımın iki taraf arasında 2022’de imzalanan mutabakat zaptının etkinleştirilmesi açısından mükemmel ve başarılı bir adım olduğunu belirtti.

sxcdfr
Katılımcıların bir kısmı (Şarku’l Avsat)

Raşud, BDİHK’nin en önemli katkısının, üye devletlerdeki yönetişim ve kalkınma işlerinde insan haklarını tesis etmek ve İslami ve evrensel açıdan insan haklarına ilişkin kural ve ilkeler arasındaki boşluğu kapatmak olduğunu açıkladı. BDİHK’nin, İİT İnsan Hakları Kahire Bildirgesi’nin kabul edilmesine yaptığı katkıdan duyduğu gururu ifade etti. Aynı zamanda BDİHK’nin şu anda İİT’nin çocuk haklarına ilişkin revize edilmiş Cidde Sözleşmesi’ne son şeklini vermekte olduğunu kaydetti. Üye devletlerin bunun çalışmalarını yakın zamanda tamamlayacağından emin olduğunu belirtti.

Raşud, İİT İnsan Hakları Kahire Bildirgesi’nin kabul edilmesinin yanı sıra, İİT Dışişleri Bakanları Konseyi tarafından, dünya çapında Müslümanlara karşı işlenen insan hakları ihlalleri hakkında bilgi toplama ziyaretleri yapılmasına ve raporlar yazılmasına ilişkin tavsiyelerin uygulanması noktasında BDİHK’nin katkılarını ele aldı.

BDİHK’nin, İİT’nin evrensel insan hakları ilkelerini teşvik etme çabalarını ilerletmek için izlediği yola dikkat çeken Raşud, “bölgesel insan hakları mekanizmasının” etkinliği çerçevesinde bölgesel kapsamlılık, bağımsızlık, soruşturma imkanı ve birçok alanı kapsayacak takip mekanizmaları da dahil olmak üzere “temel” standartların ele alındığını kaydetti.

Kapsamlı tartışma toplantısı, ırk ayrımcılığının modern tezahürlerinin kapsamlı bir analizinin yapılmasını, İslamofobi ile ilişkili ırkçılık ve bunun modern toplumlarda sürmesi de dahil olmak üzere ırk kimliğindeki karmaşıklıklar, çıkmazlar ve paradokslarla ilgili kritik soruların tartışılmasını ve nefret söylemiyle etkili bir şekilde mücadele edebilecek araçların ve yolların üzerinde düşünülmesini içeriyordu.

Toplantıda, aynı zamanda, Müslüman topluluklara karşı ayrımcı davranışlar ve politikaların kaynağının izini sürmenin yanı sıra, dünya çapında ırk ayrımcılığının farklı tezahürleriyle mücadele etmeye yönelik en ideal uygulamalar ve ırk ayrımcılığından etkilenen toplumlardaki azınlık ve Müslüman topluluklara gerekli korumayı sağlayacak şekilde, küresel düzeyde ve çeşitli düzeylerde rehberlik ve uygulama alanında bunların güçlendirilmesi tartışıldı.


Expo 2030'u düzenleyecek şehrin belirlenmesine saatler kaldı

Expo 2030 için Riyad, Roma ve Busan kentleri arasında rekabet hız kazandı.
Expo 2030 için Riyad, Roma ve Busan kentleri arasında rekabet hız kazandı.
TT

Expo 2030'u düzenleyecek şehrin belirlenmesine saatler kaldı

Expo 2030 için Riyad, Roma ve Busan kentleri arasında rekabet hız kazandı.
Expo 2030 için Riyad, Roma ve Busan kentleri arasında rekabet hız kazandı.

Uluslararası Sergiler Bürosu (The Bureau International des Expositions/BIE) üyelerinin Expo 2030'a ev sahipliği yapmak üzere hangi şehri belirleyeceğine ilişkin beklenti hız kazandı. Riyad, Roma ve Busan kentleri arasında rekabetin yoğun olduğu Paris'te bugün heyecanlı dakikalar yaşandı. Son dakikalara kadar taraflardan her biri aday oldukları şehrin tanıtımı konusunda mücadeleyi sürdürdü.

