Suudi Arabistan İcra İşlerinden Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Dr. Halid el-Biyari, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Ekonomik etkiyi zirveye çıkarmak için askeri endüstrileri yerelleştirme yoluyla teşvik ediyoruz’

Suudi Arabistan İcra İşlerinden Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı, verimliliği artırmak ve geleceğe ayak uydurmak gerektiğini vurguladı.

Dr. Halid el-Biyari. (Suudi Savunma Bakanlığı)
Dr. Halid el-Biyari. (Suudi Savunma Bakanlığı)
TT

Suudi Arabistan İcra İşlerinden Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Dr. Halid el-Biyari, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Ekonomik etkiyi zirveye çıkarmak için askeri endüstrileri yerelleştirme yoluyla teşvik ediyoruz’

Dr. Halid el-Biyari. (Suudi Savunma Bakanlığı)
Dr. Halid el-Biyari. (Suudi Savunma Bakanlığı)

Suudi Arabistan İcra İşlerinden Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Dr. Halid el-Biyari, askeri endüstrilerdeki kalkınmanın temel direklerinden birinin, bu endüstrinin yerelleştirilmesi olduğuna, bunun ekonomik etkiyi zirveye çıkaracağına dikkat çekti.

Suudi Savunma Bakanlığı’nın iddialı kalkınma programı kapsamında çalışma biçiminde radikal bir dönüşüm yoluyla tarihinin en kapsamlı kalkınma sürecine tanık olduğunu vurgulayan Biyari, dönüşümlerin modern idari temeller ve geleceği öngören ileri ilkeler üzerine inşa edildiğine dikkat çekti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Biyari, bakanlığın kalkınma programının beş ana hedefine ulaşmak için 300'den fazla girişimle kurumsal dönüşümde önemli adımlar attığını söyledi. Program kapsamında ortak operasyonel mükemmelliğe ve farklılığa ulaşılması, bireysel performansın geliştirilmesi, ekipman ve silahları yükseltilmesi, Savunma Bakanlığının organizasyonel performansının geliştirilmesi, harcamalardaki verimliliğin artırılması ve askeri üretimin yerelleştirilmesinin desteklenmesi üzerine durulduğunu da sözlerine ekledi.

Geliştirilen operasyonel modelin stratejik hedeflere ulaşma açısından oldukça önemli olduğunu anlatan Biyari, bakanlığın organizasyonel yapısının rehberlik, yetkilendirme ve kazanım işlevlerini yerine getiren üç uzman kurum şeklinde tasarlandığını belirtti. Bunların Bakanlığın Stratejik İşler Dairesi, Bakanlığın Tedarik ve Silahlanma Dairesi ve Bakanlığın Temeyyüz Hizmetleri Dairesi olduğuna değindi.

Gelişime yolculuk

Geçmiş yıllarda elde edilen başarıların bakanlığın çalışmalarında büyük bir gelişmeyi temsil ettiğini dile getiren Biyari sözlerine şöyle devam etti:

“Bakanlık şuan net planlar üzerinde çalışıyor. Her şey, tasarım yolculuğunun Veliaht Prens ve Başbakan Prens Muhammed bin Salman bin Abdülaziz tarafından denetlendiği entegre bir geliştirme programıyla başladı. Planlama aşaması 2015'ten 2018'e kadar üç yıl sürdü. 2018'in başında, Savunma Bakanlığında kalkınma programını uygulama yolculuğu, bu yöndeki belgeyi onaylayan bir kraliyet emrinin yayınlanmasıyla başladı.”

Bakanlığın Stratejik İşler Dairesi, kısa, orta ve uzun vadeli planlarla politika ve stratejiler geliştirmeye çalışıyor. Bakanlığın Temeyyüz Hizmetleri Dairesi ise bakanlığın ve silahlı kuvvetlerin tüm sektörlerindeki idari, teknik, mali ve teknik hizmetlerin merkezileştirilmesini destekliyor. Biyari’nin aktardığına göre Bakanlığın Tedarik ve Silahlanma Dairesi, ihale konusuyla ilgili her türlü hususa odaklanıyor.

