​Cezayir'de yasaklı ‘İslami Selamet Cephesi’ siyaset sahnesine dönüyor

​Cezayir'de yasaklı ‘İslami Selamet Cephesi’ siyaset sahnesine dönüyor
TT

​Cezayir'de yasaklı ‘İslami Selamet Cephesi’ siyaset sahnesine dönüyor

​Cezayir'de yasaklı ‘İslami Selamet Cephesi’ siyaset sahnesine dönüyor

Cezayir’de yasaklı olan İslami Selamet Cephesi üyeleri, ülkedeki sosyal koşulların patlak vermesinden endişe duyduklarını belirterek dün başkentte bildiri dağıttı.
1991 yılında yönetim kadrosu hapsedilen Selamet Cephesi’nin başkanlığına geçen genç İslamcı Abdülkadir Haşani’nin suikastının üzerinden 19 yıl geçti. Sözü edilen İslamcı parti, terörle suçlandıktan sonra 1992 yılında yargı kararıyla yetkileri feshedilmişti.
Şarku’l-Avsat, ülkedeki sosyal ve siyasi koşulları eleştiren bildirilerden bir tanesine ulaştı. Söz konusu bildiride şu ifadeler yer alıyor:
“Haşani, Cezayir’in güvenilir çocuklarından ve özgürlüğün sembol isimlerinden biridir. Parti liderliğinin yolunu tüm gücü ile ümmetini ve vatanını yukarılara taşımak, onu casusların pençelerinden kurtarmak için arşınlamıştır. Peki, bu gidiş nereye? Darbecilerin akıbeti ne olacak?”.
Burada işaret edilen ‘darbeciler’, 1991 yılında gerçekleştirilen ve Selamet’in ezici bir başarı elde ettiği meclis seçim sonuçlarını hiçe sayan ordu yönetimidir. Başkan Şazli b. Cedid’in istifası da Cezayir’in atlattığı o zorlu badirelerin dışavurumlarından biriydi.
Bildiride ayrıca şu ifadeye de yer verilmiş: “Mühendis Abdulkadir Haşani’nin suikastının üzerinden 19 yıl geçmişken Cezayir hala ağır bir krizle boğuşuyor. Ve bu kriz, bu defa özel koşullarda gerçekleştirilecek önümüzdeki başkanlık seçimlerinin hazırlık aşamasında yaşanıyor”.
Bildiride tarafsız kalmama çağrısı
Bildiriye imza atanlar, yasaklı partinin destekçilerine, ‘halkın bütünlüğünü ve vatanın birliğini koruma, tedbiri elden bırakmama ve herhangi bir durumda tarafsız kalmama’ çağrısında bulundu. ‘Tarafsız kalmamak’tan neyin kastedildiği açıklanmamakla birlikte anlaşılan o ki partinin geriye kalan yöneticileri, 2019 başkanlık seçimi konusunda destekçilerine bir yönlendirmede bulunacak.
Bildirinin arkasında kimler var?
Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynaklar Selamet’in dağıttığı bu bildirilerin arkasında Kemal Kamazi ve Abdulkadir Mugni gibi partinin eski yöneticilerinin yer aldığını ve Selamet Cephesi Başkan Yardımcısı Ali b. Hacc’ın bilgisi dâhilinde olmadığını belirtti. Parti Başkanı Abbasi Medeni ise yurtdışında yaşıyor.
Uzun yıllardan sonra Selamet Cephesi, siyasi tartışma sahasına ilk kez dönüyor. Daha önce Bin Hacc’ın camilerde destekçileri ile buluşması gibi ender görülen durumlar haricinde neredeyse hiç varlık göstermiyordu.
Haşani’nin katili Fuad Bolmiye hakkında idam kararı
Yargı 2001 yılında Haşani’nin katili Fuad Bolmiye hakkında idam kararı verdi. Katil, ‘silahlı bir terör örgütüne üyelik, önceden tasarlanmış cinayet, tuzak kurma ve ruhsatsız silah taşıma’dan suçlu bulundu. Haşani, başkentte yer alan ve İslamcıların karargâhlarından biri sayılan Babü’l-Vadi eş-Şabi mahallesinde yer alan bir diş polikliniğinin bekleme salonunda bulunduğu esnada başına sıkılan iki kurşunla öldürülmüştü. Ancak cezası ömür boyu hapse çevrilerek Bolmiye hakkındaki idam kararı uygulanmadı.
Fuad Bolmiye ifadesinde, 1995 yılında silahlı İslamcı grubun saflarına katıldığını ve grubun lideri Anter ez-Zevabiri tarafından saldırıyı gerçekleştirmek için beş isimle birlikter başkente gönderildiğini belirtmişti.



İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
TT

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)

Filistinli onlarca gazeteci, Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Tıp Kompleksi önünde bir araya geldi. Gazeteciler, İsrail saldırılarında öldürülen meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.

