Hummalı altın arayışı Moritanya gençlerinin hayatını bitiriyor

Moritanya’daki gençler, yoksulluk ve işsizlikten ötürü altın kazısına başvuruyor (Independent Arabia)
Moritanya’daki gençler, yoksulluk ve işsizlikten ötürü altın kazısına başvuruyor (Independent Arabia)
TT

Hummalı altın arayışı Moritanya gençlerinin hayatını bitiriyor

Moritanya’daki gençler, yoksulluk ve işsizlikten ötürü altın kazısına başvuruyor (Independent Arabia)
Moritanya’daki gençler, yoksulluk ve işsizlikten ötürü altın kazısına başvuruyor (Independent Arabia)

Moritanyalılar, seneler önce başkent Novakşot’un kuzeyinde yerleşimin olmadığı bölgelerde altın arayışına başladı. Bu bağlamda on binlerce insan, modern yöntemlerle altın çıkarma faaliyeti yürüten Kanadalı Kinross Tasiast şirketinin hizasındaki topraklara doğru düzenlenmiş göç yolculuklarına katıldı.
Gençler bu yolculukta yanlarına az bir azık ve çokça zenginlik hayalleri aldı. Bu hızlı zenginleşme onlara işsizlik ve fakirlikle geçen yılları unutturacaktı. Gelgelelim yolları güllerle dolu değildi. Nitekim ölümcül kazalar kendilerine yoldaşlık ederken zenginlik hayalleri, hazin hikâyelere dönüştü. Müsebbibi ise sarı maden pırıltısının ardından koşturan seraptı.
Kuzeyden gelen ölüm
Independent Arabia Akrini Veled Meinouh'un haberine göre 3 sene önce binlerce insan, geleneksel ve ilkel araçlarla altın bulmak üzere ülkenin kuzey çöllerinin derinlerini yön tuttu. Onları bu göç yoluna, içinde bulundukları zorlu ekonomik koşullar ve yaygın işsizlik itmişti. Ama bilmedikleri bir şey vardı ki o da bu toprakların jeolojik özellikleri.
Kazı süreci, altının yıllar önce keşfedilip küresel bir şirket tarafından kullanılmaya başladığı bölgenin hizasındaki sınırlı bir coğrafi alanda başlıyor.
Altın arayan kişiler, düşük etkili arama cihazları kullanıyor. Yetkililerin, kazı için vatandaşlara izin verdiği en yeni bölgelerden biri olan Kelib Endor bölgesinden yeni dönen 20’li yaşlardaki Sidi Ali şöyle diyor: “Bize, enine ve boyuna dört metreyi aşmayacak küçük bir alan için izin veriliyor. Derin bir şekilde kazmaya başlıyoruz. Altın ararken kazdığımız ve ilkel cihazlarımızın var olma ihtimalini haber verdiği kuyular, güvenlik koşullarının olmamasından ötürü çöküyor”.
Sidi Ali, kazı esnasında ortağını kaybetmekten duyduğu derin üzüntüyü hatırlıyor ve olayı anlatıyor: “İki sene önce bir arkadaşımı kaybettim. Şami şehrinin banliyölerinde üzerine beş metre derinliğinde bir kuyu çöktü. İki gün bekledikten sonra özel çabalarımızla kumların altında boğulmaktan onu kurtarabildik”.
Altın arayışı ile ilgili öldürücü olaylara dair hikâyeler, buluştuğunuz kişiye göre çeşitleniyor. Bu geniş çöl bölgesi, zenginlik hülyalarını yanına alarak vahşi çöle gömülen kazıcılara ait pek çok drama sahne olmuş.
Altın arayan bir sanatçının trajedisi
Moritanya’da sevilen komedi sanatçısı Hune Veled Fal, Moritanya’nın kuzeydoğu uzaklarında Cezayir ve Mali sınırlarında yer alan kapalı askerî bölge Şekkat’ta altın arayan altı genç ile birlikte Moritanya ordusu devriyeleri tarafından tutuklandı. Bu tutuklanma hikâyesi, Moritanyalıların dikkatini daha iyi bir hayat peşinde olanların boğuştuğu sıkıntılara çekti. Bununla birlikte Moritanya çöllerinde ‘Sizifosvâri’ altın arayan oğullarını kaybeden onlarca ailenin hikâyesi ile karşılaştırıldığında sanatçı Hune’nin trajedisi sıradan görünüyor.
Yazarlar, güvenlikten ötürü siviller için sakıncalı olan bir bölgede altın ararken tutuklanan sanatçının serbest bırakılmasını talep etti. Ordu daha önce bu kapalı askerî bölgeye girilmesini yasaklamış ve kaçakçılarla yaşanan kovalamacalardan dolayı girilmemesi konusunda uyarmıştı. Basın kaynaklarına göre bu bölgede kaçakçılar ile kazıcılar çokça birbirine karıştırılıyor.
