​Sudan’ın silahlı hareketleri Askeri Geçiş Konseyi ile müzakere konusunda farklı düşünüyor

Gazeteciler ve Hartum Üniversitesi’nden profesörlerin ardından doktorlar da dünkü protestolara katıldı (AFP)
Gazeteciler ve Hartum Üniversitesi’nden profesörlerin ardından doktorlar da dünkü protestolara katıldı (AFP)
TT

​Sudan’ın silahlı hareketleri Askeri Geçiş Konseyi ile müzakere konusunda farklı düşünüyor

Gazeteciler ve Hartum Üniversitesi’nden profesörlerin ardından doktorlar da dünkü protestolara katıldı (AFP)
Gazeteciler ve Hartum Üniversitesi’nden profesörlerin ardından doktorlar da dünkü protestolara katıldı (AFP)

Sudan’daki silahlı hareketlerin Askeri Geçiş Konseyi ile müzakere konusundaki tutumları birbirinden farklılık gösteriyor.
Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Abdulvahid Muhammed Nur dialogu reddettiğini açıkladı.
Sudan Halk Özgürlük Hareketi-Kuzey (SPLM-N) lideri Malik Akkar, şu anda ordu ile görüşen Özgürlük ve Değişim Bildirgesi ittifakının bir parçası olduklarını belirtirken, SPLM-N'nin Abdulaziz el-Hulu kanadı ise, üç aylık bir ateşkes ilan ederek daha da ileri gitti.
Kendi arasında ikiye bölünen SPLM-N’nin bir kanadını Güney Kordofan'da Abdulaziz el-Hulu, diğer kanadını Mavi Nil'de Malik Akkar temsil ediyor.
Abdulvahid Nur: ‘Darbeci’ Askeri Geçiş Konseyi ile müzakere yok
Şarku’l Avsat’a demeç veren Abdulvahid Nur, ‘darbeci’ olarak nitelendirdiği Askeri Geçiş Konseyi ile herhangi bir müzakereye girmeyi reddetti.
Nur, “Konsey liderleri İslami Harekete bağlı derin devletin bir parçasıydı” diyerek, hareketinin Özgürlük ve Değişim Bildirgesi güçleriyle hiçbir ilişkisi olmadığını vurguladı.
Abdulvahid Nur, “Eğer asker ilk baştan devrim seçeneklerinin yanında dursaydı onlarla görüşmek mümkün olabilirdi.  Fakat biz farklı bir durumla karşı karşıyayız. Halk devrimi Başkan Ömer el-Beşir’i istifaya zorladı. Bu halk devrimi, derin devletin bir parçası olan Askeri Geçiş Konseyi’nin de dahil olduğu İslami rejimi yok etmek için yapıldı. Askeri Geçiş Konseyi ile masaya oturmayacağız çünkü onlar kırsal kesim ve şehirlerde büyük fedakarlıklar yapan Sudan halkının devrimi çaldı. El-Beşir’i ve Savunma Bakanı Avd bin Avf’ı istifaya zorlayan bu devrimdi ve bu konseyi de gitmeye zorlayacaklar” yorumunda bulundu.
Hareketinin 18 yıldır Ulusal Kongre Partisi’ne karşı savaştığını söyleyen Nur, yorumlarını şu ifadelerle sürdürdü;
“Sudan halkı, tüm devrimci ve politik güçlerin, Sudan krizinin temelini ele almak ve geçiş döneminin özelliklerini tanımlamak amacıyla yuvarlak masanın etrafında toplanması mümkün olabilir. Şu anda, Özgürlük ve Değişim Bildirgesi güçlerinin bir parçası değiliz. Dolayısıyla, halkın otoritesine atıfta bulunulmalı. Tüm halk kuvvetleri, özellikle de kadın ve sivil toplum örgütleri, silahlı mücadele güçleri ve siyasi güçler, kimsenin dışlanmayacağı eşit vatandaş statüsü oluşturmak için bir araya gelebilir. Şu an ki dönem önemli bir süreç. Geçiş yapacak hükümet, İslami Harekete karşı olan, bağımsız ve iyi bilinen kişilerden oluşturulmalıdır.”
Malik Akkar liderliğindeki SPLM-N: Özgürlük ve Değişim Bildirgesi’nin bir parçasıyız
Şarku’l Avsat’a açıklama yapan Malik Akkar liderliğindeki SPLM-N Sözcüsü ise, hareketinin Özgürlük ve Değişim Bildirgesi ittifakının bir parçası olduğunu dile getirdi.
Sözcü, “Meslek Odaları birliği ve siyasi güçler ile bunun bir parçası olduk. Ülkedeki durum, merkez ve kırsaldan, sivil kuvvetlerden ve silahlı mücadele kuvvetlerine kadar herkesin katılımını gerektiriyor. Askeri Geçiş Konseyi’nin, bu devrimin Sudan’ı savaş devletinden barış devletine, totaliter ve tiran devletten özgürlük, demokrasi ve eşit adalet devletine taşımak için Ulusal Kongre rejimine karşı patlak verdiğini bilmesi gerekir” dedi.
Silahlı mücadele hareketlerinin siyasi güçlerin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayan Sözcü açıklamalarına şöyle devam etti;
“Askeri Geçiş Konseyi Hartum'daki siyasi güçlerle bir toplantı yaptı. Savaş sorunlarını çözmek ve barış sağlamak için silahlı mücadele hareketleriyle de görüşmeli. Bunlar demokratikleşme sorunları ile yan yana giden meselelerdir. Sudanlılar, demokratik bir geçişin gerçekleştiğini, savaşın durduğunu, devrim yaptıklarını görmek ve duymak istiyor.  Afrika Birliği de, Askeri Geçiş Konseyi’ne iktidarı sivil isimlere devretmeleri için 15 gün süre verdi.”
SPLM-N’nin Abdulaziz el-Hulu kanadı: 3 aylık ateşkes yaptık
SPLM-N’nin Abdulaziz el-Hulu kanadı ise bir açıklama yayınlayarak, Mavi Nil ve Güney Kordofan eyaletlerinde hükümet güçleri ile yaşadıkları çatışmanın Temmuz ayı sonuna kadar durdurulduğu bildirildi.
Açıklamada, “Sudan sorununun barışçıl çözümü ve iktidarın sivillere teslim edilmesine fırsat vermeye yönelik bir iyi niyet göstergesi olarak, üç ay boyunca hareketin kontrolü altındaki tüm alanlarda ateşkes ilan ediyoruz” ifadeleri yer aldı.



ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
TT

ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)

Suriye Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani'nin ABD'li mevkidaşı Marco Rubio ile telefonda kimyasal silahlar, yaptırımlar ve “İran'ın müdahalesi” konularını görüştüğünü bildirdi.

Bakanlığın açıklamasında eş Şeybani'nin, Şam'ın yaptırımların, özellikle de Sezar Yasası'nın kaldırılması için Washington ile birlikte çalışma arzusunu dile getirdiği belirtilerek, iki tarafın bu yasanın devam etmesinin “şirketlerin ve yatırımcıların uzun vadede Suriye'de ekonomik faaliyette bulunma kabiliyetlerini kısıtladığını” vurguladığı kaydedildi.

Açıklamada Rubio'nun, ABD yönetiminin, Başkan Donald Trump'ın Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması yönündeki direktiflerini uygulamaya devam ettiği ve “önümüzdeki aylarda Sezar Yasası'nın yürürlükten kaldırılması için Kongre ile birlikte çalışacaklarını” söylediği aktarıldı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFPSuriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFP

Açıklamada, iki ülkenin katılımıyla kimyasal silahlar konusunda özel bir komite kurulması için tarafların ortak koordinasyon içinde hareket ettiği duyuruldu.

İran'la ilgili olarak Şam, “özellikle Tahran'a yönelik son saldırıların ardından İran'ın Suriye'nin iç işlerine karışma girişimleri” olarak tanımladığı durumdan duyduğu endişeyi dile getirirken, Washington da “mevcut meşguliyetlerine rağmen Tahran'ın Suriye'deki güç dengesini değiştirme arayışından vazgeçmeyeceği” uyarısında bulundu.

Suriye Dışişleri Bakanlığı'na göre iki bakan terörle mücadele dosyasını da ele aldı ve özellikle Şam'daki Mar Elias Kilisesi'ne yapılan son saldırıdan sonra DEAŞ'ın hala “gerçek bir tehdit oluşturduğunu” teyit etti.

Açıklamada, ABD tarafının DEAŞ'ın “şu anda Suriye hükümetine yönelik en büyük tehdit” olduğunu vurguladığı ve bu alanda istihbarat paylaşımı ve Suriye'nin kabiliyetlerinin geliştirilmesi konusundaki kararlılığını ifade ettiği ifade edildi.

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)

İki taraf ayrıca İsrail'in, Suriye'nin güneyine yönelik tekrarlanan saldırılarını da ele aldı ve eş Şaybani Suriye'nin 1974 tarihli Ayrılma Anlaşmasına geri dönmek için ABD ile işbirliği yapma arzusunu dile getirdi.

Şarku’l Avsat’ın açıklamadan aktardığına göre Rubio, “bölgenin tanık olabileceği en kötü şeyin Suriye'nin bölünmesi ya da iç savaşa dönmesi” olduğu uyarısında bulundu.

Rubio, ülkesinin Şam'daki büyükelçiliğini yeniden açma arzusunu dile getirerek, “iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılmasına yönelik somut değişimi teyit eden bir adım olarak” eş Şeybani'ye mümkün olan en kısa sürede Washington'u ziyaret etmesi için resmi davette bulundu.