Fotoğraf Altı: Biyari, World Defense Show 2024’e katıldı. (Suudi Savunma Bakanlığı)
Biyari, World Defense Show 2024’e katıldı. (Suudi Savunma Bakanlığı)

Biyari, Genelkurmay Başkanlığı'nın yeniden yapılandırılması ve müşterek kuvvetlerin oluşturulması ardından Suudi Savunma Bakanlığının kara, deniz, hava savunma kuvvetlerini kapsayan çeşitli kuvvetleri yeniden yapılandırma aşamasına başladığını söyledi.

Bakanlığın kurduğu kurumların özelliklerini anlatan Biyari açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Üç kurum 19 kamu dairesini içeriyor. Çoğu tamamen yeniden oluşturuldu. Artık tüm sektörler büyük bir entegrasyonla, güçler ayrılığı ve sektörler arası dengeyle faaliyet göstermekte. Bu da Bakanlığın organizasyon yapısını yönetişim ve karar alma açısından benzersiz kılıyor. Bakanlık, 37 uzman işlevsel konseye ek olarak, Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman bin Abdülaziz başkanlığındaki bir Savunma Konseyi ve beş ana uzman konsey dahil olmak üzere çok sayıda konsey aracılığıyla çalışıyor.”

Bu konseylerin, Savunma Bakanı'na sunmadan önce uygun gördükleri kararı almaya çalıştıklarını belirten Biyari, bu hususun karar alma süreçlerini daha etkin hale getirdiğini ifade etti. Bakanlıktaki çalışmaların tamamen kurumsal hale gelmesi nedeniyle bu adımların komite kavramını ortadan kaldırdığına inandığını da sözlerine ekledi.

Askeri endüstrilerin yerelleştirilmesi

Bakanlığın geliştirme programının başlatılması ve etkinleştirilmesiyle, askeri sanayilerin yerelleştirilmesi alanıyla ilgili paralel çalışmalar oluşturuldu. Askeri Endüstriler Genel Otoritesi, Savunma Geliştirme Genel Otoritesi ve Suudi Arabistan Askeri Endüstrileri Şirketi (SAMI), askeri endüstrileri geliştirmek, askeri sözleşmelerin ekonomik etkisini üst düzeye çıkarırken askeri hazırlığı artırmak ve Suudi ordusunun ve güvenlik güçlerinin ortak satın alma gücünden yararlanmak amacıyla kuruldu.

Fotoğraf Altı: Biyari geçen hafta Riyad'ın ev sahipliği yaptığı World Defense Show 2024’e katıldı. (Suudi Savunma Bakanlığı)
Biyari geçen hafta Riyad'ın ev sahipliği yaptığı World Defense Show 2024’e katıldı. (Suudi Savunma Bakanlığı)

Tüm çalışmaların ulusal savunma sistemi yapısı içerisinde yüksek verimlilik ve harcama düzeyine ulaşmayı ve ulusal askeri endüstrileri pekiştirmeyi amaçladığını doğrulayan Biyari, Savunma Bakanlığında yapılanlara benzer şekilde güvenlik sisteminin tüm sektörlerinde çeşitli geliştirme programlarının tüm hızıyla devam ettiğine dikkat çekti. Bu sistemlerin çalışmalarının verimliliğini artırma ve bu işletmelerin yönetimine yönelik en iyi uygulamaları oluşturma hedeflerine işaret etti.

Prens Muhammed bin Selman liderliğinde belirli hedefler üzerine inşa edilen stratejinin önemli bir kısmının bu endüstrinin yerelleştirilmesinde savunma bakanlığı ile diğer askeri ve güvenlik bakanlıklarının satın alım yeteneklerinden yararlanmanın önemine odaklandığını ifade eden Biyari, “Bakanlık ile askeri ve güvenlik sektörlerinin bu sistemin ana itici gücü olduğu bir dönemde Suudi Arabistan Askeri Sanayiler Genel Otoritesi (GAMI), Savunma Geliştirme Genel Otoritesi (GADD) ve SAMI’nin kurulmasının nedeni budur” vurgusunda bulundu.