Yıllardır yarışma sürecini takip edenlere göre bu yıl seçmenlerin oylarını çekmek için yapılan yarışma, son yirmi yıl göz önüne alındığında ‘çok nadir’ olarak nitelendi. Rekabetin had safhaya ulaşması nedeniyle her iki taraf da belirleyici anın yaklaştığını ve bu nedenle ‘spekülasyon yapmanın bir anlamı’ olmadığını vurguladı.

Başkent Paris'in güneyinde Issy-les-Moulineaux’un kalbinde yer alan Konferans Sarayı bu sabahtan bu yana, siyah araçların görev yaptığı sağlam bir kaleye dönüştü. Yoğun güvenlik altında delegasyonları taşıyan araba trafiği hız kazanırken medyanın ilgisi de yoğunlaştı.

BIE yönetimi, medyanın Konferans Merkezi’nin bodrum katındaki basın merkezine erişimi zor sağladı. Zira her delegasyonun sunduğu gazeteci ve fotoğrafçılardan oluşan sınırlı listeye rağmen kalabalık arttı.

Bugün öğleden sonra yaşanan çekincelere rağmen Suudi Arabistan  zafer konusunda ‘iyimser’ görünüyor. Bu iyimserliği ardında bir yandan Riyad dosyasının sağlamlığı diğer yandan da Suudi başkentinin BIE tarafından denetlenen fuarlardan herhangi birini henüz düzenlememiş olması vardı.

İtalya ve Güney Kore'de ise durum böyle değil. İtalya, ülkenin kuzeyinde yer alan sanayi şehri Milano'da 2015 uluslararası sergisine ev sahipliği yaptı. Güney Kore ise 2012 yılında Yeosu şehrinde denizler ve okyanuslar konusunda uzmanlaşmış bir fuar düzenledi. BIE üyeleri objektiflik ve tarafsızlık arıyor. BIE içinden bir kaynağa göre Suudi Arabistan’ın şansı ‘yüksek’ olarak görünüyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre BIE rakip üç tarafa argümanlarını sunmaları ve ‘kazanmayı’ düşündükleri ana noktalara odaklanmaları için son bir fırsat vermek istiyor. Ancak ‘son şans’, en önemlisi geçtiğimiz haziran ayında taraflara tanınan önceki fırsatlardan farklı görünüyor. Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Kurulu, her bir taraf için ayrılan zaman alanı, birçok yetkilinin 180 üye devletin temsilcileriyle rahatça ve zaman baskısı olmadan konuşmasına imkan verecek kadar uzun ve yeterli zaman verdi. BIE iç hukuku ‘tek ülke, tek oy’ ilkesini ve diğer bir temel ilke olan ‘oyların eşitliği’ ilkesini baz alıyor.

Uluslararası bir fuar düzenleme konusundaki rekabetin bu denli yoğun olması, Expo 2030 gibi uluslararası bir fuar düzenlemenin, kazanan tarafa geçmişini, bugününü ve gelecekteki hedeflerini tanıtma fırsatı sunacak olması. Fuar, kültürel mirasın yanı sıra ev sahibi ülkenin kültürel geçmişine ve kadim tarihine ışık tutmasını sağlıyor ve en önemlisi bugününü, kültürünü, ekonomik ve sosyal büyümesini ve gelecek planlarını ön plana çıkarıyor. Expo 2030’un Suudi Arabistan açısından önemi, Suudi liderliğinin Vizyon 2030’u ve umut verici bir geleceğe yönelik yol haritası nedeniyle ön plana çıkıyor.


Suudi Arabistan, Ukrayna-Rusya krizini çözme çabalarına desteğini yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)
TT

Suudi Arabistan, Ukrayna-Rusya krizini çözme çabalarına desteğini yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdulaziz dün, ülkesinin Ukrayna-Rusya krizini siyasi olarak çözmeyi amaçlayan tüm uluslararası çabalara desteğini yineledi.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra ortak çıkarları ilgilendiren bir dizi konu ele alındı.


