Lübnan’da genel af çıkıyor

​Eylül 2017'de Sayda şehrindeki bir miting sırasında Lübnanlı askerleri öldürmekle suçlanan İslamcıların akrabaları (Getty)
​Eylül 2017'de Sayda şehrindeki bir miting sırasında Lübnanlı askerleri öldürmekle suçlanan İslamcıların akrabaları (Getty)
TT

Lübnan’da genel af çıkıyor

​Eylül 2017'de Sayda şehrindeki bir miting sırasında Lübnanlı askerleri öldürmekle suçlanan İslamcıların akrabaları (Getty)
​Eylül 2017'de Sayda şehrindeki bir miting sırasında Lübnanlı askerleri öldürmekle suçlanan İslamcıların akrabaları (Getty)

Lübnan hükümeti, Bakanlar Kurulu Beyannamesi’ne, “küçük suçlardan cinayetlere varıncaya kadar hükümlü veya tutuklu olması fark etmeksizin hapiste bulunan kimseler için genel bir af yasası düzenlemeyi taahhüt ettiği temel bir madde” ekledi. Fakat masum insanların hayatını kaybetmesine yol açan terör eylemleri ile ordudan veya Lübnan güvenlik kurumlarından herhangi birinin öldürülmesi ile ilgili cinayetler af kapsamı dışında bırakıldı.
Hükümetin bu hamlesi, mahkumların ve mahkumların aile fertlerinin haklarını savunan aktivistlerin genel af istediği bir zamanda geldi. Aktivistler, böyle bir affın Lübnanlıların endişelerini giderebileceğini ve gerçek ulusal uzlaşıyı somutlaştırabileceğini söylüyorlar.
Hükümetin af yasasını tamamlama taahhüdünün yalnızca kağıt üzerindeki bir mürekkepten ibaret olmadığı açıkça görünüyor. Mahkum aileleri tarafından gerçekleştirilen eylemler, yetkililer üzerinde bu adımı hızlandırmaları yönünde bir baskı unsuru oluşturuyor.
Şarku’l Avsat’ın Başbakan Saad el-Hariri’ye yakın olan bir kaynaktan edindiği bilgilere göre af kanunu tasarısı, başbakan tarafından görevlendirilen hukuk komitesi tarafından tamamlandı. Hariri’nin geniş bir siyasi uzlaşma sağlamak için diğer siyasi güçlerle görüşeceğini belirten kaynak, bu güçlerin bazı talepleri olabileceğini ve tasarıda düzenlemeler yapılabileceğini kaydetti. Yasa tasarısının İslamcı tutukluların yargılandığı suçları da içerdiğini ifade eden kaynak, bu dosyanın mezhepsel saiklerle değil, dosyanın ulusal rolü kapsamında ele alındığını söyledi.
Söz konusu dosyaya ilişkin Şarku’l Avsat’a konuşan adli bir kaynak, yasa tasarısının belirli bazı suçları af kapsamından çıkardığını, fakat başta şehitler olmak üzere kurbanların ailelerinin duygularını da dikkate alarak tutuklular hakkındaki cezaların hafifletilmesi yoluyla istisna teşkil eden durumlar için de birtakım çözümler bulunduğunu açıkladı. Af kanunu tasarısının dengeli olduğunu ve tüm hukuki ve insani yönleri göz önünde bulundurduğu belirten kaynak, Hariri'nin hukuk komitesinden istediği şeyin bu olduğunu söyledi.
