Faysal bin Ferhan: Gazze'deki insani durum kabul edilemez

Arap Bakanlar Komitesi heyeti Brüksel'de savaşı durdurmanın yollarını görüştü.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, 26 Mayıs Pazar günü (dün) Brüksel'deki toplantıda (DPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, 26 Mayıs Pazar günü (dün) Brüksel'deki toplantıda (DPA)
TT

Faysal bin Ferhan: Gazze'deki insani durum kabul edilemez

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, 26 Mayıs Pazar günü (dün) Brüksel'deki toplantıda (DPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, 26 Mayıs Pazar günü (dün) Brüksel'deki toplantıda (DPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Gazze Şeridi'ndeki insani durumu ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdi ve hızla kötüleştiği uyarısında bulundu. Norveçli mevkidaşı Espen Barth Eide ve Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josef Borrell ile Brüksel'de ortak bir basın toplantısı düzenleyen Bin Ferhan, Gazze Şeridi'nde derhal ateşkes sağlanması gerektiğini belirterek, ‘ateşkes ve esirlerin serbest bırakılması konusunda dünyada giderek artan bir fikir birliği’ olduğunu kaydetti.

İsrail'i Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki durumu daha da kötüleştiren ek hamleler yapmakla suçlayan Suudi Dışişleri Bakanı, ‘Filistinlilerin ve İsrail'in güvenliğini sağlamanın tek yolunun iki devletli çözüm olduğunu’ vurguladı. Bin Ferhan, ‘her geçen gün baltalanan bu çözümü canlı tutmak için elimizden geleni yapma’ çağrısında bulundu.

yn56
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman es-Sani ile birlikte (DPA)

Norveç, İspanya, İrlanda ve Slovenya'nın Filistin devletini tanıma yönündeki adımlarını ‘çok önemli, sadece sembolik değiller, Filistin Yönetimi'nin güvenilirliğini de arttırıyorlar’ şeklinde nitelendiren Suudi Dışişleri Bakanı, diğer ülkeleri de aynı şeyi yapmaya ve Filistin devletinin gelişmesine yardımcı olmaya çağırdı. Bin Ferhan, “Brüksel'de gerçekleşen diyaloglar cesaret verici” ifadesini kullandı.

Arap Komisyonu ile diyalog devam ediyor

Brüksel'de Arap Komisyonu ile diyaloğun ikinci gün de devam edeceğini açıklayan Borrell, iki devletli çözümü, ‘İsrail'in acı verici bir tavizi yahut İsrail’e yönelik bir güvenlik tehdidi değil, İsrail'in güvenliği için uzun vadeli tek garanti’ olarak tanımladı.

Gazze Şeridi'ndeki gelişmelerle ilgili olarak Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Ortak Zirvesi tarafından görevlendirilen bakanlar komitesi, Gazze Şeridi'ndeki savaşın acilen sona erdirilmesi ve iki devletli çözümün uygulanması için gerekli adımların atılması ihtiyacını görüşmek üzere Brüksel'de Avrupa ülkelerinin dışişleri bakanları ve temsilcileriyle bir toplantı düzenledi.

 cfdv
Hamas, arabuluculara Gazze Şeridi'nde kalıcı ateşkes ilanını içermeyen hiçbir ateşkesi kabul etmeyeceğini bildirdi. (AFP)

Toplantıya Eide ve Borrell'in yanı sıra Prens Faysal bin Ferhan başkanlık etti. Toplantıya Cezayir, Avusturya, Bahreyn, Belçika, Danimarka, Mısır, Almanya, Endonezya, İrlanda, Ürdün, Letonya, Portekiz, Katar, Romanya, Slovakya, Slovenya, İspanya, Filistin, İsveç, İsviçre, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İngiltere ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bakanları ve temsilcileri katıldı.

Filistin devletinin kurulması

Toplantıda derhal ateşkese varılması, esirlerin serbest bırakılması, Gazze Şeridi'ndeki savaşın ve Refah Sınır Kapısı’nın kontrolü de dâhil olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarındaki tüm yasadışı tek taraflı tedbir ve ihlallerin sona erdirilmesi ve feci insani krizin ele alınmasına yönelik çabalara destek ifade edildi. Toplantıda ayrıca, iki devletli çözüm bağlamında bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik somut adımlar ve İsrail-Filistin çatışmasına sürdürülebilir bir çözümü destekleyen siyasi yola geçiş de ele alındı.

Toplantıda ayrıca, uluslararası toplumun, Filistin halkının haklarını ve bölgesel güvenliği karşılayan, istikrar, güvenlik, barış ve iş birliği bölgesinde devletler arasında normal ilişkilerin yolunu açacak adil ve kalıcı bir barışa ulaşmak amacıyla, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararları, Arap Barış Girişimi ve diğer ilgili girişimler de dâhil olmak üzere, uluslararası hukuk ve üzerinde mutabık kalınan parametreler doğrultusunda iki devletli çözümün uygulanmasına yönelik güvenilir ve geri dönüşü olmayan bir yol için bütüncül bir yaklaşım benimsemek üzere bir Filistin devletini tanımasının önemi vurgulandı.



Suudi Arabistan Netanyahu'nun Ürdün Vadisi'ne tecavüzünü reddettiğini yineledi

Suudi Arabistan, Netanyahu'nun Ürdün Vadisi'ne saldırısını, yerleşimleri genişletmeyi amaçlayan bir provokasyon olarak değerlendirdi (Arşiv- EPA)
Suudi Arabistan, Netanyahu'nun Ürdün Vadisi'ne saldırısını, yerleşimleri genişletmeyi amaçlayan bir provokasyon olarak değerlendirdi (Arşiv- EPA)
TT

Suudi Arabistan Netanyahu'nun Ürdün Vadisi'ne tecavüzünü reddettiğini yineledi

Suudi Arabistan, Netanyahu'nun Ürdün Vadisi'ne saldırısını, yerleşimleri genişletmeyi amaçlayan bir provokasyon olarak değerlendirdi (Arşiv- EPA)
Suudi Arabistan, Netanyahu'nun Ürdün Vadisi'ne saldırısını, yerleşimleri genişletmeyi amaçlayan bir provokasyon olarak değerlendirdi (Arşiv- EPA)

Suudi Arabistan dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun Filistin Ürdün Vadisi'ne pervasızca girmesini şiddetle kınadığını ve reddettiğini belirterek, bu provokatif girişimin uluslararası meşruiyete sahip tüm yasa ve kararları ihlal ederek yerleşimi genişletmeyi amaçladığını kaydetti.

Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, bu ihlallerin tüm Filistin topraklarındaki durumu sakinleştirme ve sivilleri koruma çabalarına hizmet etmediğini belirterek, Gazze'ye yönelik saldırının durdurulmasının, işgal güçlerinin geri çekilmesinin, yerlerinden edilenlerin geri dönmesinin ve Filistin halkının acılarını hafifletmek için insani yardım girişinin önemini yineledi.

Suudi Arabistan, bölgedeki barış çabalarına zarar veren İsrail'in Filistin toprakları ve Filistin halkına yönelik tüm bariz tecavüzlerine son vererek, uluslararası topluma karşı sorumluluklarını yerine getirme çağrısını yeniledi ve işgalin güvenliği tehdit eden ihlallerinin durdurulmasına katkıda bulunan uluslararası hesap verebilirlik mekanizmalarını harekete geçirmenin önemini vurguladı.