​Tunus Zirvesi’nin gündemi 'Libya krizi'

​Tunus Zirvesi’nin gündemi 'Libya krizi'
TT

​Tunus Zirvesi’nin gündemi 'Libya krizi'

​Tunus Zirvesi’nin gündemi 'Libya krizi'

Arap liderler, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Avrupa Birliği’nin (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve Tunus’taki 30. Arap Zirvesi’nin üst düzey diğer katılımcıları, Libya krizinin siyasi çözümü için güçlü ve benzeri görülmemiş bir destek verdiklerini ifade etti.
Taraflar, şiddet, terörizm ve askeri çözümlere karşı olduklarını vurguladı.
Arap liderler, Fas’ın Suheyrat şehrinde Libya krizinden kurtulmak için imzalanan kapsamlı anlaşmadan yaklaşık 18 ay önce yayınlanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararının uygulanması çerçevesinde BM’nin Libya Özel Temsilcisi Gassan Salame tarafından ortaya koyulan yol haritasına da desteklerini ifade etti.
Abu Dabi anlaşmasına resmi destek
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Afrika Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Parlamenterler Birliği’nden diğer Arap liderlerin müdahalelerinin ardından, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ve Tunus Devlet Başkanı Beci Kaid el-Sibsi, yaptıkları konuşmalarda, Mart ayı başlarında Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanı Fayiz Serrac ve Ulusal Ordu komutanı Halife Hafter arasında Abu Dabi’de imzalanan siyasi anlaşmaya koşulsuz destek verdiklerini ifade etti.
Anlaşma, ABD’li diplomatlar ve ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) himayesinde imzalandı. Libya Dışişleri Bakanı Muhammed Seyyale, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, 8 yıldır artan, Libya’nın her bölgesinde ölüm, yaralanma ve kayıp vakalarına neden olan, ulusal birliği zayıflatan Libya krizini çözmek için ABD tarafından açık bir yeşil ışık yakıldığını söyledi.
1 buçuk milyon varil petrol
Libya Ekonomi Bakanı Abdul Azizi el-İsavi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Arap dışişleri bakanları konferansına destek verdiğini ve Abu Dabi’de Libya krizinin siyasi çözümüne dair son anlaşmaları, BM’nin ülke genelindeki siyasi kuruluşlara odaklı adımlarını, iş ortamının iyileştirilmesi, petrol ve gaz üretimi ve ihracatın geliştirilmesi yönündeki faaliyetleri memnuniyetle karşıladığını belirtti.
Bakan İsavi, ‘siyasi istikrarın, kapsamlı çözüm sürecinin başlatılmasının ve devletin egemen kuruluşlarının seçiminin’ Libya’nın petrol üretiminin en erken zamanda bir milyon 200 bin varilden en az 1 milyon 500 bin varile çıkmasına olanak sağlayacağını vurguladı.
Üretim ve ihracat işletmelerine yatırımın yenilenmesi için elverişli koşulların oluşturulduğuna, altyapı ve ekipmanların geliştirildiğine dikkati çeken bakan, Libya ihracatının küresel pazar ihtiyacından daha büyük miktarlara katkı sağlayacağını ifade etti.
Libya Dışişleri Bakanı Muhammed Seyyale ise bu fırsatı memnuniyetle karşıladığını belirtirken, BM yol haritasının ve Suheyrat Anlaşması kapsamındaki diğer anlaşmaların uygulanması çağrısı yaptı.
Seyyale, bir yıl önce Libya’da Petrol Hilali Bölgesi’ni işgal eden tarafa uygulanan baskılara dikkati çekerek, bir veya iki gün içerisinde işgal sürecinin sonlandığını vurguladı.
10 ülkenin Libya müdahalesi
Tunus’taki Libya misyonu başkanı Muhammed el-Malul, Libya’daki siyasi çözümü ve BM yol haritasını destekleyen Arap liderlerin ifadelerine dikkati çekti. Libya krizinin, başta Libyalı mülteci sayısının 2011 yılından bu yana yaklaşık 1 milyona ulaştığı Tunus olmak üzere komşu ülkelerdeki etkisine atıfta bulundu.
BM’nin Libya Özel Temsilcisi Gassan Salame de Arap Zirvesi’nin kapalı hazırlık toplantılarında en az 10 ülkenin Libya iç işlerine ve siyasi taraflarına müdahale ettiğini belirtti. Salame, ulusal konferansın tamamlanması, siyasi sürecin başlaması ve seçimlerin gerçekleştirilmesinin ise Libya- Libya diyaloğunun başarısına ve dış müdahalelerin sona ermesine bağlı olduğunu vurguladı. BM Özel Temsilcisi, söz konusu 10 ülkenin ismini vermezken, bazılarının Arap olduğu ve Libya’nın geleceği ile doğrudan ilgilendiği ifade edildi.
Hegemonyadan uzak çıkar ilişkileri
Libya’nın Dışişleri ve Ekonomi Bakanları, Libya petrolü, doğalgazı ve diğer zenginlikleriyle ilgili Arap ve Batı ülkeleriyle ortaklığı memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. Bakanlar, ayrıca Libyalıların, bugün ortak isteklerinin olduğunu ifade etti. Ortadoğu’daki Uluslararası Barış Enstitüsü temsilcisi Necib Ferici ise tüm taraflara, BM Genel Sekreteri Guterres ve bölge temsilcisi Gassan Salame ile işbirliğini artırma çağrısı yaptı. Tüm bölgenin kısır bir döngü içerisinde olduğunu söyleyen Ferici, Libya’daki ve çoğu komşu ülkedeki kalkınma meselelerine müdahalelere, şiddet ve terörizme dikkati çekti.
Necib Ferici, ayrıca Tunus Arap Zirvesi’nde siyasi çözüme verilen desteğin cesaret verici olduğunu ve sahada operasyonel adımlar gerektirdiğini vurguladı.
BM Genel Sekreteri Libya’da
Öte yandan Libya Dışişleri Bakanı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Çarşamba günü siyasi süreci ve uluslararası çabaları desteklemek amacıyla Libya’ya ziyarette bulunacağını açıkladı. Bakan, Guterres’in Libya ziyareti öncesinde de Suriyeli ve Filistinli mültecilere ilişkin son gelişmeleri, yardım kuruluşlarının müdahalelerini ve uluslararası gelişmeleri takip etmek üzere Tunus’tan Mısır ve Ürdün’e yöneleceğini ifade etti.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24