Kahve içmek ayılmaya yardımcı olmuyor

Beslenme uzmanları ayılmak için güne vücudu dinç tutacak smoothie veya kuru yemiş ve meyveli yulaf ezmesi gibi yiyeceklerle başlamayı öneriyor (The Independent)
Beslenme uzmanları ayılmak için güne vücudu dinç tutacak smoothie veya kuru yemiş ve meyveli yulaf ezmesi gibi yiyeceklerle başlamayı öneriyor (The Independent)
TT

Kahve içmek ayılmaya yardımcı olmuyor

Beslenme uzmanları ayılmak için güne vücudu dinç tutacak smoothie veya kuru yemiş ve meyveli yulaf ezmesi gibi yiyeceklerle başlamayı öneriyor (The Independent)
Beslenme uzmanları ayılmak için güne vücudu dinç tutacak smoothie veya kuru yemiş ve meyveli yulaf ezmesi gibi yiyeceklerle başlamayı öneriyor (The Independent)

Yüksek miktarda alkol alanlar ertesi sabah ya da yemeğinin yanında birkaç kadeh içenler yemek sonrası bir bardak kahve içerek ayılmaya çalışır.
Oysa bilim insanları kahve içmenin ayılma üzerinde çok fazla etkisi olmayabileceğini buldu.
Independent Türkçe'nin haberine göre, Pazartesi günü Channel 4’teki Food Unwrapped’e konuk olan London South Bank Üniversitesi’nden Profesör Tony Moss kahvenin kandaki alkolseviyelerini azaltmadığını söyledi.
Moss kafein sayesinde kişi kendini daha ayık hissetse de el ve göz koordinasyonunun ve diğer motor becerilerinin vücuttaki alkolden etkilenmeye devam ettiğini ifade etti.
Teorisini deneyle ortaya koymak için 5 öğrenciyi denetimli bir pub’a davet eden Moss her birinden birer bardak votka ve boy uzunluğu ve kilolarına göre onları sarhoş edecek miktarda alkol içeren tonik içecekler içmelerini istedi.
Ardından basit bir el ve göz koordinasyonu testine tabi tutulan kişilerden metal bir çemberi bir telin etrafında dokundurmadan çevirmeleri istendi. Deneklerin hiçbiri testi geçemedi.
Daha sonra birer bardak sert kahve içen katılımcılar daha ayık hissetseler de testi yine geçemedi.
Kişilerin kanlarındaki alkol seviyelerini bir alkol ölçerle tespit eden Moss, seviyelerin kahve içtikten sonra da değişmediğini ve ayılmak için sadece “beklemek” gerektiğini ortaya koydu.
Moss şunları söyledi:
Daha geniş kapsamlı bir araştırma da gösteriyor ki kahve alkole (etkisini gidermede) çözüm değil. Kahve içmenin yorgunluk hissini biraz tersine çevirecek uyarıcı özelliği bulunuyor. Ancak bu kanınızdaki alkol seviyesi düşerken yaşanıyor. Bu bağlamda sizi ayıltacak tek şey biraz zaman.
İngilitere Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) verilerine göre ayılmak, bir birim alkol başına ortalama 1 saat sürüyor.
Örneğin 250 mililitrelik bir bardakta şarap içtiğinizde, bunun vücudunuzdaki etkisini yitirmesi ortalama 3 saat alıyor. Ortalama 470 mililitre birayı etkisiz hale getirmek içinse vücudunuz 2 saat harcıyor.
Araştırmanın bulguları 2009’da yayımlanan ve alkolle kafein ilişkisinin etkisini inceleyen bir çalışma tarafından destekleniyor.
O çalışmada da farelere önce alkol, ardından da 8 bardak kahve verilmişti. Kafein verildikten sonra daha ayık gözüken fareler yine de labirente konduktan sonra tamamen ayık farelere oranla daha başarısız olmuştu.
Ayık kalmanın henüz mucizevi bir yöntemi bulunmasa da, çok alkol aldığınız bir gece sonrası tüketeceğiniz bazı yiyecek ve içecekler vücudunuzu yeniden dinç hissetmenizi sağlayabilir.
Bol bol su için
Harley Street Beslenme Uzmanlarından Rhiannon Lambert The Independent’a yaptığı açıklamada “Öncelikle alkol aldıktan sonra vücudunuz susuz kaldığı için normalde içtiğinizden daha fazla su içmeniz önemlidir. İkincisi, besleyici yiyecekler tüketin. Vücudumuzda alkol bulunduğunda canımız genellikle şekerli yiyecekler çekse de, güne vücudunuzu dinç tutacak besleyici bir öğünle başlamaya çalışın. Örneğin bir bardak canlandırıcı smoothie veya kuru yemiş ve meyveli yulaf ezmesi deneyebilirsiniz” dedi.
Diğer yandan geçen hafta Ulusal Kanser Enstitüsü ve Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün yeni bir raporuna göre, kahve içmek erken ölüm riskini azaltıyor.
Araştırmada günde 7 bardağa kadar kahve içmenin erken ölüm riskini yüzde 16 azaltabileceği bulundu.
Çalışmaya göre benzer şekilde günde 8 bardak veya daha fazla kahve içmek ölüm oranlarını yüzde 14 düşürüyor.



