İleri teknolojilerden oluşan bir sistem ve sağlam bir altyapı

İleri teknolojilerden oluşan bir sistem ve sağlam bir altyapı
TT

İleri teknolojilerden oluşan bir sistem ve sağlam bir altyapı

İleri teknolojilerden oluşan bir sistem ve sağlam bir altyapı

Dr. Faysal b. Abdurrahman Usra / Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Ateşesi

İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ile Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman liderliğindeki bilge Suudi Arabistan yönetimi, her hac mevsiminde hacılara hizmet etmek ve Hac Hizmet Programı’nın hedeflerine ulaşmak için her zaman azami gayret göstermeyi vurgulayan bilge direktifleri çerçevesinde, modern bir dijital altyapı ile güçlendirilmiş üst düzey teknik imkânlar sunuyor. Vizyon 2030'un bir parçası olan Hac Hizmet Programı, özellikle bu yılki Hac sezonunda hacı adaylarına yüksek kaliteli hizmetler sunmayı, yetkili ve ilgili makamların kendilerine sunmaktan onur duyduğu hizmetleri geliştirmeyi, ibadetlerini kolaylıkla ve rahatlıkla yerine getirmelerini sağlamayı, kendilerine sunulan hizmetlerin kalitesini artırmayı ve deneyimlerini geliştirip zenginleştirmeye katkıda bulunmayı ve böylece Suudi Arabistan’ın parlak ve medeni imajını yansıtmayı amaçlıyor.

Bu modern teknik sistem bu yılki hacılar için hazırlandı. En basit haliyle, bilgi ve iletişim teknolojisinin en iyi şekilde kullanılmasını ve dijital dönüşümün sağlanmasını temsil ediyor. Ayrıca hizmet sistemini otomatikleştirmek, prosedürleri dijitalleştirmek, yeni ve modern akıllı teknolojilerden ve dijital çözümlerden yararlanmak da burada amaçlanan hususlar arasında. Aynı zamanda 3D artırılmış gerçeklik teknolojisi, Wi-Fi teknolojisi, dijital interaktif platform, QR kod teknolojisi, CHAT BOT teknolojisi, NFC teknolojisi, interaktif haritalar, uygulamalar ve web siteleri, akıllı kartlar, robotlar, Hac, Umre ve ziyaret platformu ve Mabrur uygulaması gibi çeşitli alanlarda yapay zekâ teknolojileri benimsendi. Tüm bunlar insanlığa en güzel şekilde hizmet etmek için teknolojiden yararlanmanın bir tezahürü olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca bunlar, iddialı bir şekilde ortaya koyulan Vizyon 2030'a dayanıyor. Bu şekilde yaratıcılık ve mükemmellik kültürünün sürdürülebilirliği sağlanmaya çalışılıyor.

Suudi Arabistan İçişleri Bakanı ve Hac Yüksek Komitesi Başkanı Prens Abdulaziz bin Suud bin Nayef bin Abdulaziz'in doğrudan gözetimi ve Kral Selman bin Abdulaziz’in danışmanı, Mekke Valisi ve Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal ile Mekke Vali Yardımcısı ve Merkezi Hac Komitesi Başkan Yardımcısı Prens Suud bin Mişal bin Abdulaziz'in direktifleri ve takibi altında, yetkililerin mevcut 1445 Hac sezonu için planlarının ve hazırlık göstergelerinin hazır olup olmadığı ve hacı adaylarının dini vecibelerini kolaylıkla ve rahatlıkla yerine getirmelerini amaçlayan çeşitli hizmetler önceden gözden geçirildi.

Mekke ve Kutsal Mekânlar Kraliyet Komisyonu, Hac sezonu için hazırladığı planın uygulamasını açıkladı. Bu plan, kutsal alanlardaki altyapının geliştirilmesi, ulaşım sistemi hizmetlerinin iyileştirilmesi ve kurbanlık hayvan projesini içeriyor. Ayrıca kurban ibadeti yerine getirilirken yapılacak doğru uygulamalar üzerine bir farkındalık kampanyası da planda yer alıyor. Diğer yandan kutsal mekânlar büyük çalışmalara, ekipman alımına ve hazırlıklara tanık oldu. Öyle ki modern çadırlar; ışık ve ısı yalıtımı, yangına dayanıklılık ve ultraviyole ışınlarından korunma özelliklerine sahip üst düzey teknik özelliklerle donatıldı. Her çadıra özel bir soğutma sistemi bağlandı. Ayrıca her türlü güvenlik, emniyet, destek ve sağlık hizmeti de ayarlandı. Dahası hizmetlerin verimliliğini artırmak amacıyla iki katlı 123 kompleks şeklinde modern inşaat teknikleri kullanılarak 7 bin tuvalet inşa projesi yapıldı.

Hicri 1445 yılı Hac sezonunun belki de en önemli özelliklerinden biri, İçişleri Bakanlığı'nın Hac vizesi ile gelenler için dijital kimlik hizmetini başlatmasıdır. Bu sayede hacı adayları kimliklerini Absher ve Tevekkelna platformları üzerinden elektronik olarak kanıtlayabilecekler. Aynı zamanda Hac ve Umre Bakanlığı, yurtdışından ve yurtiçinden gelen hacılar için elektronik yol sistemi ile temsil edilen bir akıllı sistem paketini uygulamaya soktu. Hac ve Umre Bakanlığı ayrıca, iş sektörünü hedefleyen ve bu sektöre birçok avantaj sunan Nusuk Business platformunu başlattı ve Vizyon 2030'un hedefleri doğrultusunda çeşitli kategorilerdeki girişimcileri, start-up'ları ve kâr amacı gütmeyen kuruluşları sektöre dahil etmek için çalıştı. Ulaştırma ve Lojistik Hizmetler Bakanlığı da bu yılki Hac için kutsal mekânlardaki yaya geçitlerinde esnek kauçuk asfalt uygulamasını başlattı. Bu girişim, hacı adaylarının genel sağlığını iyileştirmek ve yaşam kalitelerini arttırmak amacıyla gerçekleştirildi. Bakanlık ayrıca ilk kez bu sene yaklaşık 32 yeni teknolojik denemeyi hayata geçirecek. Uçan taksi, kuryeyle sipariş teslimi ve diğer çeşitli hizmetler içeren bu girişim ulaşım sisteminin yeni deneyimler sunmaya ve hacı adaylarına hizmet etmek için modern teknolojileri kullanmaya devam ettiğini vurguluyor. Aynı zamanda Suudi Arabistan Karayolları Genel Müdürlüğü, bir dizi ilgili makamla ortaklaşa olarak, sıcaklığı düşürmek, binaların soğutulmasında kullanılan enerjiyi azaltmak ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için kutsal alanlardaki bir dizi yerde asfalt yüzeyleri soğutma girişiminin kapsamını genişletti. Bu girişim, Arafat'taki Nemire Mescidi yakınlarındaki 25 bin metrekarelik bir alanda uygulandı.

Bu sadece buzdağının görünen kısmı. Bu yılki hacı adaylarının, bir yandan Beytullah’ın misafirlerinin huzur ve maneviyat atmosferinde ibadetlerini kolaylıkla yerine getirebilmeleri için sunulan hizmet sistemini geliştirmeyi, diğer yandan da Suudi Arabistan'da kaldıkları süre boyunca kendilerine sunulan hizmetlerde dijital dönüşüm alanlarındaki gelişime ayak uydurmayı ve hizmetlerinde en yüksek kalite standartlarına ulaşmayı amaçlayan büyük hazırlıklardan faydalanmaları bekleniyor.

Başarıyı veren Allah’tır…



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.