Rakka'daki toplu mezardan 200 ceset çıkarıldı

Suriyeli bir kadın Rakka'da yıkılmış bir evin enkazı arasında yürüyor (AFP)
Suriyeli bir kadın Rakka'da yıkılmış bir evin enkazı arasında yürüyor (AFP)
TT

Rakka'daki toplu mezardan 200 ceset çıkarıldı

Suriyeli bir kadın Rakka'da yıkılmış bir evin enkazı arasında yürüyor (AFP)
Suriyeli bir kadın Rakka'da yıkılmış bir evin enkazı arasında yürüyor (AFP)

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) aktardığına göre, Suriye’nin kuzeyindeki uzman ekipler, Rakka’da bulunan yeni toplu mezarda DEAŞ infazının kurbanları olduğuna inanılan yaklaşık 200 ceset buldu.
Rakka’daki İlk Müdahale Ekibi Sorumlusu Yasir el-Hamis, “Toplu mezarda onlarca çukur var ve her birinde 5’er ceset bulunuyor” diyerek, çukurlardan birinde DEAŞ’ın rehinelerine giydirdiği turuncu tulumlu 5 kişinin cesedinin bulunduğunu dile getirdi.
Söz konusu bu beş kişinin ellerinin kelepçeli olduğu ve başlarından vurulduğunu söyleyen El-Hamis, muhtemelen iki yıldan daha fazla bir zaman içerisinde öldürüldüklerini de belirtti.
El-Hamis, toplu mezarda ayrı kadın cesetlerinin de bulunduğunu, bunlardan 3’ünün ise taş ile recmedilerek öldürüldüğünü ve kafataslarında kırıklar olduğunu aktardı.
Bulunan cesetlerden örnekler alındığını ancak gerekli testlerin yapılması için gerekli donanıma sahip olmadıklarını dile getiren El-Hamis, çalışmalar sürdükçe ceset sayısının artabileceğini de sözlerine ekledi.
Çok sayıda uluslararası insan hakları örgütü,  bir süre önce Suriye'nin kuzeyindeki toplu mezarları açmak için çalışan yerel ekiplere suç kanıtlarının korunması için yardım edilmesi yönünde uluslararası topluma çağrıda bulundu.
Ekip, DEAŞ’ın Suriye’deki en büyük kalesi olan Rakka’nın güneyinde bir ay önce çalışmaya başlamıştı.
DEAŞ’ın Suriye’nin kuzeyinden çıkarılmasının ardından, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) bölgede birçok toplu mezar bulmuştu.
Bu yılın başlarında, Rakka’da bulunan büyük toplu mezarda yaklaşık 3 bin 500 ceset bulunmuştu.
DEAŞ, kontrolü altında tuttuğu alanlarda, hükümlerine karşı gelenlere uyguladığı infaz, recm, kurşuna dizme ve kafa kesme gibi eylemleri ile sürekli korku yaymıştı.



Gazze’de ateşkes bozuldu, açlık hüküm sürüyor

Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Netzarim Koridoru’nda Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler (AFP)
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Netzarim Koridoru’nda Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze’de ateşkes bozuldu, açlık hüküm sürüyor

Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Netzarim Koridoru’nda Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler (AFP)
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Netzarim Koridoru’nda Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler (AFP)

Kaynaklar, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında, Gazze'de ateşkesin sağlanması ve Hamas'ın silahsızlandırılması ile tüm esirlerin serbest bırakılmasını içeren yeni bir öneri hakkında yoğun görüşmeler yapıldığını bildirdi. Ayrıca, ABD liderliğinde Gazze için geçici bir uluslararası yönetim kurulması da önerildi. Güvenlik yetkililerine göre anlaşmaya varma olasılığı zayıf. Aynı yetkililer tarafların tutumları arasındaki uçurumun ‘büyük ve aşılması zor’ olduğunu belirttiler.

Öte yandan açlık, Gazze halkını yok etmeye devam ediyor. 24 saat içinde 6 kişinin hayatını kaybetmesiyle, savaşın başlangıcından bu yana açlıktan ölenlerin sayısı 93'ü çocuk olmak üzere 175'e yükseldi.

Diğer taraftan Kudüs'te İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in dün Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyerek ve mevcut durumu hiçe sayarak Mescid'i Aksa'nın halka açık avlusunda Talmud ayinleri gerçekleştirildi ve Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilip İsrail egemenliğine girmesi çağrısında bulundu. Bu olayla yaşanırken Savunma Bakanı Yisrael Katz da Kudüs'ün, Mescid-i Aksa da dahil olmak üzere, kontrolünün güçlendirileceğini taahhüt etti.

Arap ve İslam dünyası, Mescid-i Aksa'ya yapılan baskını kınadı. Filistin Yönetimi, Suudi Arabistan, Ürdün ve Dünya İslam Birliği (Rabıta) bu olaydı. Aynı şekilde Arap Birliği (AL) ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bu olayı kınarken olanları ‘Müslümanların duygularına yönelik ciddi bir provokasyon ve Ürdün Haşimi Krallığı'nın Kudüs ve kutsal mekanlar üzerindeki vesayet hakkının bir ihlali’ olarak nitelendirdi.