Doha Forum 2023, küresel sorunlara acil çözüm çağrısı yaparak çalışmalarını sonlandırdı

Ürdün Başbakanı Bişer el-Hasavneh, Doha Forumu’nun son gününde konuşuyor.
Ürdün Başbakanı Bişer el-Hasavneh, Doha Forumu’nun son gününde konuşuyor.
TT

Doha Forum 2023, küresel sorunlara acil çözüm çağrısı yaparak çalışmalarını sonlandırdı

Ürdün Başbakanı Bişer el-Hasavneh, Doha Forumu’nun son gününde konuşuyor.
Ürdün Başbakanı Bişer el-Hasavneh, Doha Forumu’nun son gününde konuşuyor.

Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Âl Sânî’nin himayesinde Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen 21’inci Doha Forumu dün (11 Aralık Pazartesi) akşam sona erdi. Forum, ‘Ortak Bir Gelecek İnşa Etmek’ sloganı altında, iki gün boyunca dünyanın karşı karşıya olduğu bir dizi acil zorluk ve sorun hakkında üst düzey diplomatlar, dünyadaki en önde gelen uzmanlar, kanaat önderleri ve değişim yaratıcıları arasında derinlemesine tartışmalara ve diyaloglara sahne oldu.

Bu yıl, yıllık foruma 120’den fazla ülkeden 270’den fazla konuşmacı dahil 3 bin 500 misafir katıldı.

Forum, Katar Dışişleri Bakanlığı Devlet Bakanı Dr. Muhammed bin Abdulaziz bin Salih el-Halifi’nin konuşmasıyla sona erdi. Dr. Muhammed, konuşması sırasında “Tartışmalarımızın zenginliği ve Orta Doğu ve dünya için daha dayanıklı, daha işbirlikçi bir gelecek inşa etme kararlılığımız için minnettarım” ifadelerini kullandı.

Doha Forumu faaliyetlerinden
Doha Forumu faaliyetlerinden

Forumun oturumları ve etkinlikleri üst düzey bir diplomatik varlığa sahne oldu. Öyle ki bu yılki forumda, Zanzibar Devlet Başkanı Hüseyin Ali Mwinyi, Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Sri Lanka Dışişleri Bakanı Ali Sabri, Kazakistan Ulusal Ekonomi Bakanı Alibek Kuantırov, Uluslararası Barış Enstitüsü Başkanı Prens Zeyn bin Raad el-Hüseyin, Filistin’in İngiltere’deki misyonunun başkanı Büyükelçi Hüsam Zomlot, Lübnan Çevre Bakanı Naser Yasin ve dünyadan çok sayıda politikacı yer aldı.

İnsani diplomasi

Forumun ikinci gününde, insani çalışmaları engelleyen en son eğilimler, analizler ve zorluklar ile bu konuda istenilen farkı oluşturabilecek fırsatların gözden geçirildiği ‘Önce İnsan: Zorluklarla Dolu Bir Dünyada İnsani Diplomasi’ başlıklı bir tartışma oturumuna düzenlendi. Oturum, Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) ortaklığıyla gerçekleştirildi.

Katar Dışişleri Bakanlığı’nda Devlet Bakanı Dr. Muhammed bin Abdulaziz bin Salih el-Halifi, yaptığı açıklamada “Benzeri görülmemiş zorlukların olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu nedenle ihtiyacı olanlara yardım sağlama yeteneğimizi önleyen engellerin üstesinden gelmek için bir araya gelmeliyiz” ifadelerini kullandı.

BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths ise, “2024 yılının başlangıcına yaklaştığımız şu günlerde dünya genelinde insani yardıma muhtaç 300 milyona yakın insan bulunuyor. Bu sayı, dünyanın en kalabalık üçüncü ülkesinin nüfusuna eşdeğer. İnsani yardımın kapsamlı çözüm olamayacağı doğrudur” dedi.