Expo 2030 için karar günü

Suudi Arabistan Enformasyon Bakanlığı tarafından düzenlenen Medya Vahası (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Enformasyon Bakanlığı tarafından düzenlenen Medya Vahası (Şarku’l Avsat)
TT

Expo 2030 için karar günü

Suudi Arabistan Enformasyon Bakanlığı tarafından düzenlenen Medya Vahası (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Enformasyon Bakanlığı tarafından düzenlenen Medya Vahası (Şarku’l Avsat)

Fransa'nın başkenti Paris'in batısındaki Issy-les-Moulineaux’de bugün Uluslararası Sergiler Bürosu’nun (The Bureau International des Expositions/BIE) 173’üncü Genel Kurul toplantısında Expo 2030'a hangi ülkenin ev sahipliği yapacağına karar verilecek. Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad, Güney Kore'nin Busan şehri ve İtalya'nın başkenti Roma, Expo 2030’a ev sahipliği yapmak isteyen ülkeler arasında.

Bugün öğlen vaktinde Suudi, İtalyan ve Güney Kore delegasyonları Genel Kurul önünde ülkelerinin Expo 2030’a ev sahipliği için taslak sunacak. Kazanan taraf 180 üye devletin elektronik oylamasıyla seçilecek.

Oy verme işlemi öncesinde yapılacak konuşmalar halka açık olacak ve ofisin sosyal medya hesabından canlı olarak yayınlanacak ancak oylama medyadan uzak gerçekleştirilecek.

Suudi Arabistan, Expo 2030’a ev sahipliği yaparak, dünyayı daha iyi bir geleceğe doğru götürme çalışmalarını geliştirmek istediğini teyit etti.


Suudi Arabistan’ın Gazze’ye yardımları sürüyor

39 ton ağırlığındaki yardımlar (SPA)
39 ton ağırlığındaki yardımlar (SPA)
TT

Suudi Arabistan’ın Gazze’ye yardımları sürüyor

39 ton ağırlığındaki yardımlar (SPA)
39 ton ağırlığındaki yardımlar (SPA)

Suudi Arabistan’ın Gazze Şeridi’ne yönelik 22. yardım uçağı bugün başkent Riyad’daki Kral Halid Uluslararası Havalimanı’ndan havalanarak, Mısır’daki El Ariş Uluslararası Havalimanı’na doğru yola çıktı.

Yardım uçağı, 39 ton ağırlığındaki (yiyecek, barınma ve tıbbi malzeme) çeşitli yardım malzemelerini içeriyor.

gthyj6u
Yardım gıda, barınak ve tıbbi malzemeyi içeriyor (SPA)

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief) tarafından yürütülen yardım çalışmaları, Suudi Arabistan’ın yaşadıkları çeşitli kriz ve sıkıntılarda Filistin halkının yanında yer alma konusundaki tarihi rolünü yansıtıyor.

Diğer yandan Suudi Arabistan’ın Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere yönelik popüler yardım kampanyasına yapılan bağışların toplamı an itibarıyla 539 milyon riyali aştı.


Kuveyt hükümeti af kararını onaylayarak Emir’e sundu

Kabine toplantısı, Şeyh Ahmed Nevaf el-Ahmed es-Sabah başkanlığında, Seyf Sarayı'nda düzenlendi. (KUNA)
Kabine toplantısı, Şeyh Ahmed Nevaf el-Ahmed es-Sabah başkanlığında, Seyf Sarayı'nda düzenlendi. (KUNA)
TT

Kuveyt hükümeti af kararını onaylayarak Emir’e sundu

Kabine toplantısı, Şeyh Ahmed Nevaf el-Ahmed es-Sabah başkanlığında, Seyf Sarayı'nda düzenlendi. (KUNA)
Kabine toplantısı, Şeyh Ahmed Nevaf el-Ahmed es-Sabah başkanlığında, Seyf Sarayı'nda düzenlendi. (KUNA)

Şeyh Ahmed Nevaf el-Ahmed es-Sabah başkanlığındaki Kuveyt Bakanlar Kurulu dün gerçekleştirdiği haftalık toplantıda, hapis cezasına çarptırılan iki Kuveyt vatandaşının affedilmesine yönelik bir kararname taslağını onayladı.

