Belçika radikal bir genci sınır dışı etti

Belçika polisinin Friver’de daha önce engellediği terör eylemi
Belçika polisinin Friver’de daha önce engellediği terör eylemi
TT

Belçika radikal bir genci sınır dışı etti

Belçika polisinin Friver’de daha önce engellediği terör eylemi
Belçika polisinin Friver’de daha önce engellediği terör eylemi

Belçikalı yetkililer, yaklaşık iki yıl önce, ülkenin doğusundaki Friver  sokaklarında, Batılıların öldürülmesi çağrısında bulunduğu video görüntüleri nedeniyle tutuklanan, radikal bir genci sınır dışı etti.
Genç adam’ ın, Verviers yakınlarındaki Dison camisinde Cuma günü vaaz veren İmam Alami Amuş’un oğlu belirtildi. Daha önce nefret söylemiyle suçlanan ve sınır dışı edilmesi istenen genç, yaşının küçük olması nedeniyle “aşırılığın kaldırılması programı” çerçevesinde bir Islah evine yerleştirilmişti.
Göç ve göçmen sorunlarından sorumlu Devlet Bakanı Theo Frankin, gencin Cuma günü ülkeyi terk ederek, kimliğini taşıdığı Hollanda'ya gittiğini söyledi.
Frankin, Eylül ayında genç adamın ikamet iznini geri çekme kararı almıştı. Bu uygulama, güvenlik için tehlike arz eden kişilerin sınır dışı edilmesine imkân tanıyan son yasa değişikliğine göre yapıldı.
Temmuz ayında, Belçika televizyon kanalı RTL, 2016'daki soruşturma sırasında gencin verdiği ifadelerden birine ulaştığını açıkladı. E-postalarının incelenmesiyle sınır dışı edilen gencin Suriye’ye savaşmak için giden kişilerle iletişim kurduğu ortaya çıktı.
Soruşturmada sınır dışı edilen kişinin, Friver’deki aşırılık yanlısı bir başka kişinin etkisinde kalarak, neredeyse polise yönelik bir saldırı gerçekleştireceklerini itiraf etti.
İmam Amuş, 2016 yılının Aralık ayında Belçika yetkililerin kendilerine verdiği süre bitmek üzere iken ülkesi olan Fas’a döndü.
Yetkililer Amuş’u verdiği vaazlarla, insanları terör eylemlerine sevk etmekle suçladı. Hollanda ise daha önce Amuş ülkeye geldiği takdirde izleneceğini belirtmişti.
Amuş 2006 yılından beri Belçika’da yaşıyordu. Daha önce Hollandalı bir kadınla evlenerek birkaç yıl Lahey’de yaşamıştı.
Ağustos 2016’da Amuş, oğlu ve eşiyle birlikte tatil dönüşü Frvier’deki evlerinde tutuklanmış oğlu 17 yaşından küçük olması nedeniyle çocuk polis bürosunda sorgulanmıştı. Avukatı ise iddia edildiği gibi gencin nefreti körüklemek ve yurt dışında savaşmak gibi suçlarla itham edilmediğini açıkladı.
Temmuz 2016'da, Belçika'da ilk kez, federal hükümet, radikal olarak nitelendirdiği İmam el-Alami'den ikamet iznini geri çekmeye karar verdi.
Geçtiğimiz yıl Şubat ayı ortasında Belçika Parlamentosu, Göçmen ve Göçmenlik İdaresi'nin, Belçika topraklarında doğmuş olsalar bile, kamu güvenliğini tehdit eden yabancıları sınır dışı etmeye izin veren yasal değişiklikleri onayladı.
Bakan Frankin tarafından sunulan bu tasarı, oylanmadan önce suçsuz insanların sınır dışı edilebileceği endişesiyle büyük tartışma yaratmıştı. Bakan bu görüşlere katılmadığını açıklayarak Belçika’da doğan ancak Belçika vatandaşı olmayan 70 kişiden 20’sinin terör eylemlerine katıldığı, diğer 50 kişinin ise tehlikeli güvenlik sorunu yarattığına işaret etti.



İran nasıl Mossad'ın oyun sahasına dönüştü?

  Mossad'ın yayımladığı videoda, İsrailli ajanların İran'a silah kaçırdığı görüntülerin yer aldığı bildirilmişti (Mossad)
Mossad'ın yayımladığı videoda, İsrailli ajanların İran'a silah kaçırdığı görüntülerin yer aldığı bildirilmişti (Mossad)
TT

İran nasıl Mossad'ın oyun sahasına dönüştü?

  Mossad'ın yayımladığı videoda, İsrailli ajanların İran'a silah kaçırdığı görüntülerin yer aldığı bildirilmişti (Mossad)
Mossad'ın yayımladığı videoda, İsrailli ajanların İran'a silah kaçırdığı görüntülerin yer aldığı bildirilmişti (Mossad)

İsrail'in İran'a düzenlediği "Yükselen Aslan" operasyonunda Mossad büyük rol oynadı.

