Muhammed bin Selman ve Blinken bölgedeki gerilimin azaltılmasını görüştü

ABD Dışişleri Bakanı, Gazze savaşının başlamasından bu yana çıktığı on birinci bölge turu kapsamında Riyad'a geldi.

TT

Muhammed bin Selman ve Blinken bölgedeki gerilimin azaltılmasını görüştü

Muhammed bin Selman ve Blinken bölgedeki gerilimin azaltılmasını görüştü

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bugün (Çarşamba) Riyad'da ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Gazze Şeridi ve Lübnan'daki askeri operasyonların durdurulması ve ‘bunların güvenlik ve insani yansımalarının ele alınması’ konularını görüştü.

Görüşmede ‘ikili ilişkiler ve ortak iş birliği alanlarının’ yanı sıra ‘Gazze Şeridi ve Lübnan'daki gelişmeler başta olmak üzere ortak çıkarları ilgilendiren bölgesel ve uluslararası durumlardaki gelişmeler, askeri operasyonları durdurma ve bunların güvenlik ve insani yansımalarıyla başa çıkma çabaları’ ele alındı.

sxdfrgt
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı Riyad'da kabul etti. (SPA)

Görüşmeye, Suudi Arabistan Devlet Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve Genel İstihbarat Dairesi Başkanı Halid bin Ali el-Humeydan da katıldı.

Blinken, Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması ve bölgede ‘askeri gerilimin artmasının önlenmesi’ amacıyla çıktığı bölge turu kapsamında bugün Suudi Arabistan'a geldi.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüşmeden önce Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bugün öğle saatlerinde ABD'li mevkidaşını kabul etti. İkili, ‘Gazze Şeridi ve Lübnan'daki gelişmeler başta olmak üzere bölgesel gelişmeler ve bu konularda sarf edilen çabalar ile iki ülke arasındaki ilişkileri’ ele aldı.

Blinken bölge turu kapsamında başkent Riyad'a gitmeden önce yaptığı açıklamada, “Suudi Arabistan bölgede önemli bir oyuncu” dedi. Blinken, Gazze Şeridi'nde bir yıldan uzun bir süre önce başlayan savaştan bu yana Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması amacıyla çıktığı on birinci bölge turuna başladığı İsrail'den Riyad'a geldi.

Blinken: Gazze'deki savaşı durdurmanın zamanı geldi

Tel Aviv’deki Ben Gurion Havaalanı'nda gazetecilere açıklamalarda bulunan Blinken, “Yaşanan her şeye rağmen, bölgede çok farklı bir yöne doğru ilerlemek için halen büyük bir fırsat var” dedi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve üst düzey İsrailli yetkililerle görüşen Blinken, ‘Gazze'deki savaşı sona erdirme zamanının geldiğini’ söyledi. Hamas Siyasi Büro Başkanı Yahya Sinvar'ın öldürülmesi ve Gazze Şeridi'nde bir yılı aşkın süredir devam eden savaşta Hamas'ın kabiliyetlerinin çoğunun yok edilmesinin ardından savaşı sona erdirmek için bir ‘fırsat penceresi’ yaratılması çağrısında bulundu.

Blinken, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik askerî harekâtını tetikleyen 7 Ekim 2023 saldırısının tekrarlanmamasını sağlamayı başardığını ve şimdi, 101 İsrailli ve yabancı esirin serbest bırakılmasını ve çatışmaların sona erdirilmesini istemesi gerektiğini söyledi. Riyad'a hareket etmeden önce gazetecilere yaptığı açıklamada Blinken, “Bu başarıları sürdürülebilir stratejik başarılara dönüştürmenin zamanı geldi. Odak noktası esirleri geri getirmek, bu savaşı sona erdirmek ve bundan sonrası için net bir plana sahip olmak olmalıdır” ifadelerini kullandı.

Blinken, İsrail'in yeterli insani yardım malzemelerinin kötü koşullarda yaşayanlara ulaşmasını sağlamak için daha fazlasını yapması gerektiğini vurguladı. Diğer yandan Netanyahu hükümeti, Hamas'ın askeri yeteneklerinin yanı sıra Gazze Şeridi’ni yönetme kabiliyetinin de tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini açıkça belirtmek dışında, savaş sonrası Gazze için net bir vizyon ortaya koymadı.

Filistinliler arasında İsrail'in Filistinlileri Gazze Şeridi'nin geniş alanlarından çıkarmayı, böylece bölgede daha fazla İsrail kontrolü sağlamayı ve Yahudi yerleşimcilerin 2005 yılında çekildikleri Gazze Şeridi'ne geri dönmelerine izin vermeyi amaçladığına dair yaygın bir endişe var.

Blinken, ABD'nin İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgal etmesini reddettiğini vurguladı ve Netanyahu'dan, kendi partisinin birçok üyesinin yerleşimcilerin geri dönmesine izin vermesi yönündeki baskılarına rağmen, İsrail'in böyle bir planı olmadığına dair güvence aldığını söyledi. Blinken, “Bu, ABD'nin politikasıdır ve öyle de kalacaktır. Anladığım kadarıyla İsrail hükümetinin politikası da budur ve bu konularda son sözü söyleyen Başbakan’dan duyduğum da bu” diye konuştu.

Bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi bugün yaptığı açıklamada, ABD Dışişleri Bakanı'nın cuma günü Londra'da Arap ülkelerinden mevkidaşlarıyla bir araya gelerek Gazze ve Lübnan savaşlarını görüşeceğini söyledi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Blinken'ı İsrail'den Suudi Arabistan'a götüren uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, Blinken'ın yarın (Perşembe) Katar'da yapacağı görüşmelerin ardından İngiltere'nin başkentinde Arap dışişleri bakanlarıyla bir araya geleceğini belirtti. Dışişleri Bakanlığı Londra'daki toplantıya hangi Arap bakanların katılacağını belirtmedi.

Gazze Şeridi'nde bir yıldan uzun bir süre önce patlak veren savaştan bu yana bölgeye on birinci ziyaretini gerçekleştiren Blinken, Sinvar'ın geçen hafta İsrail tarafından öldürülmesinin ardından bölgede ateşkes arayışında. ABD Dışişleri Bakanı ayrıca, Lübnan'da ‘diplomatik bir çözüm’ arıyor, ancak İsrail'in Hizbullah'ı hedef alan saldırılarına derhal son vermesi çağrısında bulunmuyor.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.