Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ülkenin 2030 yılına kadar Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde biyoteknoloji lideri olarak konumunu güçlendirmeyi amaçlayan Ulusal Biyoteknoloji Stratejisi’ni başlattı.
Strateji, 2030 Vizyonu hedeflerine ulaşılmasına katkıda bulunacak şekilde çevrenin korunması, gıda ve su güvenliğinin sağlanmasının yanı sıra ekonomik fırsatların en üst düzeye çıkarılması, gelecek vaat eden endüstrilerin yerelleştirilmesi, ulusal sağlığın iyileştirilmesi ve yaşam kalitesinin yükseltilmesine odaklanacak.
Ulusal Biyoteknoloji Stratejisi, ülkenin 2030 yılına kadar Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde biyoteknoloji lideri olarak konumlandırılması ve 2040 yılına kadar uluslararası bir biyoteknoloji merkezine dönüştürülmesi için kapsamlı bir yol haritasını temsil ediyor.
Biyoteknoloji sektörü, bazı hızlı büyüyen sektörlerden biri olarak kabul ediliyor ve aynı zamanda sektörü yeni seviyelere taşıyabilecek yeni ve modern teknolojileri de içeriyor.
Suudi Arabistan, ilaç ve aşı alanında en büyük bölgesel pazar olması nedeniyle, biyoteknoloji ile ilgili sektörlere yaptığı yatırımların yanı sıra araştırma, geliştirme ve inovasyon alanlarında ulusal kadroların nitelik ve eğitimine destek veriyor.
Ülkedeki genetik çeşitlilik ve coğrafi iklim, karmaşık çalışma ve araştırmaların yürütülmesi için de ideal koşulları sağlıyor.
Ulusal Biyoteknoloji Stratejisi, dört stratejik yöne odaklanıyor.
Bunlar aşı sektörünün yerlileştirilmesi, ihraç edilmesi ve inovasyona öncülük edilmesi, biyo-üretim ve yerelleştirme, hayati önem taşıyan ilaçların tüketimi, yerelleştirilmesi ve ihracatını artırma, genomik araştırmalarına ve gen terapisine öncülük etmek amacıyla genomik konusu ve kendi kendine yeterliliği artırmak için bitki yetiştiriciliğini geliştirmek ve gelişmiş tohumlar alanında yeniliklere öncülük etmek amacıyla bitki optimizasyonu.
Strateji, mevzuat gerekliliklerini kolaylaştırarak, uygun altyapı ve finansmanı sağlayarak biyoteknoloji alanında yerel sanayiyi güçlendirmeyi hedefliyor.
Pek çok program ve girişimle birlikte strateji, bu alanda özel sektör yatırımcıları için fırsatlar yaratmaya yönelik çabaların teşvik edilmesine de katkıda bulunacak.
Söz konusu strateji, 2040 yılına kadar binlerce kaliteli fırsat ve iş yaratmanın yanı sıra, petrol dışı gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) 130 milyar riyal tutarında yüzde üç katkıda bulunmayı amaçlıyor.