CNN'in analizinde, İsrail'in ulusal istihbarat teşkilatı Mossad'ın operasyondan aylar önce İran'a gizlice silah soktuğu belirtiliyor.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan kaynaklar, Mossad'ın İran içine patlayıcı taşıyan drone'lar yerleştirdiğini, operasyon sırasında bunların Tahran yakınlarındaki füze rampalarını vurmak için kullanıldığını söylüyor.

Böylelikle İsrail Hava Kuvvetleri'nin, dün 200'den fazla uçakla 100'ü aşkın saldırı gerçekleştirmesinin önünün açıldığı ifade ediliyor.

İsrail ordusu, tüm savaş jetlerinin ilk saldırı dalgasının ardından kayıp vermeden geri döndüğünü bildirmişti.

İran devlet medyasının aktardığına göre saldırılarda Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami ve İsrail'e yönelik saldırıları komuta eden isimlerden General Gulam Ali Reşid öldürüldü. Ayrıca operasyonda 6 nükleer bilim insanı da yaşamını yitirdi.

İran Devrim Muhafızları Ordusu üst düzey askerlerinden General Gulamrıza Mehrabi ve General Mehdi Rabbani'nin de İsrail saldırılarında öldürüldüğü bugün duyuruldu. İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı'na göre Mehrabi Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Dairesi başkan yardımcısı, Rabbani de Genelkurmay Başkanlığı Operasyon Dairesi başkan yardımcısıydı.

Ayrıca Axios'un aktardığına göre İsrail'in saldırı düzenleyeceği belli olduğunda Devrim Ordusu'ndan komutanlar strateji belirlemek için güçlendirilmiş bir yeraltı sahasında toplandı. Ancak acil durum protokolünden ve komutanların toplandığı yerden haberdar olan İsrail'in burayı imha ettiği aktarılıyor.

Kimliğinin paylaşılmamasını isteyen İsrailli bir yetkili, "İran'ın anında misilleme yapması için emir verebilecek kimse yoktu, bu da onların yanıtını geciktirdi" diyor.

CNN'e konuşan İsrailli kaynaklar, İranlı üst düzey askeri yetkililerin Mossad'ın topladığı istihbaratlar sayesinde nokta atışıyla vurulabildiğini belirtiliyor.

ABD'li düşünce kuruluşu Washington Enstitüsü'nden Holly Dagres, "Mossad yıllardır İran'ı oyun alanına çevirdi" diyor.

İsrailli bir güvenlik yetkilisi, son operasyonda Mossad komandolarının Tahran'ın derinliklerine kadar girdiğini, savaş jetleri havalanınca İran'ın hava savunma füzelerini, balistik füzelerini ve füze rampalarını hedef aldıklarını söylüyor.

Teşkilatın ayrıca İran'a ait hava savunma sistemlerinin yakınına "hassas güdümlü silah sistemleri" konuşlandırdığı belirtiliyor. İran diğer savunma sistemlerini hedef almak üzere bazı araçlara monte edilmiş ileri teknoloji silahlar da kullanmış.

Adlarının paylaşılmaması şartıyla Washington Post'a konuşan İsrailli yetkililer de Mossad'ın faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade ediyor. İsrail ajanlarının, öldürülen İranlı askeri yetkililer yerine atanması muhtemel komutan ve rejim yetkililerine tehdit mesajları ilettiğini belirtiliyor.

Kaynaklar, Mossad'ın İsrail Savunma Kuvvetleri'yle (IDF) yıllarca birlikte çalışarak İran'da önde gelen yetkililere ait konut ve sığınaklar hakkında dosyalarca bilgi hazırladığını söylüyor.

"Yükselen Aslan" operasyonu

İsrail dün sabaha karşı başlattığı "Yükselen Aslan" operasyonuyla Tahran başta olmak üzere İran'daki birçok şehre saldırı düzenlemişti. 20'si üst düzey komutan, 6'sı nükleer bilimci en az 78 kişi ölmüştü.

İran misilleme olarak İsrail'e 100 kadar drone göndermiş, Tel Aviv ise bunların hava sahasına ulaşmadan imha edildiğini bildirmişti.

Ancak İran'ın balistik füzelerle başlattığı saldırıda roketler Tel Aviv'in güneyindeki bazı binalara isabet etti. İsrail'in kamu yayımcısı KAN'ın aktardığına göre saldırılarda üç kişi öldü, 172 kişi yaralandı.

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı'na göre İsrail, bugün Tebriz rafinerisi yakınlarına saldırı başlattı. Ayrıca önemli savunma ve askeri üslerin bulunduğu Loristan, Hamedan, Kirmanşah şehirleri de hedef alındı. Henüz ölü ve yaralı sayısı bilinmiyor.

Diğer yandan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) İsrail'in hedef aldığı İran'ın Natanz nükleer tesisinde sızıntı olduğunu bildirdi. İsrail ordusu İsfahan'daki nükleer tesisi de vurmuştu.

Independent Türkçe, CNN, Washington Post