Arap Birliği Zirvesi’nde liderlerin önünde 19 gündem maddesi var

​Tunus Cumhurbaşkanı el-Baci Kaid es-Sibsi, Filistinli mevkidaşı Mahmud Abbas’ı karşıladı (Reuters) Başbakanın siyasi danışmanı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile birlikte  (AFP)
​Tunus Cumhurbaşkanı el-Baci Kaid es-Sibsi, Filistinli mevkidaşı Mahmud Abbas’ı karşıladı (Reuters) Başbakanın siyasi danışmanı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile birlikte (AFP)
TT

Arap Birliği Zirvesi’nde liderlerin önünde 19 gündem maddesi var

​Tunus Cumhurbaşkanı el-Baci Kaid es-Sibsi, Filistinli mevkidaşı Mahmud Abbas’ı karşıladı (Reuters) Başbakanın siyasi danışmanı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile birlikte  (AFP)
​Tunus Cumhurbaşkanı el-Baci Kaid es-Sibsi, Filistinli mevkidaşı Mahmud Abbas’ı karşıladı (Reuters) Başbakanın siyasi danışmanı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile birlikte (AFP)

Arap liderlerinin katılımıyla bugün Tunus'ta gerçekleştirilecek olan 30. Arap Birliği (AL) Zirvesi’nde liderlerin önünde 19 maddelik bir gündem olacak. Bu gündemin başında, Filistin meselesi, ABD’nin işgal altındaki Golan’ı İsrail toprağı olarak tanıması, Suriye krizi, Libya ve Yemen'deki durum ve sosyal ve ekonomik komite tarafından sunulan taslak kararlar yer alacak.
Arap Dışişleri Bakanları tarafından hazırlanan ve zirveye sunulan taslak kararda,  25 Mart 2019’da ABD’nin İsrail’in Golan’daki egemenliğini tanıma kararı kınanıyor ve söz konu kararın Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi ve ilgili Güvenlik Konseyi kararlarının ihlali anlamına geldiğini belirtiliyor. Taslak kararda, ABD kararının 1967'de İsrail tarafından işgal edilen Golan'ın yasal statüsünü değiştirmediğini vurgulanıyor. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı diğer taslak kararlar arasında, Filistin meselesinin politik gelişmelerinin izlenmesi, Arap-İsrail çatışması ve Arap barış girişiminin harekete geçirilmesi başlıklı taslak kararlar da bulunuyor.
Arap liderlerin, Ortadoğu’daki barış sürecine ilişkin uluslararası referanslarla bağdaşmadığı takdirde herhangi bir barış anlaşmasını veya girişimini reddetmeleri bekleniyor. Barış süreci referansları ile uyuşmayacak bir şekilde Filistin sorununa haksız çözümler dayatmak amacıyla Filistin halkına ve liderliğine uygulanan politik veya finansal baskıyı reddeden liderler, uluslararası çok taraflı bir mekanizma oluşturmak için uluslararası aktörlerle birlikte çalışmak isteyecekler.
Bu bağlamda hazırlanan taslak kararda, Filistin Devleti Başkanı Mahmud Abbas’ın 20 Şubat 2018 tarihinde Güvenlik Konseyi'ne sunduğu barış planına yönelik desteğin yineleneceği yer alıyor. Taslak kararda, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan herhangi bir devletin kararına karşı koymak için gerekli tüm pratik önlemlerin alınacağı da belirtiliyor. Ayrıca kararda, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve elçiliğini oraya nakletmesi gibi Kudüs şehrinin yasal statüsünü ihlal eden herhangi bir devlet kararının reddedileceği ve kınanacağı vurgulanıyor.
Arap liderlerinin gündeminde olacak bir diğer taslak karar ise işgal altında bulunan Kudüs kentindeki İsrail ihlalleri ile ilgili olacak. Bu bağlamda Brezilya Cumhuriyeti’ne, Arap ülkeleriyle dostluk bağlarını ve ilişkilerini koruması için Kudüs şehrinin yasal statüsünü zedeleyecek herhangi bir tutum benimsememesi çağrısında bulunuluyor. Taslak kararda, ABD’nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma ve elçiliğini buraya nakletme kararı kınanıyor ve reddediliyor. Ayrıca kararda, Filistin halkının haklarına karşı bir saldırı olarak kabul edilen ve Arap İslam ve Hristiyan milletlerinin duygularına yönelik bir provokasyon olarak değerlendirilen bu kararların, uluslararası hukuka ve uluslararası meşruiyet kararlarına aykırı oldukları gerekçesiyle iptal edilmeleri talebi yer alıyor. Kararda, Guatemala'nın büyükelçiliğini Kudüs nakletme kararı kınanıyor ve bu gibi yasadışı adımlara karşı uygun siyasi ve ekonomik önlemlerin alınacağı vurgulanıyor.
Kudüs şehrinde herhangi bir resmi ofis veya devlet misyonu açılmasının reddedildiği kararda, bunun Kudüs şehrinin yasal statüsünün ihlali olduğu ve Doğu Kudüs'ü kontrol etmeyi amaçlayan yasadışı İsrail politikalarını desteklediği kaydediliyor. Bu bağlamda, Avustralya’nın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı reddediliyor ve ülkeye bu kararından dönme çağrısında bulunuluyor. Bunun yanı sıra bu hususta Avustralya ile olan etkin çabalarından dolayı kardeş Endonezya Cumhuriyeti'ne teşekkür ediliyor. Karar kapsamında, ABD’nin veya diğer herhangi bir devletin Kudüs'ü işgalci gücün başkenti olarak tanınması karşısında, Filistin devletinin karar ve eylemlerine destek olunacağı dile getiriliyor.
İlgili taslak kararda, İsrail hükümetinin ve işgal güçlerinin desteği, koruması ve katılımıyla aşırılık yanlısı çetelerin ve İsrailli yetkililerin Mescid-i Aksa’ya yönelik tekrarlanan saldırıları şiddetle kınanıyor. Ayrıca şehrin Arap kimliğini bozmayı, demografik yapısını değiştirmeyi ve Filistinlileri izole etmeyi amaçlayan İsrail’in tüm yasadışı politikaları ve planları güçlü bir şekilde kınanıyor ve kesin ifadelerle reddediliyor.
Arap Dışişleri Bakanları, Arap liderlere Filistin devletinin bütçesinin ve Filistin halkının istikrarının desteklendiği bir diğer karar taslağı sundular. Kararda Arap devletlerine, Arap Birliği kararlarına bağlı kalmaları ve mümkün olan en kısa sürede aylık 100 milyon dolarlık bir finansal güvenlik ağını aktif hale getirmeleri çağrısında bulunuluyor. Ayrıca üye devletlerden, Mart 2017’de düzenlenen Amman Zirvesi’nde kabul edilen ve el-Aksa ve Kudüs fonlarının 500 milyon dolar değerinde arttırılacağını içeren kararı uygulamaları talep ediliyor.
Suriye'deki gelişmelere ilişkin taslak kararda, Suriye krizine yönelik olası tek çözümün  Haziran 2018’de yayınlanan Cenevre Bildirisi ve özellikle Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı çerçevesinde tüm Suriye taraflarının katılımına dayanan siyasi bir çözüm olduğu yönündeki kesin tutum teyit edildi.  Ayrıca kararda, Suriye krizinin siyasi bir süreç dahilinde çözülmesine yönelik BM çabalarının desteklendiği belirtildi.
Libya’daki duruma ilişkin karar taslağında ise Libya topraklarının birliğine ve egemenliğine bağlı kalmanın gerekliliği, her türlü yabancı müdahalenin reddedilmesi, Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi tarafından ülkede güvenliği sağlamak ve terörist grupların faaliyetlerini engellemek amaçlı alınan önlemlerin desteklenmesi, egemenliğin tüm ülkeyi içerecek şekilde genişletilmesi, sınırlarının korunması ve Libya siyasi anlaşmasının tam olarak uygulanmasına destek olunacağı kararlaştırıldı. Ayrıca kararda, Libya'daki siyasi çözümün tek referansı olarak kabul edilen ve 17/12/2015 tarihinde Suheyrat kentinde imzalanan Libya Siyasi Anlaşması’nın tam olarak uygulanmasına destek olunacağı vurgulandı ve BM Libya Özel Temsilcisi) Gassan Selame’nin Libya'daki krizin çözümü için sunduğu çalışma stratejisinin memnuniyetle karşılandığı dile getirildi.