Forumun ikinci gün etkinlikleri kapsamında haber yapımcılarına yönelik ilk oturumda ise BM Politikadan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Guy Bernard Ryder, “Bugün birden fazla eşzamanlı zorlukla karşı karşıya kalan bir dünyada yaşıyoruz. Çevresel zorluklar ve kalkınma sorunlarının yanı sıra benzeri görülmemiş savaş ve insani krizlerle karşı karşıyayız. Çabalarımıza rağmen hala bu krizlere etkili çözümler bulmakta başarısızız” şeklinde konuştu.

Doha Forumu, insanlık için sürdürülebilir ve ortak bir gelecek inşa edilmesini sağlamak amacıyla küresel sorunlara acil çözüm çağrısında bulunarak çalışmalarını tamamladı.
Doha Forumu, insanlık için sürdürülebilir ve ortak bir gelecek inşa edilmesini sağlamak amacıyla küresel sorunlara acil çözüm çağrısında bulunarak çalışmalarını tamamladı.

“BM, özünde üye devletlerinin irade ve eylemlerini yansıtır. Bundan daha fazlası olamaz. Bu gerçeğe rağmen uluslararası iş birliği için hayati bir platform olmaya devam etmektedir” diyen Ryder, BM’nin örgütün yeniden canlandırılması amacıyla gelecek eylül ayında bir zirve yapılması çağrısında bulunduğuna dikkat çekti.

Filistin, küresel bir krizdir

Orta Doğu Uluslararası İlişkiler Konseyi ve ABD’nin Orta Doğu Projesi ortaklığında düzenlenen oturumda, ‘Filistin küresel bir krizdir; Küresel bir çözüm var mı?’ başlığı da yer aldı. Bu bağlamda Filistin Devleti’nin İngiltere’deki misyonunun başkanı Büyükelçi Hüsam Zomlot, çoğunlukla savaş sonrası döneme odaklanan siyasetçilerin Gazze’nin bugün en acil sorununu görmezden geldiğini söyledi. Zomlot, “Konuşmamızı şu ana odaklamamız ve acil ve kalıcı bir ateşkes sağlanması gerekiyor. Kriz, her geçen gün daha da kötüleşiyor. Bu da maliyetleri artırıyor. Durum zaten kontrolden çıkmış durumda” dedi.

Zomlot, “Ayrıca ertesi günü değil, geçmiş günü konuşmalıyız. Görüşmelerimiz kuşatma, yerleşim yerleri, işgal ve şiddete ve iki devletli çözümün her türlü unsurunu baltalayan Netanyahu rejimine odaklanmalıdır” diyerek, Filistin Devleti’ni tanımadan iki devletli çözüm konusunda ders veren hükümetleri eleştirdi. Hüsam Zomlot ayrıca, “İktidarın dizginlerini kimin elinde tutacağına yalnızca Filistin halkı karar verir. Tarihimizde halkının seçmediği bir başkan olmamıştır” ifadelerini kullandı.

Dünya genelinde ateşkes ve işgalin sona ermesini talep eden hareketlerin emsalsiz olduğuna dikkat çeken Zomlot, “Bu zor zamanları tarihi bir dönüm noktası haline getirebilir, mevcut trajediyi önemli bir değişim fırsatına dönüştürebiliriz. Bu mümkündür, çünkü dünya halkları dayanışma ve çabalarıyla bu işgalin soluduğu oksijeni kendisine çekecektir” dedi.

Öte yandan ABD- Orta Doğu Ortaklık Girişimi Başkanı Daniel Levy, “Durum her geçen gün daha da kötüleşiyor. İsrail’e silah tedarikinin devam etmesi ve BM Güvenlik Konseyi’ndeki veto hakkının İsrail lehine kullanılmasıyla İsrail’in daha aşırı ve tehlikeli önlemler alması bekleniyor. Sorumluluğun sıkı bir şekilde uygulanması gerekiyor” uyarısında bulundu.

