Suudi Arabistan: Uluslararası toplum Gazze'de derhal ateşkes sağlanmasının sorumluluğunu üstlenmeli

Arap-İslam Bakanlar Komitesi Çin Dışişleri Bakanı ile görüşmesi sırasında ( SPA)
Arap-İslam Bakanlar Komitesi Çin Dışişleri Bakanı ile görüşmesi sırasında ( SPA)
TT

Suudi Arabistan: Uluslararası toplum Gazze'de derhal ateşkes sağlanmasının sorumluluğunu üstlenmeli

Arap-İslam Bakanlar Komitesi Çin Dışişleri Bakanı ile görüşmesi sırasında ( SPA)
Arap-İslam Bakanlar Komitesi Çin Dışişleri Bakanı ile görüşmesi sırasında ( SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Gazze Şeridi'nde derhal ateşkes sağlanmasının gerekliliğini vurgulayarak, 7 Ekim'den bu yana İsrail kuşatmasına maruz kalan yoğun nüfuslu Filistin kıyı bölgesine yardım girişinin artırılması gerektiğini de vurguladı.

Prens Faysal başkanlığındaki olağanüstü ortak Arap-İslam zirvesinden sorumlu bakanlar komitesinin bugün Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile başkentteki Konuk Sarayı'ndaki toplantı yaptığı açıklamada, Gazze'nin boğucu bir insani felaketle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıda bulunarak, uluslararası topluma İsrail'in saldırılarını durdurma sorumluluğunu üstlenmesi çağrısında bulundu.

Toplantıya Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es Safadi, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, Filistin Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Riyad el Maliki, Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi ve İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT) Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha katıldı.

Toplantının başında Çin Dışişleri Bakanı, Arap-İslam Bakanlar Komitesini memnuniyetle karşıladığı bir konuşma yaparak, Pekin'in Riyad Zirvesi'nde yapılan iki devletli çözüm çağrısına verdiği desteği vurgulayarak, ilgili uluslararası kararlara uygun olarak uluslararası topluma Gazze Şeridi'ndeki insani felaketin sona erdirilmesi için harekete geçme çağrısında bulundu.

Pekin'deki açılış konuşmasında Wang Yi, “Gazze'deki durumu hızla sakinleştirmek ve Ortadoğu'da barışı mümkün olan en kısa sürede yeniden tesis etmek için birlikte çalışalım” dedi.

Gazze’de insani felaket yaşadığına değinen Wang Yi, Gazze'deki durumun dünyadaki tüm ülkeleri etkilediğini, iyilik ve kötülük ilkesinin insanlığın temel ilkelerini yeniden gözden geçirdiğini vurguladı. Çinli bakan, uluslararası toplumun acilen harekete geçmesi ve bu trajedinin yayılmasını önlemek için etkili önlemler alması gerektiğine değinerek, Çin, Arap ve İslam ülkelerinin dostu ve kardeşi olduğunu söyledi.

Wang Yi, “Arap ve İslam ülkelerinin meşru hak ve çıkarlarını her zaman kararlılıkla savunduk. Filistin halkının meşru ulusal hak ve çıkarlarını yeniden tesis etme çabalarını her zaman güçlü bir şekilde destekledik” dedi.

Pekin'de Çin Dışişleri Bakanı ile Dışişleri Bakanları yan görüşmesi ( SPA)
Pekin'de Çin Dışişleri Bakanı ile Dışişleri Bakanları yan görüşmesi ( SPA)

Bakanlar Komitesi üyeleri ise Gazze Şeridi'ndeki insani felaketin yayılmasını önlemek için askeri gerilimin ve Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden zorla yerinden edilmesinin derhal durdurulmasının ve gerekli insani yardımın hızla başlatılmasının önemini vurguladı.

