Kuveyt'in Ankara Büyükelçisi Al-Enzi, ülkesi için Türkiye'nin yerinin apayrı olduğunu söyledi

Kuveyt'in Ankara Büyükelçisi Wael Yousuf Al-Enzi, Türkiye ile Kuveyt arasındaki ilişkilerin uluslararası alanda örnek bir ilişki olduğunu belirterek, "Kuveyt için Türkiye'nin yeri apayrıdır. Kuveyt'in de Türkiye'de yeri ayrı" dedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt Büyükelçisi Wael Yousef Alenzi'yi kabul etti, 14 Eylül 2022 (AA)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt Büyükelçisi Wael Yousef Alenzi'yi kabul etti, 14 Eylül 2022 (AA)
TT

Kuveyt'in Ankara Büyükelçisi Al-Enzi, ülkesi için Türkiye'nin yerinin apayrı olduğunu söyledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt Büyükelçisi Wael Yousef Alenzi'yi kabul etti, 14 Eylül 2022 (AA)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt Büyükelçisi Wael Yousef Alenzi'yi kabul etti, 14 Eylül 2022 (AA)

Kuveyt'in Ankara Büyükelçiliğince, Ankara'da Kuveyt Milli Günü'nün 63. yıl dönümü ve Kurtuluş Günü'nün 33. yıl dönümü vesilesiyle resepsiyon düzenlendi. Etkinliğe Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız, birçok üst düzey yetkili ve misafir katıldı.

Etkinlikte konuşan Kuveyt'in Ankara Büyükelçisi Al-Enzi, Kovid-19 salgını ve 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle 3 yıl boyunca bir araya gelemediklerini belirtti, hayatını kaybedenler için başsağlığı dileğinde bulundu.

Al-Enzi, Kuveyt Milli ve Kurtuluş günlerinin yıl dönümünün yanı sıra 2024'ün Kuveyt ile Türkiye arasında diplomatik ilişki kurulmasının 60. yıl dönümüne tekabül ettiğini dile getirdi.

Kuveyt hükümetini ve halkını tebrik eden Al-Enzi, Türkiye dahil dünyadaki diğer müttefikleri Kuveyt'e bağlayan küresel dostluk ve güvenlik ilkeleri üzerine kurulu güçlü ve istikrarlı ilişkilere de dikkati çekti.

Al-Enzi, Kuveyt ile Türkiye arasındaki ilişkilerin 1960'lı yıllarda başladığını anımsatarak "Karşılıklı saygıya ve ortak çıkarlara dayalı sağlam temeller üzerine inşa edilen bu ortaklık, gelişerek ve neredeyse tüm konularda anlaşmaya varma seviyesine ilerlemiştir. Zira Türkiye, kritik zamanlarda gerçek bir ortak olarak ortaya çıkmıştır. Örneğin, Irak rejiminin Kuveyt'i işgal etmesi sırasında Türkiye, Kuveyt'e destek olmak için belirgin adımlar atmıştır." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin bu tutumu ve duruşunun zorluklar karşısında gösterilen dayanışma ve işbirliğinin derinliğini yansıttığını aktaran Al-Enzi, iki ülke arasında şimdiye kadar 62 anlaşma ve mutabakat zaptının imzalandığını hatırlattı.

Türkiye ve Kuveyt uyumun teşvik edilmesi ve çatışmaların barışçıl şekilde çözülmesinde kararlı

Al-Enzi, Kuveyt ile Türkiye'nin dış politika alanında ortak ve sağlam bir zemin üzerinde durduğunu vurgulayarak, "Uyumun teşvik edilmesi ve çatışmaları barışçıl bir şekilde çözme hususlarındaki kararlılığımız, Kuveyt'in Yemen barış görüşmelerine ev sahipliği yapması ve Türkiye'nin Rusya ile Ukrayna arasında barışa yönelik çabalarıyla açıkça görülmektedir. Ayrıca, Suriye için uluslararası donörleri bir araya getiren 3 toplantının Kuveyt'in ev sahipliğinde gerçekleşmesi için gösterilen ortak çabalar da bu kararlılığın ayrı bir göstergesidir." diye konuştu.

İki ülkenin de insan haklarını koruyan ve saygı duyan yasaların uygulanmasında ve uluslararası düzeyde hukukun üstünlüğünü güçlendirmede bir rol model teşkil ettiğini vurgulayan Al-Enzi, radikalizme ve terörizme karşı mücadelede ortak adımlar atıldığını da kaydetti.

Al-Enzi, Kuveyt ve Türkiye'nin ekonomi, askeri, güvenlik, kültür, ticaret, sağlık ve yatırım alanlarında yakın işbirliği yürüttüğüne işaret ederek, sağlık turizmini artırmak amacıyla Türkiye'de bir Sağlık Ataşeliği açmayı planladıklarını duyurdu.

Kuveytli öğrencilerin Türkiye'deki üniversitelerde eğitim görebileceğini söyleyen Al-Enzi, Türkiye'nin, Kuveyt vatandaşlarının ilk tercih ettiği turizm rotası olduğunun da altını çizdi.

Al-Enzi, ikili ilişkileri geliştirmek için üst düzey ziyaretlerin artırılmasını, yatırımların teşvik edilmesini ve ticaret hacminin genişletilmesini amaçladıklarını kaydederek, "Bizler sürekli olarak Türkiye ve tüm kardeş ve dost ülkelerle ilişkilerimizi geliştirme ve güçlendirmeyi arzuluyoruz. Bu ilişkilerin her daim uluslararası işbirliği ve ortaklık için rol model olacağına ve samimi kardeşlik için bir sembol niteliği taşıyacağına inancımız tamdır." dedi.

Kuveyt'in güvenliği ve istikrarı için dua eden Al-Enzi, Filistin ve Gazze'nin korunması, Filistinlilerin 1967 sınırları dahilinde başkenti Kudüs olan egemen ve bağımsız bir Filistin devletinde güven ve istikrar içinde olmaları için de dua etti.

"Kuveyt için Türkiye'nin yeri apayrı"

Türkiye ile Kuveyt arasındaki ilişkilere dair değerlendirmede bulunan Al-Enzi, ilişkilerin 60. yılının kutlandığını ve ilerleyen günlerde daha da gelişmesini umduğunu söyledi.

Al-Enzi, Türkiye ile Kuveyt arasındaki ilişkilerin uluslararası alanda örnek bir ilişki olduğuna işaret ederek, "Kuveyt için Türkiye'nin yeri apayrıdır. Kuveyt'in de Türkiye'de yeri ayrı. Her yıl yaklaşık 500 bin Kuveyt vatandaşı Türkiye'yi ziyaret ediyor. Türkiye, Kuveyt halkının birinci destinasyonu oldu. Türkiye ile çok ayrıcalıklı ilişkilere sahibiz." dedi.

Yakında İstanbul'da Kuveyt Sağlık Ofisi açma hazırlığında olduklarını hatırlatan Al-Enzi, bunun, Türkiye'deki hastanelerde tedavi için gelecek vatandaşlarla ilgileneceğini söyledi.

Al-Enzi, Türkiye'nin askeri ve savunma sanayisi alanında çok ayrıcalıklı konumda olduğunu vurgulayarak Kuveyt'in, Türkiye ile bu alanda da işbirliği içinde olacağını dile getirdi.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.