Mahkumların aileleri, çocuklarının af kanununun istisna teşkil eden suçlar kapsamında değerlendirilmelerinden endişe duyuyorlar.
Şarku’l Avsat’a konuşan İslamcı tutukluların avukatı Muhammed Sabluh, tüm Lübnanlılar için kapsamlı ve adil bir kanunun kabul edilmesi ve af yasasının ülkenin içinden geçtiği zorlu ve acılı sürece son vermesi gerektiğini vurguladı. Gerek İslamcı tutuklulara gerekse de diğer mahkumlara toplum arasına yeniden katılma fırsatı tanınması gerektiğini dile getiren Sabluh, bu kimselerden bazıların para ile kandırılıp güvenliği ihlal edecek eylemelere sevk edildiğini, diğer bazı kimselerden ise işkence altında itiraf alındığını söyledi.
Yasanın tamamlanmasını engelleyebilecek yahut geciktirebilecek siyasi farklılıkların ortaya çıkma ihtimali üzerine konuşan Avkutan Sabluh, Hariri'nin verdiği sözden ve af taslağının Bakanlar Kurulu'nun ilk oturumlarında tartışılmaya başlanmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hariri, tüm endişeleri dikkate alarak ve gerçek bir ulusal uzlaşıyı somutlaştırarak, bu dosyanın etkilerini sonlandırma hususundaki ciddiyetini ve arzusunu gösteriyor. Hariri, kendisi ve af yasasını hazırlayan hukuk komitesi ile yaptığımız görüşmelerde, İsrail’e kaçan yaklaşık 6 bin kaçağın ve uyuşturucu kaçakçılığı, adam kaçırma ve hırsızlıkla suçlanan on binlerce tutuklunun ve tutuklu 1200 İslamcının af kanunundan hariç tutulmasını istiyor.”
Yakında çıkması beklenen af kanunundan tüm Lübnan topluluklarının yararlanması bekleniyor. Bu kimseler arasında Sünni topluluğunun üyesi olan yaklaşık 1200 İslamcı, çoğu 2000 yılından bu yana İsrail’e kaçan yaklaşık 6 bin Hristiyan ve Bekaa bölgesinden çoğunluğu Şiilerin oluşturduğu ve çoğu uyuşturucu kaçakçılığı, cinayet, adam kaçırma, hırsızlık ve diğer suçlardan aranan kimseler olan yaklaşık 30 bin kişiyi içeriyor.
İslamcı Tutukluların Ailelerini İzleme Komitesi’nin bir üyesi, Lübnan Müslüman Alimler Kurumu’nun, gerçek ve kapsamlı bir ulusal uzlaşı için İslamcı ve Demokratik Arap Partisi mensubu mahkumları affetmeye hazır olduğunu söyledi.
Lübnan yargısı, Demokratik Arap Partisi mensubu olan 20’den fazla kişiyi, “Suriye el-Muhaberat görevlileriyle işbirliği yaparak, Trablus'taki Selam ve Takva Camilerine yönelik gerçekleştirilen bombalama eylemlerini planlamak ve yürütmekle” suçlamıştı. Gerçekleşen saldırılarda 53 kişi hayatını kaybetmiş ve 400'den fazla kişi yaralanmıştı. Tutuklular hala Lübnan’ın en yüksek yargı organı olan Adli Konsey nezdinde yargılanıyor.