Levy, “İsrail’in tutumlarında değişiklik yaratmak istiyorsanız, onun eylemlerine açık ve somut sonuçların dayatılması gerekir. Ne yazık ki ABD, bu sorumluluğu üstlenmek konusunda dikkate değer bir yetersizlik gösteriyor” dedi.

Daniel Levy ayrıca, “‘Benim adıma değil’ sloganını yükselten, bu çatışmanın dini bir savaş olamayacağını ileri süren ve bu nedenle onlar adına hareket edilmesini veya konuşulmasını reddeden Yahudi seslerinin olması önemli” ifadelerini kullandı.

Aynı şekilde Uluslararası Kriz Grubu CEO’su Dr. Comfort Ero, “Barış sürecinin kendisinde bir krizle karşı karşıyayız. Gazze, bunun en iyi kanıtıdır ve BMGK’nın etkili bir rolü yoktur. Bu sorun sadece İsrail- Filistin sorununda değil, Ukrayna krizinde ve diğer birçok çatışmada da birdenbire ortaya çıktı. Etkin bir liderlik konusunda açık bir eksiklik var. Hem ABD hem de BM için er ya da geç bir hesaplaşma zamanı gelecek. İki devletli çözüme yönelik etkili adımlar atmadan kenarda kalanlar da sorumlu tutulacak” dedi.

Yapay zeka

Bilgi güvenliği alanında ise yapay zeka sistemlerinde gizliliğin nasıl sağlanacağına ilişkin zorluklar ve stratejilerin gözden geçirildiği, aynı zamanda teknik garantiler ve etik hususların tartışıldığı ‘Yapay Zekanın Hakim Olduğu Bir Çağda Verilerin Güvenliğini Sağlama’ başlığı altında bir tartışma oturumu düzenlendi. Katar Ulusal Siber Güvenlik Ajansı Başkanı Mühendis Abdurrahman Ali el-Maliki, yapay zekanın şu anda yasallaştırma ve düzenleme süreçlerini aştığını açıkladı. Maliki, “Yapay zekanın hızla gelişip değiştiği göz önüne alındığında, yakın gelecekte yapay zekanın kullanımına ilişkin düzenlemeler üzerinde anlaşmaya varmak zor olacak” dedi.

Lübnan Çevre Bakanı Naser Yasin, Doha Forumu’nda konuşuyor
Lübnan Çevre Bakanı Naser Yasin, Doha Forumu’nda konuşuyor

Vectara CEO’su Mühendis Amr Avadallah, “Yeni yapay zeka sistemlerinin temel sorunlarından biri de halüsinasyonlardır. Bu modeller bilgi üretiyor ve ikna edici bir şekilde yalan söylüyor. Bu, bu teknolojinin iş kurmada kullanılmasının önündeki en büyük engeldir” şeklinde konuştu.

Bölgesel güvenlik

‘Bölgesel güvenlik ve diplomasi konusunda çok taraflı diyalog’ başlığı altında düzenlenen oturumda ise Çin ve. Küreselleşme Merkezi’nin Kurucusu ve Çin Devlet Konseyi'nin eski danışmanı Wang Huiyao ve Paris Barış Forumu’nun kurucusu ve yöneticisi Dr. Justin Weiss, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde artan çatışma ve gerilimlerle mücadele etmek için çok taraflı ve kapsamlı bir diyaloğun başlatılmasına acil ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

Dr. Wang, “Çözüme ulaşma olasılığı konusunda tüm büyük oyuncularda güven kaybı var. Çin, artık daha büyük bir rol oynayabilir. Ekonomik iş yapar, ülkeleri işgal etmez ve bu sorunlarla hiç karşılaşmamıştır. Suudiler ve İranlılar rekabete son vermekten bahsediyorlardı ama onları bir araya getirecek bir barış anlaşmasını kim yapmayı başardı? Çin masaya oturduğunda anlaşmaya varıldı” dedi.

