Cidde Bağışçılar Konferansı: Sahel ve Çad için 1 milyar dolar sözü

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSrelief) Genel Müdürü Dr. Abdullah er-Rebia dün (Cumartesi) Cidde'de düzenlenen konferansın sonunda bağışçıların taahhütlerini açıkladı. (Şarku’l Avsat)
Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSrelief) Genel Müdürü Dr. Abdullah er-Rebia dün (Cumartesi) Cidde'de düzenlenen konferansın sonunda bağışçıların taahhütlerini açıkladı. (Şarku’l Avsat)
TT

Cidde Bağışçılar Konferansı: Sahel ve Çad için 1 milyar dolar sözü

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSrelief) Genel Müdürü Dr. Abdullah er-Rebia dün (Cumartesi) Cidde'de düzenlenen konferansın sonunda bağışçıların taahhütlerini açıkladı. (Şarku’l Avsat)
Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSrelief) Genel Müdürü Dr. Abdullah er-Rebia dün (Cumartesi) Cidde'de düzenlenen konferansın sonunda bağışçıların taahhütlerini açıkladı. (Şarku’l Avsat)

Sahel ve Çad Gölü Havzası’ndaki yerinden edilmiş kişileri ve mültecileri desteklemek için düzenlenen Bağışçılar Konferansı, 10'dan fazla bağışçı ülke, kurum ve kuruluşun 1,1 milyar dolardan fazla yardım sözü vermesiyle dün (cumartesi) Cidde'deki çalışmalarını tamamladı. Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSrelief) Genel Müdürü Dr. Abdullah er-Rebia tarafından yapılan açıklamaya göre, 1,1 milyar doların yanı sıra ayni yardım taahhütleri de verildi.

Rebia, ülkeler ve bağışçı kuruluşlar arasındaki iş birliği ruhunu yansıtan katkılardan övgüyle söz etti. Bu çabaların, insani yardım kuruluşlarının felaketten etkilenenlere gerekli yardımı sağlamasında, onların güvenlik ve refaha kavuşmasında çok önemli bir rol oynadığını vurgulayan Rebia, insani yardım çabalarının desteklenmesine cömertçe katkıda bulunan bağışçı kuruluşlara içten teşekkür ve takdirlerini sundu. Rebia, Suudi Arabistan'ın, mümkün olan en fazla sayıda ihtiyaç sahibine ulaşmak için sürekli çabaladığını ve yoğun bir şekilde çalıştığını kaydetti. Asil insani hedeflere ulaşmak için tüm taraflarla ortak çalışma konusunda Suudi Arabistan'ın istekliliğini yineleyen Rebia, İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT), Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi'ne (OCHA), Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (UNHCR), tüm katılımcı kurum ve kuruluşlara teşekkür etti.

Suudi desteği

Rebia, Suudi Arabistan’ın 30 milyon dolar daha taahhüt ettiğini ve böylece 2024 yılının başından bu yana Sahel ve Çad Gölü Havzası ülkelerine tahsis edilen toplam miktarın 51 milyon dolara ulaştığını açıkladı. Suudi Arabistan'ın Sahel ve Çad Gölü Havzası’ndaki krizlere yönelik stratejik müdahale mekanizmasının kapsamlı ve çok yönlü olduğunu belirten Rebia, Suudi Arabistan'ın bölgeye 2,5 milyar dolardan fazla insani yardım ve kalkınma yardımı sağladığına dikkat çekti.

Suudi Arabistan, Suudi Arabistan Kalkınma Fonu (SFD) aracılığıyla güneş enerjisi sistemleri ve altyapı alanlarında büyük ölçekli projeleri hayata geçirdi. Bunlar arasında bölgedeki ülkelerden birinde doğuyu batıya bağlayan ve toplam maliyeti 38 milyon dolar olan bir otoyolun inşası da yer alıyor. Ayrıca Suudi Arabistan Eğitim Bakanlığı'nın bu ülkelerden gelen öğrencilere her yıl bir dizi tam burs sağladığını ve bölgeden 2 bin 155'ten fazla öğrencinin Suudi üniversitelerinde yaşam masraflarını da içeren tam burs aldığını belirten Rebia, bu çabaların söz konusu toplumların zorlukların üstesinden gelmelerine ve refaha ulaşmalarına yardımcı olmanın yolunu açtığını kaydetti.

