Suudi Arabistan’dan hacılar için çeşitli seçenekler içeren 6 paket

Kolay bir Hac yolculuğu için her hacının kişisel gereksinimleri dikkate alındı

‘Ekonomi ve Mina Vadisi Kuleleri’ adlı iki paket, hacıların kişisel ihtiyaçlarını karşılayan çeşitli seçenekler içeriyor. (SPA)
‘Ekonomi ve Mina Vadisi Kuleleri’ adlı iki paket, hacıların kişisel ihtiyaçlarını karşılayan çeşitli seçenekler içeriyor. (SPA)
TT

Suudi Arabistan’dan hacılar için çeşitli seçenekler içeren 6 paket

‘Ekonomi ve Mina Vadisi Kuleleri’ adlı iki paket, hacıların kişisel ihtiyaçlarını karşılayan çeşitli seçenekler içeriyor. (SPA)
‘Ekonomi ve Mina Vadisi Kuleleri’ adlı iki paket, hacıların kişisel ihtiyaçlarını karşılayan çeşitli seçenekler içeriyor. (SPA)

Suudi Arabistan vatandaşı olsun olmasın, bu yıl hac ibadetini yerine getirmek isteyenlere çeşitli seçenekler sunuldu. Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, genel olarak her hacı adayının kişisel gereksinimlerini karşılayan çeşitli seçenekleri içeren elektronik yolla sunduğu iki farklı paketle önceki paketlerini zenginleştirdi. Şu anda elektronik yolla sunulan 6 paket bulunuyor. Bütün bu paketlerle hacılara sunulan hizmetin kapsamı genişletilmeye çalışılıyor ve hacca kaydolunduğu gibi elektronik ortam üzerinden bu paketler alınabiliyor.

Bakanlık tarafından başlatılan iki yeni paket (Ekonomi paketi ve Kadana Kuleleri paketi), hac ibadetini yerine getirmek isteyen Hacı adayları için kolay bir yolculuk ve zengin bir deneyim sağlayan yeni özellikler ve hizmetler içerirken, daha önce dört paket bulunmaktaydı.

Ekonomi paketi, hacı adaylarının Mekke'de Terviye, Kurban ve Teşrik günlerinde temel hizmetlerle donatılmış mobilyalı konutlarda masrafları kendilerine ait olmak üzere yaşamalarına olanak tanırken, Mina'da hacı adayları için konaklama içermiyor ve ulaşım fiyatları ise hacı adayının gideceği yere göre değişiyor.

Kadana Kuleleri paketi ise Mina'da yeni kulelerde konaklama ve seyahat boyunca konforlu klimalı otobüsler sunuyor. Her iki paket de çeşitli menü, seyahat boyunca sıcak ve soğuk içecekler, Arafat'ta klimalı kamp alanları ve Müzdelife'de gece hizmetleri gibi kapsamlı avantajlar içeriyor.

Ekonomi paketinin fiyatı yaklaşık bin 76 dolar (4 bin 36 riyal), Kadana Kuleleri paketinin fiyatı ise 3 bin 662 dolar (13 bin 733 riyal) olup her iki pakete de Mekke'ye kara ve hava yoluyla ulaşım dahil değil.

Gsggs
Çadır yerine hacıları ağırlayan Mina Vadisi Kuleleri (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı tarafından geçtiğimiz Şubat ayında, hem bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek isteyen vatandaşlar hem de mukim hacı adayları için daha önce açıklananlara ek olarak bu iki paket açıklandı. Hac ibadetini yerine getirmek isteyenler, Bakanlığın internet sitesindeki elektronik portal üzerinden kaydolabiliyor. Daha önce Hac yapmamış olanlar öncelikli olmak üzere, şartları karşılayanlar akıllı telefon ve tabletlerde kullanılabilen Nusuk uygulamasını kullanarak da Hacca kayıt yaptırabilirler.

Bakanlık farklı fiyatlarda 4 paket sunuyor. Dördüncü paketin fiyatı Mekke'ye kara ve hava ulaşımı hariç yaklaşık bin 50 dolar (3 bin 984 riyal) tutarında seyrediyor. Mekke'deki ulaşım ve konaklama masraflarının yanı sıra, Mekke’den Mina'ya sağlanacak ulaşım hizmeti de fiyata dahil değil.

Üçüncü paketin fiyatı ise 3 bin 500 dolar (13 bin 150 riyal) civarında. Bu paket Hacılara sağlanacak hizmetlere ek olarak Mina'daki kulelerde üç öğün yemekli konaklama, Arafat'ta yemek imkanı, soğuk ve sıcak içecekler, konaklama dahil tüm temel hizmetlerle beraber birçok başka hizmeti içeriyor. Ayrıca pakete Müzdelife'de bir çekyat ve diğer bazı hizmetler de dahil.

Fiyatı 2 bin 150 dolar (8 bin 92 riyal) olan ikinci paket, Mina'da konaklama ve üç öğün yemek imkanı sağlıyor. Bu paket, Arafat'ta açık büfe öğle yemeği eşliğinde konaklama ve dinlenme imkânı sağlarken, 2 bin 750 dolar değerindeki birinci paket (10 bin 366 riyal), Mina ve Arafat'ta konaklama, Mina'da üç öğün yemek, Arafat ve Müzdelife'de birer öğün yemek imkanı sunuyor.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, hacı adaylarına konaklama, uçak bileti, ulaşım, rehberlik ve kolaylıkla Hac vizesi alma gibi çeşitli paketler ve kapsamlı hizmetler sunan Nusuk Hac platformunu geliştirmek için bir grup stratejik ortakla iş birliği yaparak, tüm hizmetleri hacı adaylarının konforuna uyarlamak ve onlara entegre bir inanç deneyimi yaşatmak istiyor.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.