Dr. Weiss ise, “İbrahim Anlaşması'ndan sonra istikrarın sağlanabileceğine dair bir his vardı. Ancak şu an bunun gerçekleşmediğini görüyoruz. İsrailliler ile Araplar arasındaki barış, İsrail tarafı ile Filistin tarafı arasında barış olduğu anlamına gelmiyor. Bu, Mısır ile İsrail arasında uzun zaman önce yaşandı. Arapların İsrail’le barışmasının, Filistin’le de barış olması gerektiği anlamına geldiği düşüncesi her zaman vardı, ama durum böyle değildi” açıklamasında bulundu.

Yönetişim reformu

Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi tarafından düzenlenen ‘Kırılgan Devletlerde Sürdürülebilirliğin Artırılması ve Yönetişimin Reform Edilmesi’ oturumunda da çeşitli konular ele alındı. Bunların arasında iklim hedeflerini ilerletmek, sivil altyapıyı güçlendirmek, ekonomik kalkınmayı hızlandırmak ve kırılgan ülkelerde barış inşası süreçlerini desteklemek için küçük ölçekli çözümler sağlamak amacıyla enerji inovasyonunu ve teknolojisini kullanmanın yolları da vardı.

Afrika Kalkınma Bankası’nda iklim değişikliği ve yeşil büyüme konusunda üst düzey uzman olan Dr. Belkıs Osman el-Aşa, “Dünya genelinde yenilenebilir enerji kaynaklarına iyi yatırımlar yapılıyor. Ama Afrika’ya geldiğinizde bu paranın çok küçük bir kısmının Afrika’ya ulaştığını görüyorsunuz. Dünya çapında 444 milyar dolarlık yatırımın yapıldığı 2021 yılında, Sahra altı Afrika küresel güneş enerjisi potansiyelinin yüzde 44'üne sahip olmasına rağmen Afrika kıtasının payı sadece yüzde 0,6 oldu” açıklamasında bulundu.

Paylaşılan bir gelecek

‘Paylaşılan Bir Gelecek İnşa Etmek’ başlıklı son oturum, etkili işbirliğini geliştirmek için gerekli kapsamlı sistemlere, standartlara ve teknolojilere gereken önemi vererek gelecekteki zorluklarla başa çıkabilmek için çok taraflı kurumlar geliştirme ihtiyacının altını çizdi.

Forumun son oturumunda Ürdün Başbakanı Bişer el-Hasavneh, “Nasıl ki Gazze’nin kitlesel olarak sürgün edilmesi, yeniden işgal edilmesi ve Batı Şeria’da yerleşimciler tarafından uygulanan yüksek şiddet oranı kabul edilmiyorsa, iki devletli çözümü de görmezden gelmek ve reddetmek kabul edilebilir bir seçenek değildir. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırganlığının, işleri tekrar yoluna koyacak bir uyandırma çağrısı olmasını umuyoruz” ifadelerini kullandı.

Doha Forumu etkinlikleri kapsamında Sudan’daki savaşa ilişkin sempozyumdan bir fotoğraf

Yaqeen Enstitüsü'nün kurucusu ve başkanı Ömer Süleyman ise “Bir Filistin asıllı Amerikalı olarak, ABD’nin son üç haftadan bu yana insan haklarının ne olduğunu anlama konusunda inandırıcılığını çoktan kaybettiğini söyleyebilirim. Dünyada nerede durduğumuza dair her ahlaki iddiada başarısız olduk. Forumlarda barıştan söz edildiğini sıklıkla duyduğumuz, siyasi gücün doğrudan adalet yollarını boğmak için kullanıldığı bir dönemde yaşıyoruz” dedi.

Süleyman, “İslam’ın, Hristiyanlığın ya da Yahudiliğin günah keçisi haline getirilmesine izin vermemek bizim için önemli. Dini sesler, dinin nefreti körükleyen bir mekanizma veya araç haline gelmesine izin vermek yerine, insanların acı çeken bir çocuğu hala net bir şekilde görebilmesini, bu görüntüden etkilenmesini ve kitleleri bunun için harekete geçirebilmesini sağlayacak vizyonu dile getirmeye devam edebiliyor” ifadelerini kullandı.