KUNA haber ajansına göre bakanlar kurulunun, Kuveyt Emiri’nin haklarında ceza verilen bazı vatandaşların emirlik iradesinin belirlediği şekilde affedilmesine ilişkin direktifleri dikkate aldığı, Kraliyet direktiflerinin uygulanması kapsamında bazı kişilere uygulanan özgürlükleri kısıtlayıcı cezaları affeden bir kararname taslağını onaylayarak Kuveyt Emiri’ne sunduğu aktarıldı.

Milletvekili Muhammed Hayef el Mutairi, affın  Mutair kabilesinden mahkumların ve Suriye'ye bağışta bulunanların affedilmesini içerdiğini belirterek Kuveyt Emiri’nin daha önce kurul tarafından onaylanan ve imzalanan vatandaşlığın iadesi meselesini gündeme aldığını aktardı.

Seyf Sarayı'ndaki toplantının ardından Başbakan Yardımcısı, Kabine İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı ve Ulusal Meclis İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı  İsa Ahmed el-Kandari, toplantının başında Bakanlar Kurulu’nun Kuveyt Emiri’nin direktifleri konusunda bilgilendirildiğini ifade ederek, bazı vatandaşların affedilmesi konusuna işaret etti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Kandari, bazı kişilere uygulanan özgürlükleri kısıtlayıcı cezaların affedilmesine ilişkin karar tasarısını onaylayarak Kuveyt Emiri’ne sundu.

Bakanlar Kurulu ayrıca Ulusal Meclis işlerini de görüşerek bugün ve yarın yapılacak Ulusal Meclis olağan oturumunun gündemindeki konuları gözden geçirdi.

Bugün Ulusal Meclis’de gerçekleşecek olağan oturumda Muhallel el Mudhaf’ın Başbakan’a sunduğu, üç başlıktan oluşan sorgulama talebini tartışacak. Bu başlıklar yeni anayasa söyleminin içeriğinden çekilerek hükümetin genel politikalarında çalışmamak, parlamento sorularını yanıtlamaktan kaçınmak ve bunların anayasaya aykırılığını gerekçe göstererek olarak sıralandı.

Bakanlar Kurulu, milletin ve vatandaşın menfaatinin yanı sıra ülkenin ilerlemesi ve refahına uygun olanların başarılması için Ulusal Meclis ile iş birliğini genişletme, yürütme ve yasama otoriteleri arasındaki ilişkileri güçlendirme konusundaki kararlılığını yineledi.

Miletvekili Muhammad Haif, af kararının Başbakan’ın sorgusundan feragat edilmesiyle bağlantılı olduğunu yalanladı.  “Birkaç gün önce af meselesini sorgulamaya bağladığı yönündeki söylentilerin aslı yok” dedi. Başbakan’ın sorgulanması talebine atıfta bulundu.

Haif, “İki konu arasında hiçbir ilişki yok çünkü af konusu Bakanlar Kurulu’nun açılışının başında kararlaştırıldı ve hükümet bu konuda ciddiydi” diyerek söz konusu affın yukarıdaki taleplerin devamı ve önceki taleplere yanıt olarak geldiğini, ‘af kararının çıkarılmasının sadece Mutair aşireti ile sınırlı olmadığını’ aktardı.

Haif açıklamasının devamında “Pazarlığımız yok ve 2016'da tüm mahkumları kapsayan af dosyasını ve vatandaşlığa geri dönmeyi konuştuğumuzdan beri bu talep masada” dedi.


Suudi Arabistan ve ABD’den uzay konusunda anlaşma

Savaha, Suudi Arabistan'daki dijital ekonomi, uzay ve inovasyon sistemini temsil eden bir heyet ile Washington'ı ziyaret etti.  (SPA)
Savaha, Suudi Arabistan'daki dijital ekonomi, uzay ve inovasyon sistemini temsil eden bir heyet ile Washington'ı ziyaret etti.  (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve ABD’den uzay konusunda anlaşma

Savaha, Suudi Arabistan'daki dijital ekonomi, uzay ve inovasyon sistemini temsil eden bir heyet ile Washington'ı ziyaret etti.  (SPA)
Savaha, Suudi Arabistan'daki dijital ekonomi, uzay ve inovasyon sistemini temsil eden bir heyet ile Washington'ı ziyaret etti.  (SPA)

Suudi Arabistan ve ABD, çeşitli alan ve sektörlerdeki iş birliklerini sürdürüyor. Taraflar son olarak uzay çalışmalarının, keşif ve barışçıl amaçlarla kullanılması konusunda iş birliğinin güçlendirileceğini duyurdu.