Rebia ayrıca, Suudi Arabistan'ın gelecekteki acil sağlık durumlarına daha etkin müdahale edebilmek amacıyla aşı üretimini Suudi Arabistan'da yerelleştirmek için yoğun çaba sarf ettiğini açıkladı. Aşılar ve diğer hayati mallar için yerel üretim ve lojistik merkezlerinin kurulmasının önemine işaret eden Rebia, bunun sadece Çad Gölü Havzası ve Sahel bölgesinde değil, küresel çapta derin ve olumlu bir etki yaratacağını belirtti.

Rebia, Suudi Arabistan'ın insani yardım çabalarını sürdürme konusundaki istekliliğini yineleyerek KSrelief'in ilgili tüm taraflarla ortaklık kurarak mümkün olduğunca çok sayıda ihtiyaç sahibine ulaşmak için çalışmaya devam edeceğini vurguladı. Söz konusu konferans girişiminin, Sahel ve Çad Gölü Havzası’nda yaşayan insanların maruz kaldığı ve bu toplulukların ekonomik ve sosyal zorluklarla yüzleşmek için acil ve etkili desteğe ihtiyaç duyduğu çoklu krizler ışığında ortaya çıktığını belirten Rebia, ülkelerin ve bağışçıların bu konferanstaki taahhütlerinin, asil insani hedeflere ulaşma ve etkilenenlerin yaşam koşullarını iyileştirme yönünde kolektif bir iradeyi yansıttığını ifade etti.

ABD desteği

Diğer yandan ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) Başkanı Samantha Power, çeşitli ülkelerdeki insani yardım çabalarını desteklemek için 572 milyon dolardan fazla kaynak sağlandığını doğruladı. Kaynak sağlanan ülkeler arasında Burkina Faso, Kamerun, Çad, Mali, Nijer ve Nijerya yer alıyor. Power bu yeni fonun, ABD'nin mevcut mali yıldaki toplam insani yardımını 1,2 milyar doların üzerine çıkardığını kaydetti. Yapılan yardımın gıda, su, barınma ve sağlık hizmetleri gibi çok ihtiyaç duyulan temel gereksinimleri sağlamayı amaçladığını açıklayan Power, insani yardım çalışanlarının önemli engellerle karşılaştığını da sözlerine ekledi. Bu engeller yardımın taşınmasına ilişkin karmaşık gereklilikler, nakit yardımı sağlamaya yönelik yasaklar, şiddet ve çatışma şeklinde kendini gösteriyor. İnsani yardım çalışmalarının önüne bu tarz engeller çıktığını kaydeden Power, bu nedenle yardımların güvenli bir şekilde ulaştırılmasına olanak tanıyan uygun bir ortamın yaratılmasını sağlamak amacıyla tüm taraflar arasında acil bir iş birliğine ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

Taahhütlere yönelik iş birliği çağrısı

Avrupa Komisyonu ise, 2024 yılında Sahel ve Çad Gölü Havzası ile Moritanya ve Batı Afrika'daki kıyı ülkelerindeki krizden etkilenen nüfusa yönelik olarak 298 milyon eurodan fazlası insani yardım ve 16 milyon eurosu dış politika araçları olmak üzere 314 milyon eurodan fazla taahhütte bulunduğunu belirterek bağışçılara daha fazla iş birliği çağrısında bulundu.

Komisyon, insani yardımlarını başlangıçta tahsis edilene kıyasla üçte iki oranında arttırıldığını belirterek, kolektif çabaları güçlendirmek üzere ilave 5 milyon euro insani yardım taahhüdünde bulundu.

Almanya Kalkınma Bakanı, 2024 yılında Çad Gölü Havzası ve Sahel bölgelerine 124,5 milyon euro tutarında iki taraflı insani yardım sağlanacağını duyurdu ve bu fonun entegre ve sürdürülebilir çözümleri finanse ederek Çad Gölü Komisyonu'nun bölgesel stratejisinin uygulanmasını destekleyeceğini açıkladı.

Fon, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından kapsayıcılık ve yerel sahiplenme odaklı olarak yönetilecek. Almanya 7 milyon euro tutarında başlangıç finansmanı sağlayacak.

İspanya'nın taahhüdü

İspanya, Sahel halkını desteklemeye devam etme kararlılığını yineleyerek, 2012'den 2023'e kadar bölgeye 85 milyon eurodan fazla insani yardımda bulunduğunu belirtti. Ayrıca 2024 yılı boyunca, yerinden edilme ve bölgeyi etkileyen son sel felaketlerinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere en acil ihtiyaçların karşılanması için yaklaşık 50 milyon euro tahsis edildiğini duyurdu.