Ayrıca sivillerin daha fazla öldürülmesini önlemenin önemine dikkat çekerek, uluslararası topluma krizle başa çıkmak ve İsrail işgal güçlerinin devam eden tüm ihlallerine ve tekrarlanan uluslararası hukuk ihlallerine çözüm bulmak için etkili adımlar atması çağrısında bulunuldu.

Bakanlar, İsrail işgal yetkililerinin iki devletli çözüm kavramına, kendi kaderini tayin hakkına, özgürlük ve bağımsızlığa ve Filistin Devleti topraklarındaki Filistin varlığına karşı yürüttüğü savaşı tamamen reddettiklerini ifade ederek, İsrail işgalinin Filistin halkına karşı her türlü suçu işlediğini, bunların en sonuncusunun su ve elektriğin kesilmesi, hareket özgürlüğünün ve insana yakışır yaşamın engellenmesi olduğu aktarıldı.

Bakanlar Komitesi üyeleri, uluslararası toplumun, özellikle de Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin, İsrail işgal yetkilileri tarafından işlenen bariz ihlallerin durdurulması yönündeki sorumluluğunu yerine getirmesinin önemine vurgu yaptı. Ayrıca, uluslararası yasa ve normların ve uluslararası insancıl hukuk ihlal edilmesinin barışın yolunu tıkayacağına işaret edilerek,  uluslararası barış ve güvenliği tehdit edecek provokatif uygulamalara son verilmesi çağrısında bulundu.

Suudi Arabistan, Ürdün ve Çin dışişleri bakanı sohbet ederken ( SPA)
Suudi Arabistan, Ürdün ve Çin dışişleri bakanı sohbet ederken ( SPA)

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, Filistinlileri Gazze'den çıkarmaya yönelik ilan edilmiş bir politika olduğunu ancak Mısır ve Arapların yerinden edilmeyi reddeden güçlü tutumunun kırmızı çizgi olduğuna değinerek, Filistinlilerin yerinden edilmesinin bölgede ve dünyada barışı, güvenliği ve istikrarı tehdit edeceğini aktardı.

İsrail'in Gazze'ye yardım girişini engelleme politikasının sistematik olduğunu ve Filistinlileri bombalama ve kuşatma altında Şeridi terk etmeye zorlamayı amaçladığına değinen Şükri, Güvenlik Konseyi'nin uluslararası meşruiyeti koruma sorumluluğu olduğunu bildirdi. Ayrıca, Filistinlilere yönelik saldırıların durdurulması için Çin gibi büyük güçlerden daha güçlü bir rol beklediklerini vurguladı.

İsrail'in işlediği ağır İsrail ihlallerinin ve savaş suçlarının bazıları tarafından gerçek isimleriyle anılmadığına dikkat çeken Şükri, “İsrail'in güncel saldırılarını örtbas eden büyük ülkeler var” dedi.

Diğer yandan Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki ise, “İsraillilerin Filistin halkına karşı işlediği vahşi suçları tartışmak için Pekin'e geldik” diyerek, İsrail’in iki devletli çözümü ihlal eden Filistinlilerin tasfiyesi ve haklarından mahrum bırakılması çağrısında bulunduğunu hatırlattı.

Bakanlar komitesi, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını durdurmaya yönelik uluslararası eylemi formüle etmek üzere bugün erken saatlerde Pekin'e geldi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'nın bildirdiğine göre, komitenin gezisi aynı zamanda "sömürgeci işgalci yetkililerin suçlarını durdurmak için caydırıcı önlemler almayı ve onları Gazze, Kudüs ve Batı Şeria'da işledikleri suçlardan sorumlu tutmayı" amaçlıyor.

Komite ayrıca acil yardım koridorlarının güvenliğini sağlamak, ciddi bir siyasi süreç başlatmak ve Gazze'de acil ateşkes için baskı yapmak için çalışmayı amaçlıyor.