Üretime katılım ve destek

Biyari açıklamasına şöyle devam etti:

“Şu an bakanlığın çalışmalarını yönlendiren stratejik hedeflerden biri askeri sanayi sektörünü kökleştirmektir. Bakanlık, birçok sistemin yerelleştirilmesi için Askeri Sanayiler Genel Müdürlüğü'ndeki meslektaşlarıyla birlikte yoğun bir şekilde çalışmaya başladı. Bu kapsamda sanayinin yerelleştirilmesi, verilen desteğin yerelleştirilmesi öngörülüyor. Örneğin World Defense Show’da imzalanan sözleşmelerin tümü gerek üretim gerek yerel destek hususunda endüstriyel katılımı içeriyor. Bu adımın iki temel hedefi var: Birincisi, silahlı kuvvetlerimizin askeri hazırlığının arttırılmasını destekleyen bir endüstriye güvenmek. İkincisi ise ekonomik etki. Zira bu projeler istihdam yaratır ve ekonomik hareketliliğin artmasına katkıda bulunur.”

Bakanlığın şu an ve geçmiş dönemlerde gerçekleştirdiği projelerde büyük başarılara imza attığını vurgulayan Biyari, sanayilerin yerelleştirilmesinin ve yerel içeriğin arttırılmasının önemine dikkat çekti. İş verimliliğiyle ilgili başka programlar da olduğuna değinen Biyari açıklamasının devamında şunları söyledi:

“Sadece satın almada değil, bir bütün olarak çalışmalarımızda etkinlik yaratmak, etkili olmak ve mevcut kaynaklardan yararlanma yeteneğimizi artırmak için birçok girişimde Harcama Verimliliği Kurumu ile yakın iş birliği içinde çalışıyoruz.”

Ülkesinin 1990'lı yılların başından bu yana askeri sanayi sektörüne yatırım yaptığını vurgulayan Biyari, Savunma Bakanlığı’nın bu alanda öncü olduğuna, şu an birçok şirketin ortaya çıkmasını sağlayan Ekonomik Dengeleme Programı’nın yürütüldüğüne dikkat çektiği açıklamasına şöyle devam etti:

“Stratejimiz, etkili yönetişime odaklanarak, lansmanı daha kapsamlı hale getirmeye yönelik bir çabayla ve bu sektörden beklenti tavanını yükselten liderliğin amaçlarına uygun olarak geçmişte inşa edilenlerden faydalanmak üzerine inşa edilmiştir.”

Altyapı

Askeri sanayi sisteminin, Suudi Silahlı Kuvvetleri’nin bilhassa sistem geliştirme gibi alanlardaki gereksinimlerinin önemli bir parçası olduğuna dikkat çeken Biyari, bunun askeri sanayi alanında sektöre yatırım yapmaya başlayan Suudi şirketlerinde de görüldüğünü hatırlattığı açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Her zaman bu şirketlerin yanımızda olmasına odaklanıyoruz, böylece üzerinde çalıştıkları husus, neticede silahlı kuvvetlerin gereksinimlerini karşılıyor. Yaklaşık 18 yıldır askeri sektörde çalışmış biri olarak kaliteden taviz verilmemesi benim için önemli. Bu nedenle sektörümüzde kalitenin operasyonların merkezinde yer alması mühim. Ürünlerimizin kalite olarak diğerlerinden daha düşük olmamasının temel noktalardan biri olduğuna inanıyoruz. World Defense Show’da da gördüğümüz üzere, Suudi ürünlerinin gelişmiş ülkelerde geliştirilen ve üretilen ürünlerle kıyaslanabilir olduğunu kanıtlayan birçok başarılı deneyim var.”