Harrazi'nin Bahreyn'in Araplığını sorgulayan ve ‘anavatanı İran'dan ayrıldığını’ iddia eden sözlerinin ardından Arakçi'yi Manama'da yaygın bir öfke bekliyor

Bahreyn Parlamentosu’nun bazı üyeleri Kemal Harrazi'nin ülkelerinin Araplığı hakkındaki sözlerini kınadı. (BNA)
Bahreyn Parlamentosu’nun bazı üyeleri Kemal Harrazi'nin ülkelerinin Araplığı hakkındaki sözlerini kınadı. (BNA)
TT

Harrazi'nin Bahreyn'in Araplığını sorgulayan ve ‘anavatanı İran'dan ayrıldığını’ iddia eden sözlerinin ardından Arakçi'yi Manama'da yaygın bir öfke bekliyor

Bahreyn Parlamentosu’nun bazı üyeleri Kemal Harrazi'nin ülkelerinin Araplığı hakkındaki sözlerini kınadı. (BNA)
Bahreyn Parlamentosu’nun bazı üyeleri Kemal Harrazi'nin ülkelerinin Araplığı hakkındaki sözlerini kınadı. (BNA)

Üst düzey bir İranlı yetkilinin Bahreyn'in Araplığını sorgulayan açıklamaları Manama'da geniş çaplı öfkeye yol açarken, İran Dışişleri Bakanlığı, Abbas Arakçi'nin bölgesel ziyaretleri kapsamında bugün (pazartesi) Bahreyn ve Kuveyt'e gideceğini duyurdu.

İranlı bakanın Manama ziyareti, iki ülke arasındaki ilişkilerin yıllar sonra kopmasının ardından gerçekleşiyor. Ziyaret aynı zamanda, İran Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Başkanı Kemal Harrazi'nin Bahreyn'in ‘anavatanı İran'dan ayrıldığını’ iddia ettiği ve Bahreyn'in Araplığını sorguladığı açıklamaları nedeniyle Bahreyn'de yaygın bir öfkenin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Şarku’l Avsat’ın Bahreyn resmi haber ajansı BNA’dan aktardığına göre parlamentonun bazı üyeleri Harrazi'nin sözlerini kınadı. Milletvekilleri, ‘Bahreyn Krallığı'nın çok eski zamanlardan beri Arap olduğunu ve İran'ın iddialarının tamamen iftira, tarihi tahrif etme girişimi ve İran ve halkının içinde yaşadığı talihsiz gerçekliğe odaklanmak yerine yurtdışına kriz ihraç etmeye yönelik açık bir girişim olduğunu’ vurguladı.

Konuya dair açıklamalarda bulunan Milletvekili Ahmed es-Sellum, “Bahreyn halkı, tüm bileşenleri ve mezhepleriyle, İran Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Başkanı Kemal Harrazi'nin Bahreyn Krallığı'nın Araplığına ilişkin iddiasını kategorik olarak reddediyor” ifadesini kullandı.

Milletvekili Ali Sakr ed-Dusari ise ‘Bahreyn Krallığı'nın İran İslam Cumhuriyeti olmadan önce de Arap bir karakter ve içeriğe sahip olduğunu’ vurgulayarak, Harrazi'nin açıklamalarını ‘tarih, akıl, mantık ve gerçeklik kapsamı dışında’ olarak nitelendirdi. Ed-Dusari, İran rejiminin yeri ve konumu olmayan bu açıklamaları ve yanılsamaları engellemesi gerektiğini söyledi.

“Bahreyn Krallığı sağlam Arap köklerine sahiptir ve Kemal Harrazi'nin açıklamaları gerçeği yansıtmamaktadır” diyen Milletvekili Celile Alavi es-Seyyid Hasan, ‘Bahreyn halkının Bahreyn Krallığı'nın Arap ve İslami bağını kesin bir şekilde teyit ettiğini’ belirtti.

Milletvekili Cemil Mela Hasan, “Bahreyn Krallığı'nın Araplığının çok eski zamanlardan beri sağlam bir şekilde kurulmuş ve sabit olduğunu” vurgulayarak, İran Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Başkanı'nın sözlerinin ‘İran halkının maruz kaldığı kötüleşen koşullar ışığında, İran'ın krizlerini yurtdışına ihraç etme metodolojisi bağlamında geldiğini’ ifade etti.

Milletvekili Muhammed Yusuf el-Marafi, “Genel olarak Körfez ve Arap halkları, özel olarak da Bahreyn halkı, zaman zaman yapılan bu tür açıklamaların gerçeklerin ve tarihin tahrif edilmesi ve İran rejimini yönetenlerin hataları nedeniyle İran kamuoyunun dikkatini yaşadıkları trajik gerçeklikten uzaklaştırma çabası olduğunun farkındadır” dedi.