Altın kederleri
Moritanyalıların yüzeyde altın arayışları iki aşamadan geçti. Bunlardan ilki, 2015 yılında, başkentin kuzeyindeki Şami bölgesinin yakınlarında başladı. Bu aşamada altın arayanların kazdığı kuyuların çöktüğüne ve onlarca kişinin kazaya kurban gittiğine dair pek çok hikâye kayıtlara geçti.
İkinci aşamada ise altın arayanlar, özellikle Kelib Endor bölgesi olmak üzere Moritanya’nın uzak kuzeyine göç etti. Gazeteci Seyyid Ahmed Bubekr Sire’nin belirttiğine göre, “yetkililer, vatandaşlara kazı izni vermeyi birtakım şartlara bağladı. Bu şartlar, izin karşılığında sembolik bir ücret ödemek, gece çalışmasını durdurmak ve silah taşımamak. Aynı şekilde elde ettikleri ürünleri eyaletin başkentindeki Merkez Bankası şubesine satmalarını da şart koştu”.
Büyük gelirler
Moritanya’nın uzay kuzeyindeki Kelib Endor bölgesinde yüzey altını kazısında bir ay tam dolmamışken elde edilen gelirler, 1 milyar onsdan (yaklaşık 3 milyon dolar) 6 milyar onsa (18 milyon dolar) yükseldi. Bu kazılarda 600 kilogramdan daha fazla saf altın çıkarıldı ki bu, üç sene önce Moritanyalıların başına vuran altın arama hummasından bu yana hiç duyulmamış bir rakam.
Moritanya Merkez Bankası, altın arayan kimselere çıkardıkları altınlarını, eyaletin başkentindeki şubesine satmalarını zorunlu kılıyor. Altının ons fiyatı, Londra borsasına göre belirleniyor ve toprağın derinliklerinden çıkarılan ürünün ayarına göre değişiyor.
Yüzey altın kazısı, madeniyle adını duyurmuş Tiris Zemmur eyaletinde son dönemlerde görülmemiş bir canlılık kazandı. Moritanyalı olmayanlar, altın arama işleminden men ediliyor. Bölgeden yeni dönen Muhammed Mustafa’nın tahminine göre bu alanda çalışanların sayısı 25 bin.
Sigara, uyuşturucu ve yakıt kaçakçılarının tarihi sığınağı olan Kelib Endor bölgesinin birtakım coğrafi özellikleri var. Bubekr Sire, bu özellikleri şöyle açıklıyor:
“Kaçakçıların bu araziyi tercih etmelerinin, yasadışı faaliyetlerini kolaylaştıran birkaç pratik sebebi var. Altın arayanların çalışmasına izin verilen sınır şeridinin uzunluğu 35, eni 15 metreyi aşmaz. Kaçakçılar bu şeridi dörtçeker arabaları ile geçiyor ve güvenlik açısından sıkıntılı sınırlara giriyorlardı. Moritanyalı yetkililer, altın arayanlara herhangi bir silah taşımalarını yasakladı. Aynı şekilde ordu da ordunun bu tehlikeli bölgede yaptığı hava istihbaratı operasyonları sırasında kaçakçılar ile kazıcıların birbirine karıştırılmaması adına dörtçeker araba kullanımını yasak etti”.
Bu küçük coğrafi bölge hızlı zenginleşmenin yolunu arayan ve sarı madenin susuzluğunu çeken herkesin kıblesi haline geldi. Bu arayış serüveni yalnızca küçük bir elektrikli jeneratör, öğütücü bir alet ve küçük bir işçi topluluğu gerektiriyor. Ancak en önemlisi, Moritanyalı yetkililerden 15 dolar karşılığında alınacak izindir.
Kurtarma çabaları
Moritanyalı yetkililer birkaç ay önce kazı yapılan kapalı askerî bölgedeki Kelib Endor’da yer alan altın arama bölgelerine 4 büyük aracın girmesine izin verdi.
Bu araçlar, taş ocağının ağzında biriken ve çoğu zaman kazıcıların hayatı için bir tehdit oluşturan toprakları ortadan kaldırmada kullanıldığı gibi kurtarma operasyonlarında da kullanılıyor.
Yetkililer, Kelib Endor bölgesindeki kazı noktalarında kazaları azaltmak için ‘Geleneksel Madencilik’ adlı bir şirket kurmuş olsa da bu adım, kazıcılar arasındaki ölüm vakalarını önlemedi.
Mayıs ayında 11 kazıcı, farklı kazalarda hayatını kaybetti. Bu kazaların ortak noktası, Kelib Endor bölgesinde yer alan kuyuların çökmesiydi.
Kazı kuyularının çökmesi, kazıcılarının canını alan tek tehlike değil. Bununla birlikte trafik kazaları da hızlı zenginleşme hülyası peşinde koşan canların kaybında büyük katkı sahibi.



