Rapor: İngiliz BAE Systems, darbe ya da insan hakları ihlalleri yapılan ülkelere silah satıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Rapor: İngiliz BAE Systems, darbe ya da insan hakları ihlalleri yapılan ülkelere silah satıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İngiltere merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence-AOAV) adlı kuruluşun Direktörü Iain Overton, İngiliz savunma şirketi BAE Systems'in silah sattığı ülkelerin 9'unda darbe yapıldığını, 13'ünde insan hakları ihlallerinin bulunduğunu, 29'unda ise silahların sivillere karşı kullanıldığını ifade etti.

Overton, BAE Systems'in ürettiği askeri ürün ve parçaların insan hakları ihlalleri tespit edilen ülkeler ile darbe yapılan ülkelere satışına ilişkin detayların yer aldığı "BAE Systems dünyanın neredeyse yarısının silahlanmasına nasıl yardımcı oldu?" raporunu AA muhabirine değerlendirdi.

BAE Systems ürünlerine ilişkin kesinleşmiş resmi satışlar ve basına yansıyan "rapor edilmiş" satışlar bulunduğunu kaydeden Overton, 29 ülkede BAE Systems ürünlerinin sivillere yönelik saldırılarda kullanıldığını kaydetti.

Suudi Arabistan'ın kullandığı BAE Systems ürünlerinin Yemen'de çok sayıda sivil ölümüne sebep olduğunu, Gazze'de ise İsrail tarafından kullanıldığını anlatan Overton, "BAE Systems'in, son 10 yılda darbe yapılan 17 ülkenin 9'una satış yaptığı kesin ya da rapor edilmiş. Burada soru, insan hakları endişelerimizin bu satışlarda göz önünde bulundurulup bulundurulmadığı. BAE Systems bulundurulduğunu iddia ediyor." dedi.

Sivil ölümlerinin yaşandığı birçok olayda da BAE Systems ürünlerinin kullanıldığı yönünde kanıtlar bulunduğunun altını çizen Overton, İngiltere hükümetinin insan hakları ihlalleri endişelerini rapor ettiği birçok ülkeye de satış yapıldığını kaydetti.

Overton, "İnsan hakları ihlali rapor edilmiş yaklaşık 30 ülkenin neredeyse 10'unda BAE Systems silahları bulunduğu tespit edildi." diye konuştu.

İngiltere hükümetinin insan hakları ihlalleri konusundaki endişesine rağmen şirketin silah satışlarını durdurmadığını da kaydeden Overton, "Bu ülkelere silah satışı, İngiliz hükümetinin, Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütünün kanıtlarına rağmen şu an hala devam edebilir." ifadelerini kullandı.

- "İngiliz hükümeti insan hakları, darbeler ve sivil ölümlerini göz ardı ediyor"

Overton, İsrail'e silah satışlarının Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine yürütülen soykırım davası ve diğer yasal süreçlerin konusu olabileceğine de işaret ederek, "BAE Systems, doğrudan Howitzer toplarının satışını yapıyor. Ayrıca İsrail'e de satılan F-35'leri üreten konsorsiyumun da bir parçası. Bu silahlar, uluslararası insancıl hukukun doğrudan ihlali ve soykırım dahil her türlü iddianın bulunduğu durumda açıkça kullanılıyor." değerlendirmesini yaptı.

İngiltere'nin bu ticarete, çeşitli anlaşmalarla izin vermemesi gerekirken bunu sürdürmesini de değerlendiren Overton şunları söyledi:

Bu durum, yalnızca Silah Ticareti Anlaşması'nın ihlali değil, İsrail'in soykırımdan suçlu bulunması halinde başka yasal süreçlerin de kapısını aralayabilir. Bu raporda İsrail’in soykırıma karıştığını iddia etmiyoruz. Ancak İsrail'in angajman kurallarının oldukça eksik olduğunu ve Gazze'deki angajmanı sonucunda çok sayıda sivilin öldürüldüğünü kesinlikle biliyoruz.