Körfez ülkeleri, Katar'a yönelik saldırıların ardından ortak caydırıcılığı güçlendirmek için savunma hazırlıklarını yoğunlaştırıyor

(foto altı) Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi (Şarku’l Avsat)
(foto altı) Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi (Şarku’l Avsat)
TT

Körfez ülkeleri, Katar'a yönelik saldırıların ardından ortak caydırıcılığı güçlendirmek için savunma hazırlıklarını yoğunlaştırıyor

(foto altı) Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi (Şarku’l Avsat)
(foto altı) Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi (Şarku’l Avsat)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, altı KİK ülkesinin Katar’a yönelik iki saldırı sırasında dayanışma gösterdiğini ve ‘Körfez’in kaderinin bir, güvenliğinin tek’ olduğunu kanıtladığını vurguladı.

El-Budeyvi, bugün Manama’da düzenlenen KİK Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, konsey ülkelerinin, Katar’a yönelik İsrail saldırıları sonrasında düzenlenen Olağanüstü Ortak Savunma Konseyi toplantısının karar ve tavsiyelerini uygulamaya başladığını söyledi.

Buna bağlı olarak birçok ortak askeri tatbikatın gerçekleştirildiğini belirten el-Budeyvi, “Şu anda ortak deniz tatbikatları devam ediyor” dedi. Ayrıca, ortak caydırıcılık kapasitesini artırmak amacıyla özel askeri komite toplantılarının da sürdüğünü ifade etti.

KİK Genel Sekreteri, konsey ülkelerinin Katar’a yönelik iki saldırının ardından ülkenin güvenliği ve egemenliğini desteklemek için harekete geçtiğini hatırlattı.

İran, 23 Haziran 2025’te Katar’daki el-Udeyd Hava Üssü’nün de aralarında bulunduğu çeşitli Amerikan üslerine yönelik roket saldırıları düzenlemiş, bu saldırılar ABD’nin İran nükleer tesislerine yönelik harekâtına karşılık olarak gerçekleştirilmişti.

9 Eylül 2025’te ise İsrail, Doha’da Hamas heyetinin bulunduğu tesisi hedef alan hava saldırıları düzenledi.

El-Budeyvi, KİK’in Katar’ı destekleyen tutumunun, herhangi bir Körfez ülkesine yönelik tehdidin tüm konsey ülkeleri için doğrudan bir tehdit olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.

El-Budeyvi, KİK ülkelerinin Filistin konusundaki tutumunu da şu ifadelerle vurguladı: “KİK ülkeleri, bu meselenin merkezi önemini, işgalin sona erdirilmesi gerektiğini ve 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını desteklemektedir.”

El-Budeyvi, Suudi Arabistan’ın iki devletli çözümün uygulanmasına yönelik uluslararası çabalardaki liderliğini övdü ve Eylül 2025’te New York’ta düzenlenen uluslararası konferansın Filistin devletinin tanınmasına açık destek sunduğunu memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti.

Genel Sekreter ayrıca, 14 Ekim 2025’te Şarm eş-Şeyh’te gerçekleştirilen Barış Zirvesi sonuçlarını ve Katar, Mısır, Türkiye ile ABD arasında imzalanan anlaşmayı olumlu karşıladı. El-Budeyvi, Gazze’de savaşın ilk aşamasının durdurulması sürecinin başlamasını ve tüm tarafların ateşkes anlaşmasına uymasının gerekliliğini vurguladı. El-Budeyvi ayrıca, KİK ülkelerinin Filistin halkına yönelik insani ve yardım desteğini takdir etti.

Uluslararası ortaklıklar

KİK Genel Sekreteri, konsey ülkelerinin politikalarının, siyasi istikrar, ekonomik kalkınma ve güvenlik iş birliğini bir araya getiren başarılı bir bölgesel iş birliği modeli sunduğunu belirtti. Bu sayede KİK, bölgesel ve uluslararası ortaklıklar için örnek bir platform haline geldi.