Mısır-İsrail ilişkileri gerginleşiyor ancak arabuluculuk çalışmaları devam ediyor

Sisi, 2017 BM Genel Kurulu toplantısı sırasında Netanyahu ile bir araya geldi (Reuters)
Sisi, 2017 BM Genel Kurulu toplantısı sırasında Netanyahu ile bir araya geldi (Reuters)
TT

Mısır-İsrail ilişkileri gerginleşiyor ancak arabuluculuk çalışmaları devam ediyor

Sisi, 2017 BM Genel Kurulu toplantısı sırasında Netanyahu ile bir araya geldi (Reuters)
Sisi, 2017 BM Genel Kurulu toplantısı sırasında Netanyahu ile bir araya geldi (Reuters)

Mısır-İsrail ilişkileri, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Doha'daki Filistin hareketinin genel merkezine düzenlenen saldırının ardından, Hamas ve diğer Filistinli grupların liderlerini barındıran bölge ülkelerine yönelik uyarılarını sertleştirmesiyle yeni bir gerginlik aşamasına girdi.

Bölgenin en büyük ve en güçlü ordularından birine sahip olan Mısır, bu tehdide, İsrail'in topraklarına saldırması halinde "korkunç sonuçlar" doğuracağı konusunda Washington'a uyarıda bulunarak yanıt verdi. Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlara göre bu gelişmeler, iki ülke arasındaki çatışmanın sonucuyla ilgili artan bir gerginlik ve beklentiyi ortaya koyuyor. Uzmanlar, Netanyahu'nun "Mısır'ı hedef almaya cesaret edemediğini, çünkü sert bir şekilde yanıt verecek kadar caydırıcı güce sahip olduğunu" vurguladılar.

Kahire'nin bölgedeki nüfuzu ve Katar saldırısının ardından müzakereleri yeniden başlatabilecek tek ülke olması ve Washington'ın İsrail saldırısına ilişkin belirsiz tutumu göz önüne alındığında, Mısır'ın arabuluculuğunun Gazze'deki savaşı durdurma iradesiyle devam edeceğine inanıyorlar.

CNN dün Mısırlı bir yetkilinin şu sözlerini aktardı: “Mısır, ABD'ye, bu hafta Doha'yı hedef alan baskınlar gibi İsrail'in Mısır topraklarında yapacağı herhangi bir operasyonun ciddi sonuçları olacağına dair mesaj gönderdi.”

