Suudi Arabistan, yaşamın her alanında insan haklarının geliştiği bir gerçekliği yaşıyor

Dr. Hala et-Tuwaijri: Suudi Arabistan’da insan onuru en önemli ulusal önceliktir

Suudi Arabistan, insan hakları alanında 150’den fazla reform ve gelişmeyi benimsedi (Fotoğraf: Beşir Saleh)
Suudi Arabistan, insan hakları alanında 150’den fazla reform ve gelişmeyi benimsedi (Fotoğraf: Beşir Saleh)
TT

Suudi Arabistan, yaşamın her alanında insan haklarının geliştiği bir gerçekliği yaşıyor

Suudi Arabistan, insan hakları alanında 150’den fazla reform ve gelişmeyi benimsedi (Fotoğraf: Beşir Saleh)
Suudi Arabistan, insan hakları alanında 150’den fazla reform ve gelişmeyi benimsedi (Fotoğraf: Beşir Saleh)

Dünya her yıl 10 Aralık’ta Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutlarken, Suudi Arabistan, uluslararası standartlara uygun olarak kadınlar, çocuklar, engelliler ve göçmen işçilerin haklarının korunmasını, çalışma, eğitim ve sağlık hizmetleri, hibe ve sübvansiyonların alınmasında ayrımcılık yapılmamasını, cinsiyet eşitliğini garanti altına alan yerleşik yasa ve düzenlemeler aracılığıyla, yaşamın her alanında insan haklarının arttığı bir gerçekliği deneyimliyor.

Suudi Arabistan, 190 ülke arasında kadın hakları, ticari faaliyetler, hukuk alanında en gelişmiş ve reformist ülkelerden biri olarak sınıflandırılırken, ülke insan hakları alanında 150’den fazla reform ve gelişmeyi benimsedi.

Kadınların işgücü piyasasına katılımı da 2023 yılında yüzde 17’den yüzde 35,5’e yükseldi.

İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Dr. Hala bint Mazyad et-Tuwaijri, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Dünya, her yıl 10 Aralık’ta Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutluyor ve ülkemizde, bilge liderliğimizin gölgesinde, yaşamın her alanında insan haklarını yücelten bir gerçeklikte yaşıyoruz. 2030 Vizyonu, insan yeteneklerinin geliştirilmesini, insan onurunun korunmasını ve insan haklarının muhafaza edilmesini ulusal önceliklerin en üstüne yerleştirmiştir.”

Suudi Arabistan, cinsiyetler arasındaki ilişkiyi bütünleştirmenin, kadın hakları da dahil olmak üzere insan haklarını geliştirme ve korumanın, onlara karşı ayrımcılığı ortadan kaldırmanın ideal bir yolu olduğuna inanıyor.

Ülkede çalışma hakkı, eğitim, sağlık, ekonomik haklar ve diğer insan hakları alanlarında kadın ve erkek arasında mutlak eşitlik bulunuyor.

Suudi Arabistan, insan haklarını uluslararası insan hakları standartlarına uygun olarak korumayı ve geliştirmeyi amaçlayan İnsan Hakları Komisyonu da dahil olmak üzere, insan haklarıyla ilgili birçok kurum ve kuruluş kurdu.

İnsan hakları konularında görüş ve tavsiyede bulunmaya yetkili makam olan İnsan Hakları Komisyonu, tüzel kişiliğe sahip olup, kuruluş amacı ve teşkilatında öngörülen görevleri yerine getirmede tam bağımsızlığa sahip.

Suudi Arabistan ayrıca, İnsan Ticaretiyle Mücadele Ulusal Komitesi, Ulusal İnsan Hakları Derneği, Kral Abdulaziz Ulusal Diyalog Merkezi, doğrudan krala rapor veren Gözetim ve Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu ve Aile İşleri Konseyi’ni kurdu.

Öte yandan, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Cassim Budayvi ise Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle yaptığı konuşmada, KİK ülkelerinin insan haklarını geliştirmek ve insan onurunu korumak için önemli adımlar attığını söyledi.