Geliştirme sistemi ve gelecek tahmini

Bakanlık inşa sürecini sürdürürken Savunma Bakanlığındaki geliştirme programı yolculuğunu eksiksiz bir yapı olarak gören Biyari açıklamasının devamında “İnşanın yarısındayız. Ancak aslında iş yerinde daha fazla profesyonellik sayesinde gelişimin sonuçlarını görmeye başladık. Artık odak noktamız herhangi bir askeri sistemin neye odaklanması gerektiği üzerine. Herkes Savunma Bakanlığında yürütülen geliştirme süreçlerinin sonuçlarını fark etmeye başladı” ifadelerini kullandı.

Suudi liderliğinin desteğiyle Savunma Bakanlığının 10 yıllık planlarını ve bütçelerini oluşturmaya çalıştığını, bakanlığa ve askeri sanayiye planlama yeteneği kazandırdığını açıklayan Biyari, bu tür bir sektörün hedeflere ulaşmasının uzun zaman gerektirdiğini kaydetti.

Bakanlığın odaklandığı en önemli alanlardan birinin, Krallığı ve bölgeyi ilgilendiren savunma konularına odaklanan düşünce kuruluşlarının olduğunu açıklayan Biyari açıklamasına şöyle devam etti:

“İstikrarsız bir bölgede yaşıyoruz. Bu nedenle bölgedeki savunma ve jeopolitik durum konusunda geleceği öngörmek çok önemli. Bu durum bizi savunma alanında stratejik çalışmalar için bir merkez kurmaya yöneltti. Bu Bakanlığın yaptığı bir yatırım. Zirâ planların geleceği öngörmekten kaynaklanmasının önemli olduğunun bilincindeyiz.”

Kadroların yerelleştirilmesi

Biyari, herhangi bir sistemin başarısının insan kaynağına bağlı olduğunu vurguladı:

 “Savunma Bakanlığı, tarihinde gerek askeri gerek sivil sektörde insani boyuta en çok yatırım yapan bakanlıklardan biridir. Ülkenin en büyük ikinci sağlık sistemine sahiptir. Bakanlığın, Milli Savunma Bakanlığına bağlı sağlık sektöründe çalışan 65 bin çalışanı bulunmaktadır. Bakanlık çalışanlarının kuruluşundan bu yana elde ettiği başarılardan gurur duyuyoruz. Bakanlık gerek hava gerek deniz gerekse kara kuvvetlerinde askeri sistemde ulusal insan kaynağına çok fazla yatırım yaptı.”

Fotoğraf Altı: Suudi Arabistan Silahlı Kuvvetler tatbikatı. (Suudi Savunma Bakanlığı)
Suudi Arabistan Silahlı Kuvvetler tatbikatı. (Suudi Savunma Bakanlığı)

İnsan unsurunun her sistem için başarının temeli olduğunu, bakanlıkta kurulan yeni sistemin bakanlık dahili ve haricinden en iyileri çekerek yüksek profesyonellikle çalıştığını anlattı.

Suudi kadroların başarılarına işaret eden Biyari şunları söyledi:

“Şu an bizimle çalışan çalışma ekibiyle, ülkenin genç kadın ve erkekleriyle, çalıştığımız her bölgedeki yaratıcılıkla gurur duyuyorum. Fakhoor programıyla yeni mezunlara yatırım yapmaya başladık. Misyonu vatanın güvenliğini korumak olan bir sistemde çalışmaktan gurur duyuyorum. Ülkeden yaklaşık 200 genç erkek ve kadın da bu yönde katılım sağladı. Eğitim ve işbaşı programları aracılığıyla kalifiye hale geldiler. Bu gençler herkesin gözünü kamaştırdı. 140 bin başvuru arasından 200 genç seçildi. Kabul edilenlerin yüzde 65'i ülkenin genç kızlarıydı. Kapsamlı mülakat prosedürlerinden geçtiler. Bunun bir kısmı yapay zeka teknolojisi sayesinde gerçekleştirildi. Artık Savunma Bakanlığı sisteminin önemli bir parçası haline geldiler.”



