Kral Selman yönetimindeki Suudi Arabistan, 2030 Vizyonu ve refah

Şarku’l Avsat, tahta çıkışının 10’uncu yıldönümü vesilesiyle Kral Selman’ın serüvenine dikkati çekiyor

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz (SPA)
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz (SPA)
TT

Kral Selman yönetimindeki Suudi Arabistan, 2030 Vizyonu ve refah

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz (SPA)
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz (SPA)

Bugün (23 Ocak) tahta çıkışının 10’uncu yıldönümü olan Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz'in iktidarda olduğu dönem siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve diğer tüm alanlarda benzersiz başarılara sahne oldu. Suudi Arabistan adeta bir atölyeye dönüştükten sonra, Kral Selman döneminde ülke sahnesinde meydana gelen dönüşümler, dünyanın gördüğü bir refah hali ve ‘vizyon’ ile taçlandı.

Suudi Arabistan geçtiğimiz on yıl içinde yeni ve etkili düzenlemeleri hayata geçirdi, mega projeler gerçekleştirdi, ortaklıklar kurdu ve dengeli uluslararası ilişkiler inşa etti.

Kral Selman, geçtiğimiz on yıl boyunca yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde hayatın her alanını ve eğilimleri etkileyen, hayranlık ve takdirle karşılanan ve Suudi Arabistan'ı sahnede etkili bir oyuncu haline getiren büyük bir rönesansa öncülük etti. Kral Selman dönemi, Suudi Arabistan'daki kalkınma sürecinin karşılaştığı zorlukların ve sorunların üstesinden gelinmesi, hükümet bürokrasisinin kaldırılması, Suudi kadınların güçlendirilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği, yargı, adalet, insan hakları ve evlilik ve boşanma konularıyla ilgili düzenlemelerin hayata geçirilmesiyle geniş bir yelpazede değişikliklere tanık oldu.

Ülkesi için ulusal bir vizyona öncülük eden ve bu vizyonun hedeflerine ulaşmasında babası Kral Selman'a destek olan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ülkesinin kapsamlı ve bütüncül bir yaklaşımla hedeflerine ulaşmak için değişim ve gelişim yolculuğunu sürdürme konusunda iyimserlikle ve güvenle ilerlediğini vurguladı. Veliaht Prens, ülkesinin modernleşme ve çeşitlendirme yolunda ilerlerken bir yandan da kimliğini ve değerlerini koruduğuna dikkati çekti.

Kral Selman'ın ülkesinde iktidarın dizginlerini ele almasının 10’uncu yıldönümü vesilesiyle Şarku'l Avsat dopdolu bir dosya hazırladı. Kral Selman'ın karizması, genç yaşta siyasete girmesi ve kral olmasıyla onun bir hükümdar olarak doğduğunu söyleyebiliriz. Kral Selman altmış yıl boyunca Riyad Emiri olarak görev yaptıktan sonra çağdaş konulardaki bilgisi ve yönetim sanatındaki şeffaflığıyla Suudi Arabistan’ın ilerleyişinin lideri oldu.



Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.