Budayvi, 25 Mayıs 1981’de Abu Dabi şehrinde KİK’in kurulduğunun duyurulmasından bu yana, KİK ülkelerinin liderlerinin, insan hakları konularına büyük önem verdiğini ve özen gösterdiğini belirtti. Budayvi bu ilginin, insan haklarını destekleyen kendi mevzuatlarını ve yasalarını geliştirerek her düzeyde birçok başarıya yol açtığını dile getirdi.

KİK Genel Sekreteri’ne göre bu, 9 Aralık 2014’te ikinci maddesinde kabul edilen KİK İnsan Hakları Bildirgesi ile de doğrulanıyor.

Söz konusu bildirgede, “İnsanlar, insan onuru, hak ve özgürlükler bakımından eşittir. Sistem (kanun) önünde eşittirler ve aralarında köken, cinsiyet, din, dil, renk veya başka herhangi bir nedenle ayrımcılık yapılmaz” deniliyor.

Budayvi, KİK ülkelerinin insan haklarını geliştirme ve koruma konusundaki kararlılıklarını sürekli olarak teyit ettiklerini vurgulayarak konuşmasını tamamladı.



Körfez-ABD Zirvesi bölgede istikrarın yol haritasını çiziyor

Körfez-ABD Zirvesi bölgede istikrarın yol haritasını çiziyor
TT

Körfez-ABD Zirvesi bölgede istikrarın yol haritasını çiziyor

Körfez-ABD Zirvesi bölgede istikrarın yol haritasını çiziyor

ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan ziyaretinin ikinci ve son gününde, Kral Selman bin Abdulaziz'in daveti üzerine Riyad'da düzenlenen Körfez-ABD zirvesi bölgede istikrarın yol haritasını çizdi ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri ile ABD arasındaki stratejik ilişkilerin gücünü vurguladı.

Zirvede stratejik ortaklığın güçlendirilmesinin yanı sıra bölgesel güvenlik, ekonomi ve bölgesel meseleler ele alındı.

Zirveye başkanlık eden Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, ABD'nin KİK ülkeleri için kilit bir ticaret ortağı olduğunu ve 2024 yılında KİK ülkeleri ile ABD arasındaki ticaret hacminin 120 milyar dolara ulaştığını belirtti.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Filistin meselesine Arap Barış Girişimi ve uluslararası kararlar doğrultusunda bir çözüm bulunması gerektiğini vurguladı. “Yemen'de kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşılması için Yemenli taraflar arasında diyaloğu teşvik ediyoruz” diyen Muhammed bin Selman, Suriye'nin toprak bütünlüğünün önemini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'ye uygulanan yaptırımları kaldırma kararını övdü.

Diğer yandan ABD Başkanı Donald Trump, KİK-ABD Zirvesi sırasında yaptığı açıklamada, Körfez ülkelerinin gelişmiş ve müreffeh ülkelerin başında geldiğini ve dünyanın Körfez ülkelerindeki fırsatları takip ettiğini söyledi. Trump, Gazze'de ‘güvenli ve onurlu bir gelecek’ yaratılması gerektiğini vurguladı. İran konusuna da değinen Trump, İran'ın bölgedeki vekalet savaşlarını durdurması gerektiğini belirtti. Suriye konusunda ise Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile yaptığı istişarelerin ardından Suriye'ye yönelik tüm yaptırımların kaldırılması talimatını vereceğini bildirdi ve ülkesinin yeni Suriye hükümetiyle tüm ilişkileri normalleştirmek için çalışacağını kaydetti. Trump Lübnan'la ilgili olarak, Lübnan'ın yeni cumhurbaşkanı ve başbakanla birlikte bir fırsata sahip olduğunu ve Lübnan'da Hizbullah'tan arınmış gelecek için gerçek bir şans olduğunu kaydetti.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın daveti üzerine dün sabah Riyad'da Veliaht Prens, ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (telefonla katıldı) ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera arasında bir toplantı gerçekleşti.

Toplantıda Suriye'deki durumun geleceği ele alındı ve Suriye'nin istikrarı, egemenliği ve toprak bütünlüğü ile Suriye halkı için güvenlik ve refahın sağlanmasının önemi vurgulandı. Körfez liderleri ABD'nin Suriye'ye yönelik adımını övdü. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan düzenlediği basın toplantısında, “Suriye yalnız kalmayacak... Suudi Arabistan ve uluslararası ortaklar Suriye'nin yanında duracak” ifadelerini kullandı.