İngiliz hükümetinin BAE Systems'e neden ihracat izinleri verdiğinin sorulması gerektiğine işaret eden Overton, "Şu anda İngiliz hükümeti İsrail veya Suudi Arabistan gibi yerlere silah ihracatını askıya almıyor. Dolayısıyla bu raporun amacı, İngiliz hükümetinin ihracat lisanslarıyla ilgili kararlarının BAE Systems örneğiyle ne kadar sorunlu olduğunu, yolsuzluk, insan hakları ihlalleri, darbeler ve sivillerin doğrudan hedef alınmasını göz ardı ederek dünyanın yarısına silah sattığını göstermek." ifadelerini kullandı.

Overton, "Uluslararası silah ticaretini kontrol eden mekanizmalar işliyor mu? İsrail'in BAE Systems gibi gruplardan silahlandırılmasını engelleyecek bir şey var mı?" diye sorarken, ABD ve İngiltere'nin İsrail'e silah ihracatının devam etmesine istekli olduğunu söyledi.

AOAV'nin 2013'ten beri çalışmalar yaptığını ve bu sürede sivil yerleşimleri ve sivilleri doğrudan hedef alan 29 ülkeye BAE Systems'in silah satışı yaptığını kaydeden Overton, F-35'lerin de uluslararası insancıl hukukun ihlalinde kullanılabileceği endişesini dile getirdi.

Overton, bu konuyu araştıracak ve denetleyecek bir mekanizma bulunmadığına da işaret etti.

- 7 Ekim'den sonra hisseler yüzde 12 değer kazandı

AOAV'nin 6 aylık çalışması sonucu hazırlanan rapora göre BAE Systems dünyanın yüzde 48'ine tekabül eden 93 ülkeye silah ve savunma sanayisi ürünleri satıyor.

Bu ülkelerin 81'iyle kesinleşmiş ilişkisi bulunan şirketin 12 ülkeyle yaptığı ticaret ise basın ya da çeşitli ticari anlaşmalar yoluyla "rapor edilmiş" satış olarak geçiyor.

Şirket, dünyanın en büyük ordularına satış yaparken, BAE Systems müşterilerinin yüzde 55'i Uluslararası Şeffaflık Örgütünün Yolsuzluk Algılama Endeksi'nde 100 üzerinden 50'nin altında puan aldı.

Son 10 yılda darbe ya da darbe girişimi gerçekleşen 17 ülkenin 9'una silah sattığı kesinleşen ya da rapor edilen BAE Systems, İngiliz Dışişleri'nin insan hakları konusunda izlemeye aldığı 32 ülkeden 13'üne de satış yaptı.

Şirketin satış yaptığı resmi olarak bilinen 81 ülkeden 29'u ise son 10 yılda silahlarını sivillere karşı kullandı. Bu kullanımlardan 44 bin 103 kişi etkilenirken 24 bin 19 kişi öldü.

Savunma sanayisi ürünlerinin toplamda 6 bin 292 kere sivillere yönelik kullanıldığı kaydedilen raporda, BAE Systems ürünlerinin ne ölçüde kullanıldığına ilişkin ise bilgi bulunmadığı bilgisi yer aldı.

İsrail'in Gazze saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten sonra BAE Systems hisselerinde yüzde 12'lik artış kaydedildi.