Chatham House (Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü) Direktörü ve İcra Kurulu Başkanı Bronwen Maddox, “Birçok ülkenin daha fazla gücü ve söz hakkı vardı ve bunu ifade etmek istiyorlardı. Bu, dünyanın artık eskisi gibi basit bloklara bölünmediği anlamına geliyor. Onlarca yıllık küreselleşmenin tersine döndüğünü görüyoruz. Kaydedilen ilerleme yeterli değil. Ancak bir kriz çıktığında ülkelerin anlaşmaya varabilme yetenekleri konusunda umutsuzluğa kapılmayacağım” açıklamasında bulundu.



Lübnan'a desteklerini yineleyen Körfez ülkeleri savaşın yayılmasına karşı uyardı

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) dışişleri bakanları dün (Çarşamba) Doha'da gerçekleştirdikleri olağanüstü toplantının ardından (KİK)
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) dışişleri bakanları dün (Çarşamba) Doha'da gerçekleştirdikleri olağanüstü toplantının ardından (KİK)
TT

Lübnan'a desteklerini yineleyen Körfez ülkeleri savaşın yayılmasına karşı uyardı

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) dışişleri bakanları dün (Çarşamba) Doha'da gerçekleştirdikleri olağanüstü toplantının ardından (KİK)
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) dışişleri bakanları dün (Çarşamba) Doha'da gerçekleştirdikleri olağanüstü toplantının ardından (KİK)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) dün (Çarşamba) akşam Doha'da düzenlenen olağanüstü bakanlar toplantısında Gazze Şeridi'nde derhal ateşkes çağrısında bulundu. Ayrıca bu kritik aşamada Lübnan'ın yanında olunduğu belirtilerek Birleşmiş Milletler’in (BM) 1701 sayılı kararının ve Taif Anlaşması’nın uygulanması vurgulandı.

KİK, ‘bölgede artan gerilim ve bunun bölgesel ve uluslararası barış ve güvenlik üzerindeki tehlikeli yansımaları’ konusunda uyarıda bulunarak, bölgenin ve dünyanın daha fazla istikrarsızlığa sürüklenmemesi, savaş ve yıkımın tehlikelerinden ve bunların bölge ve dünya halkları üzerindeki etkilerinden kaçınılması için itidal ve gerilimin düşürülmesi çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın KİK sekreteryasından aktardığına göre, ‘Ortadoğu bölgesindeki askeri gerilim ve gelişmeler ışığında’ yapıldığı belirtilen toplantıda, Lübnan ve Gazze Şeridi'ndeki tehlikeli gelişmelerin ve bölgenin güvenlik ve istikrarını bozan tırmanışın, Batı Şeria'daki ciddi ihlallerin, Mescid-i Aksa ve diğer dini mabetlere yönelik tehdidin ve İsrail ile İran arasındaki son gerilimin gözden geçirildiği ifade edildi.

XSDCFEVR
Doha'daki olağanüstü KİK bakanlar toplantısından (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

KİK, ‘Lübnan ve Filistin topraklarındaki gerilimi’ kınadı. ‘Etkileri sadece bölgeyle sınırlı olmayan bu tırmanışın tehlikeli yansımaları’ konusunda uyarıda bulunarak genişleyen şiddet çemberinin ‘uluslararası barış ve güvenliğe tehdit oluşturduğunu ve bölgede ve dünyada barış ve güvenlik çabalarını baltaladığını’ vurguladı.

KİK ülkeleri, ‘bölgenin güvenliğini koruma ve savaşın yayılmasını önleme ihtiyacının’ altını çizdiler. Söz konusu gerilime dahil olan tüm tarafları itidalli davranmaya, şiddetten kaçınmaya ve diyalog dilini tercih etmeye çağırdılar.