İngiliz ajansı: Bir tanker rotasından saptı ve İran sularına yöneldi

Bab el-Mandeb yakınlarında Arap Denizi'nde seyreden bir gemi (Arşiv- EPA)
Bab el-Mandeb yakınlarında Arap Denizi'nde seyreden bir gemi (Arşiv- EPA)
TT

İngiliz ajansı: Bir tanker rotasından saptı ve İran sularına yöneldi

Bab el-Mandeb yakınlarında Arap Denizi'nde seyreden bir gemi (Arşiv- EPA)
Bab el-Mandeb yakınlarında Arap Denizi'nde seyreden bir gemi (Arşiv- EPA)

Birleşik Krallık Deniz Ticaret Operasyonları Kuruluşu (UKMTO), bugün Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Khor Fakkan'ın 20 deniz mili doğusundaki bir olayla ilgili raporlar aldığını bildirdi.

Olayı şüpheli olarak nitelendiren yetkili, yetkililerin soruşturma yürüttüğünü bildirdi. Kısa bir süre önce, Marshall Adaları bayraklı bir ham petrol tankerinin Acman'dan İran karasularına, Hürmüz Boğazı üzerinden Singapur'a doğru giderken üç küçük teknenin gemiye yaklaştığını açıkladı.

Tankerin Umman Körfezi'ni geçerken aniden rotasını değiştirdiğini ve İran karasularına doğru yöneldiğini ifade etti.


Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı: Hacılara olağanüstü bir deneyim yaşatmak için erken adımlar

Suudi Arabistan devlet kurumları, hacı adaylarına hizmet vermek için en son projelerini ve kalkınma programlarını sundu. (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan devlet kurumları, hacı adaylarına hizmet vermek için en son projelerini ve kalkınma programlarını sundu. (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı: Hacılara olağanüstü bir deneyim yaşatmak için erken adımlar

Suudi Arabistan devlet kurumları, hacı adaylarına hizmet vermek için en son projelerini ve kalkınma programlarını sundu. (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan devlet kurumları, hacı adaylarına hizmet vermek için en son projelerini ve kalkınma programlarını sundu. (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Dr. Tevfik er-Rabia, kutsal mekânlarda bir milyondan fazla hacı için sözleşme işlemlerinin tamamlandığını duyurdu. Rabia, bu adımı ‘sezon başlamadan altı ay önce elde edilen benzeri görülmemiş bir başarı’ olarak nitelendirerek, bunun Krallığın yüksek hazırlık düzeyini ve hacıların yolculuğunu kolaylaştırmak, Rahman’ın misafirlerine istisnai bir deneyim sunmak amacıyla benimsediği erken planlama yaklaşımını yansıttığını belirtti.

Bu açıklama, Cidde kentindeki Superdome salonunda ‘Mekke’den Dünyaya’ sloganıyla düzenlenen 2025 Hac Konferansı ve Fuarı’nın kapanışında yapıldı. Etkinlik, 150’den fazla ülkeyi temsilen gelen heyetlerin yanı sıra kamu, özel ve kâr amacı gütmeyen kuruluşların geniş katılımıyla, hac ve umre hizmetlerine odaklanan en büyük uluslararası buluşma oldu.

Rabia, konferansın beşinci edisyonunun Vizyon 2030’u somutlaştırdığını vurguladı. Bu vizyonun, hac ve umre sistemini tüm sektörler arasındaki entegrasyon yoluyla geliştirmeyi hedeflediğini belirtti. Ayrıca, fuarda devlet kurumlarının Rahman’ın misafirlerine hizmet için yürüttükleri en yeni projelerini ve geliştirme programlarını tanıttıklarını, özel sektörün de dünya genelindeki hizmet sağlayıcılarla 3 binden fazla anlaşma imzalayarak büyük katkı sağladığını söyledi.