El-Budeyvi, 2025 yılında gerçekleştirilen uluslararası ortaklıklara da değinerek, 14 Mayıs 2025’te Riyad’da düzenlenen Körfez-ABD Zirvesi’nin başarılı geçtiğini aktardı.

Genel Sekreter ayrıca, 27 Mayıs 2025’te Malezya’nın Kuala Lumpur kentinde yapılan KİK-ASEAN (Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği) Zirvesi ve Çin ile gerçekleştirilen üçlü zirveye de dikkat çekti. Konseyin 2025 yılı boyunca Arap ülkeleri, dost ülkeler ve uluslararası gruplarla 13 ortak bakanlar toplantısı düzenlediğini vurguladı.

Ekonomik entegrasyon

KİK Genel Sekreteri, ekonomik entegrasyon alanında önemli adımların atıldığını vurguladı. El-Budeyvi, Körfez Sivil Havacılık Otoritesi’nin kurulmasını, Katma Değer ve Özel Tüketim Vergisi Anlaşması’nda bazı maddelerin revize edilmesini, Körfez Sanayi Platformu’nun başlatılmasını ve Dördüncü Sanayi Devrimi Körfez Merkezi’nin uygulanmasına başlanmasını örnek gösterdi. Ayrıca, Gümrük Birliği projesinde ilerleme kaydedildiğini ve Gümrük Veri Değişim Platformu’nun 2026 yılında devreye alınacağını belirtti.

Genel Sekreter, ortak Körfez pazarının güçlendirilmesi, hizmet ticaretinin düzenlenmesi, mesleki yeterliliklerin karşılıklı tanınması mekanizmaları ve Malezya ile Serbest Ticaret Müzakereleri’nin başlatılması gibi adımlara da dikkat çekti.

El-Budeyvi, birleşik düzenlemeler için Mevzuat Hazırlama Kılavuzu’nun yayımlandığını, yolsuzlukla mücadeleye yönelik Körfez rehberlerinin uygulandığını ve İnsan Hakları Konseyi nezdinde Körfez grubu için çeşitli kararların kabul edildiğini aktardı.

Güvenlik alanında ise Genel Sekreter, 2026-2030 dönemini kapsayan Körfez Güvenlik Stratejisi’nin kara para aklama suçlarıyla mücadeleye yönelik olarak onaylandığını belirtti. El-Budeyvi, 2027’de Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenecek Körfez/Uluslararası Güvenlik Konferansı hazırlıklarının sürdüğünü, Katar’da ‘Arabian Gulf Security 4’ tatbikatının planlandığını ve hava yolculuğunda ‘Tek Nokta’ uygulamasının ikili anlaşmalar çerçevesinde hayata geçirilmesi için hazırlıkların devam ettiğini açıkladı.


Budeyvi: Körfez ülkeleri ortak füze kalkanı kurulmasını görüşüyor

Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, Manama'da gazetecilerle bir araya geldi (Şarku'l Avsat)
Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, Manama'da gazetecilerle bir araya geldi (Şarku'l Avsat)
TT

Budeyvi: Körfez ülkeleri ortak füze kalkanı kurulmasını görüşüyor

Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, Manama'da gazetecilerle bir araya geldi (Şarku'l Avsat)
Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, Manama'da gazetecilerle bir araya geldi (Şarku'l Avsat)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi,  yarın  (Çarşamba) Bahreyn’de yapılacak liderler zirvesine hazırlanan altı Körfez ülkesinin, füze saldırılarına karşı birleşik bir savunma sistemi oluşturmayı ve Konsey ülkelerini koruyacak ortak bir “füze kalkanı” kurmayı görüştüklerini açıkladı.

Budeyvi, Bahreyn’in başkenti Manama’da, 46. Körfez Zirvesi’nin başlamasından önce medya temsilcileriyle yaptığı söyleşide, ortak Körfez savunmasının, liderlerin çarşamba günü ele alacağı en önemli başlıklardan biri olacağını belirtti.