Bilim insanları Venüs'ün yüzeyinin altında bir şeylerin hareket ettiğini söylüyor

New York'ta Manhattan'ın batı yakasındaki Riverside Park'tan görüldüğü şekliyle 5 Haziran 2012'de Venüs'ün geçişi sırasında bulutlar Güneş'i kısmen kapatıyor (AFP)
New York'ta Manhattan'ın batı yakasındaki Riverside Park'tan görüldüğü şekliyle 5 Haziran 2012'de Venüs'ün geçişi sırasında bulutlar Güneş'i kısmen kapatıyor (AFP)
TT

Bilim insanları Venüs'ün yüzeyinin altında bir şeylerin hareket ettiğini söylüyor

New York'ta Manhattan'ın batı yakasındaki Riverside Park'tan görüldüğü şekliyle 5 Haziran 2012'de Venüs'ün geçişi sırasında bulutlar Güneş'i kısmen kapatıyor (AFP)
New York'ta Manhattan'ın batı yakasındaki Riverside Park'tan görüldüğü şekliyle 5 Haziran 2012'de Venüs'ün geçişi sırasında bulutlar Güneş'i kısmen kapatıyor (AFP)

Bilim insanları Venüs'ün yüzeyindeki gizemli özelliklerin, yüzeyinin altında bir hareketliliğe işaret edebileceğini öne sürdü.

Yeni bir araştırmaya göre, yüzeydeki neredeyse yuvarlak şekiller Venüs'ün aktif bir tektoniğe sahip olduğunu gösteriyor olabilir. Bulgular yeni olsa da bunları keşfetmek için kullanılan veriler aslında 30 yıldan eski ve ilk kez NASA'nın Magellan görevi tarafından bulunmuştu.

Bu davranış, Dünya'daki tektonik levhalara benziyor. Bunlar yoğun bir iç tabakanın üzerinde hareket eden ve yüzeyi sürekli değiştiren devasa kabuk parçalarıdır. Venüs'te tektonik levhalar yok ancak araştırmacılar yine de yüzeyin altındaki erimiş madde tarafından değiştirildiğini öne sürüyor.

Araştırmacılar yüzeydeki deformasyonları anlamak için Venüs'teki koronaları inceledi. Çapları onlarca ila yüzlerce kilometre arasında değişen bu koronalardan gezegende yüzlerce var ve gezegenin mantosundan yükselen maddenin üstteki kabuğu itmesiyle oluştukları düşünülüyor.

Bulgular sadece komşu gezegene ışık tutmakla kalmayıp bize Dünya'nın tarihi hakkında da bilgi verebilir.

Maryland Üniversitesi Baltimore County kampüsü ve NASA'nın Maryland eyaletindeki Greenbelt kentinde yer alan Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nde çalışan ve çalışmanın başyazarı olan Araştırma Görevlisi Gael Cascioli, "Bugün Dünya'da koronalar yok ancak gezegenimiz gençken ve levha tektoniği kurulmadan önce var olmuş olabilirler" diyor.

Yerçekimi ve topografya verilerini birleştiren bu araştırma, halihazırda Venüs'ün yüzeyini şekillendiren muhtemel yeraltı süreçlerine dair yeni ve önemli bir fikir veriyor.

Veriler, gezegenin yörüngesine 1990'larda girmesine rağmen Venüs'ün yerçekimi ve topografyası hakkında en iyi verileri elde eden Magellan görevi tarafından toplandı. Bu veriler koronalar hakkında ayrıntılar içerse de elde edildikleri dönemde bunların nedeni gizemini koruyordu.

Araştırmacılar bunlar için bir dizi açıklama önerdi. Ancak yeni araştırmada koronaların alttan gelen erimiş manto materyaliyle oluşması durumunda ne olacağını inceleyen ayrıntılı modeller yapıldı ve daha sonra bu simülasyonlar, gezegenden gelen gerçek verilerle karşılaştırıldı.

Sonuçlar eşleşiyor gibi görünüyor. Araştırmacılar, çalışmadaki 75 koronadan 52'sinin altında görünüşe göre manto malzemesinin yüzdüğünü ve muhtemelen yüzeyi etkilediğini tespit etti.

Bilim insanları Magellan verilerine, NASA'nın 2031'den önce fırlatılması beklenmeyen ve gezegenin yerçekimi ve diğer ayrıntıları hakkında yeni detaylar sağlayacak VERITAS görevinin de yakında eklenmesini umuyor. Bu sadece koronaları değil, daha genel olarak gezegenin jeolojisini anlamaya da katkı sağlayabilir.

Yeni çalışma hakemli dergi Science Advances'ta yayımlanan "A spectrum of tectonic processes at coronae on Venus revealed by gravity and topography" (Venüs'teki koronalarda yerçekimi ve topografyayla ortaya konan tektonik süreçlerin spektrumu) başlıklı makalede anlatılıyor.

Independent Türkçe