Duyuru, Suudi Arabistan İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Mühendis Abdullah es Savaha'ın, ülkesindeki dijital ekonomi, uzay ve inovasyon sistemini temsil eden bir heyetin başkanlığını yaptığı ABD ziyareti kapsamında yapılan ortak açıklamayla geldi.

Açıklamada iki ülke arasında uzay endüstrilerine yönelik ticari fırsatlar konusunda iş birliğine değinildiği, özellikle Suudi Arabistan'ın Artemis Anlaşması'na imza atan ülkelerden biri olması nedeniyle, uzay alanında barışçıl amaçlarla iş birliğine yönelik bir çerçeve anlaşmasının imzalanmasının görüşüldüğü aktarıldı. Ayrıca uzay, yer bilimleri ve uzay görevlerindeki potansiyel ortak faaliyetler hakkındaki da görüşmelerin genişletilmesine karar verildiği kaydedildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Savaha, söz konusu duyurunun iki ülkenin halklarını güçlendirmek ve gezegeni korumak için stratejik ortaklığı genişletmenin yanı sıra uzay, yer bilimleri ve keşif misyonları alanlarında iş birliği için yeni ufuklar oluşturma yönündeki hedeflerini yansıttığını vurguladı.

Suudi Bakan, atılan bu adımın iki taraf arasında uzmanlık alışverişi ve aktarımı yoluyla yetenek ve nitelikli ulusal kadroların geliştirilmesinin yanı sıra sektörün sürdürülebilirliğine katkıda bulunacağını belirtti. Aaştırma ve geliştirme faaliyetlerini artıracağını ve uzayla ilgili teknolojilerin büyümesini hızlandıracağını vurguladı.


Suudi Arabistan: İki devletli çözüme alternatif yok

Suudi Arabistan: İki devletli çözüme alternatif yok
TT

Suudi Arabistan: İki devletli çözüme alternatif yok

Suudi Arabistan: İki devletli çözüme alternatif yok

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan yaptığı son açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki mevcut krizin üstesinden gelmek için çabalamanın ve inandırıcı bir barış planı üzerinde çalışmanın gerektiğini vurguladı. Gazze'deki felaket durumuna son verilmesi durumunda iki devletli çözüme ve Filistin devletinin tanınmasına sürdürülebilir bir alternatif olmadığını kaydetti.

Suudi Bakan, Gazze Şeridi'nde sebep olduğu yıkımdan İsrail'i sorumlu tuttu ve gerilimin sürmesinin bölgede daha fazla kaos ve yıkıma yol açacağını ifade ederek, Gazze'de hemen ve tam bir ateşkesin gerekli olduğuna dikkat çekti. Ayrıca, sivil rehinelerin serbest bırakılmasını memnuniyetle karşılayan Prens Faysal, geçici ateşkesin yeterli olmadığını söyledi.

dsfvgrthyj
Arap-İslam Bakanlar Komitesi üyeleri Barselona'da İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albarez ile bir araya geldi. (SPA)

Söz konusu açıklamalar, Suudi Dışişleri Bakanı'nın başkanlığında olağanüstü Arap-İslam ortak zirvesi tarafından atanan bakanlar komitesi üyelerinin toplantısı sırasında geldi. Suudi Bakan bugün İspanya’nın Barcelona kentinde İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albarez ile bir araya geldi. Toplantıya, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es Safadi, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt katıldı.

Görüşmede Gazze Şeridi ve çevresinde yaşanan gelişmelerin yanı sıra insani ateşkesin bazı tutukluların serbest bırakılması ve ailelerine dönmesiyle neler sağladığı ele alındı. Ayrıca, şiddete ve uzun süren çatışmaya son verecek ve Gazze Şeridi'ne acil yardım yardımının ulaştırılması için güvenli koridorların açılmasına katkıda bulunacak sürdürülebilir bir ateşkes için gösterilen çabalar ele alındı.

xscdfvgrt
Fotoğraf: SPA

Toplantıda, sivilleri koruma ve uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuk kurallarının uygulanmasını sağlama taahhüdünün yanı sıra, savaşı ve bunun sonucunda ortaya çıkan insani felaketi durdurmak için etkili uluslararası eylem başlatmak için atılan adımlar görüşüldü.