Bu tutum, Mısır'ın resmi istihbarat teşkilatı başkanı Diaa Rashwan'ın birkaç gün önce Netanyahu'ya “El-Aris ile Tel Aviv arasındaki mesafe çok uzak değil” şeklinde yaptığı uyarıya benziyor ve İsrail başbakanının çarşamba günü yaptığı tehditler devamı niteliğinde.

Netanyahu, özellikle Hamas'tan Filistinli liderlerin sık sık toplantılarına ev sahipliği yapan Mısır'dan bahsetmeden, "Katar'a ve teröristleri barındıran tüm ülkelere şunu söylüyorum: Ya onları sınır dışı edin ya da adalete teslim edin. Eğer siz yapmazsanız, biz teslim edeceğiz" dedi.

Şarku’l Avsat’ın Fox News'ten aktardığına göre İsrail'in ABD Büyükelçisi Yechiel Leiter, çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail'in salı günü Doha'da gerçekleştirdiği saldırıda herhangi bir hedefi ıskalaması durumunda, bir dahaki sefere tekrar vuracağı konusunda uyardı ve Hamas üyelerinin "her yerde, her zaman" hedef listesinde olduğunu vurguladı.

Eylül ayının başından bu yana, İsrail'in Mısır ve Gazze arasındaki Refah sınır kapısının Filistin tarafını yaklaşık bir yıldır işgal etmesinden ardından Netanyahu ile Mısır arasındaki gerginlik yeniden alevlendi. İsrail Başbakanı, Kahire'ye gaz akışını kesmekle tehdit edince, Diaa Rashwan televizyonda yaptığı bir dizi açıklamada "bunu yapamayacağını ve kaybedenin kendisi olacağını " söyleyerek Filistinlilerin geri dönüşü için sınır kapılarını açmaya çağırdı ve “El Arish ile Tel Aviv arasındaki mesafenin çok uzak olmadığını” hatırlatarak uyardı.

Kuzey Sina Valisi Tümgeneral Halid Megawer, geçtiğimiz ağustos ayında Refah sınır kapısı önünde, Mısır ile İsrail arasında Refah sınır kapısında askeri harekat olup olmayacağına ilişkin bir soruya verdiği yanıtta, “Mısır sınırına yaklaşan herkes, bilinenler için olduğu kadar bilinmeyenler için de kendinden başka kimseyi suçlayamaz” ifadelerini kullandı.

Gerilim artıyor

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi ve eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Rokha Ahmed Hassan, Netanyahu'nun ABD'nin sonsuz desteği nedeniyle tehditlere başvurmakta olduğunu düşünüyor. İsrail Gazze'deki savaşı durdurana, Gazze'den çekilene, yardımların girişine izin verene ve Filistin halkının kendi devletini kurma hakkını tanıyana kadar İsrail'e yaptırım uygulayacak bir mekanizma oluşturmak için birleşik bir Arap uluslararası tepkisine ihtiyaç olduğunu savunuyor.

Suriye sınırının Filistin tarafını ve Philadelphia (Selahaddin) Koridoru'nu işgal etmesinden ve İsrail'in Filistinlileri Mısır'a göç ettirme konusundaki ısrarından beri Mısır ile İsrail arasında yoğun bir gerginlik yaşandığını vurguladı. Bu gerginlik, Netanyahu'nun Kahire'ye yönelik gaz ve diğer konulardaki provokasyonlarıyla daha da artıyor. Hassan, İsrail'in caydırıcılık gücüne sahip oldukları için Türkiye ve Mısır'a saldırmaya cesaret edemediğini ifade etti.

