Rahman'ın misafirleri, Akabe Cemresi'ne taş atıyorlar

Rahman'ın misafirleri, bu sabahı şafak vakti Mina'ya vardıklarında Cemretü'l-Akabe'ye taş atıyorlar (Fotoğraf: Beşir Salih)
Rahman'ın misafirleri, bu sabahı şafak vakti Mina'ya vardıklarında Cemretü'l-Akabe'ye taş atıyorlar (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Rahman'ın misafirleri, Akabe Cemresi'ne taş atıyorlar

Rahman'ın misafirleri, bu sabahı şafak vakti Mina'ya vardıklarında Cemretü'l-Akabe'ye taş atıyorlar (Fotoğraf: Beşir Salih)
Rahman'ın misafirleri, bu sabahı şafak vakti Mina'ya vardıklarında Cemretü'l-Akabe'ye taş atıyorlar (Fotoğraf: Beşir Salih)

Hacılar, bugün şafak vakti, Zilhicce ayının onuncu günü, sevinç ve coşku içinde, Allah'ın onlara Arafat'ta durma şerefini bahşetmesinden sonra, haccın en önemli kısmını yerine getirip, Allah'ın koruması altında “Muzdelife”de gecelediler.

Suudi Arabistan hükümeti, misafirlerin inanç dolu bir ortamda rahat ve huzur içinde ibadetlerini yerine getirebilmeleri için çeşitli alanlarda entegre ve kapsamlı bakım hizmetleri sunmaktadır.

Mina'ya vardıklarında, hacılar Peygamber Efendimiz'in sünnetine uyarak Akabe taşını attılar. Ardından bugün içinde kurbanlarını kesip başlarını kazıttılar, Kabe'yi tavaf ettiler ve Safa ile Merve arasında sa'y yaptılar.

Mina'da hacılar, hac ibadetlerini tamamlamak için birkaç gün daha kalırlar. Bu günlerde Allah'ı çok anar, hac ibadetini kendilerine bahşettiği için şükrederler ve üç taş atma ritüelini tamamlarlar. Önce küçük taş, sonra orta taş ve en son büyük taş olmak üzere her birine yedi taş atarlar.

Mina'da hacılar ibadetlerini yerine getirmeye devam ediyor, Teşrik günlerini geçiriyor, Allah’ı ​​sık sık anıyor ve Hacc'ı kendilerine bahşettiği için O'na şükrediyorlar. Daha sonra en küçüğünden başlayarak, sonra ortadaki ve en son olarak en büyüğü olmak üzere, her biri yedi çakıl taşıyla üç Cemarat'ın taşlanmasını tamamlıyorlar.

Rahman'ın misafirlerinin gelişi, Allah'ın şefkati ve hac ibadetini yerine getirenlerin gayretleri ile huzur ve sükunet içerisinde gerçekleşti ve bu durum hacıların rahat bir şekilde hareket etmesine, ibadetlerini kolaylıkla ve güvenle yerine getirmelerine vesile oldu.



Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Bir inanç yolculuğunun ardından... Danimarkalı mühtedi kadın, İslam’la tanışalı henüz bir yıl olmadan hacca gitti

Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Arafat'ın huzur dolu atmosferinde bir hacı adayı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Mekke: Ömer el-Bedevi

Danimarka vatandaşı Liz Christensen, bir yıldan kısa bir süre önce, bir inanç sığınağı arayışı yolculuğunun ardından İslam'ı seçtiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat ile yaptığı sohbette, dünyanın farklı yerlerinden dua ederek gelen hacıların görüntüsü de dahil olmak üzere İslam'a ait olmanın tüm tezahürlerini anlatırken sözleri gözyaşlarıyla karıştı.

Liz, bu yıl dünyanın 100 ülkesinden 2 bin 443 hacı adayını ağırlayan İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Misafir Programı'nın bir parçası. Misafirlerin her birinin inançlarının özünü ve çevreleri üzerindeki etkisini yansıtan bir hikayesi var.

Bu misafirlerin arasında, Danimarka'dan Suudi Arabistan'a yaklaşık on saatlik bir yolculukla gelen ve Haccın büyük rüknünü yerine getirmek üzere Arafat'ta vakfeye duran, inanç atmosferiyle dolu, huşu ve sükûnet içinde, takdir-i ilahi ile kuşatılmış hacılara katılarak, kendilerine af, mağfiret, merhamet ve ateşten kurtuluş bahşetmesi için Allah'a dua etmesine vesile olan kendi hikâyesine sahip Liz de bulunuyor.

Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)Danimarkalı mühtedi Liz Christensen, yıllarını inanç yolculuğu üzerine düşünerek geçirdi. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Liz gözyaşlarına hâkim olmaya çalışarak şunları söyledi: “Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü küçüklüğümden beri Tanrı'yı arıyordum. Pek fazla insanın Tanrı hakkında düşünmediği ya da konuşmadığı bir toplumda büyüdüm ama ben Tanrı'yı arıyordum.”

Liz, inanç yolculuğu boyunca yıllarını düşünerek ve tefekkür ederek geçirmiş, mantığa aykırı olduğuna inandığı şeyleri eleştirmeye cesaret etmiş ve doğayı tefekkür etmesi onu gerçeğin özünü aramaya yöneltmiş.

Liz şöyle diyor: “Dünyadaki güç her zaman galip geldi ve sonra bu güce sevgi demeye başladım. ‘Sevgi en büyük güçtür’ dedim ve bundan tatmin oldum. Sonra doğaya geçtim ve ağaçlardan çok etkilendim. Bu yüzden ağaçlara baktığımda ‘Bir şey var, bir yaratıcı var diyorum’. Zira doğaya baktığımda bunun kendi kendine olması imkânsız.”

Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)Yaklaşık iki milyon Müslüman bu yıl Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Liz kendi inanç yolculuğuna devam ederken, oğlu geçen yıl şubat ayında İslam'ı seçtiğini açıkladı ve bu onun hareketi hakkında konuşmak için bir fırsat oldu. Liz şöyle diyor: “Bana bunu anlattığında ağlıyordum ama şimdi bunun gerçek olduğunu biliyorum.”

Bu yıl yaklaşık iki milyon Müslüman'ın Hac ibadetini yerine getirdiği kutsal topraklara gelen Liz, mekânın dinginliği karşısında şaşkına döndüğünü ifade etti. “Burada olduğum ve bu kadar çok kız kardeşle konuşabildiğim için çok mutluyum” diyen Liz, Haccın inanç arayışındaki uzun yolculuğunun doruk noktası olduğunu söyledi.