Bölgesel gerilim gölgesinde zirve

Genel Sekreter, zirvenin bölgedeki son gelişmeler ışığında gerçekleştiğini, özellikle Katar’ın İran ve İsrail tarafından düzenlenen iki saldırıya maruz kalmasının Körfez ülkelerini ciddi şekilde endişelendirdiğini ifade etti.

İran, 23 Haziran 2025’te Katar’daki El-Udeyd Hava Üssü dâhil olmak üzere Katar ve Irak’taki bir dizi ABD üssüne füze saldırısı düzenlemişti. Tahran yönetimi bu saldırının, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerini hedef alan operasyonuna bir yanıt olduğunu açıklamıştı.

Ardından 9 Eylül 2025’te İsrail savaş uçakları, Doha’da Hamas heyetinin müzakere ofisinin bulunduğu bir binayı hedef almıştı.

Budeyvi, bu saldırıların ardından Körfez İşbirliği Konseyi liderlerinin Doha’da dayanışma toplantısı düzenlediğini ve Körfez topraklarının benzer saldırılardan korunması için savunma bakanlarını olağanüstü toplantıya çağırdıklarını söyledi.

Beş maddelik savunma paketi

Genel Sekreter, Doha’daki toplantıda Körfez savunma bakanlarının beş savunma tedbiri üzerinde uzlaştığını açıkladı ancak bu önlemlerin ayrıntılarına değinmedi. Budeyvi, bu adımların, ortak Körfez askeri iş birliğini ilerletmeyi ve güçlendirmeyi hedeflediğini vurguladı.

Ayrıca Körfez ülkelerinin ortak bir füze kalkanı sistemi kurma yönünde çalışma yürüttüğünü söyleyen Budeyvi, bu konuda ilgili üretici ülkelerle müzakerelerin de yapıldığını belirterek, “Yakın zamanda bir çözüme ulaşmayı umut ediyoruz” dedi.

Serbest ticaret anlaşmaları gündemde

Budeyvi, medya toplantısında Körfez’in dünya ülkeleriyle serbest ticaret anlaşmaları yapma çabalarına da değindi. Yakında Pakistan, Yeni Zelanda ve Güney Kore ile yeni serbest ticaret anlaşmalarının imzalanacağını açıkladı.

Birleşik Krallık ile yürütülen müzakerelerde ise önemli ilerleme kaydedildiğini belirten Budeyvi, anlaşmanın tamamlanması için “çok az bir bölümün kaldığını” ifade etti.

Genel Sekreter, Körfez–İngiltere ortaklığının uzun bir iş birliği ve karşılıklı güven tarihine dayandığını, gelecekte ise ortak çıkarlar temelinde daha kapsamlı siyasi koordinasyon, güvenlik ve savunma alanlarında iş birliği, ekonomik ve yatırım ortaklıkları ve kültürel değişimi içeren geniş bir ortaklık vadettiğini söyledi.

46. Körfez Zirvesi Bahreyn’de

Körfez liderleri, Bahreyn’de düzenlenecek 46. Körfez Zirvesi sırasında bölgesel ve uluslararası gelişmeleri, ayrıca Körfez ortak çalışma mekanizmalarının güçlendirilmesini ele alacak. Bu zirve, 25 Mayıs 1981’de Konsey’in kuruluşundan bu yana Bahreyn’in ev sahipliği yaptığı sekizinci KİK zirvesi olacak.