Askeri stratejist Tümgeneral Semir Ferec, İsrail'in sonuçlarını bildiği için bu söylemi Mısır'a yöneltemeyeceği veya buna göre hareket edemeyeceği görüşünde. Netanyahu Mısır'a yaklaşamaz ve bunu çok iyi biliyor. Mısır'ın batısında 44 ülkenin katılımıyla düzenlenen Bright Star askeri tatbikatlarındaki yetenekleri, İsrail'e açık bir mesaj gönderiyor. Ferec, bu İsrail retoriğinin Netanyahu'nun krizlerinden kaçmak için yaptığı bir girişim olduğunu ve daha çok iç tüketime yönelik olduğunu belirtiyor.

Netanyahu'nun yarattığı gerilimin, Rafah geçişinin Filistin tarafının işgali, Philadelphia ekseninin işgali ve barış anlaşmasının ihlali sonrasında bir yıldan fazla süredir artmakta olduğunu ve Mısır'ın güvenliğini koruyabilecek kapasiteye sahip olduğunu vurguluyor.

Doha'ya yapılan saldırının Gazze'deki savaşla ilgili arabuluculuk çabalarına etkisiyle ilgili olarak, Mısır Devlet Enformasyon Servisi Başkanı Diaa Rashwan çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, “İsrail'in Doha'ya yaptığı saldırıya ve Kahire'nin saldırıyı reddetme konusunda Katar ile tam dayanışma içinde olmasına rağmen, arabuluculuk ve müzakere Mısır ve Katar'ın Filistin davasına hizmet etmek için vazgeçmeyeceği bir görevdir” ifadelerini kullandı.

Hamas'ın salı akşamı yaptığı açıklamaya göre saldırıda beş Hamas üyesi öldürüldü. Bunlar arasında, hareketin Gazze lideri ve baş müzakerecisi Halil el-Hayye'nin oğlu Hamam da vardı. Hamam, hareketin üst düzey yetkilileriyle birlikte Gazze'de ateşkes önerisini görüşürken öldürüldü. Katar, bir güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

Katar ve ABD ile arabuluculuk çabalarına öncülük eden Mısır, “İsrail işgal güçlerinin bugün Katar Devleti'ne karşı gerçekleştirdiği saldırgan eylem, Katar'ın başkenti Doha'da ateşkes anlaşmasına varmanın yollarını müzakere etmek üzere toplanan Filistinli liderlerin toplantısını hedef aldı” açıklamasında bulundu. Mısır, bunun “Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması için arabuluculuk çabalarında önemli bir rol oynayan Katar'ın egemenliğine doğrudan bir saldırıdır ve sükunet sağlanması için uluslararası çabaları baltaladığını" vurguladı.

Saldırı, ABD Başkanı Donald Trump'ın "Herkes rehinelerin eve dönmesini ve bu savaşın sona ermesini istiyor. İsrailliler şartlarımı kabul etti ve Hamas'ın da onları kabul etme zamanı geldi" açıklamasından iki gün sonra gerçekleşti.

Büyükelçi Rokha, Mısır'ın arabuluculuğunu sürdüreceğini ve bölgedeki ilişkileri, nüfuzu ve hareketleriyle bu yolu izleyebileceğini vurguladı. Özellikle Washington'ın açıkça kınamadığı saldırının ardından, tüm gözler krizi ve savaşı sona erdirmek için belirleyici bir faktör olarak Mısırlı arabulucuya çevrilmiş durumda.

Ferec, Mısır'ın Filistin davasını korumak ve savaşı sona erdirmek için arabuluculukta kalmaya devam edeceğini değerlendiriyor. İsrail'in Doha saldırısının ardından Mısır'ın daha fazla sorumluluk üstlenmesi gerektiğini ve bu sorumluluktan vazgeçmeyeceğini belirtiyor.


Washington, Libya’daki hükümetlerin temsilcileri arasında Roma’da düzenlenen “gizli” toplantıya katıldı

USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
TT

Washington, Libya’daki hükümetlerin temsilcileri arasında Roma’da düzenlenen “gizli” toplantıya katıldı

USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)

ABD’nin Libya Büyükelçiliği, Libya'da iktidar mücadelesi veren iki hükümetin temsilcileri arasında İtalya'nın başkenti Roma'da kısa bir süre önce düzenlenen ‘gizli’ toplantıya ABD’li yetkililerin de katıldığını doğruladı. Öte yandan Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) ülkedeki krizi çözmek için önerdiği ‘yol haritasına’ yerel destek toplamaya devam ediyor.