Rabia, konferans ve fuar ziyaretçi sayısının 160 bini aştığını, bunun geçen yıla göre yaklaşık yüzde 33 artış anlamına geldiğini açıkladı. Bu durumun, Suudi Arabistan’ın hac tecrübesine yönelik artan küresel ilgiyi, onu yönetim, organizasyon ve modern teknoloji açısından bir model haline getirdiğini gösterdiğini ifade etti. Ayrıca, bakanlık olarak 77 ülke ile hac organizasyonlarını düzenlemeye yönelik iş birliği anlaşmaları imzaladıklarını belirtti.

df
Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Dr. Tevfik er-Rabia, Hac Konferansı ve Fuarı’nın kapanışında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. (Şarku’l Avsat)

Rabia, bu yılki konferansın Kral Abdulaziz Vakfı’nın katılımıyla öne çıktığını belirtti. Vakıf, ‘Hac ve Haremeyn Tarihi Forumu’ aracılığıyla, hac tarihini ve Suudi Arabistan’ın asırlardır iki kutsal mabede hizmet konusundaki çabalarını belgeleyen bilgi içerikleri sundu. Rebia ayrıca, Kral Abdulaziz Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prens Faysal bin Selman bin Abdulaziz’in etkin katılımını ve vakfın hacla ilgili tarihi ve kültürel farkındalığı zenginleştirmedeki rolünü övgüyle andı.

Üç gün süren konferans boyunca, kalabalık yönetimi konusundaki en önemli uluslararası deneyimler ele alındı ve hac ve umre deneyimini geliştirmeyi hedefleyen dijital dönüşüm projeleri tanıtıldı. Ayrıca, akıllı ulaşım, saha hizmetlerinin yönetimi ve yapay zekâ destekli elektronik izin sistemlerinin geliştirilmesi gibi alanlarda 100’den fazla teknolojik girişim sergilendi. Bu çalışmalar, verimliliği, güvenliği ve hizmetlerin kolaylığını artırmayı amaçlıyor.

Eş zamanlı düzenlenen fuarda ise 200’den fazla kurum ve kuruluşun saha sunumları yer aldı. Katılımcılar arasında, ulaşım, konaklama ve akıllı rehberlik alanlarında yenilikçi çözümler sunan teknoloji girişimleri de bulunuyordu. Ayrıca, lojistik hizmetler ve dijital dönüşüm alanlarında uluslararası iş birliğini güçlendirmek üzere birçok mutabakat zaptı imzalandı. Bu gelişmeler, konferansın dünya genelindeki yenilikleri ‘Rahman’ın misafirlerine hizmet’ amacı etrafında birleştiren bir platform olarak konumunu pekiştirdi.

Konuşmasının sonunda Rabia, önümüzdeki ocak ayında Medine’de Umre ve Ziyaret Forumu’nun düzenleneceğini duyurdu. Forumun, ziyaretçilere ve umrecilere hizmet eden kurumlar arasındaki entegrasyonu güçlendirmeyi, hizmet sistemini geliştirmeyi ve Vizyon 2030’un hedefleriyle uyumlu bir yapıya ulaşmayı amaçladığını ifade etti.


Halid bin Selman, ABD yetkilileriyle ortaklık ve son gelişmeleri görüştü

Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)
Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)
TT

Halid bin Selman, ABD yetkilileriyle ortaklık ve son gelişmeleri görüştü

Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)
Prens Halid bin Salman bin Abdulaziz, Suudi Arabistan Savunma Bakanı (SPA)

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman bin Abdülaziz, Beyaz Saray'da ABD Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Vekili Marco Rubio, Savunma Bakanı Pete Higseth ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile bir araya geldi.

Görüşmede Suudi Arabistan-ABD ilişkileri, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın çeşitli yönleri gözden geçirildi, bölgesel ve uluslararası gelişmeler, ortak ilgi alanları ve bunların çözümüne yönelik çabalar ele alındı.

Toplantıya Suudi Arabistan tarafından ABD Büyükelçisi Prenses Rima bint Bender bin Sultan, Devlet Bakanı, Bakanlar Kurulu Üyesi ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve Savunma Bakanı İstihbarat Danışmanı Hişam bin Saif katıldı. Amerikan tarafında da çok sayıda üst düzey yetkili toplantıda hazır bulundu.