Bakanlar Komitesi üyeleri, uluslararası toplumun, Filistin meselesine ilişkin uluslararası kararların uygulanmasını sağlamak ve İsrail işgalinin uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuku sürekli ihlal etmesinden sorumlu tutulmasını sağlamak için tüm etkili önlemleri almasının önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre komite üyeleri, iki devletli çözüme ilişkin uluslararası kararların uygulanması yoluyla adil, kalıcı ve kapsamlı barışa giden yolun geri döndüğünü bildirdi. Filistin halkının 4 Haziran 1967 çizgisinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devleti kurma yönündeki meşru haklarına kavuşması gerektiği kaydedildi.

Üyeler, uluslararası hukuki ve etik standartların uygulanmasında her türlü ayrımcılığı reddederek, uluslararası toplumun sorumluluğunu üstlenmesi yönündeki taleplerin yanı sıra Filistinlilerin, işgal güçleri ve yerleşimci milislerin Gazze Şeridi'nde ve Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Batı Şeria'da işlediği suçlardan korunmasını istedi.

Gazze Şeridi'ndeki mevcut krizin üstesinden gelmek ve inandırıcı bir barış planı üzerinde çalışmak için çabalamamız gerektiğini söyledi. Gazze'deki felaket durumuna son vermek ve iki devletli çözüme ve Filistin devletinin tanınmasına sürdürülebilir bir alternatifin


BAE Devlet Bakanı Emiri, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır ile bir araya geldi

(AA)
(AA)
TT

BAE Devlet Bakanı Emiri, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır ile bir araya geldi

(AA)
(AA)

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Bakanlık binasında bir araya gelen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Halk Eğitimi ve İleri Teknolojilerden Sorumlu Devlet Bakanı Sare bint Yusuf el-Emiri, görüşme öncesi yaptığı açıklamada, Türkiye'nin kuruluşunun 100. yılını kutlayarak "Bu, ülkenin son yüzyılda yaptığı muazzam yatırımı gösteriyor." dedi.

Türkiye ile BAE ilişkilerinin 50. yılında olduğuna işaret eden Emiri, "Devlet başkanlarımız birlikte çalışmaya devam ederken, biz de bakanlıklar ve kurumlar olarak süregelen işbirliğimizi genişletecek mekanizmalar bulmak için çaba göstermeye devam ediyoruz." ifadesini kullandı.

Emiri, iki ülkenin de uzay sektörüne önem verdiğine işaret ederek bu konuda ortak çalışmalar yürütüldüğünü söyledi.

Uzay keşfinin öncelikli çalışma alanlarından biri olduğuna dikkati çeken Emiri, ülkesinin asteroit kuşağına yönelik misyonunun 2028'de gerçekleşmesinin öngörüldüğünü hatırlattı.

Çalışmalar iki taraf için de yararlı

Emiri, "Biz uzayın keşfi ve bilim ve teknolojinin ilerlemesine yatırım yapmayı sürdürürken, uzay programlarımızın gelişmeye devam etmesi için uzaya erişim gündemimizde yüksek bir öncelik olarak yer alıyor." diye konuşarak yeryüzü gözlem sistemlerinin yanı sıra uzay taşıtlarının yerli üretimi ve veri kullanımı için yatırım yaptıklarını aktardı.

Ülkesinin uzay programının hem bölgesel hem de küresel etkiye sahip, ticari olarak uygulanabilir bir program olması için çalıştıklarının altını çizen Emiri, ortak çalışma grubunun, uzaya erişim kapasitelerinin ve ticari olarak tarafların rekabet edebileceği bir uzay istasyonunun geliştirilmesi için çalışacağını dile getirdi.

Emiri, ortak çalışmanın ülkeler arası ilişkilerin gücünü sergilediğini vurgulayarak "Bu hem iki millet hem de bir bütün olarak bölgenin istikrarı için yararlı." diye konuştu.