ABD’nin Libya Büyükelçiliği tarafından salı akşamı yapılan kısa açıklamada, geçtiğimiz hafta, Libya Ulusal Ordu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter’in oğlu Saddam ile (geçici) Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin yeğeni ve Ulusal Güvenlik Danışmanı İbrahim ed-Dibeybe arasındaki görüşmeye dolaylı bir atıfla ABD'nin Roma'da doğu ve batı kamplarından gelen üst düzey Libyalı yetkililerle görüşme fırsatı bulmasının bir onur olduğu belirtildi.

cf
Saddam Hafter (AFP)

Toplantının amacının Libyalıları bölünmeleri aşmaya ve kurumları birleştirmeye teşvik etmek, istikrarı ve barışı sağlamak olduğunu açıkça ifade eden büyükelçilik, bunların Libya ekonomisinde refahın sağlanması için gerekli koşullar olduğunu ve bunun da Libya halkının ve uluslararası ortaklarının daha fazla kalkınmasına yol açacağını belirtti. Büyükelçilik ayrıca, toplantının Libya ekonomisinin geleceği ve karşı karşıya olduğu zorlukları müzakere etmek, bu zorlukların üstesinden gelmek ve Libya halkının refahını sağlamanın yollarını aramak için bir fırsat olduğunu vurguladı.

Ne Hafter'in oğlu ne de Dibeybe’nin yeğeni görüşmelerin içeriği hakkında resmi bir açıklama yapmadı. Ancak haberlere göre ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika Özel Temsilcisi Massad Boulos, ABD yönetiminin çatışmaya hızlı çözümler getirme çabaları çerçevesinde Libya'daki iki rakip hükümetin temsilcileri arasında Roma'da bir toplantı planladı.

ı8
ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika Özel Temsilcisi Massad Boulos (AFP)

Şarku'l Avsat'ın Fransız dergisi Jeune Afrique'den aktardığına göre Boulos, toplantıda ele alınacak üç temel koşul belirledi, ancak bu koşulların içeriğini açıklamadı. Boulos, Washington'ın müzakere rolünü genişletmesi ve Libya çatışmasının çözümüne daha geniş bir şekilde müdahale etmesi için bu koşulların yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyor.

Mareşal Hafter, salı akşamı Bingazi'de milletvekili Adem Busahra ile yaptığı görüşmede, UNSMIL’in desteklediği siyasi sürecin önemini vurguladı. Libya krizindeki siyasi gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.

UNSMIL, siyasi yol haritasına destek toplamak için devam eden çabalar çerçevesinde salı akşamı Libya'nın batısından ve güneyinden bazı Temsilciler Meclisi üyeleriyle bir toplantı düzenledi.

UNSMIL Başkanı Hanna Tetteh'in geçtiğimiz ay açıkladığı ve kurumların birleştirilmesinin ve ulusal seçimlerin yapılmasının önünü açacak yol haritasının maddelerinin müzakere edildiği belirtildi.

UNSMIL tarafından yayınlanan bir açıklamaya göre ekibi yol haritasına yönelik kademeli bir yaklaşım açıkladı. Bu yaklaşım, Yüksek Seçim Komisyonu'ndaki boş koltukların doldurulması ve seçim çerçevesine gerekli değişikliklerin yapılması gibi temel adımlarla başlıyor. UNSMIL, kapsamlı siyasi süreci kolaylaştırmaya yönelik çabalarına Temsilciler Meclisi üyelerinin destek verdiğini ve ‘yol haritasına yapıcı ve özenli bir şekilde katılmaya istekli olduklarını ifade ettiklerini aktardı.

fgth
Tetteh'in Siyasi İşler Özel Temsilci Yardımcısı Stephanie Khoury (UNSMIL)