Veliaht Prens: 2026 bütçesi, vatandaşın menfaatini önceliyor

Veliaht Prens ve Başbakan, 2026 bütçesini onaylamak üzere oturuma başkanlık ediyor (SPA)
Veliaht Prens ve Başbakan, 2026 bütçesini onaylamak üzere oturuma başkanlık ediyor (SPA)
TT

Veliaht Prens: 2026 bütçesi, vatandaşın menfaatini önceliyor

Veliaht Prens ve Başbakan, 2026 bütçesini onaylamak üzere oturuma başkanlık ediyor (SPA)
Veliaht Prens ve Başbakan, 2026 bütçesini onaylamak üzere oturuma başkanlık ediyor (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 2026 yılı bütçesinin “vatandaşın menfaatinin hükümetin önceliklerinin başında geldiğini” vurgulayarak, ülkede elde edilen büyük kazanımların “Allah’ın lütfuyla, ardından Kral Selman’ın yönlendirmeleri ve Suudi kadın ve erkeklerinin çabaları sayesinde” gerçekleştiğini söyledi.

Veliaht Prens, Bakanlar Kurulu’nun önümüzdeki yılın bütçesini onaylamasının ardından yaptığı açıklamada, Suudi ekonomisine ilişkin olumlu göstergelerin 2030 Vizyonu doğrultusunda yürütülen kesintisiz reformların devamı niteliğinde olduğunu belirtti. İlk tahminlere göre, 2026’da reel gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 4.6 oranında büyümesi bekleniyor. Bu büyüme; ekonomik büyümeyi sürüklemeye devam eden ve yüzde 4.8 artış kaydeden petrol dışı faaliyetlerle destekleniyor.

Veliaht Prens, hükümetin ekonomik büyümeyi destekleme ve mali sürdürülebilirliği koruma yönündeki çabalarını sürdürdüğünü ifade ederek şunları söyledi:

“Hükümet, ekonomik büyümeyi güçlendirmek ve kamu maliyesinin sürdürülebilirliğini korumak için küresel dalgalanmalara karşı yerel ekonominin direncini artıran sürdürülebilir kalkınma hamlelerine devam etmektedir. Bu yaklaşım, uzun vadeli planlamaya dayanan esnek ve disiplinli mali, ekonomik ve sosyal politikalar ile egemen borç stratejisi kapsamında finansman araçlarının yöntemsel kullanımını esas almaktadır.”

Muhammed bin Selman, 2030 Vizyonu’nun ilanından bu yana gerçekleştirilen yapısal dönüşümün; petrol dışı faaliyetlerde büyüme oranlarını iyileştirdiğini, enflasyonun küresel seviyelerin altında tutulmasına katkı sunduğunu, iş ortamının gelişmesini sağladığını ve özel sektörün kalkınmada daha etkin bir ortak hâline gelmesini teşvik ettiğini belirtti. Ayrıca Krallığın ekonomik ve yatırım merkezi olarak konumunu pekiştirdiğini vurguladı.

Veliaht Prens, “2026 bütçesi, hükümetin yerel ekonominin dayanıklılığını ve esnekliğini artırma yönündeki kararlılığını teyit ediyor. Krallık, ekonomik çeşitliliği artırmaya, yatırımları teşvik etmeye ve ekonomik dönüşüm sürecini 2030 hedefleriyle uyumlu şekilde hızlandırmaya devam edecektir” dedi.

Açıklamasında Kamu Yatırım Fonu’nun (PIF) 2030 Vizyonu’nun hedeflerini destekleme rolüne değinen Muhammed bin Selman, fonun stratejik ve gelecek vadeden sektörlerin geliştirilmesini, küresel ekonomik ortaklıkların güçlendirilmesini ve uzun vadede kamu maliyesinin sürdürülebilirliğinin desteklenmesini sağlayacağını ifade etti. Ayrıca Ulusal Kalkınma Fonu ve bağlı kalkınma fonlarının, devlet bütçesinin tamamlayıcısı olarak büyümeyi ve ekonomik çeşitliliği teşvik etme görevlerini sürdüreceğini söyledi.

Veliaht Prens, Krallığın insan kaynağına yatırım yapma, kapsamlı kalkınmayı gerçekleştirme, çeşitli alanlarda öncülük etme ve içte-dışta insani yardımları sürdürme konusundaki kararlılığını da vurguladı.