Riyad ve Washington’dan Ortadoğu’da ve dünyada barış ve güvenliğin tesisi için çalışma vurgusu

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katıldıktan sonra tokalaştılar (EPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katıldıktan sonra tokalaştılar (EPA)
TT

Riyad ve Washington’dan Ortadoğu’da ve dünyada barış ve güvenliğin tesisi için çalışma vurgusu

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katıldıktan sonra tokalaştılar (EPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katıldıktan sonra tokalaştılar (EPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile ABD Başkanı Donald Trump dün Riyad'dan yatırım, siyasi ve güvenlik gibi çeşitli konularda mesajlar gönderdi.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman “Riyad ve Washington arasındaki ortak çalışmaların ekonomik iş birliğiyle sınırlı olmadığını, Ortadoğu’da ve dünyada güvenlik, istikrar ve barışın tesis edilmesine kadar uzandığını’ söyledi. ABD Başkanı Trump ise bölge liderlerinin bu fırsatı değerlendirebilmeleri halinde Ortadoğu'yu ‘harika bir şafağın’ beklediğini söylerken, Suudi Arabistan'ı ‘dünyanın kalbi’ olarak nitelendirdi.

Veliaht Prens'in konuşması

ABD Başkanı Donald Trump'ın dün Suudi Arabistan'a gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında düzenlenen Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'nun açılış konuşmasını yapan Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan ve ABD arasındaki ekonomik ilişkilerin 90 yılı aşkın bir süredir enerjiden bilgi ve inovasyona kadar uzanan derin bir geçmişe sahip olduğunu vurguladı. Veliaht Prens, ülkesinin ABD'nin bölgedeki en büyük ekonomik ortağı olduğuna ve ‘ortak yatırımların’ iki ülkenin ekonomik ilişkilerinin en önemli ayaklarından biri olduğuna dikkati çekti.

5y6u7ı8
Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Trump Yatırım Forumu katılımcılarıyla hatıra fotoğrafı çektirdi (SPA)

İki ülke arasındaki ortaklık fırsatlarının büyüklüğünün 600 milyar dolar olduğunu ve Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'nda açıklanan anlaşmaların 300 milyar doları bulduğunu söyleyen Veliaht Prens, Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'nun (PIF) küresel yatırımlarının yüzde 40'ının ABD'ye gittiğini belirtirken, bin 300 ABD şirketinin ülkesinde yatırım yaptığın altını çizdi.

Suudi Arabistan 2030 Vizyonunun ‘ekonomiyi çeşitlendirmeyi ve özel sektörü güçlendirmeyi’ amaçlayan benzeri görülmemiş bir ekonomik dönüşümü gerçekleştirebildiğini söyleyen Veliaht Prens, Riyad ve Washington arasındaki ortak eylemin sadece ekonomik iş birliğiyle sınırlı olmadığını, bölgede ve dünyada güvenlik, istikrar ve barışın tesis edilmesini de kapsadığını vurguladı.

Trump'ın konuşması

Öte yandan Suudi Arabistan Veliaht Prensi ile birlikte Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katılan ABD Başkanı Donald Trump, bölge liderlerinin bu fırsatı değerlendirmeleri, anlaşmazlıkları bir kenara bırakmaları ve ortak çıkarlara odaklanmaları halinde Ortadoğu'yu ‘harika bir şafağın’ beklediğini söyledi. Suudi Arabistan'ı ‘dünyanın kalbi ve merkezi’ olarak nitelendiren Trump, ABD ekonomisinin Suudi Arabistan dışında dünyanın en iyi ekonomisi olduğuna dikkati çekti.

ABD’nin Suudi Arabistan'daki ‘müttefiklerini ve dostlarını’ savunmak için askeri güç kullanmaktan çekinmeyeceğini ifade eden Trump, Suudi Arabistan'ın Ukrayna'daki savaşı durdurmaya yönelik müzakerelerdeki rolünü takdir ettiğini belirterek “Suudi Arabistan Veliaht Prensi güçlü müttefiklerimizin en iyi temsilcisidir” dedi. Trump, Riyad'ın tüm dünya için bir iş merkezi olma yolunda ilerlediğini de sözlerine ekledi.

Gazze halkının daha iyi bir geleceği hak ettiğini söyleyen ABD Başkanı, ülkesinin oradaki korkunç savaşı durdurmak için çalıştığını vurguladı.