KİK ayrıca, uluslararası topluma bölgede güvenlik ve istikrarın korunması ve bölgeye ilişkin uluslararası meşruiyet kararlarının uygulanması için sorumluluklarını yerine getirme çağrısında bulundu.

Lübnan'la ilgili olarak ise KİK'in bu kritik aşamada Lübnan halkına verdiği destek yinelendi. Sivillerin acılarını hafifletmek ve onları ciddi tepkilerden korumak amacıyla Lübnan'a acil insani destek sağlanması için uluslararası ve bölgesel çabaların yoğunlaştırılması çağrısında bulunuldu. İtidal, bölgesel çatışmalara müdahil olmaktan kaçınma ve bölgedeki çatışmanın genişlemesini önleme çağrısı yapıldı.

SDCVEFRBT
KİK dışişleri bakanları Doha'daki olağanüstü toplantı öncesinde (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

KİK, Lübnan'da kalıcı güvenlik ve istikrarın yeniden tesis edilmesi ve uluslararası tanınmış sınırları içerisinde toprak bütünlüğüne, siyasi bağımsızlığına ve egemenliğine saygı gösterilmesinin sağlanması için BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararının, ilgili uluslararası kararların ve Taif Anlaşması’nın uygulanması gerektiğini vurguladı.

KİK, BAE, Suudi Arabistan, Katar, ABD ve diğer bazı ülkeler tarafından 25 Eylül'de yayınlanan ve Lübnan'ın güney sınırını ayıran Mavi Hat boyunca 21 günlük acil ateşkes ve bölgesel bir savaş riskini önleyecek diplomatik bir çözüm arayışı çağrısında bulunan ortak bakanlar açıklamasının içeriğini onayladı.

Filistin'le ilgili olarak ise KİK'in Filistin halkına verdiği destek vurgulandı. İsrail'in Gazze Şeridi ve Batı Şeria'ya yönelik saldırılarının kınandığı yinelendi ve Gazze Şeridi'nde derhal ve kalıcı bir ateşkes sağlanması, uygulanan kuşatmanın sona erdirilmesi ve esirler ile tutukluların serbest bırakılması talep edildi. Tüm sınır geçişlerinin derhal ve koşulsuz olarak açılmasının ve uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuka uygunluk çerçevesinde Gazze Şeridi nüfusunun tüm insani yardımlara, tıbbi malzemelere ve temel ihtiyaçlara erişiminin sağlanmasının önemi vurgulandı.

KİK, BM Güvenlik Konseyi'ne Gazze Şeridi'nde derhal, tam ve eksiksiz bir ateşkes sağlanması, esirlerin serbest bırakılması ve tutukluların takas edilmesi, sivillerin evlerine dönmesi, insani yardımın geniş çaplı olarak güvenli ve etkin bir şekilde dağıtılması ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesi çağrısında bulunan 2735, 2712 ve 2720 sayılı kararlarını uygulaması çağrısında bulundu.

KİK, ‘İsrail'in Filistin halkına yönelik saldırganlığını durdurmak ve Filistin devletinin dünyadaki daha fazla ülke tarafından tanınması, BM'ye tam üye olması ve uluslararası bir barış konferansı düzenlenmesi yönündeki çabalarını desteklemek için uluslararası düzeyde harekete geçmek üzere Arap Birliği - İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Ortak Zirvesi tarafından oluşturulan Suudi Arabistan başkanlığındaki Bakanlar Komitesi'nin çabalarının önemini’ yineledi.

KİK, ‘Suudi Arabistan başkanlığındaki Bakanlar Komitesi’nin, Norveç ve Avrupa Birliği (AB) ile ortaklaşa olarak, ilgili BM kararları çerçevesinde Filistin devletinin hayata geçirilmesi amacıyla İki Devletli Çözümün Uygulanması için Uluslararası Koalisyon’un görevini başlatmak üzere düzenlediği bakanlar toplantısının sonuçlarını desteklediğini’ ifade etti.