Trablus'ta yüzlerce kişi Dibeybe hükümetini destekledikleri ve milislerle ilgili taleplerini dile getirdikleri bir gösteri düzenledi

Trablus'ta UBH destek gösterisinden bir kare, 24 Mayıs 2025 (AFP)
Trablus'ta UBH destek gösterisinden bir kare, 24 Mayıs 2025 (AFP)
TT

Trablus'ta yüzlerce kişi Dibeybe hükümetini destekledikleri ve milislerle ilgili taleplerini dile getirdikleri bir gösteri düzenledi

Trablus'ta UBH destek gösterisinden bir kare, 24 Mayıs 2025 (AFP)
Trablus'ta UBH destek gösterisinden bir kare, 24 Mayıs 2025 (AFP)

Yüzlerce Libyalı dün, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) merkezi Trablus'ta bir araya gelerek, bu ayın ortalarında başkentte yaşanan ölümcül çatışmalardan sonra hükümetin istifası talebiyle düzenlenen iki protesto gösterisinin ardından hükümete destek gösterisi düzenledi.

Katılımcıların çoğu, Misrata (Trablus’un 200 kilometre doğusunda) ve Aziziye (Trablus’un 50 kilometre güneybatısında) gibi komşu şehirlerden otobüslerle Trablus'un merkezine taşındı.

Kalabalık ‘milislere hayır, hukukun üstünlüğüne ve devlete evet’ ve ‘milisler lağvedilmeli’ sloganları atarken, bazıları seçim çağrısı yapan pankartlar taşıdı.

Libya, Muammer Kaddafi rejiminin 2011 yılında yıkılmasından bu yana çatışmalar ve bölünmelerle boğuşuyor. Ülke birincisi (batıda) Trablus’ta Abdulhamid Dibeybe’nin başbakanı olduğu ve BM tarafından tanınan UBH, diğeri (doğuda) Bingazi şehrinde Usame Hammad’ın başbakanı olduğu ve hem Temsilciler Meclisi (TM) hem de Mareşal Halife Hafter liderliğinde Libya Ulusal Ordusu (LUO) tarafından desteklenen paralel İstikrar Hükümeti olmak üzere iki rakip hükümet tarafından yönetiliyor.

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin 2021 yılı sonlarında yapılması planlanıyordu, ancak taraflar arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle seçimler süresiz olarak ertelendi.

Protesto gösterisi sırasında kalabalığa okunan bildiride “Birleşik bir vatan ve herkes için geçerli yasalar istiyoruz” denildi.

Protestocular ayrıca ülkenin bağımsızlığını kazandığı 1951 yılında kabul edilen, ancak Kaddafi'nin 1969 yılındaki darbesinin ardından iptal edilen anayasanın yeniden yürürlüğe girmesini talep etti.

Libyalılar tarafından 2017 yılının temmuz ayında seçilen ve anayasa taslağını hazırlamakla sorumlu bir komite, referandum taşınmak üzere parlamentoya bir metin sundu. Ancak, bölünme nedeniyle taslak hayata geçirilemedi.

Protestocular ayrıca Trablus'un doğusunu, havaalanını ve bazı hapishaneleri kontrol eden ve geçtiğimiz hafta UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe tarafından ilgili güvenlik birimleri dağıtılan silahlı bir grup olan Özel Caydırıcı Güç’ün (ÖCG) lağvedilmesini talep etti.

Trablus, 12-15 Mayıs tarihleri arasında şehri kontrol eden UBH’nin Başbakan Dibeybe’ye göre ‘devletten daha güçlü hale gelen’ tüm milis grupları dağıtma kararı almasının ardından silahlı gruplar ile UBH’ye bağlı güçler arasında şiddetli çatışmalara sahne oldu.

BM'nin aktardığına göre ateşkes sağlanmadan önce çatışmalarda en az sekiz kişi öldü.

UBH’nin krizi ele alış biçimini protesto etmek amacıyla binlerce protestocu geçtiğimiz cuma günü Trablus'un merkezinde toplandı. Yapılan resmi açıklamaya göre hükümet merkezini koruyan bir polis memuru ‘protestocular arasına karışan bir grup tarafından düzenlenen saldırıda’ öldürüldü.

Kalıcı ateşkes

Öte yandan Afrika Birliği (AfB) cumartesi günü, başkentteki ölümcül çatışmalar ve başbakanın istifasını talep eden gösterilerin ardından Libya'da kalıcı ateşkes için çağrıda bulundu.

gth5y67u
Başkente nispeten sükûnet geri dönmüş olsa da durum oldukça değişken olmaya devam ediyor (AFP)

AfB Barış ve Güvenlik Konseyi (PSC) tarafından dün yapılan açıklamada, Libya’da yaşanan son şiddet olayları kınanırken kalıcı ve koşulsuz bir ateşkese varılması çağrısı yapıldı.

PSC tarafından X platformu üzerinden yapılan açıklamada, Libya'nın öncülüğünde kapsayıcı bir uzlaşma çağrısı yapılırken dışarıdan hiçbir müdahalenin olmaması gerektiği vurgulandı.