Tetteh'in Siyasi İşler Özel Temsilci Yardımcısı Stephanie Khoury, Dört Bölge Sosyal Konseyi ile siyasi yol haritasına ilişkin çeşitli görüşleri tartıştı. Bunlar arasında devlet kurumlarının birleştirilmesi ve güçlendirilmesi ile ulusal seçimlerin yapılması zorunluluğu da yer aldı. Toplantıda ayrıca, UNSMIL’in konseyin çatışmalara barışçıl çözümler getirme ve gerilimleri yatıştırmada oynadığı önemli rolün yanı sıra yakın zamanda yapılan belediye seçimlerine geniş bir katılım olmasını sağlamak için yerel topluluklarla iş birliği yapması da ele alındı.

Öte yandan Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) dün Trablus'ta BM haritasıyla ilgili seçim yasalarını tartışan ‘BM haritasını değerlendirme ve inceleme komitesi’ üyelerinin, haritayla ilgili kalan konuları tamamlamak için henüz tarihi belirlenmemiş bir sonraki toplantıyı gerçekleştireceklerini duyurdu.

cdfrgthy
DYK’nın Trablus'ta yapılan oturumundan bir kare (DYK)

DYK Başkanı Dr. Muhammed Tekele başkanlığında salı akşamı düzenlenen oturumun sonunda DYK, Egemenlik Pozisyonları Komitesi'ni, adaylık sürecini tamamlamak için bir mekanizma üzerinde anlaşmak üzere Temsilciler Meclisi ile irtibat kurmakla görevlendirdi. Komite, bir sonraki oturumda nihai raporunu sunacak. DYK ayrıca, merkezileşmenin sona erdirilmesi ve valilik sisteminin etkinleştirilmesi ile ilgili Yerel Yönetim Yasası'na ilişkin önerilen değişiklikleri onayladı ve bu değişikliklerin Temsilciler Meclisi'ne sevk edilmesi için gerekli yetkileri verdi.

Diğer taraftan Libya Yüksek Seçim Komisyonu dün, ikinci aşamada 34 belediye meclisi için yapılan seçimlerin nihai sonuçlarını onayladı. Geryan Birinci Derece Mahkemesi'nin kararı uyarınca yasağın kaldırılmasının ardından ilk aşama olarak gerçekleştirilen Şuveyrif Belediye Meclisi seçimlerinin sonuçları da onaylayan Yüksek Seçim Komisyonu, ikinci aşamada seçilecek belediye meclis başkanlarının seçimi için komiteler kurulmasına ilişkin bir karar yayınladı. Bu seçimlerin 14-18 Eylül tarihlerinde yapılması planlanıyor. Yüksek Seçim Komisyonu, alınan bu kararların seçim sürecinin devamı olduğunu ve yerel yönetim düzeyinde demokratik müzakere ilkesini güçlendirdiğini vurguladı.


Suriye Savunma Bakanlığı, SDG kontrolündeki bölgeleri hedef aldığını duyurdu

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Savunma Bakanlığı, SDG kontrolündeki bölgeleri hedef aldığını duyurdu

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)

Suriye Savunma Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Halep'in doğusunda bir konut binasının bombalanması sonucu iki kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDF) kontrolünde bulunan bölgelerdeki ateş kaynaklarını hedef aldığını duyurdu.

Açıklamada, "SDG güçleri, el Cerrah Askeri Havaalanı ve Meskene şehri civarında kontrolleri altındaki mevzilerinden sorumsuz ve şaşırtıcı bir şekilde şiddetli bir bombalama saldırısı başlattı. Saldırıda, Halep'in doğu kırsalındaki el Kayariye, Rasm elaAhmer ve Habuba Kebir köylerindeki sakinlerin evleri hedef alındı. Bombalama sonucunda iki sivil şehit oldu, üç sivil de yaralandı" ifadeleri yer aldı.

Bakanlık, bölgeye konuşlandırılan güçlerin harekete geçirilerek ateş kaynaklarına yönelik operasyon başlatıldığını, operasyonların halen devam ettiğini bildirdi.