Basın mensupları, Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasındaki savaşı haberleştirmek için ağır bir bedel ödüyor.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının başlangıcından bu yana 212 gazetecinin (bazıları evlerinde aileleriyle birlikte olmak üzere) öldürüldüğünü, 409'unun ise yaralandığını açıkladı. Yaralılardan bazıları kalıcı uzuv kaybı yaşadı, bazıları da felç geçirdi. Resmi kaynaklara göre İsrail güçleri 48 gazeteciyi de tutukladı.

Görsel kaldırıldı. Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlamak için toplandı. (WAFA)

Doğrudan hedef alınma

Şarku’l Avsat’ın Birleşmiş Milletler’in (BM) haber sitesi UN News'ten aktardığına göre Sami Şehade, Nisan 2024'te Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta geçirdiği ağır bir yaralanmanın ardından bacağını kaybetti. Ancak o fotoğraf makinesini aldı ve Gazze Şeridi'ndeki trajik olayları belgelemek için sahaya döndü.

Engelinin kendisini çalışmaktan alıkoymasına izin vermeyen Şehade, “Tüm bu engellerle karşılaşsam bile foto muhabirliğini bırakmam mümkün değil” dedi.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü her yıl 3 Mayıs'ta kutlanıyor ve medyanın hesap verebilirlik, adalet, eşitlik ve insan haklarını vurgulamadaki rolüne odaklanıyor.

Koltuk değneklerine yaslanan Şehade, mavi renkli basın yeleğini giyerek kamerasının arkasında durmuş, meslektaşlarıyla birlikte yıkıntıların arasında çalışıyordu.

Şehade, “Yaşanan tüm suçlara tanık oldum ve sonra bana karşı işlenen bir suça tanık olduğum an geldi... Ben bir saha gazetecisiydim, açık bir alanda kamera taşıyordum, beni gazeteci olarak tanımlayan bir kask ve yelek giyiyordum. Ama yine de doğrudan hedef alındım” ifadelerini kullandı.

Bu olay onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Şehade durumunu şöyle açıkladı: “Daha önce kimsenin yardımına ihtiyacım yoktu ama şimdi var. Bu yeni gerçekliğin üstesinden gelme kararlılığına sahibim. İşte biz Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler bu halde bile çalışmalıyız.”

Görsel kaldırıldı.Gazze Şeridi'ne düzenlenen İsrail saldırılarının birinde bacağını kaybeden Filistinli gazeteci Sami Şehade (UN News)

Sokaklarda çalışmak

Gazze Şeridi'nde yıkılmış bir binanın enkazı arasında bir meslektaşıyla birlikte çekim yapan gazeteci Muhammed Ebu Namus, “Dünya Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlarken, Filistinli gazeteciler savaşta yıkılan işyerlerini hatırlıyor” dedi.

Ebu Namus sözlerini şöyle sürdürdü: “İşimizi yapmak için ihtiyacımız olan asgari şey elektrik ve internet, ancak birçok yerde yok. Bu yüzden internet sağlayan dükkanlara başvuruyoruz. Sokaklar artık bizim ofislerimiz.”

İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgali sırasında Filistinli gazetecilerin hedef alındığına inandığını ifade eden Ebu Namus, medya çalışanlarının ‘ister Filistin'de ister dünyanın başka bir yerinde çalışsınlar’ korunması gerektiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinli gazeteci Muhammed Ebu Namus ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı takip eden meslektaşı (UN News)

Kaldırımlarda kan var

Filistinli Gazeteciler Sendikası'nın çağrısıyla Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle düzenlenen mitinge, çeşitli yerel ve uluslararası kuruluşlardan gazeteciler ve medya profesyonellerinin yanı sıra aktivistler ve insan hakları savunucularından oluşan kalabalık bir grup katıldı.

WAFA'ya göre kalabalık, gazeteciler için uluslararası koruma ve Gazze Şeridi'nde medya çalışanlarına karşı işlenen suçlara sessiz kalma ve suç ortaklığı politikasına son verilmesini talep etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkan Yardımcısı Tahsin el-Astal, “Dünyanın yok etmek istediği Filistin'in sesini ve gerçeği savunmak için mesleki araçlarını taşırken şehit edilen meslektaşlarımızın kanı halen kaldırımlarda ve yıkılan evlerdeyken bugünü anıyoruz. İşgalci İsrail’i bu suçlardan tamamen sorumlu tutuyor ve uluslararası kurumları katillerin hesap vermesi için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz. Ayrıca uluslararası medyayı da yanımızda durmaya ve katliam karşısında sessiz kalmamaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

El-Astal, hiçbir güvenlik garantisinin olmaması, basın kuruluşlarının tahrip edilmesi ve medya çalışanlarının en temel çalışma araçlarından mahrum bırakılması nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki medya durumunun dünyadaki en tehlikeli durumlardan biri haline geldiğini belirtti.