Gazze savaşı: 7 binden fazla İsrail katliamı… bin 400 aile kayıtlardan silindi

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında yaralanan bir çocuk, Aksa Şehitleri Hastanesi'nde tedavi görüyor (EPA)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında yaralanan bir çocuk, Aksa Şehitleri Hastanesi'nde tedavi görüyor (EPA)
TT

Gazze savaşı: 7 binden fazla İsrail katliamı… bin 400 aile kayıtlardan silindi

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında yaralanan bir çocuk, Aksa Şehitleri Hastanesi'nde tedavi görüyor (EPA)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında yaralanan bir çocuk, Aksa Şehitleri Hastanesi'nde tedavi görüyor (EPA)

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, ‘işgal güçlerinin 7 Ekim 2023'ten bu ayın başına kadar Gazze Şeridi'ndeki Filistinli ailelere yönelik 7 bin 160 katliam gerçekleştirdiğini’ duyurdu.

Bakanlığın resmi Facebook hesabından yapılan paylaşımda, “İşgal güçleri aynı dönemde 5 bin 444 aile ferdinden oluşan yaklaşık bin 410 aileyi nüfus kayıtlarından tamamen sildi. Sadece bir kişinin hayatta kaldığı ailelerin sayısı 3 bin 463 iken bu ailelerdeki toplam vefat sayısı ise 7 bin 934” denildi.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, ‘İsrail katliamlarına maruz kalan ve birden fazla kişinin hayatta kaldığı ailelerin sayısı yaklaşık 2 bin 287. Bu ailelerin vefat eden fertlerinin sayısı ise 9 bin 577.’

Sağlık Bakanlığı, İsrail'in son 24 saat içinde Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 14 Filistinlinin hayatını kaybettiğini, 108 kişinin yaralandığını ve savaşta ölenlerin sayısının 44 bin 249 kişiye yükseldiğini açıkladı.

Bakanlık, savaşın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana toplam yaralı sayısının 104 bin 746 kişiye yükseldiğini kaydetti.