“Eğer o dönemde başkan ben olsaydım, Ukrayna'daki savaş ve 7 Ekim saldırısı olmazdı” sözlerini yineleyen Trump, bu savaşları durdurmak için çalıştığını belirterek, Batı'yı ‘durdurulamaz başka bir savaşa sürüklenmemeleri’ konusunda uyardı.

İran ve Hizbullah'ın politikalarının kurbanı olduğunu düşündüğü Lübnan hakkında da konuşan Trump, Lübnan'ın komşularıyla birlikte daha iyi bir gelecek inşa etmesine ve ekonomik kalkınmasına yardımcı olmaya hazır olduğunu ifade etti. Trump, Lübnan'ın yeni yöneticilerinin ‘profesyonel olduğunu ve ülkeleri için en iyisini istediklerini’ duyduğunu belirtti.

Konuşmasında İran'a da bir mesaj gönderen ve İran'ın uzatılan ‘zeytin dalını’ reddetmesi halinde yaptırımlar yoluyla İran'ın karşısına çıkacağını söyleyen Trump, İran'la bir anlaşma yapmak istediğini ve İran’ın nükleer silah elde etmesine asla izin vermeyeceklerini vurguladı.

Trump, Yemen'deki Husilerle ilgili olarak ise eski ABD Başkanı Joe Biden'ın Husileri terör örgütleri listesinden çıkarma kararını eleştirdi. Trump, ABD güçlerinin Husilere karşı bin 100'den fazla saldırı düzenlediğini ve örgütün Kızıldeniz'de hiçbir ABD gemisini yeniden hedef almayacağını söyledi.

Sekiz yıl önceki ziyareti sırasında Kral Selman'ın gösterdiği misafirperverliği unutmadığını söyleyerek övgüde bulunan ABD Başkanı, bu bağlamda Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın liderliğini de takdir etti. Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi'ne izleyicilerin önünde geceleri uyuyup uyumadığını sorarken, Suudi Arabistan ekonomisinin pek çok yönünün petrolden daha üstün hale gelmesinden duyduğu şaşkınlığı dile getirdi ve Suudi Arabistan'ın son 8 yılda kendisini eleştirenlerin yanıldığını kanıtladığını ifade etti.

Suudi Arabistan'da gördüğü ‘mimari dehanın’ dünyanın başka hiçbir yerinde görmediğini belirten Trump, Riyad'ın dünyanın yüksek teknoloji başkenti haline geldiğini kaydetti. Suudi Arabistan'ın Dünya Kupası'na ve diğer turnuvalara ev sahipliği yapmasının harika olacağını söyleyen ABD Başkanı, “Ortadoğu'nun geleceği buradan başlıyor” diyerek bu bölgedeki dönüşümün inanılmaz olduğunu vurguladı.

Bölgenin ‘halkı sayesinde’ gelişmesinden övgüyle söz eden ve Suudi Arabistan'ın geleceğe bakarken, gelenek ve göreneklerini korumasına duyduğu hayranlığı dile getiren ABD Başkanı, iki ülke arasındaki ortaklığın güçlü kalmaya devam edeceğini ve yönetiminin bunu güçlendirmek için adımlar attığını söyledi.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katılmadan önce ABD Başkanı Donald Trump'a eşlik ederek forum sergisini gezdirdi. İki lidere PIF'in başlıca projeleri hakkında bilgi verildi.

Tur kapsamında ayrıca 2034 yılında FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacak stadyumlar gezildi ve Kral Selman Parkı ve Kızıl Deniz Projesi hakkında bir sunum yapıldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Trump ve Muhammed bin Selman, Saudi Aramco Yönetim Kurulu Başkanı Emin Hasan en-Nasır’dan bir brifing, Diriyah Company Group CEO'su Jerry Inzerillo’dan bir açıklama ve Kral Salman Parkı ve Kızıl Deniz Projesi hakkında yapılan bir sunumu dinlediler.